Uzay Yarışını Pazarlamak

‘Beni Ay’a Uçur / Fly Me to the Moon’ yaşı yetenlerin çok iyi hatırlayacağı Ay’a inişin canlı olarak televizyondan izlenildiği 1969 yılına götürüyor bizleri. Rusların 1957’de Sputnik 1 ile astronot Yuri Gagarin’i uzaya gönderişinden sonra hız kazanan uzay yarışında Amerikalıların kendi hamlelerini gerçekleştirme çabasına giriştiği zamanlardır bunlar. Üç astronotun ölümüyle sonuçlanan başarısız Apollo 1 projesinin ardından NASA zor durumdadır. Vietnam bozgunu ile baş etmeye çalışan ülke her Allahın günü TV ekranına yansıyan kayıplar ile manevi bir çöküntüyü yaşarken, uzay merkezinin bütçesi de kadrosu da yetersizdir. Uyanık Nixon’ın işbilir adamı Moe Berkus (Woody Harrelson) yeni Apollo projesini parlatarak ABD halkına pazarlayacak bir yol peşindedir. Cazibesi ve kılık kıyafetiyle ‘Mad Men’ dizisinden fırlamışa benzeyen reklam sektörünün pazarlama harikası Kelly Jones’da (Scarlett Johansson) karar kılınır. Cocoa Beach’e uzay kurumunun halkla ilişkiler müdiresi olarak arzı endam eden Kelly, zaten zor görevinin sorunlarıyla boğuşmakta olan fırlatma direktörü Cole Davis (Channing Tatum) üzerinde soğuk duş etkisi yaratsa da, ikili arasında kaçınılmaz bir çekimin oluşması gecikmez. Fırlatma gününe yalnızca 7 ay kalmıştır ve bu süre zarfında kamuoyu desteğinin ve yeterli fonların sağlanabilmesi için her türden reklam desteğine ihtiyaç vardır.

Rose Gilroy imzalı özgün senaryodan Greg Berlanti’nin yönettiği yapım, Amerikan sinemasının altın çağından kopup gelmişe benzeyen iyi bir ‘screwball’ güldürü örneği. İzleyici yaş ortalamasının hayli genç kaldığı ve de orta yaş grubunun sinemada film izleme alışkanlığını büyük ölçüde yitirdiği günümüzde Hollywood büyük şirketlerinin pek yanaşmadıkları türden klasik usuldeki bu romantik komedi örneği, Johansson – Tatum ikilisinin tutmuş kimyaları üzerinden rahatlıkla izleniyor. Başta Ruslar olmak üzere bundan tam 55 yıl önce 16 Temmuz’da Ay’a ayak basışın Hollywood hilesi olduğuna dair komplo teorisi ile flört edişi ayrıca eğlenceli. Apollo 11’in olası başarısızlığına önlem olarak bizzat Nixon’ın adamının emri ile stüdyoda çekilen sahte iniş görüntüleri, Kelly’nin ‘2001: A Space Odyssey’ yönetmeni ‘Kubrick ile çalışsaydık keşke’ esprisi bu rivayetle dalgasını geçiyor.

Filmin şamatasını iki ana karakterin zorlu geçmişlerinin hüznü dengeliyor. Babası evi terk edip gittikten sonra annesi ve kardeşleri ile evsiz kaldıklarında henüz 4 yaşındadır Kelly. Bir şekilde ayağa kalkıp mücadele etmiş, annesinin ona öğrettiği dolandırıcılık marifetiyle hayatta kalmıştır. ‘Reklamcılık da dolandırıcılığın yasal yolla yapılanı değil midir’ sözleri de ona aittir. Davis ise 52 uçuş gerçekleştirdiği Kore dönüşünde NASA’nın en iyi pilotlarından biri olmasına rağmen kalbindeki sorun nedeni ile uzay roketine alınmamış, Apollo 1 sürecinde yitirdiği arkadaşlarının yasını tutmayı sürdüren bir yalnız kovboydur. Bu iki kafadarın acı tatlı öyküsü dönemin şarkılarıyla bezenmiş. Filme adını veren ünlü parça dışında Aretha Franklin’den ‘Moon River’, Dinah Washington yorumuyla ‘Destination Moon’ kulakları okşarken, kıvamı tutmuş yapım keyifle izleniyor.

