İthaki Yayınları, 19 Aralık’ta satışa sunacağı kitaplarını açıkladı. Granta dergisinin en iyi genç Amerikan yazarları arasında gösterdiği Emma Cline, daha ilk romanı Kızlar’la büyük bir başarı kazandı, 2016’da Shirley Jackson En İyi Roman Ödülü’ne layık görüldü, yayımlandığı yılın en iyi romanlarından birini yazdı. Amerikan tarihinin en vahşi hikâyelerinin birinden, Charles Manson kültünden esinlenen Kızlar, gösterişli ve tutkulu hayatların barındırdığı çeşitli sapkınlıkları, özgürlüğün arkasında saklanabilen anarşiyi genç bir bakış açısıyla anlatıyor. Kızlar romanı, 1960’lı yılların sonlarında, gençliğin çığırından çıktığı, özgürlüğün ve anarşinin eyaleti kapladığı California’da geçiyor.
Aylık arşivler: Aralık 2024
Irkçılık Diz Boyu
Justin Kruzel arızalı toplumsal ortamlardan şiddet sarmalına sürüklenmiş genç erkeklerin hikâyesini anlatmayı sürdürüyor. Avustralyalı yönetmen uzun metraj kariyerine uzak kıtanın güneyinde yaşanmış gerçek olaylardan yola çıkarak çektiği ve bir seri katili merkeze aldığı hazmı hiç de kolay olmayan 2011 yapımı ‘Snowtown’ ile başlıyor. Daha sonra, Cannes’da ana yarışma seçkisine alınan ‘Macbeth’ (2015) ile bilinçli bir biçimde kötülüğü seçmiş Shakespeare karakterine yöneliyor. 19. yüzyıl sonları orman haydutlarını konu aldığı ‘Kelly Çetesi’nin Gerçek Hikâyesi’nin (2019) ardından ikinci kez Cannes ana yarışmasına kabul edildiği ve yine gerçek bir öyküye dayanan ‘Nitram’ (2021) geliyor. Cannes’dan en iyi erkek oyuncu ödülüyle dönen Caleb Laudry Jones’un olağanüstü performansı ile seçkinleşen ve Kurzel’in bugüne kadar çektiği en iyi filmi olan ‘Nitram’, çekirdek ailesi ile yaşayan Martin Bryant’ın trajik mutsuzluğunun öfke patlamasıyla, tarihe Port Arthur Katliamı olarak geçen, Tazmanya’da bir kafede 35 kişinin ölümüyle sonuçlanan elim olay üzerinedir.
Avustralyalı sinemacı üç yıl aradan sonra çektiği ve bizde de gösterim şansı bulan son filmi ‘Düzen / The Order’ ile, bu kez 1980’li yılların başlarında yaşanmış gerçek bir öyküden yola çıkmak suretiyle gözde temasının yeni bir çeşitlemesine imza atmış. Dünya prömiyerini Venedik Film Festivali’nde yapan film, aşırı sağın palazlanmaya başladığı 40 küsur yıl öncesinin ABD’sinde, kuzey batı eyaletlerini saran şiddet olaylarını, banka ve zırhlı araç soygunlarının, bombalamaların düzen ve huzuru sarstığı bir dönemi perdeye taşıyor. Ohio’nun küçük kasabasına tayini çıkan FBI mensubu Terry Husk (Jude Law) çalkantılı yılların
ardından huzuru bulmak istediği beldede karısı ve iki küçük kızının gelişini beklerken, kendini peşpeşe yaşanan cinayet olaylarının ortasında buluveriyor. Ajan Husk bu suç zincirinin arkasında, bölgedeki dini cemaat lideri tarafından yönlendirilmiş, işsizlik ve yoksulluğun öfke yüklü faturasını göçmenler ve de siyahi halktan çıkarmaya kalkan beyaz üstünlükçü militan örgüt ‘Düzen’ ve onun neonazi lideri Robert Jay Mathews olduğunu ortaya çıkarıyor. Ancak tehlike çok daha büyüktür. Yandaşlarının sayısı giderek artmakta olan Matthews, ABD hükümetine karşı planladığı yıkıcı bir iç savaşın hazırlıkları içindedir.
