Gülriz Sururi’yi Kaybettik

Tiyatromuzun duayen sanatçılarından Gülriz Sururi, 31 Aralık 2018 Pazartesi günü vefat etti. Keşanlı Ali Destanı ve Kaldırım Serçesi gibi oyunlarla tanınan Gülriz Sururi, 24 Temmuz 1929 tarihinde İstanbul’da doğdu. İlk kez 1942 yılında İstanbul Şehir Tiyatrosu Çocuk Bölümü’nde sahneye çıktı, profesyonel sanat hayatına 1955 yılında Muammer Karaca Tiyatrosu’nda başladı. Gülriz Sururi, Keşanlı Ali Destanı, Bitmeyen Yol, Dişi Düşman, Karakolda Ayna Var ve Ayşecik: Canım Annem adlı filmlerde Fatma Girik, Hülya Koçyiğit ve Selma Güneri’yi seslendirdi. Cenazesi, 01 Ocak 2019 Salı günü toprağa verilen merhumeye tanrıdan rahmet, kederli ailesine sabırlar dileriz.

Sadi Çilingir Yazıyor: Yalan Dünya

Hayatın gerçeği bu; geleni hep neşeyle karşılıyoruz, giden ise bizden birşeyler alıp götürdüğünden hüzünle hatırlanıyor. 2019’u neşeyle karşıladık, şimdi bizlere giden 2018’in hüzünleri kaldı. Sinema sektörümüz 2018’e herkesin sevgilisi, Hababam Sınıfı’nın Mahmut Hocası Münir Özkul’un kaybı ile başladı. 05 Ocak 2018’de kaybettiğimiz değerli sanatçı Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedildi. Ocak ayında Özkul’un ardından Baki Avcı ve Turan … Devamı… »

Mazlum Kuzey & Kuddusi 2: La Kasada Para Var

Önder Açıkbaş’ın yönettiği ve Önder Açıkbaş, Fatoş Bayındır, Gülten Çelik ile Kutay Sever’in oynadığı Mazlum Kuzey & Kuddusi 2: La Kasada Para Var, 12 Nisan 2019’da TME Films dağıtımıyla Eyes Yapım tarafından vizyona çıkarıldı.
Mazlum Kuzey, babasından kalan parayı uzay araştırmalarına yatırır. Yatırır ama bu fikir uzaya okey masası kurmak olunca pek iyi bir sonuç yakalayamaz. Uzaya, Bağcılar’dan seçtiği arkadaşlarını astronot olarak seçip yollayınca astronotlar ciddi bir kavgaya tutuşurlar ve proje rafa kalkar. Durumu bir de Mazlum’un karısının kaçırılması izleyince, dayısı Kuddusi olaya el koyar ve komedi, macera başlar.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Facebook
  • Fragman

Mazlum Kuzey & Kuddusi 2: La Kasada Para Var yazısına devam et

Yeniden Başla

Festivaller Festivallerimiz

Uluslararası Adana Film Festivali bu yıl 25. yılını kutlaması nedeniyle oldukça iyi bir program hazırlamıştı. Programın en önemli kısmı olan Ulusal Uzun Metraj Yarışması’na 15 adet filmin katılması da bunu gösteriyordu. Antalya Film Festivali’nin 2 yıldır Ulusal Yarışma’yı kaldırması nedeniyle sinemamızın son dönemde yapılan ve yurtdışında ödüllen kazanmaya başlayan onlarca filmi yarışmaya katıldı. Nitekim en dikkat çeken Çağla Zencirci ve Guillauma Giovanetti’nin birlikte yönettiği “Sibel” jüri tarafından En İyi Film seçildi, Sinema Yazarları Derneği Jürisi’nin En İyi Film Ödülü de Banu Sıvacı’nın yönettiği “Güvercin” filmine gitti.

