Müzik kültürüne katkıları tartışılmaz, tüm zamanların en çok satan solo sanatçısının yaşam öyküsü nasıl anlatılmalı. 42 yıllık kısa ve fakat fırtınalı hayatına çok şey sığdırmış bir pop ikonuna nasıl yaklaşmalı. Görkemli denemeleri ile geniş kitlelerin ilgisini çekmiş Avustralya asıllı yönetmen Baz Luhrmann, bu yıl Cannes Film Festivali’nde prömiyerini yapan ve bitiminde 12 dakika süre ile alkışlanan filmi ‘Elvis’ ile bu külfetli çabanın altından kalkmayı … Devamı… »
Ferhan Baran Yazıyor: Babayı Öldürmek
Alexander Sokurov’un yetenekli öğrencileri ilgiye değer filmler üretmeyi sürdürüyor. ‘Uzun Kız / Dylda’ ile beğenimizi kazanmış olan Kafkasyalı Kantemir Balagov’un ardından aynı yöreden Kira Kovalenko, geçtiğimiz yıl dünya prömiyerini yaptığı Cannes’da ödüllendirilen ikinci uzun metrajı ‘Yumrukları Gevşetmek / Razzhimaya Kulaki’ ile sinemalarımıza konuk oldu. Film, Kuzey Kafkasya’nın ücra bölgesinde yaşayan Ada’nın babasının boğucu … Devamı… »
Ferhan Baran Yazıyor: Korku Dağları Bekler
Korku sinemasına yakın ilgisi olduğu bilinen Scott Derrickson’ın, türün ilham kaynağı ünlü yazar Sephen King’in oğlu olan Joe Hill’in aynı adlı kısa öyküsünden yola çıktığı son filmi ‘Siyah Telefon / The Black Phone’ sıcak yaz günlerinin yeni ürpertisi olmaya aday. Son dönemde pek gözde olan Retro akımının ilginç bir örneği olan film, 1978 yılında Kuzey Denver’da geçen ürkütücü gelişmeler üzerinden ilerliyor. Sakin kasabanın ergenlik … Devamı… »
Korkut Akın Yazıyor: Çalışmayan Ama Çalan Telefon
… boşlukta yankılanır sesi ve nasıl tedirgin eder insanı, nasıl da korkutur! Çocukluk kâbusu gibi… Gerilim ve korku filmlerini beğeniyorsanız, bu filmi seveceksiniz. Basit, yoğun, yalın, kısa ve güçlü. 13 yaşında bir çocuk; alkolik baba, küçük bir kız kardeş arasında hayaller dünyasına dalınca hem okulda hem de mahallede dışlanır. Kentte kaçırılan çocuklar vardır, akıbeti bilinmeyen… “Gaspçı”, yani çocuk kaçıran bilinse de ne tanınır … Devamı… »
Korkut Akın Yazıyor: Müziğin Ruhunu Yakalamak
Sıradan biriyken bir menajerin bulduğu, sıradan bir yaşamı varken dünya çapında şöhrete ulaştığı, sonra da o karmaşa içerisinde ipin ucunu kaçırdığı… hep duyduğumuz bir öyküdür. Burada her iki tarafın da etkisi önemli ve değerlidir. Birbirlerini var etmişlerdir ve birlikte olmadıklarında (belki) ikisi de aynı güce, şöhrete, varsıllığa ulaşamayacaklardır. Bu tür öykülerin sonu -sanki- her zaman hüzün, hüsran ve erken ölümle bitiyor nedense. … Devamı… »
Ma-Şer
Uğur Kaplan’ın yönettiği ve Hazal Özbal, Ezgi İrem Mutlu, Doğukan Oltulu ile Levent Kahraman’ın oynadığı Ma-Şer, 12 Ağustos 2022’de CJ ENM dağıtımıyla Kafaişler Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Üniversite öğrencisi Hande, sosyal antropolojinin tartışma konularından biri olan, “büyü” meselesi üzerine bir tez yazacaktır. Bu tezi farklı kılan nokta ise, işi uygulamaya koyacak olmasıdır. Hande bunun için, sahaftan çaldığı antika bir büyü kitabını kullanır ve kendisine büyü yaptırmak için üç arkadaşını ikna eder. Ancak işler tahmin ettiği gibi gitmez. Hande ve arkadaşlarını bekleyen olaylar silsilesi, onları korku dolu bir maceranın ortasına atar.
Altı Günde Belgesellerle Devr-i Alem
15. Documentarist – İstanbul Belgesel Günleri, 24 Haziran Cuma akşamı tamamı kadınlardan oluşan Peradi Ensemble konseri ve Cem Kaya’nın yönettiği Aşk, Mark ve Ölüm’ün gösterimiyle açılacak. Türkiye’den Almanya’ya işçi olarak giden göçmenlerin ilk günden bugüne ürettiği gurbetçi müzikleri konu alan film geçtiğimiz aylarda Berlinale’de büyük beğeni toplayarak Seyirci Ödülü’nü kazanmıştı. Almanya’nın konuk ülke olduğu bu seneki festivalde, aralarında yine Berlinale’den Seyirci Ödülü sahibi Bay Bachmann ve Sınıfı, bu sene ikisi de prömiyerini Berlinale’de yapan Bettina ve Genderation dahil olmak üzere Almanya’dan 8 belgesel yer alıyor.
