Sadi Çilingir tarafından yazılmış tüm yazılar

Kırarım Kalbini Filminin Ana Afişi Paylaşıldı

Ana afişi paylaşılan Kırarım Kalbini filminin konusu “Ne kadar uğraşırsan uğraş, geçmişinden ayrılamazsın.” cümlesiyle özetlenebiliyor. Bu Sevgililer Günü’nde Ke Huy Quan, geride bırakmak istediği karanlık bir sırrı olan yumuşak huylu bir emlakçı olarak ilk büyük başrolüne koşuyor. Çığır açan aksiyon filmleri Önemsiz Biri, Vahşi Gece, Suikast Treni, Sarışın Bomba ve Dublör’ün yapımcıları 87North’tan içgüdüsel, yüksek oktanlı bir öfke ve intikam hikâyesi geliyor. Emlakçı Marvin Gable, ölüme terk ettiği eski suç ortağı Rose’dan kan kırmızı bir zarf alır. Şimdi Marvin, acımasız tetikçilerin dünyasına geri dönmüştür. Marvin geçmişiyle yüzleşmelidir.

Karabasan, Dublaj Seçeneğiyle 07 Şubat’ta Sinemalarda

Sam Claflin’in başrolünde yer aldığı Karabasan filminde, çocukluğu boyunca kendisine musallat olan kötü bir ruhun yeniden ortaya çıkmasıyla yaşamı kâbusa dönüşen bir babanın hikâyesi anlatılıyor. Filmin yapımcılığını Twilight Saga, Maze Runner, Smile gibi birçok başarılı filme imza atan Marty Bowen yapıyor. Ayrıca Black Mirror, Peaky Blinders, Doctor Who ve Sherlock gibi dünyaca ünlü serilerden hatırlanan Colm McCarthy yönetmen koltuğunda oturuyor. Patrick çocukluğundan bu yana asla unutamadığı varlıkla yeniden karşılaşır. Ancak bu kez savaş ailesi içindir. Karabasan, A90 Pictures dağıtımıyla dublaj seçeneğiyle 07 Şubat’ta vizyonda.

Gençler Karantina’yı Çok Sevdi

Beyza Alkoç’un Karantina kitabının, aynı isimle sinema uyarlaması gençlerin büyük ilgisiyle karşılandı. Uzun süredir sinemada böylesine bir ilgiye şahit olmadıklarını belirten sinemacılar, gişelerin hareketlenmesinden duydukları memnuniyeti dile getirdiler. 2025’in açılışta en fazla bilet satışı yapan filmleri arasında yer almayı başaran Karantina genç ve çok yetenekli oyuncu kadrosunun yanı sıra, duayen isimlerin de yer almasıyla iyi bir seyirlik olarak sinema izleyicisini memnun etti.

Korkut Akın Yazıyor: Feleğin Sillesini: Fidan

Emir (Alican Yücesoy), iki çocuğuyla annesi ve yengesinin yanında yaşarken hem işten atılır hem de hasta olan eşini kaybedince bütün dünyası başına yıkılır. Ne yapacağını bilemez, bunalımdan çıkamayınca da içkiye verir kendini. Erkek egemen dünyanın, erkek egemen kültürüyle büyüdüğü için kızını değil de oğlunu kayırır hep. Kızı Fidan (Leyla Smyrna Cabas), başarılı bir öğrencidir, evdeki durumun farkındadır, liseyi … Devamı… »

Korkut Akın Yazıyor: Yanlışlıklar Çağı: Babygirl

Başlığa “Yanlışlıklar çağı” mı, “Yalnızlıklar çağı” mı yazsaydım diye çok düşündüm, hatta yal(n)ız(lış)lıklar gibi karışık bir sözcük yazmayı bile… Teknolojiyle birlikte robotik yaşama geçince (kalifiye olmayan) insanların büyük çoğunluğu işsiz kalacak; kalifiye olanlarınsa işleri azalacak ve boş zamanları artacak. Ancak öyle bir yaşama alışkın olmayan günümüz insanı ister istemez bunalıma girecek ve çıkışı (çözümü) kendi … Devamı… »

Kuzgun (Yönetmen: Serkan Aygören)

Serkan Aygören’in yönettiği ve Selahattin Taşdöğen, Buket Çelik, Deniz Könülşök ile Ferdi Akarnur’un oynadığı Kuzgun, 21 Şubat 2025’de Lion Distribution dağıtımıyla Alo Yapım – Talde Film – Hezer Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Yazar Arif, çocukken kazara kardeşi Asım’ın ölümüne neden olmuştur. Yıllar sonra kitap yazmaya başladığında onu herkes ölen kardeşi Asım’ın ismiyle tanır ve kendisini artık Asım olarak tanıtır. Yaşadığı psikolojik durumlardan ve yıllarca kardeşinin hayatını yaşamaya itilmesi sonucunda parayla başkalarının hayatlarını satın alarak farklı hayatlar yaşamaları yönünde yönlendirme yapmaya başlar.

