İlker Savaşkurt’un, Başrollerini Selçuk Yöntem ve Taro Emir Tekin’in Paylaştığı Filmi Reflection (Akis) Blu TV.de

Selçuk Yöntem, Taro Emir Tekin, Yasemin Szawlowski, Ali Süreyya Tuncer, İbrahim Aköz, Elit Andaç Çam gibi isimlerin rol aldığı, İlker Savaşkurt’un yönettiği Reflection (Akis), BluTV’de gösteriliyor. Yolları İstanbul’da bir otelde kesişen farklı milletlerden insanların yalanlarla yüzleşmesini beyazperdeye taşıyan fantezi türündeki film, Mehmet Kala imzalı sıra dışı senaryosuyla ön plana çıkıyor.

Bir Öteki’nin Bir Diğer Öteki’ye Bakışı: Ren Altını

Dünyanın en büyük sorunu, kim ne derse desin, göçmenlik, mülteciler, sığınmacılar… Hangi nedenle olursa olsun -ki, ister ekonomik, ister siyasal, ister ekolojik nedenlerle, isterse umut yüklü- insanlar zorunlu olmadıkça göçmenliği seçmezler. ABD Gümrük ve Sınır Muhafaza (CBP) verilerine göre Amerika Birleşik Devletleri’ne geçen düzensiz Türk göçmenlerin sayısı 2021’de 6 bin 945’e çıktı. Resmi rakamlara göre 2022’nin tamamında ise bu sayı 21 bin 698 oldu. Yani göçmenlik sadece bizim ülkemizin değil tüm dünyanın en temel sorunlarından biri… Küresel ısıtma sürdüğü, petrol gibi fosil yakıtlar kullanıldığı sürece kuraklık ve susuzluk artacak, buna da bağlı olarak göçmenlik artacak.

Gerçekliği böyle belirledikten sonra, hemen tüm ülkelerde olduğu gibi gelişmiş sayılan Avrupa ülkelerinde de göçmenler hep “öteki” olarak görülecek. Hatta öyle ki, bir “öteki” ile diğer “öteki” çatışacak, alan ve itibar kazanmak için. İşke Ren Altını (Rheingold) bu “ötekiler savaşı”nın öyküsü…

Fatih Akın, bir otobiyografiye uzaktan dayanarak, Xatar olarak da bilinen (en kolay adlandırma olarak) girişimci Giwar Hajabi’nin hikâyesini anlatıyor Rheingold’da.

Fatih Akın da bir “öteki”, öyküsünü ele aldığı ünlü gangster, müzisyen, rapçi Xatar da… Kendi yaşadıklarının, aslına bakılırsa diğerlerinin yaşadıklarından pek bir farkı olmasa gerek. Aynı dışlanmışlık, aynı küçümseme, aynı sömürü ve aynı aşağılama… Geriye kala kala ayakta kalabilmek için tek bir seçenek kalıyor.

Rap müziği…

Öteki olmaya, itilmişliğe, aşağılanmaya karşı ya asimile olacaksınız ya da direneceksiniz. Bunun ilk örneklerini müzikte görüyoruz: Rap, belki de ilk başkaldırı hali. Bir anlamda günümüz cazı.

Fatih Akın, bu örneklerin ilklerinden, belki de en başarılılarından birinin öyküsünü anlatıyor.

Filmde birçok açık uç var. Ne oldu, nasıl oldu, niye öyle oldu gibi. Giwar Hajabi’nin babası, ünlü orkestra şefi nasıl oldu da (veya niye) eşini, evini, çocuklarını terk etti? Burada, Buñuel’e kulak vermek gerekir: “Bir filmde bir şey iki kez gösteriliyorsa, anlamı farklıdır” diyor usta. Filmin başında, orkestra içinden bir virtüöz saygın müzikçi Eghbal Hajabi’ye gülümser. Aynı gülümsemeyi bir kez daha görürüz, ama bu kez Bonn’da ve Humeyni İran’ından kaçıp, hapislerden geçtikten sonra yeniden müzikle ilgilenmeye başlayan Eghbal evini terk eder.