Festivalin açılış gecesinde sinemamızın Yeşilçam döneminde yardımcı rollere çıkan 25 karakter oyuncusuna ödül verilmesi sırasında duygusal anlar yaşandı. Yıllardır unutulduklarını, kenarda köşede kaldıklarını ve günümüz filmleri ve TV dizilerinde rol alamadıklarından bahseden yardımcı oyuncularımız festival yönetimine şükranlarını bildirdiler. Bu tanıdık yüzler arasında sinemamızın Rambo’su Sönmez Yıkılmaz, kötü adam rollerinin sarışını Oktay Yavuz, hemen her filmde kadınları rahatsız eden karakterleri perdeye getiren Coşkun Göğen gibi isimler vardı. Coşkun Göğen, cefakâr yan rol oyuncularımızın durumlarını çok güzel özetledi. “Sinemadan aldığım paralar, yediğim dayakları hiçbir zaman karşılamadı, bize gösterilen bu değer ve ilgi için çok teşekkür ederim. Yıllardır festivalleri özlemiştim, geldiğimize değdi.” dedi. Keza Oktay Yavuz’un festivalden birkaç hafta önce sosyal medyada vefat ettiği haberinin yayılmasından sonra, hayranlarının hayatta olduğunu öğrenmeleri üzerine kendisine gösterilen sevgi yansımalarının yeniden eski günlerdeki gibi yoğunlaştığını anlattı.

Festivalin açılış ve kapanış törenlerine bu yıl Adana Hilton Oteli ev sahipliği yaptı. Açılış gecesi sevilen oyuncu Yakup Yavru’nun vefat etmesi herkesi üzdü. Yurtdışındaki festivallerde çeşitli ödüller alan yabancı filmlere gösterilen ilgi çok iyiydi. Avşar, Cinemaximum ve Arı Sinemaları’nda yapılan gösterimlerinde seyirciler bilet bulmak için adeta yarıştılar. Sadece konuklar için hazırlanan ve cep telefonlarına yüklenebilen rezervasyon uygulaması çok yararlı oldu. Festivallerde ilk defa rastlanılan bu uygulama ile sinemaya gitmeden önce cep telefonunda istenilen film için koltuk rezervasyonu yapılabildi. Önümüzdeki yıl bu uygulamanın tüm seyircileri kapsayacağı belirtildi. Umarız diğer film festivalleri de benzer uygulamaları kullanırlar.

Uluslararası Adana Film Festivali’nin ekibinin son 2 yıldır komple değişmesi festivali müspet ve menfi birtakım zaaflara uğrattığı da dikkatlerden kaçmadı. Yabancı film danışmanlığını sinema yazarı Kerem Akça’ya verilmesi çok isabetli bir karardı. Yurtdışı festivallerde çeşitli ödüller kazanmış filmlerin seçiminde gösterilen itina seyirciyi çok memnun etti. Festivalin kamuoyuna yansıtılmasında oldukça öne çıkarılan “Türkiye’nin en büyük festivali” ifadesi pek tasvip edilmedi ve bilinen diğer festivallere haksızlık edildiği kanaati yayıldı. Adana Film Festivali’nin bu yıl yayınladığı kitaplarda dikkat çeken bir husus sinema tarihi yazınımıza yeni isimlerin de katıldığıydı. Sinemamızın Yeşilçam dönemi sanatçıları Süleyman Turan, Cüneyt Arkın, Muhterem Nur, Ahmet Mekin ve Şerif Gören adına yazılan kitaplarda yeni yazarlar Erhan Tuncer, Ali Karadoğan ve Rıza Kıraç’ın isimleri göze çarpıyordu. Bilindiği gibi festivallerde yayınlanan kitaplarla sinema kütüphanemiz gittikçe büyüyor. Yıllardır bu konuda gayret gösteren diğer yazar arkadaşlarımız Ali Can Sekmeç, Burçak Evren ve Agah Özgüç’ü de bu vesileyle minnetle anmak isteriz.