  • Basın Bülteni
  • Fragman

Kuzgun (Yönetmen: Serkan Aygören) yazısına devam et

Dayanışma ve Yoldaşlık: Kedi

“Öyle büyük dostlarız ki, kelimesiz anlaşırız” diyor şair. Bir kedi, bir köpek, bir kemirgen (kapibara), bir lemur ile bir kuş -zaten konuşamıyorlar ya, koyun bu bilgiyi bir tarafa- sessizce anlaşıyor, etkileşiyor, dayanışıyor ve birbirini koruyor, kurtarıyor.

Gint Zilbalodis, gerçekten çok başarılı, bir o kadar da anlamlı animasyon filmi “Flow: Bir Kedinin Yolculuğu”nda, birbirleriyle geçinmesi imkânsız hayvanları bir teknede yaşama tutunduruyor. Gerçek gibi değil, çizildiği belli bir film. Bu yalınlık, izleyiciyi görüntüyle birlikte taşıdığı içeriğe yönlendiriyor. Belli ki sesin kullanılmadığı (hayvanların kendi sesleri varsa da neredeyse duyulmayacak kadar az, kısık) filmin anlamı düşürülmek istenmemiş. Tabii ki, müziğin önemi daha bir çıkmış öne. Müzik gerçekten iyi tasarlanmış.

Kedi, kendi halinde, dünyanın sessiz güzelliği içerisinde, ama köpeklerin saldırısından korkarak yaşarken birden her tarafı su basar. Tipik bir Nuh efsanesi. Su, her şeyi yutar. Hiçbir canlı kurtulamayacaktır, teknedekiler dışında. Bin yıllara dayanan kültürel birikim bular altında kalınca teknedekiler ister istemez birbirleriyle anlaşmak zorunda kalırlar. Tembel kapibara, teknenin

ilk konuğudur, kedi onun yanına gelir. Kendini beğenmiş hatta narsist bile diyebileceğimiz lemur, her şeyin kendi etrafında dönmesini ister. Biraz sakar olsa da iyimser labrador köpeğinin arkasından uzun bacaklı, turnayı andıran beyaz kuş doğaları gereği birbirlerini sevmeseler, istemeseler de her şeylerini paylaşırlar. Bir de balina var, kediyi yaşama bağlayan ve gerçekten duygu yüklü sonu.

Konusu, özellikle çocukların da anlayabileceği gibi yalın bu filmi erişkinler de izlemeli. Büyükler izlerlerse, dünyanın geleceğini görebilir ve ona göre doğal yaşama daha çok önem verirler. Çocuklar ise bu filmin etkisiyle büyüklerini de yönlendireceklerdir. Filmi izlerken kendisiyle hesaplaşmayan, yüzleşmeyen var mıdır, bilemem ama bir şey biliyorum: Bu küresel ısıtma, bu betonlaşma, bu fosil yakıt kullanımı, bu ağaç kesimi sürdükçe dünyamız daha bir yaşanmaz olacaktır.

Jeneriği ardından bir sürpriz bekliyor sabırlı izleyiciyi…

25 Ocak 2025’ten başlayarak gösterimde…

(22 Ocak 2025)

Korkut Akın

[email protected]

The Brutalist

Brad Corbet’in yönettiği ve Adrien Brody, Felicity Jones, Guy Pearce ile Joe Alwyn’in oynadığı The Brutalist, 31 Ocak 2025’de UIP Filmcilik dağıtımıyla UIP Filmcilik tarafından vizyona çıkarıldı.
The Brutalist filmi, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Amerikan rüyasını yaşamak için Amerika Birleşik Devletleri’ne göç eden Macaristan doğumlu, Bauhaus eğitimli Holokost kurtulanı mimar Laszlo’nun (Adrian Brody) yolculuğunu ve hayat hikâyesini anlatıyor. Başlangıçta yoksulluk içinde çalışmaya zorlanan mimar Laszlo, kısa süre sonra kendini 30 yıl boyunca hayatının seyrini değiştirecek bir kontrata imza atarken bulur.

