Benim İçin Ölür müsün / September Says

Genç kadın yönetmenlerin dünya sinemasındaki ağırlığı giderek artıyor. Dünya prömiyerini 77. Cannes Film Festivali’nde yapan ‘September Says’ bunun çarpıcı yeni örneklerinden biri. Birbirine derinden bağlı iki kız kardeşin hikâyesini izlediğimiz filmin yönetmeni Ariane Labed’i oyuncu olarak rol aldığı ve Venedik’te en iyi kadın oyuncu Volpi kupasını aldığı 2010 yapımı Athina Rachel Tsangari filmi ‘Attenberg’ ile tanımıştık. Sonrasında, gerçek hayatta eşi olan Yorgos Lanthimos’un ‘Köpek Dişi’, ‘Alpler’ ve ‘The Lobster gibi filmlerinde oyuncu olarak izlemeyi sürdüreceğimiz Fransız asıllı sinemacının bu ilk uzun metrajı absürd Yunan Dalgası akımı deneyiminin izlerini taşıyor.

İngiliz yazar Daisy Johnson’ın 2020’de yayımlanmış ‘Sisters’ adlı gotik romanından sinemaya uyarlanan film, yalnızca 10 ay arayla dünyaya gelmiş September (Pascale Kann) ve July’ın (Mia Tharia) hikâyesi üzerinden ergenlik ve genç kızlığa karanlık ve sıra dışı bir bakışla yaklaşıyor. Okul ve arkadaş çevresinde dışlanan kız kardeşler, sadece kendilerinin anladığı bir dille dış dünyayla aralarına bir mesafe koymuştur. Bu ilişki dinamiğinde ipler 16 yaşındaki büyük kardeşin elindedir. July kendisini akran zorbalığına karşı koruyup gözeten öfkeli ve saldırgan ablasının sözünden dışarı çıkmaz. Buna karşılık diğeri onun kendisine olan şaşmaz itaatini her daim teste tabi tutar. July pek gönüllü olmasa da onu kollayan ablasının hükümran taleplerini yerine getirir. İş ‘elini öpmek’, ‘dansetmek’ gibi zararsız isteklerden dozu giderek artan ‘bir dolu kavanoz mayonezi bitirmek’, tokat atmak’, ‘boğazını hafifçe kesmek’ gibi zorlayıcı emirlere kadar varır. Öyle ki küçük kardeş seçim yapmak gerekirse September için ölmeyi dahi kabul etmeye mecbur kalacaktır.

‘Kontrol’ teması bir kez daha tüm ihtişamıyla sahnededir. Labed, yerleşik toplum düzeni ile dikte edilmiş çekirdek aile kurumunun birey üzerindeki tahakkümünü sürrealist bir mizah işleyen Lanthimos’a nazire olarak ‘Köpek Dişi’ni andıran ev ortamında efendi – köle ilişkisini devreye sokar. Lakin bu düzende baba mevcut olmayıp, genç kızlar annneleri ile birlikte yaşamaktadır. Kızlarının sorumluluğunu üzerine almaktan ziyade onlara bir arkadaş gibi yaklaşan Hint asıllı Sheela (Rakhee Thakrar) kendi şeytanlarıyla yüzleşmenin, depresif tatminsizliğinin derdindedir daha çok. İlk bölümü tamamlarken, fırtınalı meşum bir geceye tanıklık ederiz. September, gizlice hoşlandığı bir oğlanın ağzından atılmış mesajlarla tuzağa düşürülen kardeşinin öcünü almak için elinde bıçak okul arkadaşları ile kavgaya tutuşmaya hazırlanırken ekran kararır. Yaşananların gerçek mi yoksa hayal ürünü olup olmadığı açık uçlu sürpriz finalde izleyicinin sübjektif yorumuna kalmıştır artık.