Basın mensupları yine festivalin kadim oteli Seyhan’da, oyuncular, yönetmenler, yapımcılar ve yabancı konuklar Hilton Oteli’nde konakladılar. Altın Koza’nın 25. yılı olması nedeniyle konuk sayısının da oldukça fazla olduğu anlaşılıyordu. Adana, festivali zamanında yaklaşık 1.000 kişiyi ağırladı.

25. Uluslararası Adana Film Festivali, 29 Ülkemizin iki büyük festivalinin birkaç günü bu yıl aynı zaman aralığına denk geldi. Eylül’de kapanış törenini gerçekleştirirken aynı gece 55.  Uluslararası Antalya Film Festivali açılış gecesini düzenlemekteydi. Antalya açılışının en büyük sürprizi ünlü Fransız oyuncu Vincent Cassel’in yaşam boyu onur ödülü almak için Antalya’ya ve festivalin açılış gecesine gelmesiydi. Festivale yabancı konuk oyuncu olarak ayrıca dişi Terminator olarak da bilinen Kristanna Loken ve sinema dünyasının ünlü kötü adamlarından Eric Roberts de iştirak etti. Eric Roberts’in diğer bir özelliği de, Özel Bir Kadın adlı filmle bir zamanlar ülkemizde büyük bir hayran kitlesi edinen Julia Roberts’in kardeşi olması.

Geçen sene ve bu sene Ulusal Yarışma’nın yapılmaması, Uluslararası Antalya Film Festivali’nin sinema sektörünün çoğunluğu tarafından protesto edilmesine yol açtı. İstanbul’da alternatif 55. Ulusal Yarışma Ödülleri etkinliği düzenlendi. Festivalin Uluslararası Uzun Metraj Film Yarışması’nda, yerli film olarak Mustafa Karadeniz’in yönettiği “Çınar” ve Sefa Öztürk Çoban’ın yönettiği “Güven” adlı filmler yarıştı. Festival günlerinde fısıltı gazetesinde Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’in Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’nın yapılması konusunda ikna olduğu ancak festivale az zaman kaldığı gerekçesiyle yarışmanın o nedenle bu yıl da yapılmadığı haberleri dolaşıyordu.

Öyle veya böyle, yerli sinemamızın sektör insanlarının izleyicileriyle en büyük buluşma organizasyonu olan Antalya Film Festivali’nin Ulusal Film Yarışması’nı tekrar hayata geçirmesi tüm yerli film seven sinemaseverlerin ortak arzusu. 55. Uluslararası Antalya Film Festivali’nin bu sene çok sönük geçtiği söylenebilir. Daha önce şehir sinemalarına dağılan film gösterimleri bu yıl sadece Kültür Park içindeki Antalya Kültür Merkezi’nin büyük salonu ve Perge Salonu’nda yapıldı. Uzak semtlerdeki sinemalar arasında koşuşturmanın olumsuzluğu yanında aynı bina içinde film gösterilmesi avantaj gibi görünse de festivalde gösterilen yaklaşık 40 kadar film, yıllardır festivalde yüzlerce film seyreden Altın Portakal seyircisini pek tatmin etmedi. Basına yapılan duyurularda da dikkatten kaçmayan küçük hatalar, Antalya’da yapılan diğer festivallerde görev yapan arkadaşlarımızın film festivale ekibine dahil edildiğini hatırlatıyordu. Festivalin ana etkinlik mekânı AKM’nin açılımının Antalya Kültür Merkezi olarak bilinegelmesine rağmen duyurularda Atatürk Kültür Merkezi olarak geçmesi hafızalara sevimli ve arzulanan bir dil sürçmesi olarak geçti. Keza birçok kere festivali ziyaret etmiş olan ve Türev adlı filmiyle festivalde En İyi Yönetmen ödülü kazanan Atıl İnaç’ın, Atıl İnanç olarak, keza sevimli oyuncu Fadik Sevin Atasoy’un Fadik Sevim Atasoy olarak duyurulması festivale sevimli ve renk katıcı hatalardı.

