Tanrı ilkin Lilith’i yaratmış, ama sonra ne olmuşsa Adem’i ve onun kemiğinden de Havva’yı var etmiş. Lilith’i bilen insan soyu anaerkil düzende büyüyüp gelişmişse de, zaman içerisinde (büyük olasılıkla silah zoru da vardır bunda) ataerkil bir yapıya evrilmiş yaşam. Erkek egemenlik o denli güçlenmiş, o denli etkin olmuş ki, kadını hem ikinci sınıf canlı olarak küçümsemiş, ötekileştirmiş. Zamanla “erkek” değil “erkekliğin” baskısı ile “kadının adı” bile olmamış.
Patriyarkaya karşı…
Bakmış ki kadınlar hayatı kendileri taşıyor, her işi kendileri yapıyor, çekip çeviriyor… erkeklikle mücadele başlatmış.
Atilla Dorsay, mimar, gurme, rehber ama en çok da sinema yazarı olarak kadınların bu haklı mücadelesiyle ulaştıkları yerlerde edindiği dostlarını yazmış bu kez. Boyunca kitabı var Dorsay’ın, ama bu kez pozitif ayrımcı. 30 kadını, kadının sanat ve kültürdeki haklı ve alabildiğine sağlam yerini de gözeterek anlatıyor. Tiyatrodan sinemaya, edebiyattan müziğe ve farklı alanlardan yaşamına (aslına bakarsanız hepimizin yaşamına) dokunanlar. Tiyatrodaki kadınlar Yıldız Kenter ile başlıyor. Gülriz Sururi, Gencay Gürün, Dilek Türker, Dikmen Gürün ve Serpil Tezcan’la devam ediyor.
Tiyatro bir yaşam…
Atilla Dorsay, kadınları sadece sahne ve/veya sanattaki başarılarıyla sınırlamamış… Onların yaşamın içindeki kararlı duruşlarını, ileri görüşlülüklerini, kültürel yaşama katkılarını da ele alarak geniş birer portre çizmiş. Parlamenter olarak, hariciyeci olarak siyaseten de emeklerini es geçmemiş. Bir erkek egemen toplumda kadının “adı yok”ken, bunca başarıyı kazanmalarının hakkını vermiş.
Kadın Yaşam Özgürlük!
Erkek egemen dünyada kadının çabası muhakkak ki çok büyük, çok önemli ve çok değerli. Kazanımları da öyle (En son, açıklanan insan hakları reform kararlarına karşın polisin ve devlet güçlerinin yasa dinlemeyen baskılarına yoğun ve güçlü duruş geliştirerek sokakları dolduran -şenlendiren- kadınların kazanımlarını alkışlıyorum). Erkek egemen dünyada, bir biyolojik erkeğin, kadınların haklarını savunması da inanılmaz tepkilere yol açtığı için, bir kez daha önem taşıyor bu “Hayatımızı Aydınlatan O Muhteşem Kadınlar”.
Sinemada da önde…
Atilla Dorsay, kendi alanı olarak gördüğü, haklı olarak daha geniş tuttuğu sinemadaki kadınları, Fatma Girik, Filiz Akın, Müjde Ar, Hülya Avşar, Lale Belkıs, Fatoş Güney ve Serra Yılmaz ile sınırlamış. Kitabı okurken kadın yönetmenler “muhteşem” sıralamasına girmiyor mu diye düşünmeden edemedim. Sonra da “dostlarım” dediği için yönetmen kadınlarla, bir eleştirmen olarak dostluk geliştir(e)memişliğine verdim. Bu arada okurun gözü muhteşem de olan, dostlarım sıralamasına da giren (belki de en üstte, çünkü platonik de olsa bir aşk duyduğunu hepimiz biliyoruz artık) Türkan Şoray’ı arıyor. Bu haklı arayışın yanıtı, Atilla Dorsay’ın daha önce tümüyle Türkan Şoray’ı anlatan kitabı olmasında saklı…
Yazarak taşıyanlar…
Adalet Ağaoğlu, Füruzan, Zeynep Oral, Sevin Okyay ve Alin Taşçıyan “kaleminden kan damlayanlar” başlığı altında (bana kalırsa kalemiyle çiçekler açtıranlar olmalıydı) anlatılıyor. Sadece kendisiyle değil, ailecek de ilişkide, birbirlerine gelip gidenler olarak insani değerlerinin de yansıtıldığı bu kalem erbaplarını, Dorsay’ın akıcı ve güzel anlatımıyla biz de tanıyoruz ve kendi dostlarımız olarak benimsiyoruz.
Kulaklarımızın pasını silenler
Ayten Alpman, Ajda Pekkan, Sezen Aksu, Selda, Yekta Kara, Hümeyra ve Işıl Yücesoy müzik alanındaki kadın dostları Atilla Dorsay’ın. Adlarını bile söylerken şarkılarını mırıldandığımız bu ünlü kadınlarla anıları alabildiğine ilginç Dorsay’ın, çünkü müziği de en az sinema kadar seviyor ve takip ediyor.
Değişik alanlardaki…
Deniz Adanalı, Nazan Ölçer ve Hülya Uçansu ülkemizin kültür elçileri ve yüz akları. Yaşamlarını vermişler kendi alanlarındaki güzellikleri yaratmak için. Hepimiz onların ellerine, sergi, müze ve festival döküyoruz saygıyla…
Her başarının ardında…
Her başarıda kadın emeğini görmüş olması Atilla Dorsay’ın gücü muhakkak ki… Eşi, kızı, kardeşleri, geleni ve tabii ki, vazgeçilmez aşkı “büyük dostu” Türkan Şoray’a adadığı “Muhteşem Kadın Dostlar”ını anlatırken zaman zaman eski yazılarına, zaman zaman farklı yazarların gazete kesiklerine götürüyor bizi. Öyle olunca da zamanın ruhunu, gündemi yakalama ve anlatılanları daha iyi kavrama imkanı buluyoruz. Buna spoiler denmez, olsa olsa teaser diyebiliriz. Kitapta yer alan bu 30 muhteşem kadını anlatan yazılarda polemikler de yer alıyor. Kubbede kalan hoş seda!
Hayatımı Aydınlatan O Muhteşem Kadın Dostlarım
Atillâ Dorsay
Anılar / Anlatı
Remzi Kitabevi
Mayıs 2021, 298 s.
(04 Haziran 2021)
Korkut Akın
korkutakin@gmail.com