Gösterimdeki filmlerin 24 – 30 Haziran 2022 seansları için tıklayınız. (Listeler eksiksiz değildir, bu salonlar ve seanslar dışında da gösterimler olabilir. Listelerden alıntı veya kopyalama yapıldığında kaynak olarak Haftalık Antrakt Sinema Gazetesi‘nin gösterilmesi rica olunur.)
Günlük arşivler: 23 Haziran 2022
Prestij Meselesi
Mahsun Kırmızıgül’ün yönettiği ve Mahsun Kırmızıgül, Onur Gözeten, Ali Erkin, Eser Yenenler ile Engin Hepileri’nin oynadığı Prestij Meselesi, 03 Şubat 2022′de CGV Mars Dağıtım dağıtımıyla Boyut Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Prestij Meselesi, müzik yapımcısı Hilmi Topaloğlu’nun Anadolu’nun bağrındaki yetenekli müzisyenleri keşfetmesini konu ediyor. 1990’lardan günümüze müziğe yön veren 3 müzisyenin (Özcan Deniz, Haluk Levent, Mahsun Kırmızıgül) içlerindeki bitip tükenmeyen azimlerinin, mesleklerine olan tutkularının, hayatla olan mücadelelerinin ve kalpten kalbe giden o ilk yolculuğun gerçek hikâyesini anlatıyor.
- Basın Bülteni
- Fotoğraflar
- Fragman: 1 / 2
- IMDb
Homosapiens ile Teknosapiens Arasında…
Hayat mı sanatı, sanat mı hayatı takip ediyor? Bu soru hep sorulur, ama yanıtının kesinlik kazanması pek mümkün değildir. Yine de bana sorarsanız, sanat her zaman için yol göstericidir, hatta bilime bile…
Bütün sanat dalları gibi sinema da geçmişe olduğu kadar geleceğe de odaklanıyor ve olasılıkları sıralıyor önümüze. O olasılıklar ne zaman ve ne boyutta gerçekleşebilir, kim bilebilir ki, hele de bizim ülkemizde… Düşünsenize, bir çift söz bile ülke ekonomisini tepetaklak edebiliyor. Ekonominin her sarsıntısı yaşamımızı altüst ettiği gibi geleceğimizi de belirliyor.
Biz gelelim filme… “After Yang” (Yang’dan Sonra), yönetmen Kogonada, Alexander Weinstein’in kısa öyküsünden kendisinin uyarladığı filmde izleyiciyi düşünmeye, duyguların yaşamda yerinin olduğunu fark ettirmeye davet ediyor. Duygular önemlidir yaşamda, yön verir bizlere. Çoğunlukla da duygularımıza göre hareket ederiz, aklı ve bilinci pek umursamadan. Doğru mudur bu, bilemem tabii ki. Herkesin düşüncesi de duygusu gibi kendisine… Buna da bağlı olarak ister istemez kendi duygunuzu, kendi aklınızı seçiyorsunuz. Boşuna renkler ve zevkler tartışılmaz denmemiş yani. Ama gelin bu konu üzerinde düşünelim. Gelin, bu konunun ne denli önemli olduğunu konuşalım. Her şey gibi duygular da, düşünceler de, doğrular da değişir. Değişmeyen tek şey değişimin kendisiyse, doğru bir yerdesiniz ve doğru bir filmi izlemek istiyorsunuz.
Baştan belirtmekte yarar var: Yavaş akan bir film, sabrınızı zorluyor. Bunca büyük hareketliliğin ve hızın yaşandığı dünyada kim bunca dayanabilir ki! Kogonada, bunun bilincinde, o yavaşlığın içerisinde düşünmenize fırsat tanıyor. Film boyunca doluya koyuoar aldıramıyor, boşa koyuyor dolduramıyor, sürekli tartışıyorsunuz kendinizle bile.
Basit bir öykü. Evlâtlık aldıkları küçük kıza bakıcılık ve eğitmenlik de yapan android (Yang) bozulmuştur. Küçük kız, androidini ister, babası da onarılması için çabalar. O koşuşturma içerisinde duygusal bir çatışma yaşanır, anne ile baba ve her ikisiyle çocuk arasında. Duygular(ımız) ne denli belirleyicidir yaşamımızın içerisinde?
Yang bir robot olmasına karşın hem küçük kızın hem de ailenin en yakın arkadaşıdır. Bir robotun duygusu olabilir mi? Zaten film onu işliyor. İnsanların duygusu yaşamı, geleceği nasıl belirler? Bir yanıyla kolay bir film, ama diğer taraftan da düşünmeye yönlendirdiği için zor bir film. Çözümlenen her soru işaretinin arkasından onlarcası sökün ediyor. Biriyle ilgilendiğinizde ikincisini, arkasından gelen üçüncü, beşinci, onuncu… soru işaretleriyle boğuşurken buluyorsunuz kendinizi. Satranç oyunundakinden daha çok olasılık var önünüzde, buna da bağlı olarak yenmeniz gereken duygularınızın (ya da duygusallığınızın) etkilerinden kurtulmak…
Var mısınız, kendinizi sınamaya, duygularınızın yaşamı belirleyiciliğini saptamaya… Acaba hangisi daha gerekli, hangisi daha vazgeçilmez?
