Saroyan Ülkesi, Bu Hafta Levent Kültür Merkezi Onat Kutlar Sahnesi’nde

Her Cuma Yeni Sinema etkinliği kapsamında, Lusin Dink’in Saroyan Ülkesi filmi bir hafta boyunca Levent Kültür Merkezi’nde gösteriliyor. Senaristliğini ve yönetmenliğini Lusin Dink’in yaptığı ve dünya prömiyerini 32. İstanbul Film Festivali kapsamında gerçekleştiren Saroyan Ülkesi, 10. Yerevan Altın Kayısı, 66. Locarno Film Festivali ve 21. Hamburg Film Festivali’yle başladığı yolculuğa yurt içi ve yurt dışında hâlâ devam ediyor. Filmin başrollerinde Artur Norikyan, Kevork Malikyan, Yalın Çilingir ve Sevinç Erol yer alıyor. 23 Mayıs 2014 Cuma günü saat 19:00’da başlayacak olan gösterimin ardından film ekibi sinemaseverlerin sorularını yanıtlayacak.

Fil’m Hafızası’ndan Yeni Bir Tematik Gece: Aşçı, Fil, Hafızası ve Aşığı

Sinemaseverlere bağımsız ve alternatif bir sinema içeriği sunan sosyal sinema platformu Fil’m Hafızası, yemek ve seks tutkusunun iç içe geçtiği kısa filmler ve eğlenceyle dolu yeni bir Tematik Gece düzenliyor. “Hayattan haz almayı biliyorum” diyenleri buluşturacak Aşçı, Fil, Hafızası ve Aşığı etkinliği 28 Mayıs Çarşamba akşamı 21:00’de Ortaköy Bloom’da gerçekleşecek. Birçok dünya devi marka için yemek ve yiyecekleri fotoğraflayan sanatçı Ahmet Ağaoğlu’nun ev sahipliğinde gerçekleşecek etkinlikte, misafirler, yemek tutkusu ve tutkuların harekete geçirdiği bambaşka duyguların filmlerdeki yansımasına tanık olurken, ödüllü yarışmalarla da farklı bir deneyim yaşayacaklar.

Fil’m Hafızası’ndan Yeni Bir Tematik Gece: Aşçı, Fil, Hafızası ve Aşığı yazısına devam et

Karışık Aile

Frank Coraci’nin yönettiği ve Adam Sandler, Drew Barrymore, Kevin Nealon ile Terry Crews’in oynadığı Karışık Aile (Blended), 13 Haziran 2014’de Warner Bros. dağıtımıyla Warner Bros. tarafından vizyona çıkarıldı.
Felâkete dönüşen görücü usulü ilk buluşmalarının ardından bekâr ebeveynler Lauren (Drew Barrymore) ve Jim (Adam Sandler), bir tek şey konusunda anlaşırlar: Bir daha asla birbirlerini görmek istememektedirler. Ancak, birbirlerinden habersiz çocuklarıyla organize ettikleri muhteşem bir aile tatili için, Afrika’da lüks bir safari tatil köyünde, bir hafta muhteşem bir suit odayı paylaşmak durumunda kalırlar. Karışık Aile (Blended) Güney Afrika’da çekildi.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb

Karışık Aile yazısına devam et

Gözümün Nûru, Ankara İlefsin Gösterimleri’nde

Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Sinema Topluluğu (İlefsin), bu senenin fakülte etkinliklerine gösterim / yönetmen söyleşisi etkinliğiyle son veriyor. 23 Mayıs Cuma günü M. T. Ö. Sinema Salonu’nda 13:00’dan itibaren, Melik Saraçoğlu ve Hakkı Kurtuluş’un yazıp yönettiği Gözümün Nûru filminin gösterimi ve Melik Saraçoğlu’yla bir söyleşi gerçekleştirilecek. Yönetmenin kendi yaşam hikâyesinden esinlenerek çekilen film, sinemayla yaşamın iç içeliğine dair sorular sordururken, aynı zamanda mizahi unsurlarıyla izleyenlerin keyifli vakit geçirmesini de sağlıyor. Gözümün Nûru, 05 Haziran’da başlayacak olan 25. Ankara Film Festivali’nin Ulusal Uzun Metraj yarışmasına seçildi.

Sinema Nedir?