Yönetmenin 16 mm çektiği ilk bölümde genç kızların sıkışmışlığını, July’ın sinmiş itaatkârlığını izliyoruz. Ailecek alınmış bir kararla okuldan ayrılan kızların Sheela ile birlikte babaannenin İrlanda kıyılarındaki köy evine gittikleri ikinci bölümde ekran genişleyerek nefes almaya başlıyor. Bu fasılda, değişen algılarına paralel olarak July’nin doğanın göbeğinde özgürlük arayışı devreye giriyor. Sahilde kendisine yakınlık gösteren yörenin gençlerinden John ile (Cal O’Driscoll) ilk cinsel deneyimini yaşayacak olan July, ablasının dediğim dedik otoritesine direnirken, ‘İlgi Alanı / Zone of Interest’ ile Oscar kazanan Johnnie Burn’ün tekinsiz ses tasarım çalışması destekli olaylar zinciri öfke ve şiddet patlaması eşliğinde şok edici finale doğru yol alacaktır.

Bireyler arasında güç dengesinin sürekli değiştiği, baştaki çocuksu oyunların yerini ölümcül hallere bıraktığı yapım, karanlık bir büyüme öyküsünün yanı sıra, kadınlık hallerine, dişil arzularla başa çıkmak üzerine ilginç gözlemler sunuyor. Sheela’nın uzak İrlanda kasabasının barından ayarladığı bir adamla yaşadığı cinsellik, bir ihtiyacın tatminini son derece doğal ve şefkatli ayrıntılarla perdeye aktarırken, annenin kızlarını beyaz pudra sürülmüş yüz ve bir örnek giysiler içinde fotoğrafladığı açılış sahnesi, Stanley Kubrick’in ‘Cinnet / The Shining’indeki hayalet ikizlere açık göndermeyle, ta en başından ürkünç bir şeylerin gelmekte olduğunu haberliyor.

Eğlenceli anlar da içeren, olağan ile kabûl edilemeyen arasındaki çizginin muğlâklaştığı toksik ve manipülatif bir büyüme hikâyesi çerçevesinde kadınlık halleri üzerine çok ilginç detaylarla bezeli, bizde vizyona girmeyen, yanlış hatırlamıyorsam ülke içi festivallerin programlarına da alınmamış olan bu güzel film MUBI sunumuyla izlenebiliyor. Kaçırmayın derim.

(30 Eylül 2025)

Ferhan Baran

ferhan@ferhanbaran.com

Gelin Takımı 2

Doğa Can Anafarta’nın yönettiği ve Seda Bakan, Şebnem Bozoklu, Ecem Erkek ile Nilperi Şahinkaya’nın oynadığı Gelin Takımı 2, 24 Ekim 2025’de CJ ENM dağıtımıyla SKY Films – TAFF Pictures tarafından vizyona çıkarıldı.
Gelin Takımı uzun süredir kendi hayatlarının telaşına kapılmış, yolları da kalpleri de ayrı düşmüştür. Ayça, tek başına çocuk büyütmenin yükü altında ezilirken çareyi İzmir’de annesinin yanına dönmekte bulmuştur. Deniz, beklediği o romantik evlilik teklifini hâlâ alamamış, umudu ile sabrı arasında sıkışıp kalmıştır. Ege’nin enerjisini ve kız neşesini beyazperdeye taşıyacak filmde, bol kahkahalı ve dostluk dolu anlar sinemaseverleri bekliyor.

