Sadi Bey’in Facebook Günlükleri:
“Reis”in bu akşam Maslak TİM Show Center Sineması’nda yapılacak galasına filmin yönetmeni Hüdaverdi Yavuz da katılmayacakmış. Bak şimdiden söyleyeyim, filmde referandumla ilgili bir mesajı görürsem veya duyarsam ciddiyeti bırakır gülerim. (Yanlış anlaşılmasın galaya gitmiyorum, ticari gösterimde halkımızla birlikte seyretmeyi düşünebilirim veya düşünmeyebilirim. Kararı serbest iradem verecek.) (26 Şubat 2017)
Farkında mısınız, bir-iki film yöneten veya bir-iki senaryo yazan veya bir-iki sene yazı yazdıktan sonra ortada ulema filmci, sinemacı, eleştirmen olarak dolaşan ve çeşitli atölye, kurs ve akademilerde ders veren, yarışmalarda, festivallerde jüri üyesi olan, yönetim kurulu, danışma kurulu vs. gibi yerlerde görev yapmaya talip olan vatandaşlar var. Oysa bendeniz şu 67 yıllık ömrümde 6767 tane film seyretmiş, 767 tane sinema dergisi, kitabı okumuş bir sinemasever olarak hâlâ sinemanın s’sinden anladığımı iddia edemem. Bir-iki filmle engin bilgi sahibi olan ve eğitmenlik yapan bu arkadaşlara duyduğum hayranlığa ne isim vereceğimi bilemiyorum. (28 Şubat 2017)
Hani bir çok kişinin de’yi, da’yı ayrı mı bitişik mi yazmakla ilgili tereddüdü vardır ya, itiraf ediyorum bendeniz de Meryl Streep, Johnny Depp ve Hezarfen Film Galeri’nin adlarını yazarken mutlaka oyuncu adları için gidip IMDb’ye, Galeri adı için son gelen bültene itinayla bakarım; Strepp, Deep ve Hazerfen olmadıklarına kanaat getirdikten sonra doğrularını yazarım. Yani Arnold Schwarzenegger’in, Edward Dmytryk’in soyadlarını gözü kapalı, bir seferde takır takır ekrana nakşederim de, sağ olsunlar yukarıdakileri tereddüt geçirmeden bir türlü yazamam. Eee ne yapalım her güzelin bir kusuru var. (Buradaki “güzel” ben oluyorum.) (28 Şubat 2017)
“Reis” filminin ilginç özelliklerine “Yönetmeni galasına gitmeyen film” özelliği de eklendi. Ayrıca filmin yönetmeni Hüdaverdi Yavuz’un bir önceki sinema filmi “Eşrefpaşalılar”da İzmir’li bir hocayı anlatması da ilginç, ancak “Reis” filminin 15 Temmuz öncesinde çekildiğini belirtmekte de fayda var. (02 Mart 2017)
Beyazperde Yazısı: Seni seviyorum; bunu kimse elimden alamaz. (Alt Tarafı Dünyanın Sonu – Juste la fin du Monde – It’s Only the End of the World, Yön: Xavier Dolan.)