- Basın Bülteni
- Günler hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
17 – 23 Haziran 2022, Haftalık Gişe Verileri
17 – 23 Haziran 2022, Haftalık (Weekly) Gişe Verileri için tıklayınız. Bu listelerden alıntı veya kopyalama yapıldığında kaynak olarak Haftalık Antrakt Sinema Gazetesi’nin gösterilmesi rica olunur.
Haftalık Seans Bilgileri, 24 – 30 Haziran 2022
Gösterimdeki filmlerin 24 – 30 Haziran 2022 seansları için tıklayınız. (Listeler eksiksiz değildir, bu salonlar ve seanslar dışında da gösterimler olabilir. Listelerden alıntı veya kopyalama yapıldığında kaynak olarak Haftalık Antrakt Sinema Gazetesi‘nin gösterilmesi rica olunur.)
Prestij Meselesi
Mahsun Kırmızıgül’ün yönettiği ve Mahsun Kırmızıgül, Onur Gözeten, Ali Erkin, Eser Yenenler ile Engin Hepileri’nin oynadığı Prestij Meselesi, 03 Şubat 2022′de CGV Mars Dağıtım dağıtımıyla Boyut Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Prestij Meselesi, müzik yapımcısı Hilmi Topaloğlu’nun Anadolu’nun bağrındaki yetenekli müzisyenleri keşfetmesini konu ediyor. 1990’lardan günümüze müziğe yön veren 3 müzisyenin (Özcan Deniz, Haluk Levent, Mahsun Kırmızıgül) içlerindeki bitip tükenmeyen azimlerinin, mesleklerine olan tutkularının, hayatla olan mücadelelerinin ve kalpten kalbe giden o ilk yolculuğun gerçek hikâyesini anlatıyor.
- Basın Bülteni
- Fotoğraflar
- Fragman: 1 / 2
- IMDb
Homosapiens ile Teknosapiens Arasında…
Hayat mı sanatı, sanat mı hayatı takip ediyor? Bu soru hep sorulur, ama yanıtının kesinlik kazanması pek mümkün değildir. Yine de bana sorarsanız, sanat her zaman için yol göstericidir, hatta bilime bile…
Bütün sanat dalları gibi sinema da geçmişe olduğu kadar geleceğe de odaklanıyor ve olasılıkları sıralıyor önümüze. O olasılıklar ne zaman ve ne boyutta gerçekleşebilir, kim bilebilir ki, hele de bizim ülkemizde… Düşünsenize, bir çift söz bile ülke ekonomisini tepetaklak edebiliyor. Ekonominin her sarsıntısı yaşamımızı altüst ettiği gibi geleceğimizi de belirliyor.
Biz gelelim filme… “After Yang” (Yang’dan Sonra), yönetmen Kogonada, Alexander Weinstein’in kısa öyküsünden kendisinin uyarladığı filmde izleyiciyi düşünmeye, duyguların yaşamda yerinin olduğunu fark ettirmeye davet ediyor. Duygular önemlidir yaşamda, yön verir bizlere. Çoğunlukla da duygularımıza göre hareket ederiz, aklı ve bilinci pek umursamadan. Doğru mudur bu, bilemem tabii ki. Herkesin düşüncesi de duygusu gibi kendisine… Buna da bağlı olarak ister istemez kendi duygunuzu, kendi aklınızı seçiyorsunuz. Boşuna renkler ve zevkler tartışılmaz denmemiş yani. Ama gelin bu konu üzerinde düşünelim. Gelin, bu konunun ne denli önemli olduğunu konuşalım. Her şey gibi duygular da, düşünceler de, doğrular da değişir. Değişmeyen tek şey değişimin kendisiyse, doğru bir yerdesiniz ve doğru bir filmi izlemek istiyorsunuz.
Baştan belirtmekte yarar var: Yavaş akan bir film, sabrınızı zorluyor. Bunca büyük hareketliliğin ve hızın yaşandığı dünyada kim bunca dayanabilir ki! Kogonada, bunun bilincinde, o yavaşlığın içerisinde düşünmenize fırsat tanıyor. Film boyunca doluya koyuoar aldıramıyor, boşa koyuyor dolduramıyor, sürekli tartışıyorsunuz kendinizle bile.
Basit bir öykü. Evlâtlık aldıkları küçük kıza bakıcılık ve eğitmenlik de yapan android (Yang) bozulmuştur. Küçük kız, androidini ister, babası da onarılması için çabalar. O koşuşturma içerisinde duygusal bir çatışma yaşanır, anne ile baba ve her ikisiyle çocuk arasında. Duygular(ımız) ne denli belirleyicidir yaşamımızın içerisinde?