Festival süresince tüm konukların, gösterim, panel, atölye ve etkinliklerin yapıldığı yerlere yakın olan Rixos Oteli’nde konumlandırılması çok yararlı oldu. Basın mensupları bir yandan Ferzan Özpetek’le son filmi Napoli’nin Sırrı’nı konuşurken diğer taraftan Eric Roberts veya Kristanna Loken’le röportaj yapma yapmaya yarışmaları festivale farklı renkler kattı. Geçmiş yıllarda da David Carradine, Antonio Delon, Matt Dillon gibi şöhretleri ağırlanması da birçok sinemaseverin anılarında unutulmayacak şekilde yer etti.

Geçmiş yıllarda, hemen her yıl festival kapsamında sinema sanatçılarımızla ilgili 2-3 adet kitap yayınlanırdı, bu sene sadece festival kataloğu yayınlamakla yetinildi. Neyse ki festival çalışanlarının fedakârca çalışmaları ve açılış, kapanış törenlerinin eski yıllardaki gibi yine Cam Piramit’te yapılması memnuniyet yarattı. Umarız Uluslararası Antalya Film Festivali önümüzdeki yıllarda yine eski günlerdeki görkemine kavuşur ve yerli sinemamızın tümüne yeniden kucak açar.

Bir öneride bulunarak bitireyim. Yazımıza konu olan, sevdiğimiz bu iki festivalimiz bu yıl Uluslararası Adana Film Festivali ve Uluslararası Antalya Film Festivali olarak adlandırıldı. Geçmiş yıllarda adlarına festival kapsamında verdikleri ödüller, Altın Koza ve Altın Portakal olarak dahil ediliyordu. Geçmişe özlem duyan bazı arkadaşlarımız festival isimlerinden ödül adlarının çıkarılmasını tasvip etmiyor ve kınıyorlar. Ancak başka bir açıdan bakıldığında uzun festival adlarının karmaşaya sebep olduğu dikkatten kaçıyor. Misalen geçmişte basına gönderilen bir bülten içinde festivalin adı Antalya Uluslararası Altın Portakal Film Festivali, Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali, Altın Portakal Uluslararası Antalya Film Festivali, Antalya Altın Portakal Uluslararası Film Festivali, vs. vs. şeklinde birden fazla isimle anılabiliyordu. O nedenle film festivali adlarında sadece şehir adı kullanılmalıdır. İstanbul Film Festivali 6-7 senedir, Boğaziçi Film Festivali bu yıl o şekilde adlandırılmaya başlandı. Bahse konu olan festivallerimiz de önümüzdeki yıllarda Antalya Film Festivali, Adana Film Festivali ve diğerleri Malatya Film Festivali, Gaziantep Film Festivali, Antakya Film Festivali, Köyceğiz Film Festivali, Mardin Film Festivali, vs. vs. şeklinde anılmalıdır.

(Bu yazı CineTele Dergisi’nin Ocak 2019 sayısında yayınlanmıştır.)

(08 Ocak 2019)

Sadi Çilingir

[email protected]

2018’in Son Vizyon Filmi

2018 yılı biterken sinema salonları ödüllü yönetmen Talip Karamahmutoğlu filmi Müsaadenizle Büyükler ile buluştu. Seri olarak çekilmesi planlanan Müsaadenizle Büyükler isimli sinema filminin ilk çalışması 2018 yılı son yapımı olarak vizyona girdi. Çocuk oyuncuların başrolde olduğu yapımda karakter oyuncusu Ayhan Eroğlu, yapıma oyunculuk gücüyle renk kattı. Eroğlu, sokak hayvanlarına dikkat çeken filmde rol almaktan büyük keyif duyduğunu da vurguladı.