Dikkatlerden kaçan bir film: İtalyan yönetmen Paolo Virzi’nin yönettiği ve Valeria Bruni Tedeschi, Micaela Ramazotti, Valentina Carnelutti ile Elena Lietti’nin oynadığı “Deli Dolu” (La Pazza Gioia – Like Crazy), sessiz sedasız 03 Mart Cuma günü Cinemaximum’un Levent Kanyon, Nişantaşı City’s ve Caddebostan Budak Sinemaları’nda vizyona girdi. İlk gösterimini geçtiğimiz Filmekimi’nde yapan film 31 Ocak’ta “Çılgınlar Gibi” adıyla İtalyan Kültür Merkezi’nde de gösterilmişti. Filmin dün vizyona girmesiyle 03 Mart haftasında vizyona giren film sayısı 8’e ulaşmış oldu. (04 Mart 2017)
03 Mart haftasında “Reis”, “İstanbul Kırmızısı”, Ferzan derken başımıza bir ilk daha geldi, “Deli Dolu” (La Pazza Gioia – Like Crazy) adlı İtalyan filmi sessiz sedasız gösterime girerken, “Biz Size Döneriz” adlı Türk filmi de sesli sedalı gösterime giremedi. 03 Mart’ta gösterime gireceği halen yol kenarlarındaki asılı duran panolarda duyurulan filmin gösterimi son anda 31 Mart’a ertelendi. “Biz Size Döneriz”in basın gösterimi ve galası da geçen hafta içinde yapılmıştı. “Deli Dolu”nun gösterimde olduğu konusunda ise sadece filmin gösterildiği sinemaların web sitesinde ve ithalatçısının sosyal medya hesaplarında bilgi var. sadibey.com’u saymıyorum, çünkü o da film hakkındaki bilgi ve görselleri 04 Mart’ta yayına verdi. Vizyona giren 8 filmin 4’ünün ön gösterim yapılmayarak basından kaçırıldığını ise dikkat ettiyseniz yazmadım. (05 Mart 2017)
Yazılarını zevkle okuduğumuz Sinema Yazarı arkadaşlarımızın bazıları görüşlerini bir süredir youtube aracılığıyla sözlü olarak da yansıtmaya başladılar. Sinema Yazarı ve Sinema Çizeri unvanlarından hareketle Sinema Söyleri diye bir unvan icat ettim, duyurmuş olayım. (05 Mart 2017)
20’li yaşlardaki seyyar simitçiye “Delikanlı hiç simitçiye benzemiyorsun, babanın yerine mi bakıyorsun?” diye sordum. “Yok amca, çalışıyorum ben, patrona ait burası.” dedi. “Suriyeli misin?” dedim, “Afgan’ım.” dedi. 3 ay olmuş Afganistan’dan geleli; yalnız, ailesi burada değil. Netice olarak yeni Türkiye’nin müteşebbis ruhu, yıllardır orada duran simitçiye de sirayet etmiş, garibim Afgan gencine iş vermiş, kendisini patronluğa terfi ettirmiş. Muhtemelen genci karın tokluğuna çalıştırıp, yan gelip yatıyordur. Orasını karıştırmayın, yollar, köprüler, havaalanları… (07 Mart 2017)
“Deniz ve mehtap sordular seni neredesin?” deyince “Gözleri aşka gülen taze söğüt dalısın.” dedim. Neyse ki şarkılar güzel olduğundan olumsuz tepki vermedi. (07 Mart 2017)
Bizim vatandaşımızın dünyada benzeri olmadığına ve olamayacağına bir kez daha inandım. Ergenekon Caddesi ile Tavukçu Fethi Sokağı’nın köşesindeki dönercinin önünden geçiyorum, kulak misafiri oldum.Tezgahtaki usta yanındaki çocuğa “Halk otobüsü şoförü yarım ekmek, ciğer istedi, koş” derken ekmeğin içine, ciğerlerin yanına, patatesleri doldurmaktaydı. 4-5 metre gittikten sonra geri dönüp baktığımda, eleman camdan ciğer paketini uzatırken, otobüsün önündeki boş yolu gören arkadaki arabaların şoförleri kornalara basmaya başlamışlardı. Tarihe kaydetmiş olayım, 08 Mart’ta Ergenekon Caddesi’nde oluşan trafik sıkışıklığının -nereden bakarsan- 2 dakikasının sebebi bu olaydır. Feneranduma* evet olarak mı, hayır olarak mı yansır orasını ben bilemem.
*Pardon dilim sürçmüş, “Referandum” olacak. (08 Mart 2017)
(08 Mart 2017)
Sadi Çilingir
sadicilingir@sadibey.com