Ölmek Zamanı

Pedro Almodóvar’ın Venedik Film Festivali’nden Altın Aslan ile dönen son filmi ‘Yandaki Oda / The Room Next Door’ ölme kararı üzerine bir deneme. Son kitabı ‘Ani Ölümler Hakkında’(On Sudden Deaths) ‘ölümü daha iyi anlayıp kabullenmek’ için yazdığını ifade eden Ingrid (Julianne Moore) New York’un anıt kitabevlerinden Rizzoli’deki imza gününde karşılaştığı eski dostundan ortak arkadaşları Martha’nın (Tilda Swinton) çağın belalı hastalığına yakalandığını öğrenir. Rahim kanserinin üçüncü evresindedir Martha. Gençlik yıllarında aynı dergide çalışmış, birçok şeyi hatta aynı adamı paylaşmış olan iki eski dost yıllar sonra hastane odasında buluşur. Öfori ve depresyon arasında gidip geldiğini söyleyen Martha, hastalığı ile yüzleşme ve kabullenme sürecinde ‘henüz partiyi terketmeye hazır olmadığını’ ifade eder. Ancak ilk kemoterapi sürecinin ardından karaciğer ve kemiklerdeki metastaz haberi herşeyi değiştirir. Birkaç ay, belki de bir yıl daha dayanılmaz acılar ve sanrılar içinde hastalığın onu yiyip bitirmesine izin vermeyecek, internet aracılığı ile ulaştığı bir hap yardımıyla kendisinin ifadesiyle ‘haysiyetli’ bir

ölümün zamanını bizzat kendisi tayin edecektir. Herkes mücadele etmesini istiyordur, bu savaşı vermek için eğitildiğini o da bilir ama kanser son noktayı koymadan, o kendisini haklayacaktır. Ötanazi düşüncesini başka arkadaşlarına da açmış ancak hiç biri bu süreçte yanında olmak istememiştir. Aynı teklifi kendi korkuları ile boğuşmaya, trajedinin içinde yaşama alanları bulmaya çalışan eski dostuna ilettiğinde tüm tedirginliği içinde şaşkındır Ingrid. Martha’nın talebi ölüm hapını aldığında yan odada birinin olmasıdır. Eski savaş muhabiri pek çok savaş görmüştür ama bu başka bir savaştır ve bu savaşta yalnız başına ölmek istemez.

Ingrid teklifi kabul ettiğinde Woodstock yakınlarında bir aylığına kiralanan, şehre iki saat uzaklıktaki orman evine taşınırlar. Huzur ve sessizliğin hakim olduğu, iki mevsimin yaşandığı bir iklimde eski günlerden, adrenalin bağımlısı Martha’nın annelik yapamadığı ve şimdilerde nadiren görüştüğü kızından, iki entelektüel kadının ortak edebiyat aşkından, Faulkner’den, Hemingway’den konuşurlar. Roger Lewis’in yakınlarda çıkan Elizabeth Taylor ile Richard Burton’ın tutkulu beraberliğini konu edinmiş ‘Erotic

Vagrancy’ hakkında sohbet eder, müzik dinler, sinema tarihinin ölümsüz klasiklerini izlerler. Kemoterapili kafasıyla muhakeme yeteneğinin azaldığını, müzik olarak artık sadece kuşların sesini duymayı istediğini, en sevdiği yazarlardan eski tadı alamadığını, boşluğa doğru sürüklenen zihni ile konsantrasyon duygusunu kaybettiğini dile getirir Martha. Vakit geldiğinde her ikisinin de favori yazarı James Joyce’un sinemaya da uyarlanan uzun öyküsü ‘Ölüler / The Dead’in finalinde olduğu gibi kar yağacaktır güçsüzce, tüm yaşayanların ve ölülerin üzerine.

75 yaşındaki Almodóvar dört yıl önce yine Tilda Swinton ile çektiği Jean Cocteau’nun ‘La Voix Humaine’ uyarlaması 30 dakikalık küçük sinema mücevheri ‘İnsan Sesi / The Human Voice’ ve yine kısa western denemesi ‘Strange Way of Life’ın ardından İngilizce dilinde çektiği bu ilk uzun metrajında kendine özgü dünyasını yabancı bir diyarda görkemli bir biçimde inşa etmiş. Amerikalı yazar Sigrid Nunez’in ‘What Are You Going Through’ adlı romanından yola çıkan film, yüksek sanatın, edebiyatın, resmin, müziğin yüceldiği, modernist yapım tasarımında kırmızıdan yeşile parlak renklerin hüküm sürdüğü coşkulu Almodovaryen evrenine