Kurzel’in 1983’lerde yaşananlar vasıtasıyla çağımızla paralellik kurması, başlangıç noktası olarak ilgimizi çekmedi değil. Öyle ya, bugün Donald Trump’ın aşırı sağ söylemiyle beklenmedik bir biçimde ikinci kez iktidara gelmesini hazırlayan, ilmek ilmek örülmüş bir süreçten söz ediyoruz. Keza günümüz dünyasında, ülkemizde ya da başka coğrafyalarda dini ya da milliyetçi temelli oluşumların bir terör silsilesi halinde dışavurumlarının tehdidi altında yaşamıyor muyuz. Kurzel’in filmi bu tür fanatik tehditler konusunda güncelliğini yitirmeyen bir uyarı olarak ilgiye değer kuşkusuz. Ancak sinemacı olay örgüsü ve gelişimini kurarken beylik polisiye anlatıların, televizyonda her hafta onlarcası gösterilen FBI serilerinin bildik aksiyon düzeninden öteye
geçememiş. Filmin yapımcıları arasında olan Jude Law’un ‘kahraman şerif’ portresi tek boyutlu, çalakalem yazılmış. Yardımcı ekipten ajan Joanna Carney (Jurnee Smollett) ya da suçlularla aynı okullarda okumuş bölgenin yerlisi şerif yardımcısı genç Jamie Bowen (Tye Sheridan) için de aynı şeyler söylenebilir. Keza suçun içinde olan eril çete fertlerinin geçmişleri, yakınları ile ilişkileri yüzeysel bir biçimde geçiştirilmiş. Hele hele çete lideri Matthews’ta Nicholas Hoult’un ‘Robin Hood’vari yakışıklı karizması filmin temel mesajını gözden kaçırtacak bir seçim olmuş. Yanlış anlaşılmasın, bu denli karanlık emeller peşinde olanların ‘No Country For Old Men’in şeytani yüzü Anton Chigurh benzeri resmedilmesi gerekmiyor belki ancak dört başı mamur bir karakter yazılmayınca perdede görünen yanıltıcı ve yönlendirici olabiliyor.
(18 Aralık 2024)
Ferhan Baran
TRT ve İSF Studios Ortak Yapımı Rafadan Tayfa: Kapadokya, 27 Aralık’ta Sinemalarda
Rafadan Tayfa: Kapadokya adlı animasyon filmi Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı desteğiyle vizyona giriyor. İsmail Fidan’ın yönettiği filmde Rafadan Tayfa, festivalde yapılacak “Bilmece Avı” etkinliği için Nevşehir’e gitmiştir. Etkinlik başladığında Hayri’nin yolu gizemli bir çömleği arayan ajanlarla kesişir. Hayri’nin eline geçen çömlek, onu ajanların hedefi haline getirir. Av devam ederken keşfedilen yerler ile çömlek arasında bir bağlantı olduğu ortaya çıkar. Çömlek aslında Zümrüt’ü Anka’nın küllerini saklamaktadır.
- Basın Bülteni
- Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
Ahsen Eroğlu’na Başlangıçlar’daki Rolüyle İtalya’dan En İyi Kadın Oyuncu Ödülü
Dünya prömiyerini yaptığı 27. Tallinn Black Nights Film Festivali’nden NETPAC Ödülü’yle dönen, Ozan Yoleri’nin yönetmenliğini üstlendiği ilk uzun metrajlı filmi Başlangıçlar 13 Aralık 2024 Cuma günü Türkiye’de vizyona girmeye hazırlanıyor. Festival yolculuğuna hız kesmeden devam eden filmin başrol oyuncusu Ahsen Eroğlu, İtalya’da gerçekleşen 14. Asti Uluslararası Film Festivali’nde En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’ne layık görüldü.
