Umut Sanat Filmcilik, 06 – 12 Ocak 2012 Haftalık (Weekly) Box Office listesi için tıklayınız.
Aylık arşivler: Ocak 2012
Arka Pencere Dergisi’nden Nefret Suçlarının Karanlık Yüzleri
Arka Pencere Dergisi, 116. sayısında, kapağına David Fincher’ın Ejderha Dövmeli Kız’ını yerleştiriyor. Tunca Arslan, Trendeki Yabancı köşesinde, Turist Ömer karakterinin nasıl ortaya çıktığına bir de Orhan Aksoy’un bir anekdotu üzerinden bakıyor. Vizyon filmleri eleştirileri arasında Ejderha Dövmeli Kız, Melankoli, Demir Leydi, Zenne ve Çizmeli Kedi yer alıyor. Derginin 116. sayısı bir Alfred Hitchcock alıntısıyla sona eriyor: “Casus filmlerinde kural olarak bolca şiddet unsuru bulunur. Aşktan da Üstün’de (Notorious) biz bundan kaçınmaya çalıştık ve çok basit bir cinayet yöntemi kullandık.”
Arka Pencere Dergisi’nden Nefret Suçlarının Karanlık Yüzleri yazısına devam et
Rauf Denktaş’ı Kaybettik
Yakındoğu Üniversitesi Hastanesi’nin yoğun bakım servisinde 09 Ocak Pazar gününden bu yana tedavi gören Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, 13 Ocak 2012 Cuma günü saat 22:00 sularında vefat etti. Fotoğraf çekme merakıyla da bilinen ve onlarca yayımlanmış kitabı bulunan Rauf Denktaş’ın 1993 yılında kendi eserinden yazdığı bir senaryo, Ünal Küpeli yönetiminde TRT yapımcılığında İşgal Altında adıyla filme çekildi. 88 yaşında aramızdan ayrılan merhuma tanrıdan rahmet, kederli ailesine sabırlar dileriz.
Rauf Denktaş’ı Kaybettik yazısına devam et
Tepenin Ardı
Emin Alper’in yönettiği ve Tamer Levent, Reha Özcan, Mehmet Özgür ile Berk Hakman’ın oynadığı Tepenin Ardı, 14 Aralık 2012′de Tiglon Film dağıtımıyla Bulut Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Faik, emekli olduktan sonra yaşadığı kasabanın yaylasında bulunan babadan kalma bir araziyi işlemeye ve ekip biçmeye başlamıştır. Araziye bakmak üzere bir de ortakçı yörük ailesiyle anlaşmıştır. Bir Ağustos günü Faik’in oğlu Nusret, iki torunu Zafer ve Caner, birkaç günlük tatil için dedelerini yaylada ziyarete gelir. Oğlu ve torunları ziyaretine geldiği esnada Faik tepenin arkasında yaşayan yörüklerle kavgaya tutuşmuştur.
- Basın Bülteni
- Fotoğraflar
- Fragman: 1 / 2
- IMDb
Mehmet Binay ve M. Caner Alper, Klak Sinema Programı’nda
Klak Sinema Programı’nda bu hafta, 48. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nden En İyi İlk Film dahil 5 ödülle dönen Zenne filminin yönetmenleri Mehmet Binay, M. Caner Alper, Klak Stüdyosu’nda film hakkında merak edilenleri anlatıyor. Bu hafta vizyonda her biri kendi türünün zirvesinde 3 beklenen yapım var, Ejderha Dövmeli Kız, Demir Leydi ve Melankoli, Klak 0Km’de. SİYAD – Sinema Yazarları Derneği adaylarını açıkladı. Bu senenin adayları ve favorileri Klak Haber’de. Buz gibi ikliminin sıcakkanlı penguenleri geri dönüyor: Neşeli Ayaklar 2. Klak, 14 Ocak Cumartesi 13:20 ve 15 Ocak Pazar 15:20’de Bugün TV.de.
Mehmet Binay ve M. Caner Alper, Klak Sinema Programı’nda yazısına devam et
Yeşilçam’ın Emektarları Fişlendi mi?
FİLM-SAN Vakfı ile Artshop, Kültür Bakanlığı’nın desteğiyle Yeşilçam’dan Serpintiler ismiyle bir kitap hazırladı. Ferdi Merter Fosforoğlu, Nilüfer Aydan, Kıvanç Terzioğlu, Vedat Akdamar ve Bengü Akdamar tarafından kaleme alınan kitaptaki ifadelerse büyük tartışma yarattı. Kitapta, Tarık Akan, Türkan Şoray, Ahu Tuğba ve diğer oyuncuların sinemacı kimliğinden çok etnik ve siyasal kimliği vurgulandı. Kitabı yayımlayan FİLM-SAN Vakfı Başkanı Ferdi Merter Fosforoğlu ise yayınevini suçladı: “Artshop Yayınevi, bilgimiz olmadan internetten alıntı yapıp kitaba eklemiş. Denetleme şansımız olmadığı için kitap bu şekilde çıktı.” (Haber: Serpil Boydak.)
