Maymunlar Cehennemi: Savaş

Matt Reeves’in yönettiği ve Judy Greer, Woody Harrelson, Andy Serkis ile Steve Zahn’ın oynadığı Maymunlar Cehennemi: Savaş (War For The Planet of the Apes), 14 Temmuz 2017’de The Moments Entertainment tarafından vizyona çıkarıldı.
Türler arasındaki barışın çöktüğü ve baskın bir Albay’ın önderliğinde savaşan bir grup insan askerin planladığı saldırıyla, Caesar düşünülemez kişisel bir kayıpla ve ruhuna çöken karanlıkla karşı karşıya kalır. Empati ve merhametin, hem dünyada hem de kalbinde neredeyse kaybolduğu bir dönemde Caesar, gelecekle ilgili umutlarını gerçekleştirmek için, dostluk duygusu ve vizyon arayışına girer.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Facebook
  • Fragman: 1 / 2 / 3 / 4
  • IMDb

Maymunlar Cehennemi: Savaş yazısına devam et

Erol Şenel’i Kaybettik

TÜRVAK Sinema Müzesi Müdürü Erol Şenel, 26 Mayıs 2017 Cuma günü hayatını kaybetti. Türker İnanoğlu tarafından kurulan müze 30 Aralık 2010 tarihinden bu yana Galatasaray’daki binasında Erol Şenel yönetiminde hizmet vermekteydi. Lütfi Ömer Akad Sinema Makineleri Salonu, Nişan Hançer Kamera Arkası Fotoğrafları Salonu, Ali Efendi Sinema Salonu, Halit Refiğ Film Seslendirme Cihazları Salonu gibi bölümlerden oluşan müzede binlerce belge bulunuyor. Cenazesi, 30 Mayıs 2017 Salı günü Büyük Selimiye Camii’nde kılınacak öğle namazını müteakip Karacaahmet Mezarlığı’nda toprağa verilecek olan merhuma tanrıdan rahmet, kederli ailesine sabırlar dileriz.

  • Erol Şenel röportajını izlemek için tıklayınız: 1 / 2

Daha

Onur Saylak’ın yönettiği ve Ahmet Mümtaz Taylan, Hayat Van Eck, Tuba Büyüküstün, Uğur Aslan, Turgut Tunçalp ile Tankut Yıldız’ın oynadığı Daha, 12 Ocak 2018′de Bir Film dağıtımıyla Ay Yapım – b.i.t. arts tarafından vizyona çıkarıldı.
14 yaşındaki Gaza, yaşadığı küçük sahil kasabasından ayrılarak büyük şehirde liseyi okumayı hayal ederken, babasının onu insan kaçakçılığı şebekesinin bir parçası haline getirmesiyle suçla tanışır. Gaza’nın ergenliği, babasının baskıcı karakteri ve gözlemlediği göçmenlerle geçmeye başlar. Gaza, babası gibi şiddet ve baskı üzerine bir hayat mı sürdürecektir, yoksa o da bir göçmen mi olacaktır?

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Fragman
  • IMDb

Daha yazısına devam et

Kedi

Ceyda Torun’un yönettiği belgesel film Kedi, 09 Haziran 2017’de Başka Sinema dağıtımıyla Bir Film tarafından vizyona çıkarıldı.
İstanbul’un sokaklarında her gün yüz binlerce kedi özgürce dolaşıyor. Binlerce senedir insanların hayatlarına girip çıkan kediler, bu şehrin zengin yapısının en önemli parçalarından biri. Sahip tanımayan bu kediler İstanbul’da vahşi ve evcil hayat arasında bir çizgide yaşayarak, evlat edinmeyi seçtikleri insanların hayatına neşe getiriyor. Kediler sadece İstanbul’da değil, ülkemizin her köşesinde hepimize birer ayna olarak hayatlarımızı akla gelmeyecek şekillerde zenginleştiriyor. Belgesel kalbinizde yer edinecek.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb

Kedi yazısına devam et

Dünya Festivallerinden En İyiler İstanbul Modern Sinema’da: Mutlu Olma İhtimalimiz

İstanbul Modern Sinema, güncel sanat sinemasının usta yönetmenlerinin son yapımlarından oluşan bir seçki sunuyor. Seçkide yer alan filmler arasında Mia Hansen-Løve’ın, Isabelle Huppert’i orta yaş krizine giren bir felsefe profesörü rolünde oynattığı Gelecek Günler (L’avenir), Park Chan-wook’un Cannes Film Festivali’nde yarışan filmi Hizmetçi (The Handmaiden) yer alıyor. Hem Paris’te ünlü bir modelin alışveriş danışmanlığını yapan bir kadının karakter incelemesi, hem de bir hayalet öyküsü olan, Olivier Assayas’ın Hayalet Hikayesi de (Personal Shopper) programın öne çıkan filmlerinden. Film, gizemli senaryosu ve Kristen Stewart’ın performansıyla dikkat çekiyor.