Cumartesi günlü (23.05.2014) Cumhuriyet Gazetesi’nde Zeynep Oral bir yazı yazmış. “Saat-ler” hakkında olduğunu sanıyorum, bir gösteri ile ilgili imiş. Evden buna gitmek isteği belirtildi, gidebilirdim. “Peki” dedim, -ama ne olduğunu doğru dürüst bilmiyorum, ben bir sergi zannediyorum. Yazının çıktığı gazeteyi de alarak belirtilen yere gittik. Bu arada yazının yer aldığı gazeteyi yitirdik. Ama yolumuz Odakule’ye vardı. Sora sora ulaştığımız yer bir sinema salonu idi… ve film oynuyordu.

Kısa sürede anladığım şu idi, gösterilen film 24 saat süren (?) bir filmdi ve gösterildiği andaki gerçek saat ile ayniyeti izleyen bir film!… Film, çeşitli filmlerden alınmış görüntülerin eklenmesi ile oluşturulmuş; görüntülerin çoğunda -hepsinde değil- çeşitli saat görüntülerinin yer aldığı bir film. Gerçek saatimiz 11:00’i gösteriyorsa, perdede yer alan filmde de saat 11:00’i gösteriyor. On dakika sonra perdede gördüğünüz saatler 11:10’u gösteriyor. Seyirci salona girip çıkıyor, seyredilen bir film değil, filmler, saat görüntülerinin yer aldığı filmler. Ama bu filmlerin ne olduğu belirtilmiyor, birbiri ile hiç ilgisi olmayan filmler. Renkli bir filmin peşinden siyah/beyaz bir film gelebiliyor. Filmlerde tarihi bir sıralama da yok, peşi peşine birbirlerini izliyorlar. Karanlık sinema salonunda saatinize bakmaya hiç gerek yok, perdede filmi izlerken saati de izleyebiliyorsunuz. Bu kâh bir duvar saati, kâh bir kol saati veya bir istasyon ve kentin meydanında yer alan bir saat olabiliyor. Asıl ilginç olan bu filmlerde bazısı bildik, bazısı biraz eski veya yeni oyuncular anlık olarak yer alıyorlar. Bazısı uzun, bazısı kısa an-larla…Kimler yok ki, Orson Welles saatsiz bir görüntü ile yer alıyorken, Robert Taylor, Karl Malden, Dustin Hoffman, Robert de Niro, Charles Chaplin, John Cassavetes, Sean Penn, Gregory Peck, Woody Allen, Clint Eastwood, Stan Lorey, Oliver Hardy, Marcello Mastroanni, Robert Redford, Paul Newman, Peter Falk, Kirk Douglas, Catherine Deneuve…

Filmi 1 saat 15 dakika süre seyrettik, sonra çıktık, devam ediyordu… Öncelikle böyle bir filmi (!) yapmak için ne kadar film seyretmek gerekiyor ve bu filmlerden saat görüntülerini belirlemek… Görüntülerin seçiminden sonra sıralanması ve gerçek zaman ile paralel gidecek şekilde kurgulanması, hem bilgi, hem sabır ve çok fazla emek isteyen bir şey.

Düşünüyorum da bizim sinemamızda böyle bir şey yapmanın olanağı ne kadardır. Film yapmayı kolay bir iş belleyenlere, sinemanın, görüntünün ne boyutlara varabileceği düşünmelerini isterim. Bu bir belgesel film mi? Saat ve zaman yönünden bakılırsa evet ama belgesel demek tek başına bir şey ifade etmez -en azından böyle bir film, bir sinema olayı için. Evet, bir sinema olayı, kimsenin başından sonuna kadar seyretmeyeceği -en azından bir oturuşta- bir sinema olayı. Ama tamamının seyredilmemesi ne gam, bir saat, iki saat… dört saat seyredebilirsiniz ama aslolan seyrederken, izlenen saatleri seyretmek değil. Bunlar önemli, filmlerde saat nerelerde, nasıl kullanılmış. Filmde saat hedef olarak kullanılmamış olsa bile, o saatleri filmler içinde seçmek ve bunları -24 saatlik günü dakika dakika izleyerek, kurgulamak, filmleştirmek… (dudakta bükebilirsiniz, saçma da bulabilirsiniz)…

İzlenilen saatlerin dışında, birbirinin peşine eklenen filmlerde tanıdık -eski tanıdık- yüzleri bulmak, asıl önemli olan bu. Benim için önemli olan bu ama benim de birçoğunu tanıyamadığım gibi, siz de bir kısmını tanımayabilirsiniz ama -sinema ile biraz ilgili iseniz, (buna, son günlerin reklâmı çok yapılan, çoğunun içi boş filmlerin peşinde koşmak durumu girmez) tanıdığınız bir aktör/aktrist-in görüntüsü geçince, -saat kaç olursa olsun, önemli değil- gülümseyeceksiniz.