Yeşilçam’ın Emektarları Fişlendi mi? yazısına devam et
Tüm Sinemalar
Tüm Sinemalar, 13 – 19 Ocak 2012 seansları için tıklayınız. (Eksiksiz liste değildir, bu salonlar ve seanslar dışında da gösterimler olabilir. Listeden alıntı veya kopyalama yapıldığında kaynak olarak Haftalık Antrakt Sinema Gazetesi‘nin gösterilmesi rica olunur.)
Mahşer Günü
Xavier Gens’in yönettiği ve Lauren German, Michael Biehn, Milo Ventimiglia ile Michael Eklund’un oynadığı Mahşer Günü (The Divide), 08 Haziran 2012′de Duka Film dağıtımıyla Duka Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Dehşet verici bir patlamanın New York’u yerle bir etmesinin ardından, birbirini tanımayan sekiz kişi yaşadıkları binanın sığınağına girerler. Kısa bir zaman sonra kapalı yerde kalmanın vermiş olduğu bunalıma, su ve yiyecek kıtlığına yenik düşerler. Tansiyon yükseldikçe barındıkları sığınak bir cehenneme dönüşür. Eva’nın sığınaktan sağ çıkması gerekmektedir.
İnsan Sevgisi En Büyük Sevgidir
Düşler Bahçesi (We Bought a Zoo)
Yönetmen: Cameron Crowe
Roman: Benjamin Mee
Senaryo: Aline Brosh McKenna-Cameron Crowe
Müzik: Jonsi
Görüntü: Rodrigo Prieto
Oyuncular: Matt Damon (Benjamin), Scarlett Johansson (Kelly), Thomas Haden Church (Duncan), Elle Fanning (Lily), Maggie Elizabeth Jones (Rosie), Colin Ford (Dylan), Stephanie Szostak (Katherine)
Yapım: Fox (2011)
Amerikalı yönetmen Cameron Crowe’un gerçek bir hikâyeden beyazperdeye aktardığı “Düşler Bahçesi” filmi, eğlenceli ve sevgi yüklü. Bu filmde hikâye İngiltere’den Amerika’ya taşınmış. Mekânlar ve hayvanlar büyülüyor.
Amerikalı yönetmen Cameron Crowe’dan insana iyi gelen bir film geldi. 2011 yapımı “We Bought a Zoo-Düşler Bahçesi”, çevreci ruhuyla ihtiyacımız olan bir şeydi. Belki esir hayvanlar için eleştiriler getirenler olabilir. Saygı duymalı. Örneğin kaplanlar doğada 12 yıl yaşarken, özgürlüğüne karşı hayvanat bahçelerinde 17 yıla kadar yaşayabiliyor. Bir insanın 90 yaşına kadar yaşaması gibi. Kaplanların, kutup ayıları, pumalar (dağ aslanı ve panter de deniliyor), jaguarlar, pandalar gibi soyları tehlikede. İnsan kaynaklı küresel ısınmadan dolayı siyah gergedanların soyu tükendi. Artık fotoğraflarına bakacağız. Hayvanlar ve bitkiler bu dünyadan giderken insanlar buraların tamamiyle kendine kalacağını sanıyor herhalde. Bu filmde anlatılanlar gerçek bir hikâyeden yansıyanlar. Sadece mekânlar değişmiş. Gerçek Mee ailesi İngiltere’de. Dartmoor Zooloji Parkı da İngiltere’nin güneybatısındaki Devon’ın bataklık bölgesinde. 1951 yılından beri bu bölge ulusal park. Dartmoor Zooloji Parkı, yönetmenin bu filminde Kaliforniya’nın güneydoğusundaki Thousand Oaks şehrine taşınmış ve adı da Rosemoor Zooloji Parkı olmuş. Film, İngiliz gazeteci Benjamin Mee’nin “We Bought a Zoo” (Biz Bir Hayvanat Bahçesi Aldık) kitabından uyarlanmış. Mee ailesinin bu çabaları BBC tarafından da 2007 yılında dört bölümlük belgesel haline getirilmiş.