Dünya Festivallerinden En İyiler İstanbul Modern Sinema’da: Mutlu Olma İhtimalimiz yazısına devam et

Hayattaysam Kusura Bakmayın, İtalyan Kültür Merkezi’nde Gösteriliyor

İtalyan Kültür Merkezi, 30 Mayıs 2017 Salı günü 19:00’da Riccardo Milani’nin yönettiği, 2014 yapımı Hayattaysam Kusura Bakmayın (Scusate se Esisto) adlı, başrollerinde Paola Cortellesi, Raoul Bova, Marco Bocci ile Corrado Fortuna’nın oynadığı filmi gösteriyor. Filmin konusu şöyle: Serena olağanüstü yetenekli bir mimardır. Yurtdışında yaşanan bir dizi başarıdan sonra çalışmak için İtalya’ya geri döner zira ülkesini çok sevmektedir. Yakışıklı ve etkileyici Francesco ile tanışır, aralarında yoğun bir ilişki doğar. Sırlar ve aldatmacalar bazen her iki tarafça bölüşülebilir. Bazen de insanlar kendisi olabilmesi için bir başkasının taklidini yapmak zorunda kalabilir.

İhtiyarlara Yer Yok

Çilingir Sofrası (Sadi Bey’in Facebook Günlükleri):

Sinema filmi ile TV dizisi farkını en kısa ve anlaşılır şekilde Nuri Alço açıkladı. 10. Uluslararası Çaydaçıra Film ve Sanat Festivali kapsamında Park23 AVM.de yapılan söyleşide, “Sinema oyuncuları olarak bizleri kendi adımızla hatırlar ve hiç unutmazsınız. Oysa dizilerde oynayan arkadaşlarımızı o dizideki karakterin adıyla hatırlarsınız ve dizi bitince unutursunuz.” Nitekim festival boyunca hayranlarının ilgi gösterdiği genç oyuncuyu kime sorduysam “Falanca dizideki filanca” dediler, ancak festival sonunda o oyuncunun adını öğrenebildim. Oysa Nuri Alço’yu her gören “Nuri abiii” diye saldırıya geçiyor, sarmaş dolaş oluyor ve fotoğraf çektiriyordu. Nuri de hiç kimseyi gücendirmeden her hayranı ile doğrudan kameraya bakarak poz veriyordu. O kadar dikkat ettim, bir kişi ile bile başka tarafa bakarak poz vermedi. Bilindiği gibi bazı şöhretler fotoğraf verirken lütfediyormuş havasına girerler. Oysa bu şöhretlerini sinemaseverler onlara lütfetmişlerdir. Özetle: “Yeşilçam’ın tadı başkadır.” (15 Mayıs 2017)
Bu paylaşıma gelen onore edici ve gülümsetici yorumlar:
Utku Uluer: Manifesto olmuş, çalabilir miyim?
Sadi Çilingir: Tabi ki çalabilirsin, ancak acemaşiran makamında olsun. Makam adına alınmayasın sakın, “aşıran” değil “aşiran”.

Arkadaşın biri, “Bugün ayın kaçı?” diye sordu. Üşenmedim, saydırdım: 8+7, 21-6, 9+6, 34-19. Yukarıya bakarak hesap etti; ayın kaçı olduğunu buldu sanırım. Her zaman söylerim, matematik faydalı bir bilim dalıdır. (15 Mayıs 2017)

Sanıyorum bugün bende bir terslik var. Asansöre biniyorum, “Doors open” anonsunu “Dolares” olarak algılıyorum. Asansörden indiğimde bir arkadaşın “Çemişgezek gezisine geliyor musun?” sorusunu ise “Camışgezek gezisine…” diye anlıyorum. “Çemiş” Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre “keçi yavrusu” ve “dut kurusu” demekmiş. (15 Mayıs 2017)

10. Uluslararası Çaydaçıra Film ve Sanat Festivali’nin düzenlediği Çemişgezek gezisinde Keban Barajı’ndaki feribot iskelesine yanaştık. “Feri” kelimesinin yaptığı çağrışımla, çoğunluğu Yeşilçam mensubu olan konuklara “Arkadaşlar bu feribotları Feri Cansel’in yaptırdığını biliyor musunuz?” diye sordum. Birkaç tanesi espri yaptığımı anlayınca hafiften gülümsedi. Ünlü jönümüz Engin Çağlar ise “Feri Cansel’le benim de filmim vardır. Kendisi çok neşeli ve sevecen bir arkadaşımızdı.” diyerek sinemamızın önde gelen vamp oyuncularından Feri Cansel’i hüzünle karışık duygularla anmamıza vesile oldu. Genç yaşında sevgilisi tarafından öldürülen Feri Cansel genelde vamp rollerine çıksa da onlarca filmde başrolde oynamıştır. Allah rahmet eylesin. (17 Mayıs 2017)

