Evren Sıçraması

Doğru nedir? Sizin doğrunuzla benim, benimkiyle, bir başkasının doğrusu aynı mıdır? Doğrular değişir mi? Değişen doğrular karşısında ne yapmalı? Ya da her doğru “doğru” mudur? Soruları birbiri ardına sıralamak mümkün; yanıtlarıyla da sayfalar doldurmak…

Doğru ile gerçek, algı ile duygu, görgü ile bilgi birikimi bir bütün oluşturunca yaşam çıkıyor karşımıza. Hepimizin yaşamı kendimize özgü, hepimiz -muhakkak ki, bir bütün olarak- sosyal, siyasal, ekonomik, kültürel ve sayabileceğiniz tüm etmenler çerçevesinde birbirimizden etkileniyoruz. Bununla birlikte geniş bir yapı, bir çatı altında toplanıyoruz.

Sinema farkında…

Değişen dünyada, algılarımız da farklılaşıyor ve teknolojik gelişmeler doğrultusunda geleceğin düşler dünyasına yönelik filmler yapmaya başladı. Hep söylediğim gibi, sanat bilimi de geliştirir. (tabii ki, ikisi birbirini tamamlar, tartışmaya girmeden… Newton, bir şiirde dizelerin etkisiyle gider elma ağacının altına, yerçekimi için.)

Düşünce okuma, düşünce ile iletişim, düşünce ile çözüm belki yakın gelecekte değil, ama büyük olasılıkla yaşamımızın bir parçası olacak. Bunun öykülerini okuyoruz, izliyoruz…

Her şey aynı anda…

Çinli göçmen ailenin vergi dairesiyle başlayan, ama belki de “evren”i kurtarmaya varacak öyküsü ne doğruların tam doğru (veya gerçek) ne de görünenlerin tam olduğunu anlatıyor. Evet, bir sistem var, bu sistemi sevmeseniz de bağlısınız ve gereklerini yerine getirmelisiniz. Daha iyisi gelene kadar da bu sisteme uyacaksınız.

Çamaşırcı Evelyn, izleyiciye bir yandan (sistemin eksik, aksak yanlarıyla mücadele çerçevesinde) çabalamak gerekliliğini bir yandan da dar kalıplar arasında kalmadan alabildiğine geniş bir evrende bu “değişim”in yaşanacağını gösteriyor.

Her Şey Her Yerde Aynı Anda (Every Thing Every Where All at Once), fantastik bilimkurgu, macera, komedi, Yönetmen: Dan Kwan, Daniel Schinert, Oyuncular: Michelle Yeoh, Jamie Lee Curtis, Jenny Slate, Stephanie Hsu, Ke Huy Quan… 8 Nisan 2022 tarihinden başlayarak gösterimde…

(03 Nisan 2022)

Korkut Akın

[email protected]

Emre Kayiş’ten Ödüllü Bir İlk Film: Anadolu Leoparı

Emre Kayiş’in yazıp yönettiği ilk uzun metraj filmi Anadolu Leoparı’nın başrollerini, başarılı performanslarıyla dikkat çeken Uğur Polat ve İpek Türktan paylaşıyor. 58. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde Behlül Dal En İyi İlk Film Ödülü’ne layık görülen film bir hayvanat bahçesi müdürünün, kurumun özelleştirmesini önlemek amacıyla bürokrasi ile verdiği mücadeleyi konu alıyor.

Ferhan Baran Yazıyor: Pembe Gözlüklerin Ardından

Kenneth Branagh imzalı ‘Belfast’, Kuzey İrlanda’nın başkenti olan liman şehrinden günümüze ait panoramik görüntülerle açılıyor. Kamera, bölgeleri birbirinden ayıran yüksek duvarların üzerine çizilmiş devasa emekçi portrelerini aştığında renkler siyah-beyaz’a, zaman dilimi 50 küsur öncesine dönüşüyor. 1969 yılının sıcak Ağustos gününde gamsız kasavetsiz kılıç kalkan oynayan çocuklar, sakin mahallelerini basan maskeli adamların attıkları … Devamı… »

