Ferhan Baran Yazıyor: Bürokratın Yalnızlığı

Has sinefiller sıkı durun, yaz ortasında bir başyapıt sinemalarda gösterime girdi. Lucrecia Martel’in dünya prömiyerini geçtiğimiz Venedik Film Festivali’nde yapmış filmi ‘Zama’dan söz ediyorum. ‘2017’den Benim Seçtiklerim’ listemde de yer verdiğim bu güzel filmin, festivallerden sonra Başka Sinema salonlarında vizyona girmiş olması son ayların en güzel sürprizlerinden. Arjantinli usta yönetmenin 9 yıl aradan sonra çektiği ve Antonio di … Devamı… »

Nazif Kündem’i Kaybettik

Sinemamızın emektar set teknisyen ve amirlerinden Nazif Kündem, 08 Temmuz 2018 Pazar günü hayatını kaybetti. Kündem’in cenazesi, aynı gün öğle namazını müteakip kılınan cenaze namazı sonrası Sarıyer Ferahevler Dedeman Camii’nden kaldırıldı ve toprağa verildi. Beyoğlu’nun Arka Yakası, Hayat Kadını, Ağlamayacaksın, Katırcılar, Evcilik Oyunu, Ferman, Yasak İlişki, Allahım Sen Bilirsin, Bir Küçük Bulut, Yalnız Değilsiniz, Bu Son Olsun gibi filmlerin setlerinde görev yapan Kündem, Aynı Yolun Yolcusu ve Hıçkırık adlı filmlerde de oyuncu olarak beyazperdeye geldi. Merhuma tanrıdan rahmet, kederli ailesine sabırlar dileriz.

Korkut Akın Yazıyor: Hayat Okulu

Eğitimi “insan yaratma işi” olarak tanımlıyor uzmanlar. Eğitim için okul gerekmiyor kuşkusuz. Okul, yaşamın ta kendisi en tam da. Doğa içinde öğrendiklerinizi unutmadığınız gibi üzerine ekleyebiliyorsunuz da. Paul, 1930’lar Paris’inin kırsal alanında, alıyor asıl eğitimini. Biraz dik başlı, başına buyruk, hatta inadına tepkili, ama hayat onu da eğitiyor diğerleri gibi. Bu arada en çok da büyüklerin eğitildiğini söylemeliyiz. Yetimhaneden … Devamı… »

Uluslararası Dostluk Kısa Film Festivali’nin Tarihleri Belli Oldu

Fethi Gemuhluoğlu’nun “İnsana dost olmak, fikre dost olmak, komşuya dost olmak, coğrafyaya dost olmak, tarihe dost olmak, kendi vücuduna dost olmak, görünene ve görünmeyene dost olmak” felsefesinden hareketle yola çıkan Uluslararası Dostluk Kısa Film Festivali, bu yıl ilk kez 14 – 16 Aralık 2018 tarihleri arasında, yönetmen Faysal Soysal direktörlüğünde ve Mehmet Lütfi Şen’in Genel Sanat Yönetmenliğinide İstanbul’da gerçekleştiriliyor.

Uluslararası Dostluk Kısa Film Festivali’nin Tarihleri Belli Oldu yazısına devam et

Aile Oyunları

Suzuyo Bobo’nun yönettiği ve Megan Boone, Larry Bryggman, Alison Fraser ile Derek Cecil’in oynadığı Aile Oyunları (Family Games), 28 Eylül 2018′de MC Film dağıtımıyla DFGS Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Sloane (Megan Boone), babası Roan’ın yeniden evlilik yapmaya yazırlandığı öğrenir, bunun üzerine, birlikte yaşadığı ve çok sevdiği erkek arkadaşı Barrett (Derek Cecil) ile birlikte babası Roan’ın (Larry Bryggman) yeniden evlenmesini engellemek üzere, uzun bir zaman sonra çocukluğunun ve ilk gençliğinin geçtiği, büyüdüğü eve geri döner. Ailenin uzun süredir karanlıkta kalan sırları açığa çıktıkça, aile üyelerinin gelecekleri daha da belirsizleşecektir.

  • Basın Bülteni: 1 / 2
  • Fotoğraflar
  • Fragman
  • IMDb

Aile Oyunları yazısına devam et

Bu hafta bomontiada Avlu’da: Good Time

bomontiada Eylül ayına kadar her Çarşamba Açık Havada Başka Sinema, her Cuma ise Avluda Caz konserlerine ev sahipliği yapıyor. Etkinlikte 11 Temmuz Çarşamba gecesi 21:30’da Good Time adlı film gösteriliyor. Konserlere ve açık hava sinemasına katılımlar ücretsiz gerçekleştirilebiliyor. Good Time, bir banka soyguncusunun ters giden bir soygun sonrasındaki, mental engelli kardeşini Riker’s Adasındaki hapishaneden kurtarmaya çalışma hikâyesini anlatıyor.