Ya hep ya hiç!

Filmin çıkışını oluşturan anı/yaşam öyküsünün adı da “Ya Hep Ya Hiç”tir. Hiçbir çıkış yolu bulamamışsanız ya da kaybedecek bir şeyiniz yoksa gözünüzü karartır en olmadık işlere bile girersiniz. Zaten film boyunca Xatar’ın bu seçimlerinin izini sürüyoruz.

Giwar da öyle yapıyor. Porno kasetçilikten yakalanınca uyuşturucu ticareti yapıyor, kendisini soyanlara karşı dövüş dersleri alıp, bulunduğu yerin “reis”i oluyor. Bir arkadaşı kendisini “Amca” (Uğur Yücel) ile tanıştırır. Akın, Yücel ile birlikte Yılmaz Güney’e bir göndermeyle selam verir burada. “Amca” Xatar’ın okumasını ister… Güney’in ünlü “Umutsuzlar” filminde, çözüm olarak söylediği “Orospu olacaksa, okumuş orospu olsun.” sözünü anımsatıyor. Ancak “Amca” Güney’i bir adım ileri taşır, gözünü kırpmadan kendisine karşı gelen adamı öldürür, hem de herkesin önünde.

Uzun ve karmaşık…

Ren Altını, evet, uzun… hiçbir yönetmen onca emek verip çektiği sahneyi, hatta planları atamaz, emeğine acır. Belki onun için iyi bir kurgucunun filmi son haline getirmesi daha doğrudur. Ancak, film sarkıyor mu, hayır, sıkıyor mu, yine hayır, ama uzun mu, evet uzun.

Baba Eghbal Hajabi evini terk etmese böyle olur muydu sorusu takılıyor ister istemez insanın aklına. Erkek egemen dünyada (müzisyenliğinin verdiği özgüveni de eklerseniz) babanın eşine ve çocuklarına uzak durması, onlarla (eskiden olduğu gibi) ilgilenmemesi de aslında bir “öteki”leştirme öyküsü. Baba, müzisyen olmanın getirdiği saygınlıkla toplumda (veya bulunduğu yerde) kabûl görüyor olsa da gidişatı belirleyen oluyor. Hapishanede görüştüğü Xatar ile diyaloğu belirleyici bu anlamda.

Fatih Akın’ın ne anlattığı veya anlatamadığı üzerine bir tartışma yaşanıyor. Filmde birçok belirsizlik var. Akın, eğer bir biyografi anlatıyor olsaydı, bu değerlendirmeler haklıydı… Ancak Akın, ötekilerin dışlanmışlıklarını, hayattan koparılmalarını anlatıyor. Ötekiler, hiçbir şeyi tam olarak yaşa(ya)madıkları için hayatlarının da tam olmadığını vurguluyor. Hem öyle olmasa Fatih Akın filmi olur muydu Ren Altını?

07 Temmuz’da gösterimde…

(04 Temmuz 2023)

Korkut Akın

[email protected]

İkinci Görüşte Aşk, Dublaj ve Altyazı Seçeneğiyle 07 Temmuz 2023’de Sinemalarda

07 Temmuz’da vizyona girecek olan İkinci Görüşte Aşk filmi, sinemasever izleyicilerin içini ısıtmaya hazırlanıyor. Hugo Gelin’in yönetmen koltuğuna oturduğu romantik komedi film, paralel evrenlerde geçen arkadaşlık, dostluk ve aşk üzerine eğlenceli bir seyirlik vadediyor. Raphael, Best Seller olan Bilim – Kurgu romanlarıyla ünlü bir yazardır ve liseden beri büyük aşk yaşadıkları eşi Olivia’yı ihmal etmeye başlamıştır. Son romanını bitirdiği gece çok şiddetli bir kavganın ardından uyandığında roller tersine dönmüştür. Raphael’in, şöhret ve parası kaybolmuştur. Üstelik bu yeni paralel evrende Olivia dünyaca ünlü bir piyanisttir ama Raphael’i hiç tanımamaktadır.