No: 26 Ölüm Çığlığı

Batuhan Çelik’in yönettiği ve Hande Öğüt, Barış Baktaş, Lola Polat ile Berat Eren Adanalı’nın oynadığı No: 26 Ölüm Çığlığı, 01 Nisan 2022’de TME Films dağıtımıyla Beyaz Zürafa tarafından vizyona çıkarıldı.
İşi başından aşkın olan Selin, rahmetli dedelerinden kalma yazlık evine giden kız kardeşinden bir türlü haber alamaz. Defalarca aramasına rağmen kız kardeşi Ada’ya ulaşamaz. Telefonları cevapsız kalınca işlerini bırakıp onun yanına, kasabaya gitmeye karar verir. Selin’in yalnız bırakmak kasabaya gitmesini istemeyen sevgilisi Barış da onunla birlikte yola koyulur. Yıllardır uğramadıkları bu dede evinde yatan sırlar, yavaş yavaş gün yüzüne çıkacaktır.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Fragman
  • IMDb

No: 26 Ölüm Çığlığı yazısına devam et

İstanbul Film Festivali 41 Yaşında

İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından düzenlenen, ülkemizin en kapsamlı uluslararası sinema etkinliği İstanbul Film Festivali bu yıl 41. yaşını kutluyor. Aradan geçen yıllar boyunca yepyeni ve dinamik sinemacı kuşaklara okul olmuş baharın müjdecisi festivalimiz, bir kez daha Türkiye ve dünya sinemasının en nitelikli örneklerinin yer aldığı zengin programıyla 8 – 19 Nisan tarihleri arasında kentin iki yakasında farklı mekânlar ve 7 salonda sinemaseverlerle buluşmaya hazırlanıyor. Festivalde gösterimlerin yanı sıra, her sene olduğu gibi, konuk yönetmen ve oyuncuların katılımıyla gerçekleştirilecek söyleşiler, konserler ve özel etkinlikler yer alıyor.

Programına aldığı 135 uzun metrajlı, 22 kısa filmden oluşan görkemli programıyla sinemaseverleri yine epeyce koşuşturacağa benzeyen festival, bu yıl dünya sinemasının büyük ustalarından Sergio Leone’yi kariyerinin tüm uzun metrajlarını kapsayan bir toplu gösteri ile anıyor. ‘Spagetti Western Ustası: Sergio Leone’ başlıklı bölümde, dünya sinemasını ve çağdaş sinemacıları derinden etkilemiş benzersiz sinemacıyı DVD’den izledikleri filmleriyle tanımış olan genç kuşak izleyici onun unutulmaz başyapıtlarını sinema salonlarında seyretme şansına kavuşacak. Bizde pek bilinmeyen 1961 yapımı ilk uzun metrajı ‘Rodos Heykeli / Il Colosso di Rodi’ den ‘Bir Avuç Dolar / A Fistful of Dollars’ ya da ‘İyi, Kötü ve Çirkin / The Good, the Bad and the Ugly’ gibi kültleşmiş spagetti westernlerine ve nihayetinde görkemli başyapıtı ‘Bir Zamanlar Amerika / Once Upon A Time In America’ ya uzanan seçki, tüm sinemaseverler için gerçek bir hazine değerinde.

Festival bu yıl Amerikan sinemasının önemli klasiklerinden ‘Baba / The Godfather’ ın 50. yaşını dünya sinemalarıyla birlikte kutluyor. Türkiye sinema ve tiyatrosunun unutulmaz isimlerinden Cahide Sonku’nun Orhan Murat Arıburnu ve Sami Ayanoğlu ile birlikte yönetmenliğe soyunduğu ve başrolünü o dönem yeni parlayan Zeki Müren ile paylaştığı popüler sinemamızın tanınmış filmlerinden 1953 yapımı ‘Beklenen Şarkı’ yenilenmiş kopyasıyla festivalin bir diğer armağanı olarak programda yer alıyor.

Ulusal ve Uluslararası Uzun Metraj Film Yarışmaları ile birlikte yakın geçmişte Ulusal Belgesel ve Kısa Film kategorileriyle yarışma cephesini genişleten festival, bu yıldan başlayarak etkinliğin geleneksel bölümlerinden, genç yönetmenlerin çektikleri ilk veya ikinci filmlerin yer aldığı ‘Genç Ustalar’ seçkisini yarışmalı bir bölüme dönüştürüyor. Yabancı festivallerde dünya prömiyerlerini yapmış filmlerden zengin bir toplamın yanında, ‘Mayınlı Bölge’ seçkisinde yer alan ve sinemaseverler için sıkı keşif imkanları sunan yapımlar bu yıl da izleyicisini bekliyor. Berlinale 2022’ nin Altın Ayı ödüllü Carla Simón filmi ‘Alcarràs’ bu çekici listenin başında yer alan çalışmalardan biri. ‘Cinemania’, ‘Antidepresan’, ‘Çiçek İstemez’ ya da ‘Nerdesin Aşkım’ başlıklı tematik bölümler bu yıl da eksik olmazken, ‘Festival Galaları’ seçkisi dahilinde daha geniş bir seyirci kitlesinin ilgisini çekmeye yönelik filmler her zaman olduğu gibi program menüsünü çeşitlendiriyor.