Gizem Şimşek Kaya’nın Türk Korku Sineması Kronolojisi – II Cilt 2016 – 2017 Adlı Kitabı Çıktı

2016 yılında 25, 2017 yılında ise 17 yapım ile Türk sinemasındaki nicel olarak hatırı sayılır bir yer edinen Türk korku sinemasının bu iki yıl içerisindeki türe ait tüm filmlerin yer aldığı, Gizem Şimşek Kaya’nın Türk Korku Sineması Kronolojisi – II. Cilt 2016-2017 adlı kitabı Pales Yayınları’ndan çıktı. Kitap, akademisyenlerin, sinemaseverlerin ve bu alanda araştırma yapmak isteyecek herkesin arayacağı tüm bilgileri içeriyor. Kronolojinin ilk cildinde olduğu gibi bu ciltte de yapımların yanı sıra; filmlerdeki korku unsurları, kullanılan nesneler ve mekânlar, din-bilim çatışması analizleri başta olmak üzere 35 ayrı tablo yer alıyor. Kitap, Türk korkuseverlerin beğeniyle arşivleyeceği bir yapıt.

Nostaljinin Hüznü, Yaşamın Güzelliği

Fransız sinemasının saygın yönetmenlerinden Robert Guédiguian ile ticari sinemalarda ilk kez karşılaşıyoruz. ‘80’li yıllardan başladığı sinema serüveninde tam yirminci filmi ‘Deniz Kıyısındaki Ev / La Villa’. Eşi Ariane Ascaride’in de aralarında olduğu ve otuz yıla yakındır birlikte çalıştığı oyuncu ekibiyle birlikte, çocukluğunun geçtiği Marsilya’nın eşsiz koylarına bir kez daha dönüş yapmış usta sinemacı.

Bölgenin cennet koylarından birinde denize nazır evinde yaşayan yaşlı Maurice son sigarasını tüttürürken geçirdiği kalp krizi sonucu yatağa düşer. Orta yaşlardaki üç yetişkin çocuğu, hayatının son döneminde yaşlı adama eşlik etmek üzere baba ocağı villada buluşur. Evden hiç ayrılmamış ve babasının açtığı mütevazi deniz lokantasını ayakta tutmaya çalışan Armand (Gérard Meylan), tazminatı ödenerek yöneticisi olduğu sendikadan atılmış eski tüfek Joseph (Jean-Pierre Darroussin), Paris’te tiyatro kariyerinin zirvesine çıkmış aktris Angèle (Ascaride) yıllar sonra biraraya geldiklerinde eski defterler açılır, geçmişin travmaları bir bir su yüzüne çıkar.

‘La Villa’ yönetmenin bilinen nostaljik hüznünü taşıyor. Bir zamanlar mutlu insanların keyif çattığı gözde sahil kasabası artık terk edilmiş haldedir. Arkadaşlarının yardımıyla inşa ettiği, görkemli oval terasıyla koyun baş köşesine kurulmuş evin sahibi de artık konuşmaz ve hareket edemez durumdadır. Yirmi yıl önce yaşanmış bir büyük trajedinin ardından evin iki bireyi farklı kararlar ve seçimlerle yuvadan kopmuşlardır.

Aile bireylerinin hesaplaşması kederli olduğu denli iyileştiricidir de. Babanın yaşlı komşuları, oğullarına yük olmamak için bu dünyayı terke hazırlanırken, Joseph’in genç sevgilisi koyda karşılaştığı genç adamla gelecek hayalleri kurmaktan kendini alamaz. Evlat kaybının ardından kendini tiyatroya adamış Angèle, ne kadar direnmeye çalışsa da, çocuk yaştan kendisine hayran sevimli Benjamin’in tutkulu aşkı O’nu yeni kararlar almaya itecektir.

Fransız sinemacı hayata Benjamin’in gözünden bir tiyatro oyunu olarak bakmayı yeğler. Neşesiyle hüznüyle hayat bizimdir ve yaşamaya değerdir. Guédiguian sinemasının özündeki yoğun nostalji duygusunu iliklerimize kadar hissederiz. Yönetmen sahil kasabasının canlı geçmişine dair fotoğrafları göstermekten kendini alamaz. Eskilerden kalmış coşkulu bir Noel kutlamasını perdede bire bir canlandırır. 1985 yapımı ünlü filmi ‘Ki lo sa’dan alıntı bir sekansla oyuncuların aynı sahildeki tasasız gençlik yıllarına döneriz.

Guédiguian son yarım saatte yeni konuklarla tanıştırır bizleri. Mülteci botlarıyla yeni bir yaşam kurmaya çalışan üç küçük çocukla. Değişen dünyanın yeni yüzleridir onlar. Bir zamanlar insan seliyle taşan, şimdilerde ıssızlaşmış sahiller ve oralarda kalanlara yeni yaşam aşısı olacaktır yeni dünyanın çaresiz insanları.

‘Deniz Kıyısındaki Ev’ incelikle yazılmış senaryosu, mükemmel oyuncuları (Benjamin rolündeki Robinson Stévenin’e özel bir selam), usta işi yönetmenliğiyle yaz mevsiminin güzel sürprizlerinden biri. Cinemaximum sinemalarında gösteriliyor, kaçırmamaya çalışın.

(16 Temmuz 2018)

Ferhan Baran

[email protected]