(22 Temmuz 2024)

Ferhan Baran

ferhan@ferhanbaran.com

Son Bir Tatil

Erkan Özcan’ın yönettiği ve Toygan Avanoğlu, Burcu Gönder, İlayda Sezgin ile Ömer Gülşen’in oynadığı Son Bir Tatil, 16 Ağustos 2024’de CJ ENM dağıtımıyla Fabrika Yapım tarafından vizyona çıkarıldı.
Son Bir Tatil, kızlarına boşanacaklarını söylemenin yolunu arayan bir çiftin hikâyesini konu ediniyor. Evliliklerinde sorunlar yaşayan İhsan ve Selma, ayrılmaya karar verirler. Bu durumun kızları Sude’yi etkilemesini istemeyen İhsan ve Selma, ayrılık haberini söylemek için en doğru anı yaratmaya çalışırlar. Bu amaçla ailece bir tatil organize eden İhsan ve Selma, bu süreçte kendilerini hiç beklemedikleri bir dizi olayın içine düşmüş bulurlar.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Fragman

Yarışçılar: Büyük Hesaplaşma

Young Sik Uhm’un yönettiği ve Daniel J. Edwards, Brittany Lauda, Georgette Reilly ile Carrie Savage’in seslendirdiği animasyon film Yarışçılar: Büyük Hesaplaşma (Running Man: Revengers), 16 Ağustos 2024’de CGV Mars Dağıtım dağıtımıyla Filmmedya tarafından vizyona çıkarıldı.
Her yıl düzenlenen Koşan Adam yarışmasında internet yayıncısı Pangpang oyuncularla röportaj yapmakta ve onlara, kullanıcısını dünyanın mutlak hükümdarı haline getirebilecek efsanevi Süper Kemer’i anlatmaktadır. Yarışçılardan Zürafa Lonky, Süper Kemer’i almak için erkenden dışarı çıkar, ancak diğerlerinin de aynı fikirde olduğunu görür.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb

Yarışçılar: Büyük Hesaplaşma yazısına devam et

Ferhan Baran Yazıyor: Canavar Tükürüp Atmadan

Yönetmen Ti West ile aktris Mia Goth’un işbirliği sürüyor. 2022 yılında art arda çektikleri ‘X’ ve ‘Pearl’ ile son dönemin ilginç üçlemesini başlatan çılgın ikilinin seriyi tamamlayan son filmleri ‘MaXXXine’ sinemalarımızda yerini almış bulunuyor. 1980 doğumlu West korku filmleri evreninde ilgi görmüş filmleri ile biliniyor. Belli ki Tarantino misali kasetlerin kral olduğu dönemin video dükkanlarında tüm zamanların korku ve gerilim külliyatını yalayıp … Devamı…»

Ferhan Baran Yazıyor: Hortumun İçine Dalmak

Hortumlar ABD güneyinin orta bölümünde yer alan eyaletlerin korkulu rüyasıdır. Her yıl meydana gelen yüzlerce vakada kasabalar, evler hasar görür, insanlar hayatını kaybeder. Hortumları önceden tahmin eden uyarı sistemlerinde yıllar geçtikçe büyük ilerlemeler kaydedilse de afeti oluşma sürecinde durdurabilecek bir yöntem henüz bulunmamıştır. Dünya sinemalarıyla birlikte bizde de gösterimi süren ‘Kasırgalar / Twisters’ın idealist … Devamı…»

Üsküdar’da İzler İken Açık Hava Sinema Günleri

Sinemamızın mihenk taşı filmlerinin, gençlerin de ilgisini çekeceği bir festival kapsamında tekrar gösterilmesiyle Üsküdar Belediyesi’nce yapılacak etkinliklerin ilki, “Sandalyeni kap gel” konseptiyle 19 Temmuz Cuma günü gerçekleşecek. Bu kapsamda ilk olarak Adile Naşit, Münir Özkul, Şener Şen, Oya Aydoğan ve Ayşen Gruda gibi usta sanatçıların yer aldığı Neşeli Günler filmi beyazperdeye gelecek.

Üsküdar’da İzler İken Açık Hava Sinema Günleri yazısına devam et

Amir

Anastasiia Budakva’nın yönettiği ve Hunde Sude Alınca, Emirhan Parlak, Pelinsu Yılmaz ile Yusuf Ali Ayhan’ın oynadığı Amir, 16 Ağustos 2024’de CJ ENM dağıtımıyla Mert Yapım Medya tarafından vizyona çıkarıldı.
Keyifli bir gece geçirmek için toplanan arkadaş grubunun başına gelen korku dolu olaylar. Sevgili olan Roza ve Berke’nin planı ile hep birlikte keyifli bir gece geçirmek için altı arkadaş bir araya gelirler. Gece ilerledikçe eğlencenin dozunu kaçıran gençler, bir zaman aralığına bağlı olan bir davet gerçekleştirir. Ancak hiçbir şey beklendiği gibi gitmez ve bu davet bir zaman aralığına bağlı kalmaz. Korku dolu saatler başlarken gizli gerçekler ortaya çıkar.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Fragman