Festivalin açılış filmi ‘Rabiye Kurnaz George W. Bush’a Karşı’ Alman yönetmen Andreas Dresen imzasını taşıyor. Film, Berlin Film Festivali’ nde Köln’de yaşayan komedyen, yazar, sunucu Meltem Kaptan’a oyunculuk ödülü getirmiş, ayrıca en iyi senaryo ödülünü kazanmıştı. Diğer önerilerimiz ve geleneksel kaçırılmaması gerekenler listemizi başka bir yazıya saklayarak, festival biletlerinin bu yıl passo.com.tr/tr’ de satışa sunulmuş olduğunu hatırlatmış olalım.

(01 Nisan 2022)

Ferhan Baran

[email protected]

Merkezine Çocukları Alan Filmimin Hikâyesi Yarışması Başlıyor

İstanbul Büyükşehir Belediyesi İstanbul Vakfı ve Türkiye Sinema ve Audiovisuel Kültür Sanat Vakfı (TÜRSAK) iş birliğiyle hayata geçirilen 18. Uluslararası Çocuk Filmleri Festivali kapsamındaki Filmimin Hikayesi Yarışması, sanatsal anlamda çocuklara sinemayı sevdirmeyi amaçlarken aynı zamanda gerçekleştirilecek proje ile sinemayı uygulamada öğreterek ilerleyen dönemlerde çocukları sektöre kazandırmayı hedefliyor. Düzenlenecek Kısa Film Atölyesi ile birinci seçilen hikâyenin filme alınması imkânı sağlanacak.

Korkut Akın Yazıyor: Pembe Payetli Kahraman

Loretta Sage, popüler bir yazardır ve artık bıkmıştır “ucuz kahramanlık” romanı yazmaktan. Ancak kitaplarının kapak modeli Alan, biraz daha ünlenip biraz daha ilgi odağı olmak istemektedir. Bu, anlaşılabilir bir şey. Hemen aklıma gelen, Mayk Hammer yazan Afif Yesari, “Adam yedi Mike Hammer yazmış ve bir eli yağda bir eli balda inzivaya çekilmiş… Ben 50’yi aştı, hâlâ da yazıyorum, ama yine de zor geçiniyorum” demişti, yaşamının son … Devamı… »

İFSAK 42. Kısa Film ve Belgesel Yarışması Sonuçlandı

Ulusal, Uluslararası ve Göç Temalı bölümlerin yer aldığı İFSAK 28.Kısa Film Festivali, 07 – 13 Mart 2022 tarihleri arasında yapıldı. Ulusal bölüm, İFSAK 42. Kısa Film ve Belgesel Yarışması‘nda ön elemeyi geçen filmlerden oluştu. Yarışma kapsamında ödüller 13 Mart 2022 Pazar günü saat 18:30’da yapılan törenle sahiplerini buldu. İFSAK Sinema Emek Ödülü ise sadibey.com web sitesinde yaptığı yayınlarla sinemaya sunduğu katkılardan dolayı Sadi Çilingir’e verildi.

  • Basın Bülteni
  • Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • İFSAK 42. Kısa Film ve Belgesel Yarışması Sonuçlandı yazısına devam et

    Korkut Akın Yazıyor: Benim Çocukluğum Film…

    Eskiden herkes, “Benim hayatım roman” derdi. Doğrudur, herkesin hayatı kendince ilginç ve çıkarılması gereken derslerle doludur. Sonraları buna, “Benim hayatım film” eklendi. O da doğrudur doğal olarak. Eğer olay örgüsünü güçlü kuruyor da izleyicinin ilgisini çekebiliyorsanız neden olmasın! Bugünün Türkiye’sinde yaşayan herkes için geçerli bu söylem. Çünkü hepimizin hayatı bir film, hatta sonu olmayan dizi… 12 Eylül öncesi … Devamı… »

    2. İstanbul Kürt Film Festivali Başladı

    Mezopotamya Sinema tarafından düzenlenen İstanbul Kürt Film Festivali’nin ikincisi, dün akşam (24 Mart) Şişli Cemil Candaş Kent Kültür Merkezi’nde düzenlenen bir törenle başladı. 29 Mart tarihine kadar toplam 27 filmin gösterileceği festivalin açılış gecesine seyircilerin yanı sıra siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri de katıldı. Festivalin açılışında Amasi Martirosyan’ın 1933 yılında Sovyetler döneminde çektiği Ezidi Kürtler (Kurden Ezidi) filmi gösterildi.