Ben altındaki emeği düşündükçe heyecanlanmıyor değilim. Sinema artık bitti diyecek gibi olurken, böyle bir film -hem de dramatik yapısı olmayan bir film- bana sinema ile neler başarılabileceğini yeniden düşündürdü. Sinemanın gelişen teknolojisini böyle (veya benzeri, benzemeyeni de olabilir) konularda kullanmak… ama bu filmleri -şöyle veya böyle- seyirciye ulaştırmak gerekiyor. Onun için sinemayı kurmaca filmlerle sınırlı tutmak gibi bir dar alanda kalmamak gerektiği düşüncesi değişmez bir şekilde kafama kazınıyor.

Filmi (Sahi, adı var mı? Vardır da neydi…? Kurgulayanlar -bu bir ekip işidir, tek kişinin harcı değil- kimlerdir.) görmeyenler olabilir -tamamını görmek tek oturuşta mümkün mü?- veya kısmen görmeyenler olabilir. Bana göre kaçırdıkları (görmediğim bölümleri için -benimde kaçırdığım bölümler için- üzülmüyorum ) bölümler için üzülmemeleri gerekir ama sinemanın nelere ulaşabileceğini -kısmen de olsa- görmedikleri için üzülebilirler.

(29 Mayıs 2014)

Orhan Ünser

Karnaval, Ankara Engelsiz Filmler Festivali 2014’de

Tüm filmlerin görme engelliler için sesli betimleme, işitme engelliler için ayrıntılı altyazı ve işaret dili eşliğinde gösterildiği Ankara Engelsiz Filmler Festivali 2014′de yarın (22 Mayıs) Ulucanlar Cezaevi Sinema Salonu’nda 14:15’de Tamam mıyız?, Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde 12:00’de Karnaval gösteriliyor. Can Kılcıoğlu’nun yönettiği Karnaval’da Alis, babası onu evden kovunca arabasında yaşamaya başlar. Bir gün kendini Karnaval adlı halı yıkama makinesi pazarlarken bulur. Alis bir başka gün, düğün pastaları yapan Demet´le karşılaşır. Demet’in hayali, İstanbul´a gitmektir. Alis´in içe kapanıklığına inat, Demet ne kadar hırçın olsa da Karnaval onları hayallerinde buluşturur.

Karnaval, Ankara Engelsiz Filmler Festivali 2014’de yazısına devam et

Kan Bağları

Guillaume Canet’nin yönettiği ve Clive Owen, Billy Crudup, Marion Cottilard ile Mila Kunis’in oynadığı Kan Bağları (Blood Ties), 30 Mayıs 2014’de Warner Bros. dağıtımıyla Codex Medya tarafından vizyona çıkarıldı.
New York 1974. 50 yaşındaki Chris hapishaneden iyi halinden dolayı salıverilir. Başarılı bir polis olan kardeşi Frank kapıda onu beklemektedir. Kardeşinin bu sefer değişebileceğine inanan Frank ona evini açar, bir iş bulur ve eski karısı Monica ve çocuklarıyla görüştürür. Ancak Chris yeni bir başlangıç yapamadan tekrar suç işlemeye başlar. Frank bu durum karşısında Chris ile tüm ilişkisini keser ancak aralarındaki kan bağı buna izin vermeyecektir.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb

Kan Bağları yazısına devam et

Çarşamba Buluşmaları’nda Yüksel Aksu Konuşuyor

Mehmet Taşdiken’in kurucusu olduğu Çarşamba Buluşmaları, 21 Mayıs Çarşamba günü entellektüel espri anlayışını yaşamından sinemasına aktarmış, kendi çizgisi olan, hoş sohbet, Dondurmam Gaymak, Entelköy Efeköy’e Karşı filmlerinin de yönetmeni Yüksel Aksu’nun konuşması ile devam ediyor. Buluşmalar, “Hayriye Caddesi, No: 12, Kat: 2, Galatasaray, İstanbul” adresindeki Fransız Sokağı Kültür Merkezi’nde her Çarşamba günü ücretsiz olarak düzenleniyor.