- Basın Bülteni
- Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
Karantina Altında Birleştiler
Bu sezonun en çok beklenen filmlerinin başında yer alan Karantina’nın kitabının, 2018 yılında müzikal kariyerlerine ayrı ayrı devam etme kararı verdiklerini duyuran Yedinci Ev grubunun üyelerini yeniden bir araya getirdiği öğrenildi. Sevilen yazar Beyza Alkoç’un kaleme aldığı, yazarın en çok okunan kitabı olma özelliğine de sahip Karantina’da yer alan Yedinci Ev grubu, okurlardan gelen ısrarlara dayanamadı. Yedinci Ev grubu, dinleyici kitlelerinin hatırı sayılır bir kısmını oluşturan kitap okurlarının da desteği ve arzusu ile mevcut durumlarını yeniden gözden geçirerek, 2021 yılında konserlerine ve yeni şarkı yayınlarına devam etmeye karar verdiklerini açıkladı.
- Basın Bülteni
- Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
Ferhan Baran Yazıyor: Bir Günün Hikâyesi
81. Venedik Film Festivali’nin ‘Orrizonti’ (Ufuklar) seçkisinden prestijli bir jüri özel ödülü ile dönen ‘Hemme’nin Öldüğü Günlerden Biri’ hayli düşük bütçesine kıyasla şenliğin yankı yapan yapımlarından biriydi. Bunda ilk filmini çeken Murat Fıratoğlu’nun ne yaptığını bilen sade ve dingin üslûbunun büyük katkısı vardı kuşkusuz. Film, sıcak bir yaz günü domateslerin tuzlanarak kızgın güneş altında kurumaya bırakıldığı bir düzlükte … Devamı…»
İngiliz Anahtarı: Recep Usta Filminden İlk Fragman Geldi
Başarılı oyuncu Rüştü Onur Atilla’nın başrolünü üstlendiği iddialı komedi filmi İngiliz Anahtarı: Recep Usta’nın afiş ve fragmanı yayınlandı. Bir cinayetin baş şüphelisi olarak tutuklanan Recep Usta’nın komik hikâyesini konu alan film 27 Aralık Cuma günü vizyona girecek. Recep Usta’nın sorguya çekildiği sahneyle başlayan fragman, komik diyaloglarıyla sosyal medyada ses getirdi. Onur Öğden’in yönettiği film kadrosuyla dikkat çekiyor. Filmde Rüştü Onur Atilla ile birlikte Kadir Çermik, Can Yılmaz, Itır Esen, Ayşegül Ünsal, Burak Topaloğlu, Tuna Orhan, Begüm Öner, Orhan Kanalp, Cemil Büyükdöğerli, Hülya Aydın, Nilgün Belgün, Hakan Meriçliler ve Ege rol alıyor.
- Basın Bülteni
- Fragmanı izlemek için tıklayınız.
- Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
Yüzüklerin Efendisi: Rohirrim’in Savaşı Filminin Yeni Posteri Yayınlandı
Yüzüklerin Efendisi: Yüzük Kardeşliği’ndeki olaylardan 183 yıl öncesinde geçen, Yüzüklerin Efendisi: Rohirrim’in Savaşı (The Lord of the Rings: The War of the Rohirrim) filminin yeni posteri yayınlandı. Orta Dünya’nın şekillenmesine yardımcı olan bir savaşın anlatıldığı filmde, Rohan’ın efsanevi Kralı Helm Hammerhand Hanedanı’nın kaderi anlatılıyor. Film, izleyiciyi J. R. R. Tolkien’in efsanevi kitaplarına dayanan Yüzüklerin Efendisi Üçlemesi’nde hayat bulan destansı Orta Dünya’ya geri götürmeye hazırlanıyor. Seyirciyi Orta Dünya’ya doğru, çığır açan bir yolculuğa çıkaracak olan Yüzüklerin Efendisi: Rohirrim’in Savaşı, 13 Aralık Cuma günü vizyona giriyor.