    2. İstanbul Kürt Film Festivali Başladı yazısına devam et

    Osman Sekiz

    Bir evde, hayaletleriyle mutlu mesut yaşayan Osman, günümüzün en askıntılarından emlak komisyoncularına yakalanır. Evden çıkmak istemeyen, aslında dışarı bile çıkamayan Osman, emlakçı güzeline gönlünü düşürünce olanlar olur…

    Ezel Akay (jenerikteki adıyla Ezop), fantastik filmler yapmayı seven, gençleri desteklediği için de saygınlık kazanmış bir yönetmen. Besbelli kendini yenileyemediğinden olsa gerek istediği seviyeyi tutturamamış bu filminde.

    Ben her ne kadar “ışık artı zaman eşittir sinema” tanımını çokça yinelesem de, bu kez “para artı zaman eşittir film” demek zorundayım. İlk dijital efekt yapabilen bilgisayar (E.T.’nin yapıldığı bilgisayar diye anlatılmıştı) geldiğinde Kerem Kurdoğlu, elinin altındaki sistemle her şeyi yapabileceğini, ama zaman tanınması gerektiğini söylemişti. Zaman da paraydı günümüzde… Ama sadece para yeterli değildi, ayrıca gerçekten zaman da gerekliydi.

    Buna bir de ritmi eklemek gerekir her halükârda… Ritim de zamanla bağlantılı… Filmi olması gerekenden daha uzun yaparsanız istediğiniz etkiyi sağlamıyor. Bitse de gitsek duygusu öne çıktığında seyirci benimseyemiyor filmi.

    Ezop’un bu iki zamansal sıkıntısı Osman Sekiz için belirleyici olmuş. Senaryo ilginç aslında. Aklıma, Cervantes’in Don Kişot için söyledikleri geldi. Öykü bu ya, biri bir roman yazar, Cervantes’e, değerlendirmesi için götürür… O da çok beğendiği ama iyi anlatılamadığı için öyküyü yeniden yazar. İşte, bugün en çok okunan kitaplarından biri Don Kişot böyle doğar.

    Madem elimizin ayarı kaçtı ve hep eleştirdik, bir de Ezel Akay’ı eleştirelim… Hitchcock’un her filmi için uyguladığı “bir yerinde gözükme” kuralına uygun olarak ama biraz uzunca rol almış yönetmenin kendisi filmde. Olabilir, alsın tabii, itirazımız yok. Ama rol çalmasını beğenmedim. Her seferinde sonradan gelip de en çok konuşan olunca itici olmuş.

    Osman Sekiz, Yönetmen: Ezop (Ezel Akay), Senaryo: Kemal Uçar, Oyuncular: Tim Seyfi, Begüm Birgören, Kemal Uçar… 1 Nisan 2022 tarihinden başlayarak gösterimde…

    (31 Mart 2022)

    Korkut Akın

    [email protected]

    Aydın Engin’i Kaybettik

    Medyanın önemli yazarlarından Aydın Engin, 24 Mart 2022 Perşembe günü hayatını kaybetti. 12 Şubat 1941′de dünyaya gelen Aydın Engin, Yeşilçam için pek çok senaryo yazdı ancak imzasını koymadı. O zamanları “Yeşilçam sinemasına çok sayıda senaryo yazdım. Derken Yılmaz Güney’in ‘ghost writter’i oldum. Yani senaryoyu ben yazdım, afişte ya takma ad kullandık ya da Yılmaz Güney imzasını.” diye anlattı. Eşkıya Halil adlı filmin senaryosunu ise yönetmen Alp Zeki Heper’le birlikte yazdı. Engin’in cenazesi, 25 Mart Cuma günü Çengelköy Mezarlığı’nda toprağa verilecek. Merhuma tanrıdan rahmet, kederli ailesine sabırlar dileriz.