Hollywood Ünlüleri 11. Uluslararası Antakya Film Festivali’ne Destek Verecek

Bir dönem Beyaz Saray’da çalışan ve ABD’li sanat danışmanlarından Ceylan Ecer, annesi Semra Ecer’in Siyah – Beyaz Sergisi için Türkiye’ye geldi. Ecer, “11. Uluslararası Antakya Film Festivali’ne, ABD’nin ünlü sanat ve sinema isimleri destek verecek.” dedi. Ceylan Ecer, alanında edindiği tecrübeleri depremzedeler için kullanmayı hedeflediğini ifade etti. Ceylan Ecer, 06 Şubat’ta meydana gelen depremlerden etkilenenlere destek amacıyla festivalde yapılacak çalışmalara da değinerek, ABD sanat camiasının ünlülerinin, Hollywood oyuncuları ve yapımcılarının desteklerini bir motto, bir slogan ile çok yakında dünyaya duyuracaklarını belirtti.

Hollywood Ünlüleri 11. Uluslararası Antakya Film Festivali’ne Destek Verecek yazısına devam et

2. Ayancık Film Festivali Sona Erdi

2. Ayancık Film Festivali bu yıl 22 – 25 Haziran 2023 tarihleri arasında gerçekleşti. Etkinliğin açılışı 70’ler Kostüm Sergisi, Yeşilçam Film Afişleri Sergisi ve yönetmeni Çiğdem Sezgin ve oyuncusu Nurcan Eren’in katılımlarıyla Suna filminin gösterimi ile gerçekleşti. Festivalde Ulusal Kısa Kurmaca kategorisine 100 film Ulusal Belgesel kategorisine 57 film olmak üzere toplamda 157 film başvuruda bulundu. En İyi Kurmaca Film Adres, En İyi Belgesel Film Hatice seçildi. Belgesel kategorisinde Ayancık Özel Ödülü Heyamola, 100. Yıl Cumhuriyet Ödülü Kim Mihri ve Kurmaca Film kategorisinde Jüri Özel Ödülü Bahçeler Put Kesildi filmine verildi.

2. Ayancık Film Festivali Sona Erdi yazısına devam et

Ferhan Baran Yazıyor: Anderson Usulü Kozmik Hüzün

Çoklu evren çılgınlığının hüküm sürdüğü günümüz sinemasında Wes Anderson patentli özel aleme dalmaya ne dersiniz. Çağdaş sinemanın ayrıksı yaratıcısı yıllar boyu ilmek ilmek inşa ettiği evreninin son sürümü ‘Asteroit Şehir / Asteroid City’de bizleri 1950’li yıllara ışınlıyor. Bizde ‘Alacakanlık Kuşağı’ olarak yayına girmiş 50’lerin ünlü TV dizisi ‘The Twilight Zone’ gizemini aratmayan açılışta Rod Serling kıvamındaki eksantrik sunucudan (Bryan … Devamı…»

Sır: Şeytanın Kurbanları

Yavuz Duman’ın yönettiği ve Murat Sarıyıldız, Yavuz Duman, Şehnaz Dilan, Aksın Ay ile Melek Aydemir’in oynadığı Sır: Şeytanın Kurbanları, 27 Ekim 2023’de Skypic Film dağıtımıyla Nazin Medya Film Yapım tarafından vizyona çıkarıldı.
Dünyanın var oluşuyla birlikte insanoğlunun da bir düşmanı vardı ve o şeytandı. Sır ise şeytanın kurbanlarıydı. Film, seri cinayetlerin gündemde olduğu bir dönemde, satanik bir cinayeti araştıran bir başkomiserin özel hikâyesini konu ediyor. Komiser seri cinayetleri takip ederken izini sürdükleri katillerin azılı bir örgüt olduğunu fark ediyor ve emniyet ekipleri ile birlikte bu örgütün ardına düşerek tüm katilleri yakalıyor.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Fragman
  • IMDb