Çankaya Belediyesi Açık Hava Sinema Günleri

Çankaya Belediyesi Açık Hava Sinema Günleri, 24 Temmuz – 08 Eylül 2024 tarihleri arasında Çankaya Belediyesi tarafından Ankara’da düzenleniyor. Katılımın ücretsiz olduğu etkinlikte sinemaseverlere ayrıca mısır, gazoz ve su ikramı da yapılacak. Etkinlikte yılın en iyi ve ses getiren kurmaca, animasyon, belgesel, komedi, macera ve romantik filmleri gösterilecek. Sinemaseverlere sunulacak filmler arasında Yürüyen Şato (Howl’s Moving Castle), Turna Misali, Şimdi ya da Asla (The Bucket List), Bursa Bülbülü gibi sevilen filmler yer alıyor.
Çankaya Belediyesi Açık Hava Sinema Günleri yazısına devam et

Dünyanın Sonuna Doğru

Viggo Mortensen’nin yönettiği ve Viggo Mortensen, Vicky Krieps, Solly McLeod ile Garret Dillahunt’un oynadığı Dünyanın Sonuna Doğru (The Dead Don’t Hurt), 16 Ağustos 2024’de Başka Sinema dağıtımıyla Mars Production tarafından vizyona çıkarıldı.
Kanadalı Fransız Vivienne Le Coudy, Danimarkalı göçmen Holger Olsen ile ilişki yaşayan bağımsız bir kadındır. Olsen’le San Francisco’da tanıştıktan sonra onunla birlikte Nevada’nın sessiz, sakin Elk Flats kasabası yakınlarındaki evine gelmeyi kabul eder ve orada birlikte bir hayata başlarlar. ABD İç Savaşı’nın patlak vermesi, Holger Olsen’in Birlik adına savaşma yönünde önemli bir karar vermesiyle onları ayırır.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb

Dünyanın Sonuna Doğru yazısına devam et

Bildiğin Gibi Değil ile Ainbo: Amazon’da Büyük Macera’nın Gösterimleri ve Vuslat Saraçoğlu Söyleşisiyle, 4. Sinemada Film Festivali Başladı

4. Sinemada Film Festivali, 12 Temmuz Cuma akşamı Büyükada Taş Mektep’te Vuslat Saraçoğlu’nun, babalarının ölümü sonrası bir araya gelen üç kardeşin hikâyesini anlatan ödüllü filmi Bildiğin Gibi Değil’in gösterimi ve Saraçoğlu söyleşisi, Heybeliada Pazar Meydanı’nda ise macera dolu animasyon filmi Ainbo: Amazon’da Büyük Macera’nın gösterimiyle başladı. Festival, film gösterimleri, söyleşiler ve atölye çalışmalarıyla 21 Temmuz’a kadar sürecek.

Bildiğin Gibi Değil ile Ainbo: Amazon’da Büyük Macera’nın Gösterimleri ve Vuslat Saraçoğlu Söyleşisiyle, 4. Sinemada Film Festivali Başladı yazısına devam et

Scarlett Johansson, Fly Me to the Moon Fotoğraf Çekiminde Messika Mücevherleri ve Asil Duruşuyla Büyüledi

Aktris Scarlett Johansson, Madrid’de Matadero Müzesi’nde Fly Me to the Moon: Beni Ay’a Uçur (Fly me to the Moon) filmi için gerçekleştirilen fotoğraf çekimine Messika mücevherleriyle katıldı. Sanatçı So Move pırlanta küpeleri ve Fiery yüzüğü ile muhteşem görünüyordu. NASA’nın tarihi aya inişinin riskli zemininde geçen komedi filminde, NASA’nın kamuoyundaki imajını düzeltmek için getirilen pazarlamacı Kelly Jones, fırlatma direktörü Cole Davis’in zaten zor olan görevini alt üst eder. İşler sarpa sarınca, görevin çok önemli olduğunu düşünen Başkan, Jones’a destek olarak sahte bir aya iniş düzenlemesi için talimat verir ve geri sayım gerçekten başlar.