Benden size tavsiye, siz siz olun iştirak ettiğiniz gezilerde kafilenin arkasında kalmayın. Bir gezi dönüşünde, yokuşu yavaş yavaş çıktığımızı gören sevilen bir oyuncumuz “Yürümekte zorluk çeken bu ihtiyarlar neden festivale gelirler ki” demiş. İnternetten yaptığım araştırmada bu arkadaşın bendenizden 1 yaş küçük olduğunu öğrenince şimdiden gelecek yıl için bir muziplik planladım. Mayıs 2018’den sonra rastlaşacağımız ilk festivalde kendisine “İhtiyarlara Yer Yok” filminin DVD.sini hediye edeceğim. Çünkü kapı açılışlarına bile katıldığı rivayet edilen arkadaş seneye benim bu yılki yaşıma gelecek. (18 Mayıs 2017)

70. Cannes Film Festivali’nin bu yılki yüzü Claudia Cardinale olmuş. Claudia Cardinale, Brigitte Bardot’yla birlikte çevirdiği “Petrolcüler” (Les Pétroleuses) filmiyle bizim kuşağın hafızasına kazınmıştır. Küçük bir anımdan bahsedeyim, Claudia’nın Alain Delon ve Burt Lancaster’le birlikte oynadığı “Leopar”ı bilmemkaçıncı kez Emek Sineması’nda izlemiş çıkıyorduk, google’un ve internetin olmadığı o günlerde genç olan bir sinema yazarı arkadaş yanıma yaklaşıp kısık bir sesle “Abi, Claudia Cardinale hangisiydi?” diye sormuştu. O kadar çok şaşırmıştım ki tarif edemem. Zamanın çarkı o kadar zalim işliyor ki herkes ve her şey unutulabiliyor. Bu anımı yazdım ki bugünün 20’li yaşlarını süren sinema yazarı kardeşlerimize, 40 yıl sonra, 76. İstanbul Film Festivali’nde “Ocean’s 13” filminden çıktıktan sonra o günün genç yazarlarından birisi “Abi Brad Pitt hangisiydi?” diye sorduğunda şaşırmasınlar. Oluyor böyle şeyler. Yaşlılık ve tecrübeyi parayla satın alamıyorsunuz. Başımıza gelen her şey bir değerdir, küçümsemeyin. (19 Mayıs 2017)

Son zamanlarda “Moana”, “Arrival” ve Yılmaz Güney’in “Umut” filmi yeniden gösterime sokuldu. Önümüzdeki günlerde de “Anayurt Oteli” ve “Dokuzuncu Hayat” (The 9th Life of Louis Drax) yeniden sinemalarda olacak. “Umut” ile “Anayurt Oteli”nin yenilenen kopyalarıyla genç kuşaklara sunulmaları takdir edilesi bir uygulama. Animasyon “Moana”nın da 23 Nisan haftasında yeniden gösterime sokulması özel bir programlama. Ancak “Arrival” ve vizyona görmüş birkaç filmin daha yeniden gösterime sokulacak olması sinemaların film sıkıntısına mı girdiği sorusunu akıllara getiriyor. Son zamanlarda o kadar saçma sapan filmler gösterime sokuldu ki seyirci salonlardan kaçmaya mı başladı nedir? (19 Mayıs 2017)

Erol’a Not: Erol, bu yazıyı okuduysan kafanı tahtaya iki kere vur, ben duyarım.

(03 Haziran 2017)

Sadi Çilingir

sadicilingir@sadibey.com

Schönefeld Bulvarı, Alman Kültür Merkezi’nde Gösteriliyor

Sylke Enders’in yönettiği Schönefeld Bulvarı (Schönefeld Boulevard), 31 Mayıs 2017 Çarşamba günü saat 19:00’da Alman Kültür Merkezi’nde gösteriliyor. Cindy, lise son sınıf öğrencisidir. Ailesiyle birlikte Berlin’de, yıllardır yenilenmesi bir türlü tamamlanamayan Schönefeld havaalanı yakınlarında yaşamaktadır. Sonra bir gün Finlandiyalı bir inşaat mühendisi ve Koreli bir enformasyon teknolojileri uzmanıyla tanıştığında hayatı da değişmeye başlar.