  • Basın Bülteni
  • Fragman: 1 / 2
  • IMDb

Gelin Takımı 2 yazısına devam et

Ferzan Özpetek’in Yeni Filmi Elmaslar, 10 Ekim’de Türkiye Sinemalarında

Dünyaca ünlü yönetmen Ferzan Özpetek’in, Aralık 2024’te İtalya’da vizyona giren ve kısa sürede en çok izlenen film olarak zirveye yerleşen yeni filmi Elmaslar (Diamanti), 10 Ekim’de Türkiye’deki sinemaseverlerle buluşuyor. Elmaslar (Diamanti), Almanya, İngiltere, İspanya, Portekiz, Fransa, Amerika, Avustralya ve Japonya dahil olmak üzere toplam 63 ülkeye satıldı. İtalya’da 2,6 milyonu aşan seyircisiyle rekor kıran film, eleştirmenlerden de tam not aldı. Filmde, 1970’li yılların Roma’sında prestijli bir terzi atölyesinde çalışan kadınların hayatlarını anlatıyor. Film, birbirini dinleyen, el ele tutuşarak zorlukların üstesinden gelen kadınların kardeşlik ve dostluk duygusunu derinlemesine perdeye aktarıyor.

  • Basın Bülteni
  • Fragmanı izlemek için tıklayınız.
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.

Ferzan Özpetek’in Yeni Filmi Elmaslar, 10 Ekim’de Türkiye Sinemalarında yazısına devam et

Bodrum Uluslararası Film Festivali Film Programı Açıklandı

T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteği; Muğla Valiliği, Muğla Büyükşehir Belediyesi, Bodrum Kaymakamlığı, Bodrum Belediyesi ve Kos Adası Belediyesi iş birliğiyle düzenlenen, Bodrum Uluslararası Film Festivali (BIFF), film programını açıkladı. 03 – 08 Ekim 2025 tarihleri arasında Bodrum Kalesi, Oasis Cinemarine Salonları, Bitez Plajı ve Değirmenler Tepesi’nde yapılacak olan gösterimlerde 14 ülkeden 19 film izleyiciyle buluşacak. Festivalin Uluslararası Yarışma bölümünde dokuz, Bodrum Galaları’nda dört ve Panorama bölümünde altı film yer alıyor. Türkiye ve Uluslararası prömiyerlerinin Bodrum’da gerçekleşeceği filmlerden oluşan eklektik ve seçkin programda beş yerli yapım gösterime sunulacak.

Bodrum Uluslararası Film Festivali Film Programı Açıklandı yazısına devam et

Adana Altın Koza, Emeğe Ödüllerle Başladı

Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen 32. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali, Merkez Park Amfi Tiyatro’da gerçekleştirilen coşkulu bir açılış töreniyle başladı. Sunuculuğunu Jülide Ateş’in üstlendiği gecede, festivalin yarışma bölümlerinde yer alan filmler tanıtıldı ve Orhan Kemal Emek Ödülleri sahiplerine takdim edildi. Törende, tutukluluğu nedeniyle açılışa katılamayan Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’ın mesajı, yapay zekâ aracılığıyla seslendirilerek okundu. Karalar, mektubunda ifade özgürlüğünün önemine dikkat çekti. Festivalin geleneksel Orhan Kemal Emek Ödülleri bu yıl yönetmen ve yapımcı Biket İlhan, yönetmen Yaşar Seriner ve oyuncu Mahmut Cevher’e verildi.

Adana Altın Koza, Emeğe Ödüllerle Başladı yazısına devam et

Çocuk Yıldızlar Belgeseline Adana’da Özel Gösterim

22 – 28 Eylül 2025 tarihlerinde düzenlenen 32. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali’nin özel seçkisinde bir Yeşilçam belgeseli yer alıyor. 80’li yılların çocuk yıldızı Burak Gülgen’in yönettiği, Çocuk Yıldızlar belgeseli, 25 Eylül Perşembe günü Adana Sinema Pink’te gösterilecek. Şöhret, birçok insan için masum bir çekicilik taşırken, çocuk yaşta birden ünlü olan bireylerin bu unvanın getirdiği sorumluluklarla nasıl başa çıktığı sıklıkla göz ardı edilmektedir. Belgesel, çocuk yıldızların ergenliğe geçiş süreçlerini, yaşadıkları çeşitli travmaların yetişkinlikteki etkileri ve mesleki zorluklarını derinlemesine inceleyerek bu tartışmaya ışık tutmayı amaçlıyor.