Bice’de Yemek, Ardından Sinema

Haftasonlarının favorisi yemek ve sinema programı, İtalyan damak tadının en son örneklerini sunan Bice’de yaşanıyor. Keyifli bir yemeğin ardından Süzer Plaza’da film izleyebilirsiniz. Özel dekorasyonlu Tiyatro Maan’da en son oyunları izleyebilir, AFM Süzer Sinemaları’nın rahat koltuklarına gömülüp film izlemenin keyfine varabilirsiniz. Renkli, canlı ve şehir hayatının içinde yaratılan çekim merkezinde dolu dolu bir gün geçirebilirsiniz. İş sonrası happy hour içkileri, öğlen saatlerindki ekspres menüleri, İtalyan kahveleri ve kışa özel tatlıları ile misafirlerini bekleyen Bice, İtalyan severlere keyif dolu bir gün vaad ediyor.

  • Basın Bülteni
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğrafa haberin devamından üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Bice’de Yemek, Ardından Sinema yazısına devam et
  • Deli Deli Olma

    Murat Saraçoğlu’nun yönettiği ve Tarık Akan, Şerif Sezer, Barış Üregül ile Deniz Arna’nın oynadığı Deli Deli Olma, 17 Nisan 2009′da Pinema Film dağıtımıyla Aydın Film tarafından vizyona çıkarıldı.
    93 Harbi sonrasında Çar’ın Rusya’da yaşamasını istemediği Malakan kavminin bir kısmı Kars’a göçe zorlanmıştır. Göç edenler arasında Mişka’nın ailesi de vardır. Bir zamanlar köyün değirmenini işleten Mişka, modern makineler çıktıktan sonra maddi sıkıntıya düşmüştür. Köyün huysuz ve geçimsiz ihtiyarı Popuç, Mişka’dan nefret eder. Köylüler barışçı, yardımsever Mişka ile Popuç arasında kalmışlardır. İki yaşlı geçmişlerini sorgularlar.

    Deli Deli Olma yazısına devam et

    Öldür Beni

    Korhan Uğur’un yönettiği ve Burak Sarımola, Nihan Aslı Elmas, Erol Alpsoykan ile Aysan Sümercan’ın oynadığı Öldür Beni, 06 Şubat 2009′da Tiglon Film dağıtımıyla Saygın Film tarafından vizyona çıkarıldı.
    Ozan ve Atilla, TV programı yapan iki yakın arkadaştır. Bir gün Dikili’nin bir köyüne gelirler. Orada Emine Teyze’nin esrarengiz şerbetinden içen Ozan’ın hayatı tamamen değişir, ölümsüz olduğunu fark eder. Ancak şerbetin bir etkisi de içenlerin köyü asla terk edememesidir. Şerbetten içmeyen Atilla korkar ve köyden kaçıp gider, Ozan köyde yalnız başına kalır. Bu köyde herkes önceki hayatlarında yapamadıklarını yapmaya çalışmaktadır.

    Öldür Beni yazısına devam et

    Astoria Cinebonus Sinemaları’nda Her Salı Kadınlar Günü

    Astoria Cinebonus Sinemaları, kadınlara özel bir kampanya ile yine bir ilke imza atıyor. Her Salı, her yaştan kadınlara, tüm gün, tüm seanslarda % 50 indirim uyguluyor.
    Türkiye’nin en şık sineması, 10 salonlu ilk butik kompleks Astoria’da! Sinema, eğlence ve spor alanlarındaki hizmetlerini profesyonel bir yönetimle, alışılmışın dışında özgün projeler ortaya koyan Mars Entertainment Group, Cinebonus adı altında, Türkiye’deki 21. sinema kompleksini açtı.
    İstanbul’un 8. Cinebonus sineması, Astoria Alışveriş Merkezi’nde hizmet veriyor.

  • Basın Bülteni
  • Yüksek çözünürlüklü afişe haberin devamından üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Astoria Cinebonus Sinemaları’nda Her Salı Kadınlar Günü yazısına devam et
  • Bunları Yazmak Gerek 8: Diziler Vatandaşlara, Fikir-Tartışma Programları Vampirlere…

    Türkiye’deki TV yayıncılığı, sanırım, Batı ülkelerinde -benim gördüklerim dışındakiler de dâhil- yok! “Dünyanın hiçbir yerinde” diyerek iddialı olamam ama Batı’da yok! Olmaz, olamaz! Burada kanalların başındaki müdürler de oralarda -bu zihniyetleriyle- iş bulamazlar zaten… Ülkemizde, tamamen bize özgü, ‘tuhafın tuhafı’ bir durum söz konusu; bu tuhaf durum sürüp gittiğine göre vatandaşlarımız tuhaf demek ki. Yoksa kim güneşin batışından gece yarılarına kadar, 30 saniyede anlatabileceği şeyi en az 3 dakikaya yayan ve içinde kendini oyuncu zanneden birbirinin karbon kopyası genç kızlarla adamların olduğu, dizi denen görüntüleri izlesin? Sabır taşı olsa çatlar, kalp dayanmaz iflâs eder. Sanırım, bize okullarda ‘pahalı, merak uyandırıcı, etkili’ diye öğretilen TV reklâmlarının, dizi denen görüntülerin aralarında ‘ucuz, bildik, eğlendirici’ olarak bol bol yayımlanması da dâhil, iki saati bulan ve bazen de geçen bir sürede, hane halkı rutin işlerini yaparken arada izliyor, bolca da dinliyor! Ha, durum tersi ise, yani iki saat küsur gözünü kırpmadan izliyorsa, durum ekonomik krizden de vahim demektir.