Scarlett Johansson, Fly Me to the Moon Fotoğraf Çekiminde Messika Mücevherleri ve Asil Duruşuyla Büyüledi yazısına devam et

Tarikat

Jordan Scott’un yönettiği ve Eric Bana, Sadie Sink, Sylvia Hoeks ile Jonas Dassler’in oynadığı Tarikat (Berlin Nobody – A Sacrifice), 19 Temmuz 2024’de Bir Film dağıtımıyla Bir Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Amerikalı sosyal psikolog Ben Monroe, toplumu rahatsız edici olaylarla bağlantılı yerel bir tarikatın karıştığı korkunç bir olayı araştırmaktadır. Ben Monroe, kendini tamamen işine kaptırırken asi genç kızı Mazzy, kendisini şehrin yeraltı parti sahnesiyle tanıştıran gizemli bir yerel çocukla arkadaş olur. İkisinin de dünyaları tehlikeli bir kavşağa doğru giderken Ben Monroe kızını kurtarmak için hızla zamana karşı yarışmak zorundadır.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Fragman
  • IMDb
  • Korkut Akın Yazıyor

Şafak Sökerken

Saverio Costanzo’nun yönettiği ve Lily James, Rebecca Antonaci, Joe Keery ile Rachel Sennott’un oynadığı Şafak Sökerken (Finalmente l’Alba – Finally Dawn), 19 Temmuz 2024’de Başka Sinema dağıtımıyla Bir Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Şafak Sökerken 1950’lerin Napoli’sinde geçiyor ve nişanlanmak üzere olan genç bir kadının hayatını keşfetmesini konu alıyor. Filmde, ünlü Cinecittà Stüdyoları’nda oyuncu seçmelerine katılmak üzere yola çıkan genç kadının yaşadığı unutulmaz bir gece ve kendisini keşfetmesinin hikâyesi anlatılıyor. Genç kadının oyunculuk denemesine katılarak başlayan serüveni, onun hayatında unutulmayacak izler bırakıyor.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Fragman
  • IMDb
  • Korkut Akın Yazıyor

Körü Körüne İtaat Yaşamı Bitirir: Tarikat

İslamiyet, eğer son peygamberin Muhammet olduğunu söylemese, zaten çok olan din sayısı belki de insan sayısı kadar artacak. Buna rağmen insanların inanışlarını kendilerine yontan, adına tarikat dediğimiz topluluklar var. Kimi Mesih diye kimi de ahir zaman peygamberi diye yine de taraftar toplamaya çalışıyor.

İşin en kötüsünü A Sacrifice (Tarikat) filmi aktarıyor. Çevreci bir kamuflajla ve tabii ki çevreciliği kötü göstererek nasıl insanlık düşmanlığı yapıldığını anlatıyor. Büyük olasılıkla uluslararası sermayenin gizli örgütlerinin desteklediği, alabildiğine soyut ve bir o kadar da zayıf bir film Tarikat.

Eşinden ayrılıp çalışmalarını Berlin’de sürdüren Ben, yaşanan grup intiharlarıyla ilgili çalışma sürdürürken yanına, kızı Mazzy gelir. Genç ve güzel kız hedeftedir artık. Ebeveyn ayrılığı en çok çocukları etkiler, buna bağlı olarak da bunalım ergenlikle birlikte daha da yoğunlaşır.

Tarikat benzeri yapılanmalar en gizli, en kurumsal örgütlerden bile daha sıkı çalışır ve insanları etkisi altına alır. Tarikatlardan çıkmak kolay değildir, denilenin yapılmaması ise hiç… Lider Hilma, sakin ama bir o kadar da gizemli ve korkutucu biridir. Yakın ve sıcak davranıyorsa da amacının pek de hayırlı olmadığı yüzünden, gözünden anlaşılmaktadır.

İnsanlar, inançlarını bile isteye geliştirmezlerse hurafelerle dolar ve yanlışa sürüklenir; değil mi ki, tuvalete gitmek günahtır dense birçok insan çatlayarak ölür. Tam da bu nedenle tarikatlar müritlerini istedikleri gibi parmaklarının ucunda oynatır ve cinayet bile işletebilir.

Küresel ısıtma nedeniyle kuraklık kadar seller de yaşanıyor. Orman yangınlarıysa Sibirya’da bile görülüyor, bizde Karadeniz bölgesinde olduğu gibi… Çevreci olmak ve geleceğimizi, buna da bağlı olarak yaşamımızı korumak demektir. Oysa bu “Tarikat” çevreci görünüm altında insan yaşamını hedef alıyor ve kötülük yapıyor. Ancak filmi bırakın bir yana, çevre koruyucu olmak için elinizden ne geliyorsa yapın, hatta daha da fazlasını…

19 Temmuz’dan başlayarak gösterimde…

(18 Temmuz 2024)

Korkut Akın

korkutakin@gmail.com

Perdeden Yansıyanlar, Perdeye Yansıyanlar: Şafak Sökerken

Sinema eskiden öğretir ve eğitirdi, ama artık sadece eğlendiriyor. Nerede kaldı eski filmler! Şimdi artık “hayal perdesi” umut dağıtmıyor.

