‘Ada / Islands’ projesinin ortaya çıkışı yönetmen Jan-Ole Gerster’in kişisel deneyimlerinden kaynaklanmış. Alman sinemacı Kanarya adalarının en büyüğü olan ‘Fuerteventura’yı yıllar önce ziyaret ettiğinde tek hedefinin soğuk ve sürekli yağmurlu Berlin’in karanlık atmosferinden sıcak bir iklime kaçmak olduğunu söylüyor. Turistik otellerle çevrili olmasına rağmen esrarını ve bilinmezliğini muhafaza eden volkanik adalar kuşağı onda bu uzak diyarda film yapma arzusu uyandırmış. Bizzat kaleme aldığı öykünün ana karakterini oluştururken, kaldığı odanın balkonu altında boylu boyunca uzanan kortta sabahtan akşama ders veren tenis hocasından ilham almış.
Filmin hipnotik açılış sahnesinde sabaha karşı adanın uzak sahilinde kum tepecikleri üzerinde gözlerini açan Tom (Sam Riley) ile tanışıyoruz. Yine akşamdan kalmadır. Kameranın sola kaydırmasıyla lüks bir yolcu gemisini andıran otel görüntüye girer. Sabah erken saatteki dersine yetişmek üzere hazırlanan Tom, tenis toplarını koyduğu silindir kutuların birinden çıkardığı içkisinden birkaç yudum daha alır ve günlük rutinine başlar.
40’lı yaşlarındaki Tom’un gençliğinde gelecek için ümit veren bir sporcu olduğunu ve omzundan geçirdiği sakatlık nedeni ile profesyonel tenis kariyerine veda etmek zorunda kaldığını sonradan öğreniriz. Belli ki yaşadığı hayal kırıklıkları onu sorumsuz ve hedonistik bir yaşam sürdüğü bu ücra adaya savurmuştur. Tom’un rutini üç kişilik bir İngiliz ailenin otele gelişiyle bozulacaktır. Ders verdiği kişiler ile her zaman sakin ve güler yüzlü bir ilişki kuran Tom, sıkışık programı içinde 7 yaşındaki oğluna ders saati ayırmasını rica eden, hatta iki misli para ödemeyi teklif eden Anne’i (Stacey Martin) kırmayacak, kocası Dave (Jack Farthing) ile samimi bir dostluk kuracak, ailenin otelde manzaralı bir odaya çıkmalarına aracılık ederken, onları adanın pek bilinmeyen gizemli geçmişine dair bir geziye çıkaracaktır. Karı kocanın ikinci çocuk meselesi yüzünden küçük bir tartışma yaşadığı gecenin ilerleyen saatlerinde Dave’in ısrarı ile adanın ünlü gece kulübünde içkiye ve cümbüşe dalan Tom, ertesi sabah bir plaj şezlongunda gözünü açtığında Dave’in kayıp olduğunu öğrenecektir. Arama kurtarma çalışmaları sırasında Dave’in ailesine sahip çıkan tenis öğretmeni, Anne ile yakınlaşırken, genç kadının başından beri jestleri ile imaya çalıştıklarıyla kendi geçmişini ve yaşam tercihlerini sorgulamaya başlayacaktır.
Lawrie Doran ve Blaž Kutin ile ortaklaşa kaleme aldığı senaryodan yola çıkan Gerster, sıcak Akdeniz adasında kişisel ‘L’Avventura’sını çekmiş. Özgün adının tam çevirisi ile ‘Adalar’ kalabalık ve eğlencenin ortasında her bireyin kendi adacığına çekilmesi ve kendi yalnızlığı ile başa çıkmaya çalışmasını simgeliyor. Gerster’in filmi üstad Antonioni’nin öyküsü denli sırrına erişilmez değil gerçi ancak ultra geniş Cinemascope tercihin daha bir altını çizdiği bir ‘bireysel yoksunluk’ duygusu iyi yakalanmış. Burhan Qurbani’nin 2020 yapımı ‘Berlin Alexanderplatz’ından hatırladığımız Rus asıllı Dascha Dauenhauer’in hipnotik atonal müziğinden beslenen yapım gizemli kara film atmosferini varoluşçu ana teması ile özenle kaynaştırıyor.
Gerster ana karakterini canlandıran oyuncu seçiminde de turnayı gözünden vurmuş. 2007 yapımı Anton Corbijn filmi ‘Control’ ile profesyonel kariyerini başlatan, post-punk efsanesi Joy Division grubunun vokalisti Ian Curtis’in hızlı yükselişi ve 24 yaşında intiharı ile sonuçlanan trajik kısa yaşam öyküsündeki performansı ile büyük ümitler bağlanan Sam Riley, sonrasında beklenen ivmeyi yakalayamamış ve ikinci sınıf rollerle yetinmek durumunda kalmıştı. Riley’nin bir zamanlar İspanya’nın tenis devlerinden Rafael Nadal ile çekişmeli bir maça çıktığı rivayet edilen, kendisine ‘Ace’ lâkabı takılmış tenis hocası Tom ile benzeşen yaşam yolculuğu bu açıdan filme ayrı bir anlam katıyor. 45 yaşındaki Riley rolüne asılmış, alnındaki çizgiler derinleşse de, hırıltılı sesi ve kaygısız duran tedirgin bakışlarıyla rolünün hakkını vermiş.
Gerster’ın filmi açık uçlu kapanıyor. Anne’in Tom ile bir geçmişi olup olmadığı hakkında kafamızda soru işaretleri dolaşırken, polisiye tadında yol alan bu gizemli serüvenden kesin yanıtlar almıyoruz belki ama eylemsizliği kıran enerjisinden etkileniyoruz.
(21 Eylül 2026)
Ferhan Baran
ferhan@ferhanbaran.com