Yang’dan Sonra (After Yang), duygusal, kurgubilim, Yönetmen ve Senaryo: Kogonada, Oyuncular: Colin Farrel, Jodie Turner Smith, Malea Emma Tjandrawidjaja… 01 Temmuz’dan başlayarak gösterimde…
(30 Haziran 2022)
Korkut Akın
59. Antalya Altın Portakal Film Festivali
01 – 08 Ekim 2022 tarihleri arasında gerçekleşecek 59. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin Ulusal Yarışmaları için başvurular başladı. Festival kapsamında yapılacak Ulusal Uzun Metraj, Ulusal Belgesel ve Ulusal Kısa Metraj dallarında bu yıl toplam 940 bin TL tutarında ödül dağıtılacağı belirtildi. Ulusal yarışmalara, 09 Ağustos 2021′den sonra tamamlanmış ve 59. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nden önce Türkiye’de halka açık ticari veya özel gösterimi yapılmamış, yurt içinde bir festivale katılmamış Türkiye yapımı filmler katılabilecek. Festivalin web sitesinden yapılacak başvurular 04 Ağustos 2022 Perşembe günü, saat 18:00’de sona erecek.
Masal Şatosu: Gizemli Misafir
Burak Kuka’nın yönettiği ve Ecrin Su Çoban, Berat Efe Parlar, Gülse Göçer ile Ozan Varol’un oynadığı Masal Şatosu: Gizemli Misafir, 12 Ağustos 2022′de CJ ENM dağıtımıyla Wovie – RetroPro – Dmc – Netd tarafından vizyona çıkarıldı.
Neşe ve arkadaşları evlerinde parti hazırlığındayken, bir misafir kapılarını çalar. Misafir, masal diyarından gelen ve hafızası silinen bir prenstir. Prens, masal diyarının neşesidir ve onun Dünya’da kaldığı her an masal diyarına mutsuzluk hakim olacaktır. Neşe ve arkadaşları hiç bilmedikleri mistik ortamları keşfederken, Prens’i ait olduğu masal diyarına göndermek için eğlenceli ve neşeli bir serüvene atılırlar.
Gülümse
Parker Finn’in yönettiği ve Sosie Bacon, Jessie T. Usher, Kyle Gallner ile Robin Weigert’in oynadığı Gülümse (Smile), 30 Eylül 2022’de UIP Filmcilik dağıtımıyla UIP Filmcilik tarafından vizyona çıkarıldı.
Bir hastanın yaşadığı tuhaf, şaşırıcı, benzersiz ve travmatik bir olaya tanık olan Dr. Rose Cotter, açıklamakta büyük güçlük çektiği çeşitli korkutucu ve tedirgin edici olaylar yaşamaya başlar. Bu karşı konulması mümkün olmayacak derecede bunaltıcı olan korkutucu dehşet, hayatını ele geçirmeye başlarken, Dr. Rose Cotter hayatta kalmak ve korkunç yeni gerçekliğinden uzaklaşmak için sıkıntılı geçmişiyle mutlaka karşı karşıya gelmek zorundadır.
Kamera Elinde Geleceğin Cebinde 8. Kısa Film Yarışması
Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği’nin (TSPB) gelenekselleşen “Kamera Elinde Geleceğin Cebinde” Kısa Film Yarışması’nın sekizincisine başvurular 23 Haziran’da başlıyor. TSPB’nin sinemanın toplumsal dönüşümdeki gücüyle ülkede finansal okuryazarlık ve sermaye piyasalarına yatırım konusunda bilgi ve farkındalığı artırmak amacıyla düzenlediği ve her yıl yeni bir temayla yürüttüğü kısa film yarışması bu yıl, “Sermaye Piyasalarında Yatırımcı Olmak” teması ve “Filmler Kısa, Yatırımlar Uzun” sloganıyla başlıyor. Senaryo başvurularının 23 Haziran – 16 Eylül 2022 tarihleri arasında kabul edileceği yarışma, yurt içi ve yurt dışından herkesin katılımına açık yapılıyor.
Kamera Elinde Geleceğin Cebinde 8. Kısa Film Yarışması yazısına devam et
12 Punto 2022, Alanında Uzman İsimlerin Katıldığı Panel ve Masterclass’larla Devam Ediyor
TRT tarafından bu yıl dördüncüsü düzenlenen senaryo geliştirme ve ortak yapım platformu 12 Punto TRT Senaryo Günleri, etkinlik kapsamında düzenlenen panel ve masterclasslarla Ortaköy Feriye Sineması’nda devam ediyor. “Filmimden Nasıl Para Kazanırım?”, “Filmimi Sundance’e Nasıl Yollarım?” ve “Animasyon Film Nasıl Üretilir, Nasıl Pazarlanır?” başlıklı söyleşi etkinliklerde alanlarındaki uzman profesyonel konuklar edindikleri tecrübelerini katılımcılarla paylaştı.
- Basın Bülteni
- Gunler hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
Ödülleri Toplayan Okul Tıraşı AKM Yeşilçam Sineması’nda
Ferit Karahan’ın imzasını taşıyan Okul Tıraşı, Atatürk Kültür Merkezi Yeşilçam Sineması’nda gösterime giriyor. Dünya prömiyerini 2021 yılında yapan film; Cannes Film Festivali, Berlin Film Festivali ve Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin de aralarında bulunduğu festivallerde yarışarak pek çok ödülün sahibi oldu. Film, şehirden uzak yatılı bir okulda hastalanan arkadaşını doktora götürmeye çalışan küçük Yusuf’un hikâyesini konu ediyor.
- Basın Bülteni
- Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
Korkut Akın Yazıyor: Bu Ne Yaman Çelişki
Hatırlayanlar vardır, Güzin ile Baha söylerdi, keyifli bir şarkıydı: “Olamam ki, olamam ben senle de sensiz de…” Tamam, o sevgilileri anlatan, onların çelişkilerini dile getiren bir ezgiydi. “Yumrukları Gevşetmek”te ise genç kızın aileden kopma, kendi ayakları üstünde durma isteğiyle çok sevdiği ailesinden kopamama duygusu anlatılıyor. Osetya, adı sadece savaşlarla duyulan bir Kafkas ülkesi… Bizim 40 – 50 yıl öncemiz gibi… … Devamı… »