İkinci Dünya Savaşı’nın son günleridir; faşistlerin ne denli kötü, haksız ve işkenceci, katil olduğunu gösteren duygusal bir anın içinde buluyoruz kendimizi. Hepimiz, bunun devamını beklerken, bunun perdeden yansıyan bir film olduğunu anlıyoruz…

Savaş sonrası İtalya’da kendi halinde bir ailenin iki genç kızı da sinema izlemeyi ve bir o kadar da perdede görünmeyi hayal eder (tabii ki perdeye yansıyan aktris ve aktörleri beğeniyor, gazetelerden takip ederek kendilerini onların yerine koyuyordur). Bir gün bir çapkın (!) kendisini yetkili olarak tanıtarak gençleri figüranlığa çağırır. Asıl amacı kızlarla tanışmak, gününü gün etmektir. Anneyi ikna etmek güçtür, annenin de babayı ikna edebilmesi epey zorlu olur. Sonunda istediklerini elde eden kızlar seçmelere katılırlar. Mısır’da geçen tarihi bir film çekiliyordur ve kızlar, hizmetkârlardan birileri olacaklardır. Biri seçmeleri kazanır, ama evlenmek üzere olan (ancak evleneceği genci hiç sevmeyen) kaybeder. Kardeşini ararken, “Firavun Kadın Merneith”i canlandıran ünlü başrol oyuncusu Josephine Esperanto (Lily James) ile karşılaşır. Bundan sonra ne aile vardır artık ne de kardeş… film Mimosa’ya (Rebecca Antonaci) odaklanır.

Sinema sektörü, dışarıdan görüldüğü kadar kolay ve sıradan işlerin döndüğü bir dünya değildir. Karşılıksız ve bir o kadar platonik aşklar, sürekli partiler, eğlenceler, uyuşturucu kullanımı, seks sıradandır. Bir yanda emeklerinin karşılığını alamayan emekçiler, diğer tarafta ünlü olan güzel ve yakışıklılıkları nedeniyle el üstünde tutulanlar. Bu hali doğrudan Türkiye’ye benziyor; sinemadan da öte gündelik yaşama baktığınızda yoksullukla boğuşanlarla zevk-i sefa içinde yaşayanlar…

Esperanto (adı ilginç, bir zamanlar ortak dil olarak yerleştirilmeye çalışılmıştı, güzel Lily James’in herkesin sevgilisi olduğunu işaret ediyor sanki) Mimosa’yı bir yanıyla yüceltiyor, ama duru güzelliği ve yalınlığıyla (inanılmaz bir dans sahnesi izledik) sevgililerini kapacağı kaygısına kapılıyor. Tabii, hemen aşağılaması gerekir, gözünü kırpmadan yapıyor da.

Sinemada (tiyatroda da) “sus”ları oynamak zordur; genç kız öyle güzel susuyor ki, herkes hayran kalıyor. Esperanto aşağılayacağım derken açığa düşüyor. Burasını sadece filmdeki parti ve eğlence gecesi olarak görmemek gerekir; aslında yaşam içerisinde haksız ve hudutsuz aşağılanan emekçilerin haklı dik duruşu aynı zamanda. Münir Özkul’un, 1975 yılı yapımı “Bizim Aile” filmindeki o ünlü “Yaşar Usta” tiradı gibi… Kuşkusuz Özkul konuşuyordu, oyunu da şimdi gözlerinizin önünden geçiyor… “Şafak Sökerken”deki Mimosa’nın sessiz tiradı (!) gözlerinden yanaklarına süzülen o yaşlarla hiç de unutulur gibi değil. Kendisini aşağılamaya çalışan (aslında makyaj güzeli) Esperanto bile gözyaşlarını tutamıyor.

Bir de aslan var… Filmin finaline damgasını vuran. Mimosa, sirkten kaçan aslanla karşılaşır ve “Benim, bu gece sabaha kadar yaşadıklarım karşısında sen bir hiçsin.” dercesine bakar.

19 Temmuz’dan başlayarak gösterimde…

(17 Temmuz 2024)

Korkut Akın

korkutakin@gmail.com