evrilirken üstadın değişmez bestecisi Alberto Iglesias müzik çalışması ile bir kez daha ustalığını konuşturmuş. ‘Persona’ ikilisini hatırlatan Swinton ile Moore’un karşılıklı performansları göz kamaştırıyor. İspanyol sinemacı John Turturro’nun hayat verdiği karakteri ise bir nevi alter ego’su olarak kullanmış İspanyol sinemacı. ‘İnsanların doğru şeyi yapacağına inancımı yitirdim’ diyor Damian. Her zamankinden fazla karbondioksit salınımından, dünya ekosisteminin çöküşünden, aşırı sağın yükselmesi ile neoliberal çılgınlığın kafa kafaya gidişinden yakınıyor. Kar sessizce yaşayanların ve ölülerin üzerine yağarken.

(07 Kasım 2024)

Ferhan Baran

[email protected]

Dayı: Bir Adamın Hikâyesi 2

Uğur Bayraktar’ın yönettiği ve Ufuk Bayraktar, Ergül Miray Şahin, Reha Özcan ile Cem Özer’in oynadığı Dayı: Bir Adamın Hikâyesi 2, 07 Şubat 2025’de TME Films dağıtımıyla Diopter Film – Ubay Film Yapım – Net Sanat tarafından vizyona çıkarılıyor.
?????.

  • Basın Bülteni
  • Instagram
  • Teaser
  • IMDb

Dayı: Bir Adamın Hikâyesi 2 yazısına devam et

Barda Filminin Afişi Yayınlandı

Sky Films ve Yakamoz International imzalı, yapımcılığını Emre Oskay ve Bahadır Atay’ın üstlendiği, Hande Türkel’in yönettiği, senaristliğini ise Cem Özüduru ve Ozan Ağaç’ın kaleme aldığı Barda, 29 Kasım’da sinemalara geliyor. Afişi yayınlanan ve Türk sinemasının en sert ve gerilim dolu filmlerinden biri olan Barda, 17 yıl sonra bambaşka bir barda yeryüzündeki cehennemi yaşatacak. Yeni bir hikâyeyi seyircilerin karşısına çıkaran Barda, aradan geçen yılların ardından şiddetin ne kadar arttığını gözler önüne serecek. Filmin başrollerinde Cem Söküt, Melisa Berberoğlu, İdris Nebi Taşkan, Burak Can Doğan, Alperen Aldanmaz gibi isimler yer alıyor.

Barda Filminin Afişi Yayınlandı yazısına devam et

Heretic / Sapkın Filmi Oyuncularından Samimi Açıklamalar

Başrollerde Hugh Grant, Chloe East ve Sophie Thatcher’in yer aldığı, iki misyoner genç kadının, bir adamı dönüştürme çabasının tehlikeli bir hale gelişini konu alan Sapkın (Heretic) filmi yakında seyirciyle buluşuyor. Romantik komedilerin aranan ismi Grant ilk defa bu kadar kötücül bir karaktere bürünüyor ve şöyle diyor: “Mr. Reed çok eğlenceli olduğunu düşünüyor. Her şey bir oyun gibi gelişiyor ve eğlenceli gözüktüğü için filmin iki kat korkutucu olacağını düşünüyorum.”

Hafta Sonu, D-Smart’la Dopdolu

D-Smart, beyazperdenin başarılı filmlerini evlere taşımaya devam ediyor. Komedi filmleri Çirkin Şansı, Kardeşim Benim ve Çakallarla Dans 4 bu hafta sonu seyirciye kahkaha dolu geceler yaşatacak. Yönetmenliğini Murat Şeker’in yaptığı komedi filmi Çakallarla Dans 4′te Şevket Çoruh, İlker Ayrık, Timur Acar, Murat Akkoyunlu, Didem Balçin, Hakan Bilgin, Hande Katipoğlu, Tim Seyfi ve Derya Şensoy gibi başarılı oyuncular yer alıyor.

Gülizar Başarısını Ödüllerle Taçlandırdı

T. C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü, TRT, Kosova Sinematografi Merkezi desteğiyle çekilen, Türkiye – Kosova ortak yapımı olan Gülizar filmi, 61. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde 3 ödül birden; Dr. Avni Tolunay Jüri Özel Ödülü, En İyi Sanat Yönetmeni Ödülü ve Cahide Sonku En İyi Kostüm Tasarımcısı Ödülü kazandı. Gülizar, 12. Boğaziçi Film Festivali’nde de iki ödüle layık görüldü. Festivalde En İyi Senaryo ve FİYAB En İyi Yapımcı ödüllerini kazanan Gülizar’ın yeni afişi de yayınlandı. Çekimleri 2022 Eylül – Ekim aylarında Taraklı (Sakarya) ve Prizen’de (Kosova) yapılan filmin afişinde Ersin İleri imzası bulunuyor.