- Basın Bülteni
- Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
Yüzüklerin Efendisi: Rohirrim’in Savaşı Filminin Yeni Posteri Yayınlandı yazısına devam et
Yüzüklerin Efendisi: Rohirrim’in Savaşı, Paribu Cineverse’teki Ön Gösteriminde Yoğun İlgiyle Karşılaştı
Vizyonun merakla beklenen filmlerinden Yüzüklerin Efendisi: Rohirrim’in Savaşı (The Lord of the Rings: The War of the Rohirrim) filminin vizyon öncesi ön gösterimi 09 Aralık 2024 Pazartesi günü Levent Paribu Cineverse Kanyon Sineması’nda gerçekleştirildi ve sinemaseverlerin yoğun ilgisiyle karşılaştı. Ön gösterime Enes Batur, Mösyö Taha, Canberk Gültekin gibi influencer dünyasından çok sayıda sevilen ünlü isim katıldı. Kenji Kamiyama yönettiği fantastik anime, Rohan’ın efsanevi Kralı Helm Hammerhand’ın hayatını konu ediniyor.
- Basın Bülteni
- Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
Gen 2
Murat Toktamışoğlu’nun yönettiği ve Erdal Ayna, Gözde Murat, Sefa Zengin ile Banu Ağaoğlu’nun oynadığı Gen 2, 20 Aralık 2024’de TME Films dağıtımıyla UFP Medya – Magel Film, tarafından vizyona çıkarılıyor.
Gizemli yanık maskeli bir katil, insanları terk edilmiş bir depoya götürerek onlara orada önce işkence eder ardından da öldürür. Katilin yüzüne yanık maskesi takmasının nedeni, çocukken babasından eziyet ve şiddet görüp, yüzünün sağ tarafının sobada yanmasındandır. Balerinli müzik kutularına çok takıntılı olan katil, sürekli kutularıyla oynar. Kurbanlar neden kaçırıldıklarını bilmeden çaresizce ölümü beklerken aralarına sürekli yenileri katılmaktadır.
Hepimiz Aynı Süreyi Yaşıyoruz: On Saniye
Çocuğu, hem de son sınıftayken okuldan atılan anne, rehberlik öğretmeniyle görüşmeye gider. Şimdi durun, neler konuşurlar? Kim baskın çıkmaya kalkışır? Öğretmen mi haklıdır, öğrenci mi, yoksa anne mi? Belki de hepsi birden haksızdır. Nasreddin Hoca’nın dediği gibi belki de “Sen de haklısın” demek gerekir?
Geçen gün uçakta personele saldıran, “Benim kim olduğumu biliyor musunuz?”, “Param her şeyi yapmama izin verir”ci biri vardı haberlere de yansıyan. O bilmem hangi holdingin yönetim kurulu üyesi kendince haklı mazereti olmasaydı o kadar hadsiz davranır mıydı? Onu o kadar bağırtan güç para mıydı yoksa?
Örnekleri çoğaltmak mümkün. İşte, öyle bir anne… Öldürdüğü kediyi çekip arkadaşlarına paylaşmakta hiç sıkıntı duymayan çocuğu… Kurallar gereği bir üstte gibi duran, ama annenin hadsiz tavrı nedeniyle sakin davranmaya çalışan öğretmenin sabrı nerede kadar dayanır? Sahi, öğretmenin de sorunları, sıkıntıları, egosu yok mudur? O da eklenince birbirine “diklenen” iki kadın arasından seyirci sıyrılabilir mi?
Ceylan Özgün Özçelik’in, Erdi Işık’ın senaryosuna dayanan “On Saniye” filminde iki oyuncu var: Anne Bergüzar Korel, öğretmen Bige Önal. Özçelik, bir oda içinde birbirini çiğ çiğ yiyecek kadar gerilen iki kadının üzerinden evrensel, hepimizi ilgilendiren bir gerilim öyküsü anlatıyor. Aslında hepimiz her an benzer gerginlikler içerisindeyiz, bırakın üflemeyi, dokunsanız yanacak derecede hem de.
Filmi, Adana’da, Altın Koza için yarışırken izlemiştim. Ceylan Özgün Özçelik, standart ölçekleri de bir tarafa bırakarak (baş boşlukları o kadar yüksekti ki, iki kadının da birbiri karşısında dibe battığını hissettirdi) alabildiğine serbest davranmış. Oyuncular da başarılıydı, en azından beyazperdeye yansıyan gerilimin etkisini yaşatabildikleri için, bazı aksamaları gözden uzak tutmak gerekir.