Mevlüt Ekinci’yi Kaybettik

Sinema Emekçileri Sendikası SİNE-SEN’in kurucu Genel Başkanı Mevlüt Ekinci, 31 Aralık 2018 Pazartesi günü (bugün) hayatını kaybetti. Zübük adlı filmin kurgusunu yapan  Ekinci, Zavallılar, Endişe, Ağrı Dağı Efsanesi, Demiryol gibi filmlerin yapım ekiplerinde çalıştı, Adana-Paris adlı filmde oynadı. Cenazesi, 01 Ocak 2019 Salı günü öğle namazını müteakip Aksaray Ortaköy Çatin Köyü Mezarlığı’na defnedilecek  olan merhuma tanrıdan rahmet, kederli ailesine sabırlar dileriz.

Bu Haftasonu (05 – 06 Ocak 2019) Kundura Sinema’da

Beykoz’da film stüdyosu ve sanat etkinlikleri merkezi olarak kullanılan Kundura Fabrikası içinde açılan Kundura Sinema gösterimlerini sürdürüyor. Sinemada, 05 – 06 Ocak 2019 tarihlerinde Oyun Vakti (Playtime), Geçmişi Olmayan Adam (The Man Without a Past), Apartman (The Apartment) ve New York Esrarı (The Naked City) adlı filmler gösterilecek. Aki Kaurismaki’nin yönettiği Geçmişi Olmayan Adam, uğradığı saldırı sonrasında hafızasını kaybeden bir adamın hayatını konu alıyor.

Bu Haftasonu (05 – 06 Ocak 2019) Kundura Sinema’da yazısına devam et

Akbank Sanat’ta Sinema – Psikiyatri’ye Farklı Bakış

Akbank Sanat’ın Sinema Psikiyatri Seminerleri serisi Ocak ayın da devam ediyor. 09 Ocak’ta yönetmen Kıvanç Sezer’in Babamın Kanatları adlı filmin gösterimi ile başlayacak etkinlik, Yabancılaşma: Öldürmeyen Yabancılaşma Çürütür başlığı altında Arzu Çevikalp, İshak Saygılı, Kıvanç Sezer ve Kübra Kip’in katılımıyla gerçekleşecek tartışma ile devam edecek. Seri kapsamında 09 Ocak – 08 Mayıs tarihleri arasında farklı konu başlıklarıyla toplam 5 oturum yapılacak.

Akbank Sanat’ta Sinema – Psikiyatri’ye Farklı Bakış yazısına devam et

Ferhan Baran Yazıyor: 2018’den Benim Seçtiklerim

Son dönemin en bereketli yıllarından birini geride bırakıyoruz. 2018 yılı içinde gönlüme düşen filmlerin sayısı geçen yıllara oranla hayli fazlaydı. Geç izlediğim birkaç tanesi dışında bunların tümü detaylı olarak yer aldı haftalık yazılarımda. 2019 yılında enfes filmlerle yolculuğumuza devam etmek üzere, tüm sinemaseverlere huzurlu bir yeni yıl diliyorum. 2018 yılı için 10 film ile sınırladığım en iyiler listem ise şöyle: Soğuk Savaş / Zimna Wojna … Devamı… »

Yuvaya Dönüş Setinden İlk Özel Röportaj

Gazeteci Erdal Güven’in Tahran’dan Kaçış kitabından senaryoya uyarlanan Yuvaya Dönüş adlı sinema filminin çekimleri Kapadokya’da devam ediyor. Filmin başrol oyuncularından Furkan Palalı ve Megumi Masaki çekimler devam ederken çok özel bir röportaj verdi; fiilmin bir diğer başrol oyuncu ise Burhan Öçal. Yapımcılığını Mac Medya’nın üstlendiği film, yüzyılın operasyonu olarak da nitelendirilen 215 Japon vatandaşının Türkiye’ye getiriliş öyküsünü anlatılıyor.