Yeni hayata doğru…
Gazeteci Benjamin Mee, karısı Katherine, yakın zamanlarda hastalıktan ölmüş. 14 yaşındaki oğlu Dylan ve yedi yaşındaki kızı Rosie’yi annelik ve babalık yapıyor. Abisi Duncan, Katherine’i unutup hayata dönmesi için tasviyelerde buluyor ona hep. Bir gece küçük kızı komşudaki partinin gürültüsünden uyuyamadığı için yeni bir aramaya çıkıyor Benjamin. Rosie, şehir dışındaki kır evini sevince orayı satın almaya karar veriyor. Ama bilmedikleri bir şey var. O da, burasının bir hayvanat bahçesi olduğu. Küçük Rosie ısrar edince Benjamin bilmediği bir işe soyunuyor. Hayvanat bahçesinin çalışanları da var. Buranın şefi güzel Kelly. Bütün birikimlerini buraya yatıran Benjamin, hayatının bu riskinde başarıya ulaşabilecek mi? Benjamin, ergenlik bunalımları yaşayan asi oğlu Dylan’ın bir yeteneğini keşfediyor. Oğlu gerçeküstü resimler çiziyor. Hayvanat bahçesinde bir de Lily var. Kelly’nin kuzini Lily, hayvanat bahçesindeki bara bakıyor. Lily’nin yüreği şefkat ve sevgiyle dolu. Güzel kalbini Dylan’a açsa da Dylan öfkeli ve bu gelen sıcak sevgiyi hemen algılayamıyor. Annesinin şefkatini almış küçük Rosie bu ailenin her şeyi. Belki de Benjamin’i ayakta tutan ve yeni bir aşka, Kelly’den gelen aşka kalbini açmasını sağlıyor. Evet, buradaki insanlar bir yıl boyunca büyük çaba gösterip hayvanat bahçesini halka ulaştırıyorlar. Yazın ortasında, açılıştan bir gün önce kopan fırtına her şeyi altüst ederken sonunda azim kazanıyor. Komedi unsurları da olan bu filme batıda “Cameron’ın aşk hikâyesi” denmiş. Hem de iki açıdan. Hastalıktan ölmüş Katherine ve yeni aşk Kelly. Bir de filmin unutulmazı yaşlı kaplan Spar var. 1957 doğumlu Amerikalı yönetmen Cameron Crowe, bizde daha çok 1996 yapımı “Jerry Maguire-Yeni Bir Başlangıç” filmiyle biliniyor. 2001’de “Vanilla Sky” ve 2005’te “Elizabethtown” filmleri de buralara geldi. Onun, 1992’de çektiği “Singles-Bekârlar” filmi çok değerlidir. 1965 Meksika doğumlu kameraman Rodrigo Prieto, Hollywood’da önemli filmlerin gözleri oldu. 1996 yapımı Kolombiyalı yönetmen Jorge Ali Trina’nın “Edipo Alcalde-Kızıl Oidipus” filmindeki etkileyici fotoğraflarıyla hatırlıyoruz. 2000’de Alejandro Gonzales Inarritu’nun “Amores Perros-Paramparça Aşklar Köpekler”, 2003’te “21 Grams-21 Gram”, 2006’da “Babel-Babil”, 2010’da “Biutiful” filmlerinde de çalıştı. Hollywood’a ilk ayak basışı Michael Cristofer’in Antonio Banderas ve Angelina Jolie’yi bir araya getiren 2001 yapımı “Original Sin-Günahkâr” filmiyle oldu. Filmde gerçeküstü anlar da var. Bu filmin geçtiği dönem 2000’lerin ortaları olsa da estetik anlamda 1970’lerin tadını aldık. Filmin müzikleri de kulağa iyi geliyor. Müzikleri, Jonsi adıyla bilinen Jon Thor Birgisson bestelemiş. Jonsi, 1975’te İzlanda’da doğmuş. Bu film, bestecinin ilk önemli başarısı. Filmin ana fikri şu: Hayvan sevgisi güzeldir, ama insan sevgisi en değerlisidir…
(20 Ocak 2012)
Ali Erden
sinerden@hotmail.com
Belgeselciler: Bizi Arka Bahçelerde Aramayın, Ön Bahçedeyiz
İçişleri Bakanı İdris Şahin’in “Birileri de bildiği halde saptırma yaparak, kendine göre gerekçeler göstererek, makûlleştirerek destek veriyor. Makalesine, fıkrasına, şiirlerine yansıtıyor, resim yaparak tuvaline yansıtıyor. Hızını alamıyor, görev alan askeri, polisi doğrudan çalışmasına, sanatına konu yaparak demoralize ediyor.” şeklindeki terörle mücadele kapsamında verdiği demeç üzerine belgesel sinemacılar kamuoyuna açıklama yaptı. Açıklama şöyle: “Gerçeğin çeşitli hallerine ve yüzlerine tanıklık etmek ve izleyicilerle paylaşmak suçsa, …”
Alman Kültür Merkezi’nde Perşembe Filmleri
Alman Kültür Merkezi (Goethe-Institut Istanbul), Şubat ve Mart aylarında Perşembe günleri saat 19:00’da son iki yılın yapımı Alman filmlerinden bir seçki sunuyor. Seçki Şubat ayında iki filmle başlıyor. David Sieveking’in çektiği David Wants To Fly isimli belgeselde, genç yönetmen David, Hint esintileri taşıyan bir tarikatın peşinden transendental meditasyon yollarına düşüyor. Daha Mutlu Olamazdım (So Glücklich War Ich Noch Nie) ise tanınmış televizyon senaryo yazarı Alexander Adolphs’un çektiği bir komedi ve izleyicileri çekici bir dolandırıcının maceralarını izlemeye davet ediyor.