Bilmem, siz öyle mi davranırsınız, ama hemen her gün hayatın her alanında birilerinden kendimizi üstün görmek, diğerlerini yok saymak gibi bir duygu hepimizi sarıyor. Kendimize gelmemiz için…
20 Aralık’tan başlayarak gösterimde…
(17 Aralık 2024)
Korkut Akın
Çakallarla Dans 7 Gişeye Bereket Getirdi
Murat Şeker’in yönetmenliğini yaptığı Çakallarla Dans 7 yerli sinemaya nefes aldırdı. sinema tarihimizin en uzun soluklu serilerinden biri olan ve 2010 yapımı ilk filmden bu yana gişe rekorlarına imza atan Çakallarla Dans, yedinci filmi ile geçtiğimiz Cuma günü vizyona girdi. Hafta sonunda toplam 173.851 seyirci tarafından izlenilen film gişeye bereket getirdi. Şubat ayından beri tüm hafta sonu seyircisi açısından en yüksek rakama ulaşılan hafta sonunda 11 ay sonra sinemaların yüzü güldü. Çakallarla Dans 7 seyircilere neşeli anlar yaşatırken sinemaların da destekçisi oldu. Hafta sonunda tüm sinemalarda uzunca bir aradan sonra toplamda 500.000 seyirci baremi aşıldı.
- Basın Bülteni
- Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
Türk Sinemasından Yeniden Bir Alışık Rüzgârı
Senaryosunu Özer Feyzioğlu ve Avni Tuna Dilligil’in kaleme aldığı, yönetmen koltuğunda Özer Feyzioğlu’nun oturduğu Akıldan Kalbe filmi 20 Aralık 2024 Cuma günü sinema salonlarında yerini alıyor. Filmin başrollerinde yer alan usta oyuncu Kerem Alışık da sinema seyircisi ile buluşacak. Yeşilçam sinemasının kalplere dokunan hikâyelerinin kahramanı Sadri Alışık’ın ayak izinde, oğlu Kerem Alışık yeniden aynı duyguları sinema salonlarına taşıyacak bir rol ile beyazperdede.
- Basın Bülteni
- Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
Türk Sinemasından Yeniden Bir Alışık Rüzgârı yazısına devam et
Türk Korku Sineması Kitaplığı Genişliyor
Türk korku sinemasına dair uzun yıllardır düzenli akademik üretimler yapan, kronoloji kitapları yazan ve vizyona giren bütün yerli korku yapımlarına dair eleştiri yazıları kaleme alan Dr. Gizem Şimşek Kaya’dan yepyeni bir kaynak kitap: Türk Sinemasında Kıyamet. İzan Yayıncılık etiketiyle okurlarla buluşan Türk Sinemasında Kıyamet kitabında öncelikle Tevrat, İncil ve Kur’an-ı Kerim’de yer alan kıyamete dair göstergeler ve ardından bu göstergelerden hareketle Türk korku sinemasında kıyameti ele alan yapımlara dair çözümlemeler yer alıyor. Kitapta ayrıca çözümlemelerin yanı sıra bu yapımların izleyici nezdindeki ilgisini karşılaştırmaya olanak tanıyan bir vizyon karnesi de bulunuyor.
Hain Filmi Bu Cuma Vizyonda
Fix360’ın yapımcılığını üstlendiği Hain, ihanetin gölgesinde, nefes kesici bir hikâyeyi beyazperdeye taşıyor. 13 Aralık Cuma günü vizyona girecek film sürükleyici bir uluslararası casusluk hikâyesine odaklanıyor, çarpıcı karakterleri modern sinema teknolojileriyle harmanladığı sürpriz fantastik unsurlarıyla dikkat çekiyor. Gerçeklik ve kurgunun sınırlarını zorlayan film, izleyicilere özel bir sinema deneyimi yaşatmaya hazırlanıyor.
- Basın Bülteni
- Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.