  • Basın Bülteni
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb

The Brutalist yazısına devam et

21. Akbank Kısa Film Festivali İçin Geri Sayım Başladı

Kısa filmi geniş kitlelerle buluşturmak, yeni sinemacıları desteklemek ve sektöre yaratıcı bakış açıları kazandırmak amacıyla 2004 yılında başlatılan Akbank Kısa Film Festivali, bu yıl 21. kez sinemaseverlerle buluşuyor. Türkiye’nin en köklü kısa film etkinliklerinden biri olan festival, 17 – 27 Mart 2025 tarihleri arasında İstanbul’un iki yakasında, Akbank Sanat’ta ve Kadıköy Sineması’nda gerçekleştirilecek. Her yıl olduğu gibi bu yıl da festivaldeki tüm gösterim ve etkinlikler ücretsiz olarak izleyicilerle paylaşılacak.

21. Akbank Kısa Film Festivali İçin Geri Sayım Başladı yazısına devam et

Uluslararası Urla Gastronomi Film Festivali’nin Danışmanlar Kurulu’nda Birbirinden Değerli İsimler Yer Alıyor

Urla’nın ve bölge gastronomisinin dünyaca tanınmasına katkı sağlamayı hedefleyen Uluslararası Urla Gastronomi Film Festivali’nde Danışmanlar Kurulu üyeleri belli oldu. Danışmanlar Kurulu’nda  Gastronomi Yazarı Ahmet Güzelyağdöken, Oyuncu Ercan Kesal, Yönetmen Ezel Akay, Organizatör Gülper Ergün, Dr. Levent Köstem, Yazar Levon Bağış, Yazar Müge Akgün, Küratör Nihat Özdal, Yayın Yönetmeni Nilhan Aras, Turizm, Markalaşma ve İş Geliştirme Uzmanı Pınar Kartal Timer, Gastronomi Yazarı, The Kitchen Project Kurucusu Sırma Güven ve Film Yapımcısı Zeynep Atakan gibi isimler yer alıyor.

Uluslararası Urla Gastronomi Film Festivali’nin Danışmanlar Kurulu’nda Birbirinden Değerli İsimler Yer Alıyor yazısına devam et

SİYAD’ın En İyi Uluslararası Film Seçiminin Galipleri: İlgi Alanı ve Sararmış Yapraklar

Sinema Yazarları Derneği (SİYAD) 2024 yılının en iyi uluslararası filmlerini seçti. Sinemalarda ve dijital platformlarda gösterilen yılın en iyi filmleri belli oldu. Vizyona giren yabancı filmler arasında Jonathan Glazer’in yönettiği İlgi Alanı (The Zone Of Interest), 2024 yılının en iyi filmi seçildi. 2023 yılında Cannes’da Büyük Ödül aldıktan sonra, Oscar’da da En İyi Uluslararası Film ve ses tasarımı ödüllerine değer bulunan film son yılların en çarpıcı yapımlarından. Listenin ikinci sırasında 2024’te Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye ödülüne layık görülen Sean Baker imzalı Anora yer aldı. Yönetmenliğini Alexander Payne’in üstlendiği Geride Kalanlar (The Holdovers) filmi ise seçiminde üçüncü oldu.

SİYAD’ın En İyi Uluslararası Film Seçiminin Galipleri: İlgi Alanı ve Sararmış Yapraklar yazısına devam et

Dünyayı İyi İnsanlar Kurtaracak

Ülke genelinde az sinemada, sınırlı seans düzeninde gösterimi süren ‘Böyle Küçük Şeyler / Small Things Like These’ sade görünümünün derininde çok önemli şeyler söyleyen ve herkes tarafından izlenmesi gerekli bir film. Belçikalı yönetmen Tim Mielants’ın imzasını taşıyan, geçtiğimiz yıl Berlinale’nin açılışında dünya prömiyerini yapmış olan yapım, 80’li yıllarda bir Noel arifesinde İrlanda’nın güneyindeki küçük bir kasabada yaşananları anlatıyor. Karısı Eileen ve 5 kızıyla yaşadığı mütevazi evinde huzurlu düzenini sürdüren kömürcü William Furlong (Cillian Murphy), zorlu yaşam mücadelesine rağmen çevresinde tanıklık ettiği onca yoksulluğu kendine dert edinmiş bir adamdır. Babasını hiç tanımamış, gencecik annesiyle sığındığı çiftlik evinde büyümüş olan genç adam, gün ağarmadan kamyonetine atlar, siparişleri teslim etmeye koyulur. Akşam evine döndüğünde önce ellerinin kirini fırçalar uzunca bir süre. İçerde keyifle günlük işlerini, ödevlerini tamamlayan boy boy kızları ve karısı (Eileen Walsh) ile sıcak aile yuvası beklemektedir onu. Evdeki huzuruna rağmen sessiz ve içe dönüktür genç adam. Yetimliğinin verdiği hüzünle geçmişine dalar