  • Basın Bülteni
  • Röportajı izlemek için tıklayınız.
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.

Üç Harfliler: Adak

Alper Mestçi’nin yönettiği ve Ramazan Demir, Ceren Yılmaz, Ejder Özkarslıgil ile Simge Uluer’in oynadığı Üç Harfliler: Adak, 18 Ocak 2019’da TME Films dağıtımıyla TME Films – Muhteşem Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Salih arkadaşı Metin ile avlanmaya gittikleri ormanda tüfekle vurularak ağır yaralanır. Beyninde saçma taneleri ile yaşamak zorunda kalan Salih’in iyileşmek için yardıma ihtiyacı vardır. Yardım edeceğini söyleyen Metin bir süre sonra Salih’i annesiyle yapayalnız bırakarak Salih’in kız arkadaşı Şermin’le nişanlanır. Metin’in eski nişanlısı Arzu bu yaşananlara bir anlam veremez; Salih ve tekinsiz bir kadın olan annesi Türkan’ı ziyarete gider.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Facebook
  • Fragman

Üç Harfliler: Adak yazısına devam et

Araf 2, Hollanda TV’sinde

04 Ocak Cuma günü vizyona girecek olan yeni yılın ilk korku filmi Araf 2, şimdiden dünya TV.lerinde yer almaya başladı. Hollanda’nın devlet televizyonu NOS TV Türkiye’ye gelerek, Araf 2′nin stüdyosuna konuk oldu. Programda, Araf 2′nin baş oyuncularından Cevahir Turan ile röportaj yapıldı. Program, TV.de yayınlandıktan sonra büyük ilgi uyandırdı. Hem Turan’ın, hem de filmin sosyal medya hesapları soru yağmuruna tutuldu. Bu gelişmeler üzerine, filmin Türkiye’den sonra Avrupa ve Amerika’da da vizyona girmesi için çalışmalara hızla başlandı.

Dalavere

Hasan Göktaş’ın yönettiği ve Ali Çatalbaş, Erdağ Yenel, Mehmet Ali Kaptanlar ile Abidin Yerebakan’ın oynadığı Dalavere, 11 Ocak 2019’da CGV Mars Dağıtım dağıtımıyla Roll Caption tarafından vizyona çıkarıldı.
Zeytinburnu’nda, eniştesi Münir’le ortak bir araba kiralama şirketi işleten Baybars’ın kurnazlıklarla geçen yaşamı, eniştesinin arabasının çalınmasıyla değişir. Çalınan arabalarını bulmak ve hırsızlara dersini vermek için İstanbul’dan Bodrum’a gelen Baybars ve Münir’in, bir mafya değiş tokuşunun arasında kaldığından haberleri yoktur. Olay anlaşıldığında ise otelde meydana gelen türlü yanlışlıklar, işleri iyice içinden çıkılmaz bir hale getirir.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Fragman

Yangın Yeri

Paul Dano’nun yönettiği ve Jake Gyllenhaal, Carey Mulligan, Ed Oxenbould ile Bill Camp’ın oynadığı Yangın Yeri (Wildlife), 04 Ocak 2019’da Bir Film dağıtımıyla Bir Film tarafından vizyona çıkarıldı.
14 yaşındaki Joe, anne ve babasının tek çocuğudur. Bir gün evlerine çok da uzak olmayan ormanlık bir bölgede kontrol altına alınamayan bir yangın çıkar. O sırada işinden kovulan baba Jerry, karısını ve oğlunu arkasında bırakarak yangını söndürmeye giden ekibe katılır. Babasının yokluğunda birdenbire yetişkin rolü üstlenmek zorunda kalan oğul  Joe, bir yandan da annesinin çaresizliğine ve aileyi ayakta tutma çabasına tanık olacaktır.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Fragman
  • IMDb
  • Ferhan Baran Yazıyor

Sinemacılık ve Filmcilik Yararına Bağımsız İletişim Platformu