    TV dizilerinin ‘kitabını yazmış’ ve dünyaya ihraç etmiş ABD’de, bir bölümün kaç dakika olacağı, tadın nasıl damaklarda bırakılacağı saptanmış. Dramlarda ortalama 45 dakika, güldürülerde (sit-com) 45 dakikanın yarısı! Bu kadar basit! Böylece TV dizilerinin bir numaralı egemenleri senaryo yazarları da bugünkü güçlerine erişmişler (bkz. senaryo yazarları grevi ve başarıları); Türkiye’deki senaryo yazarlarının sorunu olan ve bu yüzden sinemamızda da ciddi sıkıntılara yol açan ‘dramatik kurgu’ / ‘komedi zamanlaması ‘ konusunda ışık hızıyla yol almışlar. Eğer Türk TV dizilerinde de bu süre uzunluğu konusu devam ederse, senaryo yazarlığı mesleği ilerleyeceğine geriye gidecektir. Çünkü iyi dizi senaryosu yazarı, ‘kısa sürede, en fazla olay ve olguyu, en anlaşılabilir ve dikkat çekici şekilde yazabilen’dir.

    Neden bu dizi meselesini yazdım; pek mi meraklıyım… Hayır! Benim izlediğim programların, yani fikir-tartışma programlarının, örneğin Siyaset Meydanı’nın, 32.Gün’ün, Abbas Güçlü ile Genç Bakış’ın karşısında, bu dizilerin yüzünden uyuyakalıyorum da ondan! Çünkü bitmek bilmez diziler yüzünden gece yarısından sonra seyirci karşısına çıkabiliyorlar. İstanbul’da yaşayan biri için bu programları izlemek ve sabah sağlıklı biçimde işe gitmek imkânsızdır! Hafta sonu programları da değiller üstelik ertesi gün tatil olsun. Çok açık ortadadır ki, özellikle çalışan kesim tarafından izlenmesi istenmemektedir. O zaman kaldırın tümüyle, rahatlayın hanımlar, beyler. İstanbul vampirlerinin tabutlarından kalkıp ava çıktıkları saatlerde fikir-tartışma programlarını devreye sokmak, insanlarla alay etmektir. Belli ki, gözünüzü ‘rating’/kâr bürümüş. Evinde ölçüm cihazı olan birkaç bin kişi hepimizi esir etti yahu; ben mecbur muyum bu programları izlemek için saatlerce beklemeye? Bu ne biçim ulusal TV yayıncılığı? Zaten sinema filmlerinin canı yakılıyor sürekli, kesilmedik film neredeyse yok! Hadi, filmleri RTÜK yasası sayesinde kesiyorsunuz, bu programları vampirlerin avlanma saatlerinde yayımlamanızı RTÜK emretmiyor ya!

    Peki, televizyon yazarları ne iş yapar? Sinema sanatının başyapıtları kesilip biçilirken, fikir-tartışma programları kimsenin izleyemeyeceği, isteyenlerin de ancak göz kapaklarını açıp seloteyple yukarı-aşağı yapıştırırsa bakabileceği saatlerde yayımlanırken, TV yazarları ne yazar, ne çizerler? Yazıyorlarsa, hiç mi etkileri yoktur? Yoksa patronun kanalını övüp durmak dışında bu konular onları ilgilendirmemekte midir?

    Geçen hafta, gece yarısından sonra yayıma verilen Siyaset Meydanı’nı, yorgunluktan sonuna dek izleyemediğim için yazmaya karar verdim. Dilerim, bu durumun müsebbibi TV yöneticileri uyurlarken, pencerelerinden içeriye birer vampir süzülür!

    (24 Kasım 2008)

    Ali Ulvi Uyanık

    aliuyanik@superonline.com

    Şeytanın Pabucu’nun Afişi Hazırlandı

    Turgut Yasalar ile Hilal Bakkaloğlu’nun yönettiği ve Fatih Ürek, Aysun Kayacı, Barış Falay ile Yılmaz Gruda’nın oynadığı Şeytanın Pabucu’nun afişi hazırlandı.
    26 Aralık 2008′de Medyavizyon Film dağıtımıyla vizyona çıkarılacak film, yaşlı ablası Nebahat ile birlikte yaşayan, zamanını kumarda para kaybederek geçiren Burhan’ın trajikomik hikâyesini anlatıyor. Bir sürü sahte kimliğin kol gezdiği, dolandırılan dolandırıcıların bir ipte cambazlık yapmaya kalktığı bir atmosferde geçiyor. Tam bir maskeli baloyu andıran bu ortamda filmin kahramanları “şeytana pabucunu ters giydirmeye” çalışıyorlar.

