Çilingir Sofrası (Sadi Bey’in Facebook Günlükleri):
Nostaljiye fazla takmamalı, herkesin mazisi kendinden menkûl. Bizim kuşak “Ah o Türkân yok mu ah o Türkân” diye kavruldu, Ediz Hun’larla Göksel Arsoy’larla hayaller kurdu. Önceki kuşağımıza bakıyoruz, Cahide Sonku, Gülistan Güzey, Grace Kelly, James Dean, Bülent Ufuk diyorlar da başka bir şey demiyorlar; Safiye Ayla, Bebek Gazinosu’nda şakımaya başladığında Küçüksu sahillerinde huşu içinde dikkat kesildiklerini anlatıyorlar. Muhtemelen günümüz kuşağı da Türk Sanat Müziği denildiğinde Ayşen Birgöl ve Gökhan Sözen’i anlata anlata bitiremeyecekler, rüyalarında Melisa Sözen, Aras Bulut İynemli ile haşır neşir olacaklar. O nedenle ne yazsak, ne anlatsak hep eksik kalacak; tam ifade etsek de algılama mutlaka yetersiz olacak. (29 Mart 2020)
Cinemaximum’un Oscar kazanmış filmleri 12 TL.den yeniden vizyona sunması iyi bir uygulama. “Judy”yi görememiştim, gördüm. Salonda çoğunluğu orta yaşlı bayanlardan oluşan kalabalık denebilecek seyirci vardı. Arkamdan “Dolma ihtimali var mı?” diye bir ses gelince, “Yok, burası sinema, lokanta değil.” deyiverdim. Döndüm baktım, meğer kenardaki yerini beğenmeyen emsalim bir delikanlıyı yanındaki arkadaşı, “Orası değil, burası.” diye uyarıyor. Gülüştük. Kısmetse yarın da “Joker”i izleyeceğim; “Parazit”i vizyondan önce basına özel yapılan gösterimde izlemiştim. (23 Şubat 2020)
Sadi Bey’in Beyazperde Yazıları: “Bir kalbin değeri, ne kadar sevdiğiyle değil, ne kadar sevildiğiyle ölçülür.” (Billur Köşk-The Wizard of Oz, Yön: Victor Fleming.) (26 Şubat 2020)
Ağzımı açayım da biraz ortama saydırayım diyorum; sonra, duyup açılış yapmaya gelir diye ağzımı açmaktan vazgeçiyorum. (02 Mart 2020)
Sadi Bey’in Beyazperde Yazıları: “Kimin deli, kimin veli olduğu bilinmez.” (Sabit Kanca: Son Soru, Yön: Nuri Yıldız.) (04 Mart 2020)
Kader: Ülkemizin en ünlü çizgi romanlarından Karaoğlan’ın çizeri Suat Yalaz ve Kara Murat’ın çizeri Abdullah Turhan bugün, 02 Mart 2020 Pazartesi günü hayatlarını kaybettiler. Suat Yalaz, Akşam Gazetesi’nden ayrıldığı yıllarda Abdullah Turhan bir müddet Karaoğlan’ın çizimlerine katkıda bulunmuştu. Kaderin böylesi. Allah rahmet eylesin, mekânları cennet olsun. (02 Mart 2020)
Hadi hayırlısı, sokağa çıkma kısıtlaması ilerledikçe eve başka vasıflar yüklemeye başladım. TV.nin bulunduğu salonumuz gözüme Kanyon Sineması’nın 9 no.lu salonu gibi gelmeye başladı. Koridordan arka tarafa geçerken sanki Kadıköy’den vapura binmişim de Beşiktaş’a geçiyormuşum gibi bir his. Vapurdan iniyorum, köşeyi dönüyorum aaa Hilton’un Kral Dairesi’ne gelmişim, aslında yatak odası tabi ki. Mutfak tıpkı Antalya Rixos Oteli’nin restaurantı. Banyonun da olduğu def-i hacet makamı bildiğin modern bir SPA merkezi. Haa bu arada hanıma da Buckingham Sarayı Kraliçesi gibi aşırı saygı göstermeye başladım. Korkarım bir müddet sonra “Çıkın dışarı” deseler de çıkmayacağım. Hadi hayırlısı. (30 Mart 2020)