Alman Kültür Merkezi’nde Perşembe Filmleri yazısına devam et
Mahir Şaul, TV Net 16:9 Sinema Programı’nda
Vizyona giren filmler, özel röportajlar ve sinema dünyasından en son haberlerin yer aldığı TV Net 16:9 Sinema Programı’na bu hafta Prof. Dr. Mahir Şaul konuk oluyor. Afrika antropolojisi uzmanı ve sinema yazarı Mahir Şaul, İstanbul Modern’de düzenlenen, Afrika sinemasından örneklerin gösterileceği programı 16:9 için değerlendiriyor. Ayrıca Lars von Trier’in son filmi Melankoli ve merakla beklenen Ejderha Dövmeli Kız filmlerinin analizi ve haftanın Soundtrack’iyle 16:9 bu hafta yine dopdolu. 16:9, 14 Ocak Cumartesi saat 09:00’da, tekrarıyla aynı gün saat 15:30’da TV Net ekranlarında.
Mahir Şaul, TV Net 16:9 Sinema Programı’nda yazısına devam et
İstanbul’un Kuşçuları
Yönetmenliğini Naki Tez’in yaptığı İstanbul’un Kuşçuları (Birdmen of Istanbul) adlı belgesel film internet ortamında yayınlanmaya başladı. Sadece internet ortamında gösterilmekte olan filmin fragmanı ve tümü filmin web sitesinde sinemaseverlerin izlemesine sunuldu. Proje danışmanlığını Selim Somçağ’ın, kurgusunu Naki Tez ve Taner Sarf’ın birlikte yaptığı belgeselin ses düzenlemesi Berk Kula’ya ait. İstanbul’un Kuşçuları adlı belgesel filmin yapımcılığını Merih Öztaylan ve Emre Aypar birlikte gerçekleştirdi. Filmin yönetmeni Naki Tez, İstanbul’un Kuşçuları (Birdmen of Istanbul) adlı belgeselinin aşağıdaki linkten izlenebileceğini duyuruyor.
- Fotoğraflar
- Filmi izlemek için tıklayınız.
İki Dil Bir Bavul’un Yönetmenlerinin Yeni Filmi Babamın Sesi, Rotterdam Film Festivali’nde
İki Dil Bir Bavul’un yönetmenlerinin yeni filmi Babamın Sesi, 25 Ocak – 05 Şubat 2012 tarihleri arasında düzenlenecek olan 41. Uluslararası Rotterdam Film Festivali’nin ana yarışma bölümüne seçildi. Film, festivalin yarışma bölümünde dünya prömiyerini yapacak ve Altın Kaplan Ödülü için yarışacak. Maraş katliamından etkilenen bir ailenin anlatıldığı filmin yönetmenliğini Orhan Eskiköy ve Zeynel Doğan, yapımcılığını Özgür Doğan üstleniyor, başrollerinde Zeynel Doğan, Base Doğan ve Gülizar Doğan yer alıyor.
17. Türkiye / Almanya Film Festivali
17. Türkiye / Almanya Film Festivali, 01 – 11 Mart 2012 tarihleri arasında Nürnberg’de yapılıyor. Festival, uzun metraj yarışma filmlerinin Türkiye Sinemasını yurt dışında daha iyi temsil edebilmelerine imkân sağlıyor.
Ayrıca filmlerin tanıtımlarına destek olunması amacıyla yarışma dışı gösterilecek olan filmlere de, “Sinema Dünyaları” adlı bölümde yer veriyor.
Bu yıl festivalin Uzun Metraj Film Yarışması’na Türkiye’den Reis Çelik’in Lal Gece, Derviş Zaim’in Gölgeler ve Suretler ile M. Caner Alper ve Mehmet Binay’ın Zenne adlı filmleri katılacak.