Yang bir robot olmasına karşın hem küçük kızın hem de ailenin en yakın arkadaşıdır. Bir robotun duygusu olabilir mi? Zaten film onu işliyor. İnsanların duygusu yaşamı, geleceği nasıl belirler? Bir yanıyla kolay bir film, ama diğer taraftan da düşünmeye yönlendirdiği için zor bir film. Çözümlenen her soru işaretinin arkasından onlarcası sökün ediyor. Biriyle ilgilendiğinizde ikincisini, arkasından gelen üçüncü, beşinci, onuncu… soru işaretleriyle boğuşurken buluyorsunuz kendinizi. Satranç oyunundakinden daha çok olasılık var önünüzde, buna da bağlı olarak yenmeniz gereken duygularınızın (ya da duygusallığınızın) etkilerinden kurtulmak…
Var mısınız, kendinizi sınamaya, duygularınızın yaşamı belirleyiciliğini saptamaya… Acaba hangisi daha gerekli, hangisi daha vazgeçilmez?
Yang’dan Sonra (After Yang), duygusal, kurgubilim, Yönetmen ve Senaryo: Kogonada, Oyuncular: Colin Farrel, Jodie Turner Smith, Malea Emma Tjandrawidjaja… 01 Temmuz’dan başlayarak gösterimde…
(30 Haziran 2022)
Korkut Akın
korkutakin@gmail.com
59. Antalya Altın Portakal Film Festivali
01 – 08 Ekim 2022 tarihleri arasında gerçekleşecek 59. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin Ulusal Yarışmaları için başvurular başladı. Festival kapsamında yapılacak Ulusal Uzun Metraj, Ulusal Belgesel ve Ulusal Kısa Metraj dallarında bu yıl toplam 940 bin TL tutarında ödül dağıtılacağı belirtildi. Ulusal yarışmalara, 09 Ağustos 2021′den sonra tamamlanmış ve 59. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nden önce Türkiye’de halka açık ticari veya özel gösterimi yapılmamış, yurt içinde bir festivale katılmamış Türkiye yapımı filmler katılabilecek. Festivalin web sitesinden yapılacak başvurular 04 Ağustos 2022 Perşembe günü, saat 18:00’de sona erecek.
Masal Şatosu: Gizemli Misafir
Burak Kuka’nın yönettiği ve Ecrin Su Çoban, Berat Efe Parlar, Gülse Göçer ile Ozan Varol’un oynadığı Masal Şatosu: Gizemli Misafir, 12 Ağustos 2022′de CJ ENM dağıtımıyla Wovie – RetroPro – Dmc – Netd tarafından vizyona çıkarıldı.
Neşe ve arkadaşları evlerinde parti hazırlığındayken, bir misafir kapılarını çalar. Misafir, masal diyarından gelen ve hafızası silinen bir prenstir. Prens, masal diyarının neşesidir ve onun Dünya’da kaldığı her an masal diyarına mutsuzluk hakim olacaktır. Neşe ve arkadaşları hiç bilmedikleri mistik ortamları keşfederken, Prens’i ait olduğu masal diyarına göndermek için eğlenceli ve neşeli bir serüvene atılırlar.
Gülümse
Parker Finn’in yönettiği ve Sosie Bacon, Jessie T. Usher, Kyle Gallner ile Robin Weigert’in oynadığı Gülümse (Smile), 30 Eylül 2022’de UIP Filmcilik dağıtımıyla UIP Filmcilik tarafından vizyona çıkarıldı.
Bir hastanın yaşadığı tuhaf, şaşırıcı, benzersiz ve travmatik bir olaya tanık olan Dr. Rose Cotter, açıklamakta büyük güçlük çektiği çeşitli korkutucu ve tedirgin edici olaylar yaşamaya başlar. Bu karşı konulması mümkün olmayacak derecede bunaltıcı olan korkutucu dehşet, hayatını ele geçirmeye başlarken, Dr. Rose Cotter hayatta kalmak ve korkunç yeni gerçekliğinden uzaklaşmak için sıkıntılı geçmişiyle mutlaka karşı karşıya gelmek zorundadır.
Kamera Elinde Geleceğin Cebinde 8. Kısa Film Yarışması
Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği’nin (TSPB) gelenekselleşen “Kamera Elinde Geleceğin Cebinde” Kısa Film Yarışması’nın sekizincisine başvurular 23 Haziran’da başlıyor. TSPB’nin sinemanın toplumsal dönüşümdeki gücüyle ülkede finansal okuryazarlık ve sermaye piyasalarına yatırım konusunda bilgi ve farkındalığı artırmak amacıyla düzenlediği ve her yıl yeni bir temayla yürüttüğü kısa film yarışması bu yıl, “Sermaye Piyasalarında Yatırımcı Olmak” teması ve “Filmler Kısa, Yatırımlar Uzun” sloganıyla başlıyor. Senaryo başvurularının 23 Haziran – 16 Eylül 2022 tarihleri arasında kabul edileceği yarışma, yurt içi ve yurt dışından herkesin katılımına açık yapılıyor.
Kamera Elinde Geleceğin Cebinde 8. Kısa Film Yarışması yazısına devam et