Alın size bir türkümüzden güzel bir cümle: Hop diridiri dat diri dittiri dom. Sallayın gitsin, her yere uyar. (31 Mart 2020)
“İz’an ya da iban, işte bütün mesele bu.” / Efendim, burada iz’an, olmak, iban ise olmamak mânâlarına tekabül ediyor. Günümüzün güzide yazarı, mazimizin ünlü muharririnin sözüne atıfta bulunuyor. (Atıf Kaptan?) (01 Nisan 2020)
Mizah, “durdurulamaz güç”tür. (01 Nisan 2020)
Sokağa çıkma kısıtlamasının ilginç keşifleri de oluyor. Bugün, kütüphanemizdeki kitapların baskı tarihlerinden de ne kadar yaşlandığımızı anlayabileceğimizi keşfettim. Arkadaşın biri Füruzan’ın “Benim Sinemalarım” adlı kitabının 22. baskısının kendisine ulaştığını sosyal medyada sevinçle paylaşmış. Bende kitabın Bilgi Yayınevi’nce yayınlanmış ilk baskısı var, tarihine baktım: 1973. Kitabı 23 yaşında okumuşum, üzerine 47 yıl eklemişim, olmuşum 70. Vah. (02 Nisan 2020)
Hadi yine iyisiniz, yapayım bir petibör şarkı da neşenizi bulun: Ankara’nın bağları da büklüm büklüm yolları; Urfalı’yam ezelden gönlüm geçmez güzelden; Kız sen İstanbul’un neresindensin; Bursa’nın ufak tefek taşları; Çanakkale içinde aynalı çarşı; Sivas ellerinde sazım çalınır; Adana’nın yolları taştan; Mardin’e le Mardin’e düştüm senin derdine; Oy Trabzon Trabzon için kalaylı kazan; Anteb’in hamamları sallanır külhanları… (04 Nisan 2020)
Bütün günlerin tek bir kaderi var: Maziye karışmak. (11 Nisan 2020)
65 yaş üstü mahkûmları da saldılar mı? Saldılarsalar biz mahkûm olmayan 65 kuru üstü mahkûm olmayanlar niye evde mahkûmuz? Yoksa biz kûmuzmah mıyız, muzmahkû muyuz? (16 Nisan 2020)
Bugün sinema filmlerinin sınıflandırılmasında kullanılan +yaş uygulamasının ifadelendirilmesi ile hem abim, hem yaşıtım sayılan bir büyüğümüzün yaş gününü kutladım. “Hem abin, hem yaşıtın nasıl oluyor?” derseniz cevap vereyim: İkimiz de 50+ yaşındayız Doğru mu? Doğru. Gelgelelim bendenizin +’sı 19, zat-ı alilerinin +’sı 26’dır, dolayısıyla büyüğüm sayılır. Doğru mu? Tabi ki bu da doğru. (16 Mayıs 2020)
Az önce kütüphanemi karıştırdım, yüzlerce festival kitabı, broşürü, çantası, kalemler, bardaklar, tişörtler gırla gidiyor. Yarın, öbür gün, şu sıralar ertelenmeyip de online olarak yapılan festivalleri hatırlamaya çalıştığımızda aklımıza sadece http://www… ya gelecek, ya gelmeyecek. Bunu da yazın bir kenara. (16 Mayıs 2020)
Eski zamanların Türk sanat müziği şarkıları, kanaatimce kavuşulamayan sevgililere yazılmış ve bestelenmiştir. / Benimle yaşıt olan film: “Trenin Ciotat Garına Gelişi” (L’arrival d’un Train a La Ciotat). Öyle. (25 Mayıs 2020)
(08 Haziran 2020)
Sadi Çilingir
[email protected]