Skyfall 007
Yönetmen: Sam Mendes
Karakterler: Ian Fleming
Senaryo: Neal Purvis-Robert Wade-John Logan
Müzik: Thomas Newman
Görüntü: Roger Deakins
Oyuncular: Daniel Craig (Bond), Judi Dench (M), Javier Bardem (Silva), Ralph Fiennes (Mallory), Naomie Harris (Eve), Bérénice Marlohe (Sévérine), Albert Finney (Kincade), Ben Whishaw (Q), Rory Kinnear (Tanner), Ola Rapace (Patrice), Bill Buckhurst (Ronson)
Yapım: MGM-Columbia (2012)
Sinemada iyi filmler çekmiş İngiliz yönetmen Sam Mendes’in “Skyfall 007”, serinin önceki filmlerinden geri kalmadan Bond’un ruhunun içine giriyor. Onun da insan olduğu fark ettiriliyor. Bu filmle birçok şey değişiyor ve sonrasında aksiyon daha da çoğalacak.
Ön jenerik öncesi film İstanbul’da açılıyor. Tarihi binanın içinde bir silüet kameraya doğru yavaş adımlarla yaklaşıyor. Yakın çekimde yüzüne ışık düşen Majestelerinin hizmetinde olan M16 ajanı 007 James Bond’un yüzüne tedirginlik çökmüş. Elinde silâhıyla sessizce ilerliyor. Bond Beretta’yı sever. Ama, Walther serisinden tabancalar kullandı hep. Şimdiyse Walther PPK/S tabancası var elinde. İçeride Ronson ağır yaralı. Bond, Fransız kiralık katil Patrice’in peşine düşüyor. Yanında da destek için Eve var. Kapalıçarşı’da ve damında motosikletli kovalamacanın ardından kovalamaca tren üzerinde sürüyor. Eve, riskli olmasına rağmen, M16’nın başkanı M’den gelen emirle trenin üstünde dövüşen Patrice’le Bond’a doğru ateş edince hikâye de başka taraflara gidiyor. Yaralı nehre düşen Bond’a bir kadın eli uzanıyor ve ön jenerikte İngiliz şarkıcı Adele’in filmin adıyla aynı olan muhteşem şarkısı duyulmaya başlıyor. Londra’da M16’nın başı siber saldırıdan dolayı belâda. M, servisi çok iyi bilen birisinin olacağını düşünüyor tüm bunları yapanın. Bond, Türkiye’de deniz kıyısında bunalımlarıyla zaman öldürüyor. Fazla bekleyemiyor ve bir zaman sonra M’in karşısına çıkıyor Bond. Ama göreve hemen dönmek o kadar kolay mı? Testlerde “skyfall” kelimesiyle tedirgin olan Bond sözlüyü bitiriyor. Bu kelime travma yaratıyor onda.
Silva kimdi?..
Bond’un yolu Londra’dan sonra Şanghay’a düşüyor. Orada Patrice’in peşinde. Patrice yüksek binada suikastı gerçekleştirdikten sonra Bond karşısına çıkıyor. Patrice, gecenin içinde yukardan aşağıya düşerken, Bond da Patrice’in çantasından bir kumarhanenin pulunu bulur. Bu pul ona milyonlarca avro kazandırıyor. Aslında kazanan M16 oluyor. Eve de orada. Bond, kumarhanede Sévérine’le karşılaşıyor. Sévérine, güçlü bir adam Raoul Silva adına çalışan eski bir fahişe. Gerçek adı Tiago Rodriguez olan Silva onları buluyor ve enkaza dönmüş binalarla dolu hayalet adada esir ediyor. Silva, M16’nın yoldan çıkmış eski ajanlarından. Bond kadar birikimli. Silva, adada bilgisayar ağı kumuş ve M16’nın her şeyini biliyor. M16, Londra’da yeraltına taşınıyor güvenlik için. Bond ve Silva’nın mücadelesi Londra’ya taşınıyor, seyirci için de nefes kesen aksiyon anları perdeyi kuşatıyor. Silva’yı yenmek zor. Çünkü o M16’nın iyilerinden.
2012 yapımı “Skyfall 007” filminde gerçekten M ve Bond’a dair bilinmeyenler de yansıyor perdeye. Final bölümü İskoçya’da, Bond’a travma yaşatan evde. Highlander, yani yayla diye anılan İskoçya, Britanya’nın en muhteşem ülkelerinden biri. Gri gökyüzünün altında zümrüt yeşili dağları insanı etkiliyor. Bond’un çocukluğundan tanıdığ bekçi Kincade hâlâ orada. Bond, M’i de yanına alarak kurşuni Aston Martin DB5 arabasıyla çocukluğunun evine gidiyor. Bond filmlerinin tutkunları, bu araba modelini serinin 1964 yapımı “Goldfinger-Altınparmak” ve 1965 yapımı “Thundeball-Yıldırım Harekatı” filmlerinde gördüler ilkin. Bond’un anne ve babası bu evde katledilmiş. Bond, evlerindeki tünele girerek kurtulmuş. Trajediler de yaşanıyor. Yaralanan M, yani Emma dünyaya gözlerini kaparken M16’nın yeni patronu da Gareth Mallory oluyor. Final bölümünün çok heyecanlı ve nefes kesici olduğunu belirtelim.