Belkıs Bayrak – Meltem Cumbul

Nuriye Bilici – Belkıs Bayrak

Mehmet Bahadır Er – Halil Kardaş – Murat Bayrak

Dünyanın Filmi Ankara Film Festivali’nde

07 Kasım Perşembe günü başlayacak 35. Ankara Film Festivali’nin Dünya Sineması programı, Cannes’dan Berlin’e, dünya festivallerinin 2024 programlarından filmleri Ankara’da ilk kez seyirciyle buluşturacak. Bölümün Festivallerden seçkisinde, David Cronenberg’in son filmi Kefenler (The Shrouds), Mohammad Rasoulof’un Cannes’da iki ödül aldığı Kutsal İncirin Tohumu (The Seed of the Sacred Fig) ve Christophe Honore’nin komedisi Marcello Mio’nun da aralarında olduğu 6 film yer alıyor. Goethe Institut ile German Films’in destek verdiği Kino 2024 seçkisinde, Berlin Film Festivali gözdelerinden Dirsek (Elbow), Ölmek (Dying) ve Shahid adlı filmler gösterilecek.

Dünyanın Filmi Ankara Film Festivali’nde yazısına devam et

Demi Moore’un Cesur Performansıyla Tüm Dikkatleri Üzerine Çektiği Cevher (The Substance), 31 Ekim’den İtibaren MUBI’de

Dünya prömiyerini yaptığı 2024 Cannes Film Festivali’nde En İyi Senaryo ödülünü kazanan ve Toronto Uluslararası Film Festivali’nde Geceyarısı Çılgınlığı ödülüne layık görülen Cevher (The Substance), Fransız yönetmen ve senarist Coralie Fargeat’nın imzasını taşıyor. Fargeat, Cevher (The Substance) ile Hollywood’u, şöhret kültürünü ve gerçekçi olmayan güzellik standartlarını topa tutuyor. Başrollerini Demi Moore, Margaret Qualley ve Dennis Quaid’in paylaştığı sarsıcı yapım, mükemmellik takıntısına dair sert bir eleştiri sunuyor. Moore’un cesur performansıyla kendi imajını da tiye aldığı Cevher (The Substance), MUBI’de gösterime girdi.

0000 Kilometre Filmine Görkemli Gala

0000 Kilometre filminin galası önceki gece yoğun bir katılımla gerçekleştirildi. Başrolleri Derya Pınar Ak, Ahmet Haktan Zavlak, Gülin İyigün, Ogün Kaptanoğlu, Cavit Çetin Güner, Can Kızıltuğ, Oya İloğulları, Laçin Ergül ve Anıl Özgür’ün paylaştığı filmin gala gecesine ilgi büyüktü. Emre Kızılırmak, Fatih Mühürdar, Gökhan Mumcu, Nevra Serezli, İzzet Öz, Mahsun Karaca ve Mert Turak ile birçok davetlinin katıldığı gecenin finalinde yoğun bir alkış koptu.

0000 Kilometre Filmine Görkemli Gala yazısına devam et

Gülin İyigün’den Galada Göz Alıcı Şıklık: Hayatta Önceliğim Kıyafet Değil

Güzel oyuncu Gülin İyigün, güçlü oyuncu kadrosunda yer aldığı 0000 Kilometre filminin galasında, tüm bakışları üzerinde topladı. Ekranda ve beyazperdede yoğun bir sezon geçiren İyigün, şıklık anlayışını şu sözlerle ifade etti: “Günlük hayatta sade ve klasik bir kadınım ama davetlerde özgün tasarımları tercih ediyorum. Şıklık benim için her şeyden önce rahatlık demek.” 0000 Kilometre galasında Kuzey karakterini canlandıran Can Kızıltuğ, geceye kız kardeşi Nehir Tosun ile birlikte katılarak dikkatleri üzerine çekti. Geceye ayrıca Elif Hilal Yalçın, Furkan Esen ve Gülden Dudarık katıldı Yıldızların katılımıyla renklenen gala, unutulmaz güzel anlara sahne oldu.

Gülin İyigün’den Galada Göz Alıcı Şıklık: Hayatta Önceliğim Kıyafet Değil yazısına devam et