Emel Karaköse, Deccal 2’de Başrolde

Pakistan sinemasında rol alan ilk Türk kadın oyuncu Emel Karaköse’nin başrol karakterini canlandırdığı Deccal 2 isimli sinema filmi 16 Haziran’da gösterime giriyor. Özgür Bakar’ın yönetmenliğini yaptığı Deccal, Türkiye’de ses getiren korku – gerilim filmlerinden biri oldu ve ikincisi filmin fanları tarafından merakla bekleniyor. Emel Karaköse, Deccal 2′de Öznur karakterini canlandırıyor. İlk filmde dünyaya gelen bebeğin annesi olan Duygu, olanlara dayanamayarak intihar ediyor. Duygu’nun kardeşi olan Öznur çok hızlı ve aykırı bir gençlik dönemi yaşayan, daha sonra şeytani güçlerin etkisinde kalarak akli dengesi bozulan genç bir kız. Ablasıyla aynı şeyleri yaşıyor ama sonları aynı olmayacak.

Geleceğin Sinemacıları 14. Kez Ödüllendirildi

Türkiye çapında sinema öğrencilerinin daha kaliteli filmler yapmalarını ve hayallerini özgürce gerçekleştirmelerine imkan sağlamak amacıyla T. C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Sinema Genel Müdürlüğü, Beyoğlu Belediyesi ve TÜRSAK işbirliğiyle gerçekleştirilen 14. Geleceğin Sineması: Sinema Öğrencilerinin Kısa Film Projelerini Destekleme Yarışması’nda genç sinemacılar 26 Mayıs Cuma akşamı Pera Palas Hotel’de düzenlenen törenle ödüllendirildiler.

Geleceğin Sinemacıları 14. Kez Ödüllendirildi yazısına devam et

Ermenistan – Türkiye Sinema Platformu Ortak Yapım Destek Fonu Kısa Filmcileri Çağırıyor

Ermenistan – Türkiye Sinema Platformu, iki ülkeden kısa filmcileri ve belgeselcileri ortak yapıma uygun projeleriyle Proje Geliştirme Atölyesi’ne başvurmaya çağırıyor. Atölye, 14. Altın Kayısı Uluslaarası Film Festivali sırasında, 10 – 11 Temmuz 2017 tarihleri arasında Erivan’da gerçekleştirilecek. İki günlük atölye çalışması eğitimler, bire bir toplantılar ve proje sunumlarını içeriyor. Proje Geliştirme Atölyesi için seçilecek 10 kısa film ve belgesel, uluslararası jüri tarafından değerlendirilecek.
Ermenistan – Türkiye Sinema Platformu Ortak Yapım Destek Fonu Kısa Filmcileri Çağırıyor yazısına devam et

3. Koruncuklar İçin BAK Liseler Arası Kısa Film ve Senaryo Yarışması

Türkiye Korunmaya Muhtaç Çocuklar Vakfı ile ‘Yarının Sineması İçin’ sloganıyla yola çıkan SETEM (Sinema ve Televizyon Eseri Sahipleri Meslek Birliği) tarafından düzenlenen 3. Koruncuklar İçin BAK Liseler Arası Senaryo ve Kısa Film Yarışması için start verildi. Tüm lise öğrencilerine açık olan yarışmaya 15 dakikayı aşmayan kurmaca filmler katılabilecek. “Çocuk” ve “serbest temalı” olmak üzere 2 ayrı kısa film yarışması yapılacak. Belirlenen kurmaca filmler sinema sektörünün profesyonelleri tarafından oluşturulacak jüri tarafından oylanacak ve Aralık ayı içerisinde yapılacak ödül töreni ile duyurulacak. Yarışmanın son başvuru tarihi 31 Ekim 2017 Salı.

3. Koruncuklar İçin BAK Liseler Arası Kısa Film ve Senaryo Yarışması yazısına devam et

11

Can Varol’un yönettiği ve Zeynep Gülay, Anıl Can Yılar, Cansu Şahin ile Osman Cavcı’nın oynadığı 11, 06 Haziran 2017’de Mars Dağıtım dağıtımıyla Carat Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Film, son yıllarda neredeyse herkeste bir tutku halini alan selfie yani özçekim tutkusu ile bağdaştırılan Özgörüm hastalığını konu alıyor. Otoskopi hastası olan üniversite son sınıf öğrencisi Zeynep’in, sürekli kendisini izleyen bir kendisi daha olduğunu sanmasıyla başlayan sanrıları, ileri düzeye ulaştığında psikolojik destek ve tedaviyi reddetmesiyle birlikte kendisini takip ettiğini düşünen diğer kendi ile birlikte yaşamaya karar verir.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Fragman
  • IMDb

11 yazısına devam et