  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Yüksek çözünürlüklü afişe haberin devamından üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Şeytanın Pabucu’nun Afişi Hazırlandı yazısına devam et
  • Yalanlar Üstüne, Filminin Türkiye’deki Klibinin Yayın Linkleri Açıklandı

    Ülkemizde 19 Aralık 2008 tarihinde vizyona girecek olan, Ridley Scott’ın yönettiği ve Leonardo DiCaprio, Russell Crowe, Mark Strong ile Carice Van Houten’ın oynadığı Yalanlar Üstüne (Body of Lies) filminin İncirlik, Türkiye’de meydana gelen patlama sahnesini de içeren özel klibinin yayınlandığı linkler listesi için tıklayınız.

  • Fragman
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Padişah Ferman Çıkardı Cümle Alemi “Osmanlı Cumhuriyeti”ne Çağırdı

    Osmanlı Cumhuriyeti’nin padişahı 7. Osman, davulcu ve tellâk çıkarıp tebasını, filmi seyretmeye çağırdı. Ataköy Galeria Alışveriş Merkezi’ne gelenler, sinema fuayesinde Padişah 7. Osman’ın tellâğı ve davulcusu ile karşılaştılar. Halkın meraklı bakışları arasında önce fuayede ardından da restoranların bulunduğu katta Sultan’ın buyruğunu duyuran tellâk, şu fermanı okudu:
    Duyduk duymadık demeyin! Padişah 7. Osman’ın fermanıdır; Osmanlı Cumhuriyeti 21 Kasım’da cümle alem sinemalarda! Gitmeyenin kellesi vurula! Duyduk duymadık demeyin!

  • Basın Bülteni
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Benjamin Button’ın Tuhaf Hikayesi, Filminin En Son Fragmanına Ait Yayın Linkleri Açıklandı

    Ülkemizde 06 Şubat 2009 tarihinde vizyona girecek olan, David Fincher’ın yönettiği ve Brad Pitt, Cate Blanchett, Tilda Swinton ile Elle Fanning’in oynadığı Benjamin Button’ın Tuhaf Hikayesi (The Curious Case of Benjamin Button) filminin en son fragmanının yayınlandığı linkler listesi için tıklayınız.

  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • 3. Nokia Nseries Kısa Film Yarışması ile Yaratıcılığını Keşfet

    Filmekimi ana sponsorluğu ve 28. Uluslararası İstanbul Film Festivali tema sponsorluğunun yanı sıra sinema sanatına verdiği desteği Nokia Nseries Kısa Film Yarışması ile sürdüren Nokia, yetenekli yönetmenlerin ve yaratıcı filmlerin peşinde. Geçen yıl yaklaşık 350 başvuru ile yoğun ilgi toplayan Nokia Nseries Kısa Film Yarışması bu yıl üçüncü kez düzenleniyor. İlk aşamada seçilen beş finalistin Nokia N96 kazanacağı ve bu cihazlarla çekecekleri filmler arasından kazananların para ödülüne sahip olacağı yarışmanın jüri başkanlığını ise Taylan Biraderler üstleniyor. Herhangi bir konu kısıtlaması olmayan yarışmaya katılım için son gün 31 Aralık. Nokia Nseries Kısa Film Yarışması’na başvurular 10 Ekim – 31 Aralık 2008 tarihleri arasında yapılabiliyor.

  • Basın Bülteni
  • Yarışma hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Yüksek çözünürlüklü görsellere haberin devamından üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    3. Nokia Nseries Kısa Film Yarışması ile Yaratıcılığını Keşfet yazısına devam et
  • Biray Dalkıran Son Balo: Vals ve Zeybek Adlı Kısa Filmini Uzun Metraj Çekme Kararı Aldı

    Ünlü yönetmen Biray Dalkıran, Atatürk’ün ölmeden sekiz ay önce Bursa’da katıldığı balodaki vals ve zeybek dansını anlatan yedibuçuk dakikalık Son Balo: Vals ve Zeybek adlı kısa metraj filminin büyük ilgi çekmesi üzerine filmi uzun metraj olarak çekme kararı aldı. Sümer Ezgü’nün beş saat süren plâstik makyajla Atatürk’ü canlandırdığı film izleyenleri duygu seline sürüklüyor. Dalkıran Ben Bir İnkilâp Çocuğuyum adını vereceği Atatürk filmi için düğmeye bastı ve sponsor arayışlarına başladı! Biray Dalkıran yeni çekeceği filmde cumhuriyet tarihiyle ilgili bilgi paylaşımında bulunmak isteyen uzmanların kendisine www.dfgs.net internet sitesinden ulaşabileceklerini söyledi.