Günah: Şeytanın Oğlu

Ömer Korkmaz’ın yönettiği ve Nurettin Karakoç, Simay Antepli, Adel Attar, Anna Hera ile Rastin Pakhanad’ın oynadığı Günah: Şeytanın Oğlu, 29 Kasım 2024’de Skypic Film dağıtımıyla Nazin Medya Film Yapım tarafından vizyona çıkarıldı.
Günah Şeytanın Oğlu, zincirlerinden kurtularak birçok felâkete neden olan bir yaratığın hikâyesini konu ediyor. Şeytanla büyücü bir kadından doğan bir yaratık, karanlık bir mahzende zincirlere bağlı bir şekilde yaşar. Yıllarca bu şekilde yaşadıktan sonra zincirlerinden kurtulan yaratık, yaşamına köyde devam eder. Ancak yeni yaşantısı birçok vahşeti de beraberinde getirir. Yaratık, köyde katliam yapmaya başlar.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Fragman

Günah: Şeytanın Oğlu yazısına devam et

Fırtınalı Bir Yaşam

Fatih Akın’ın pandemi sonrası gösterime giren son çalışması ‘Ren Altını / Rheingold’ Kürt asıllı Alman gangsta rapçi Giwar Hajabi, nam-ı diğer Xatar’ın otobiyografik romanı ‘Alles Oder Nix’ten (Ya Hep Ya Hiç) uyarlanmış. Xatar’ın fırtınalı yaşamından ilk hatırladığı kareler bir Irak hapishanesinden. İran Kürtlerinden saygın bir besteci olan babası Eghbal Hajabi 1979 yılında Humeyni diktasınca aforoz edildiğinde karısı ile dağda özgürlük savaşçılarına katılıyor. Burada bir mağarada doğan oğlan çocuğa ‘acı çekmekten doğan’ anlamına gelen Giwar adı veriliyor. İran – Irak savaşının ortasında Bağdat’a doğru yola çıkan aileyi casus oldukları şüphesiyle Irak hapishanesinde zor günler bekliyor.

1986 yılında Fransa’ya iltica eden Hajabilerin Paris’teki düzeni ünlü bestecinin evi terk etmesi ile sarsılır. Müzisyen anne ev işlerine giderek aileyi ayakta tutmak için çabalasa da, piyano eğitimini yarım bırakacak olan Giwar yeraltı dünyasının girdabında bambaşka bir hayata yelken açacak, Fransa – Hollanda – Almanya üçgeninde küçük bir suçludan büyük bir uyuşturucu satıcısı düzeyine yükselişi pek hızlı olacaktır. Bir sevkiyatı kaybolunca, uyuşturucu çetesine borçlarını temizlemek için genç adamın devasa bir altın soyguna dahil olması kaçınılmaz olur. Yeniden hapishane yıllarına dönüş yapacak olan Giwar çileli başlamış hayatının öfkesi ve isyanını kelimelere döktüğünde -Kürtçe ‘tehlikeli’ anlamına gelen- Xatar adını alacak ve önünde gettolardan müzik listelerinin zirvesine uzanan yeni bir kapı açılacaktır.