İyi bir yönetmenden…
1965 doğumlu yönetmen Sam Mendes’in babası Portekizli, annesi de İngiliz Yahudisi. Tiyatro yönetmenliğinden sinema yönetmenliğine geçti. Bu özelliğini filmlerindeki karakterlerine yansıtarak onlardaki derinliği ortaya çıkardı Mendes. Hatta bu son Bond filminde bile. Yönetmenin görsel dünyası da çok gelişmiş. Mekânlarına ruh ve karakter katabilen yönetmenlerden biri ayrıca. Mendes, 1999’da “American Beauty-Amerikan Güzeli” filmiyle sinemaya geçti ve üstüne de yönetmen dalında Oscar kazandı. Bu filmle beraber yönetmenin tüm filmleri ülkemizde vizyona girdi. 2002’deki suç-gerilimi “Road to Perdition-Azap Yolu”, 2005’teki savaş filmi “Jarhead”, 2008’deki “Revolutionary Road-Hayallerin Peşinde”, 2009’daki “Away We Go-Uzaklara Gidelim” ve 2012’deki en son Bond filmi “Skyfall 007…” Yönetmenin tüm filmleri sinemaseverler için arşivlik. 1968 doğumlu İngiliz oyuncu Daniel Craig, Sean Connery’den bu yana aranan bir Bond’du. Martin Campbell’ın 2006’da çektiği “Casino Royale” filmiyle Bond olan Craig, Marc Forster’ın 2008 yapımı “Quantum of Solace” filmiyle de Bondluğa epey ısındı. Bond kızları Naomie Harris ve Bérénice Marlohe. Naomie Harris’in büyüleyici güzelliği var. Gizem dolu. Keşfetmek için derinlere inmek gerekiyor. Yönetmen de ondaki gizemi sabırla kazıyor ve oradan yeni Bayan Moneypenny’yi çıkartıyor. M, yine eskisi gibi erkek olacak bundan sonra. Her şeyin bir sonu var çünkü. Bu filmde ilk defa Q genç. Teknolojiye de hakim.
Skyfall’un anlamı sağanak demek. Birebir çevirisiyle “düşen gökyüzü” veya “yıkılan gökyüzü” anlamına geliyor. Bizdeki “gök yarıldı” der gibi. Bu kelime Bond için de travmatik. Yönetmen, gök yarılması gibi Bond’un ve diğer karakterlerin dramatik taraflarını da gösteriyor. Bond filmlerinde 007 verilen görevleri yapar ve onun insan olduğunu unuturdunuz. Bond, Aston Martin DB5 araba, Walther tipi tabanca kullanırken, çalkalanmış martiniye ve güzel kadınlara zaafı olurdu. Bond’da da insana dair bir taraflar varmış demek ki. Elbette Mendes’in aksiyon olarak önceki Bond filmlerinden aşağı kalır yanı yok. İçinde biraz sanat olması kimseye zarar vermez. Asıl sorun şu: Bond filmlerini dağıtmaya başlayan Warner Bros, son üç Bond filmini orijinal adlarıyla vizyona soktu. Bond serisinin bizde daima muhteşem Türkçe adları oldu ve belleklerimize yerleşti. Bir zaman sonra bu orijinal adlar ruhumuzu acıtacak. “Casino Royale”, roman olarak bizde “Kraliyet Kumarhanesi” olarak yayımlanmıştı. 1967’deki gayriresmi Bond filmi “Casino Royale”, Nisan 1969’da ülkemizde “Gazino Royal” adıyla gösterilmişti. Craig’in oynadığı ikinci Bond filmi “Quantum of Solace” Türkçeye tam çevrilemiyor olabilir. “Skyfall 007”, Bond tutkunlarına keyif verecek. Filmde Monty Norman’ın kulağa aşina gelen tema müziğini de duyuyorsunuz bol bol. Adele şarkısında ne diyordu: “Let the skyfall (Gökyüzü yıkılsın)/ When it Crumbles (Parçalandığında)/ We will stand tall (Yüksekte dururuz)/ Or face it all together (Ya da beraber yüzleşiriz)/ At skyfall (Gökyüzünün yıkımında)…”
(01 Kasım 2012)
Ali Erden