Xatar’ın dramatik olduğu kadar şaşırtıcı öyküsü Akın’ın büyük ilgisini çekmiş ve senaryo yazımında öykünün ana karakteri ile işbirliği yapmış. Xatar’ın olgunluk dönemini Alman oyuncu ve karate şampiyonu Emilio Sakraya canlandırdığı yapımda Akın’ın göçmen getto yaşamı ve yeraltı dünyası bölümlerinde önceki filmlerinden aşina olduğumuz kıvrak anlatımına tanıklık ediyoruz. Guy Ritchie esinli soygun ve kaçıp kovalamaca bölümleri ise filmin dağıtımını üstlenmiş Alman Warner Bros aracılığı ile Hollywood’a bir selam çakma gibi duruyor. Ancak sinemacının 30 yılı aşkın bir yaşam dilimini iki küsur saat içine sığdırma çabası 2014 yapımı ‘Kesik / The Cut’ örneğinde olduğu gibi başarılı bir sonuç vermiyor. Giwar’ın ailesi ve kız arkadaşı ile ilişkisi son derece klişe sahnelerle geçiştirilmiş. Aynı karikatürize yaklaşımın müzik ve rap tutkusunun gelişim süreci için de geçerli olduğunu söyleyebiliriz. Film iddialı ve eksantrik adını, post romantik dönemin dev Alman bestecisi Richard Wagner’in Nibelungenleid ismini taşıyan İskandinav mitolojisi esinli dört epik operası (ya da bestecinin tercih ettiği terminoloji ile ‘dram’ından) oluşan müzikal serinin ilk bölümünden almış. Mitolojik deniz kızlarının muhafaza ettiği Ren Altını esprisi Akın’ın kentten kente dağılan öyküsünü toparlamaya yetmiyor ne yazık ki.

(01 Temmuz 2023)

Ferhan Baran

[email protected]

Avrupa Filmleri Haftası Eskişehir’de Beğeni Topladı

Eskişehir Ticaret Odası çatısı altındaki Eskişehir AB Bilgi Merkezi tarafından düzenlenen Avrupa Filmleri Haftası kapsamında sunulan 16 uzun metraj film gösterimine 840 sinemasever konuk oldu. Birbirinden farklı kültürlerin ve temaların anlatıldığı 16 Avrupa filmi, Kanatlı AVM Cinema Pink’te, 16 – 22 Haziran 2023 tarihleri arasında ücretsiz olarak sinemaseverlerle buluştu. Hollanda ve Finlandiyalı diplomatlar seyirciyle birlikte film izledi.

Türk Korku Sineması Kronolojisi, 5. Cildi ile Raflarda

Dr. Gizem Şimşek Kaya’nın kaleme aldığı, yerli korku sineması üzerine yazılı tek kaynak olma özelliği taşıyan Türk Korku Sineması Kronolojisi bir yılda 62 filmin vizyona girdiği 2022’yi içeren 5. cildi ile raflardaki yerini aldı. 237 sayfadan oluşan, araştırmacılar ve türün takipçileri için eşsiz bir kaynak olma özelliği taşıyan Türk Korku Sineması Kronolojisi 5. Cilt (2022), İzan Yayıncılık etiketiyle yayımlandı. 5. cilt, bir yılda vizyona giren 62 yerli korku filmine dair bulunamayacak detayları içeriyor. 5. ciltte de korku filmlerindeki korku unsurları, büyü unsurları, tarihi çekim mekânları, Anadolu inançlarına ait nesnelerin kullanımı gibi detaylarının olduğu 29 tablo bulunuyor.

TRT Ortak Yapımı Kaptan Pengu ve Arkadaşları 3: Buz Mandası Efsanesi, 07 Temmuz’da Sinemalarda

TRT ortak yapımı Kaptan Pengu ve Arkadaşları, üçüncü animasyon filmi ile vizyona giriyor. TRT Çocuk’un sevilen kahramanları bu kez efsanevi Buz Mandası’nı aramak için zorlu bir yolculuğa çıkıyor. Buz dağları, fırtınalı denizler ve tehlikeli mercanlarla dolu bu eğlenceli serüven aynı zamanda dostluk, cesaret ve kendini kanıtlama temalarını da içinde barındırıyor. 07 Temmuz’da vizyona girecek olan film, seyircilere keyifli bir deneyim yaşatacak.

Sinemacılık ve Filmcilik Yararına Bağımsız İletişim Platformu