uzun uzun. Acımasız hayat şartlarının altında ezilen, işsiz güçsüz alkolik baba evlerinin çaresiz çocuklarına kol kanat germesi bundadır. Bir şafak vakti kömür siparişi için kasaba manastırına uğradığında, genç bir kızın tüm itirazına rağmen ebeveynlerince rahibelere teslim edilişine tanık olur, daha sonra baş rahibe ile hesap işlerini konuşmak üzere kurumun kapısını çaldığında içerde temizlik yapan bazı kızların yardım çağrısı ile irkilir. Birkaç gün sonra bir şafak vakti yine teslimat için uğrayıp, manastıra kapatılan Sarah’yı (Zara Devlin) üstü başı perişan bir biçimde kömürlüğe kilitlenmiş olarak bulduğunda yine sessiz, yine düşünceli ancak bir karar aşamasında olduğunun farkındadır artık.

Dilimize aynı adla adla çevrilmiş, İrlandalı yazar Claire Keegan’ın 80 küsur sayfalık kısa romanından uyarlanmış olan yapım, daha önce Peter Mullan imzalı 2002 yapımı ‘The Magdalene Sisters’, Stephen Frears’ın yönettiği 2013 yapımı ‘Philomena’ gibi filmlere kaynaklık etmiş ‘Magdalene Çamaşırhanaleri’ vakasından yola çıkıyor. Devlet ve kilise işbirliğiyle evlilik dışı hamilelik yaşadıkları için ailelerin reddettiği bekar anneler, toplumun dışladığı seks işçileri, öksüz, yetim, alkolik ve zihinsel engelli kadınların cezalandırma ve rehabilitasyon amacıyla kapatıldıkları bu kurumlar Birleşik Krallık, ABD, Kanada ve Avustralya gibi İrlanda tarihinin de kirli sayfalarındandır. 1922 – 1988 yılları arasında Magdalene kurumlarına gönderilen 56.000’den fazla genç kadına ve onların

elinden alınan çocuklara adanmış olan film, İrlanda’nın karanlık geçmişine, sıradan insanların öykülerine ‘küçük şeyler’ üzerinden dupduru bir dille ayna tutan Keegan’ın romanına yakışan sade bir biçimde beyazperdeye aktarılmış. Cillian Murphy ‘Oppenheimer’ ve Oscar zaferinin hemen ardından yapımcılığını da üstlendiği bu küçük hikâyede tüm içe dönüklüğü ve sorgulayan gözleriyle muhteşem bir performans sunuyor. Rahibe Mary rolüyle Berlin’den en iyi yardımcı oyuncu ödülü ile dönen harika Emily Watson, küçük yerleşim bölgesinin üzerine kara bir bulut gibi çökmüş gücü temsil ediyor. Cemaate ‘Tanrı Sevgi ve Şefkattir’ cümlesini tekrar ettirirken Bill Furlong’a tehditkâr imalarla rüşvet vermekten çekinmeyen iktidarı temsil ediyor.

Kilisenin içinde dönen dolapları öğrendiğinde ‘ya bizimkilerden biri olsaydı’ diyen Furlong önce karısından ‘bu bizim işimiz değil’ yanıtını alıyor. ‘Huzurlu düzeninin bozulmasını istemiyorsan bazı şeyleri görmezden gelmen gerekir’ diyor bar sahibi dostu. ‘Dışarda başı belaya giren kızlar var ve bizler neye sahip olduğumuzu unutmayalım. Kendini sıkıntıya sokarsan, kilisenin okulunda eğitim gören kızlarının da geleceği ile oynarsın’ diye ekliyor. 2023 Netflix yapımı ‘Wil’de işgal altındaki Belçika’da Nazilerle işbirliği yapan yerel emniyet teşkilatından genç bir polisin tanık olduğu zulüm karşısında insani itirazını dile getirmiş olan Mielants, Yahudilerin yardımına koşan ve bunun bedelini ödeyen genç Wil gibi kömürcü Furlong’u da kendi vicdanı ile başbaşa bırakıyor. Bu küçük ama değeri büyük güzel film ile bizlere zulüm karşısında ne zaman konuşacağımızı soruyor. Alt perdeden, slogan atmadan, ‘dünyayı iyi insanlar kurtaracak diyorsak’ korkusuz ve cesaretli olmamız gerektiğini hatırlatıyor.

(20 Ocak 2025)

Ferhan Baran

[email protected]

Michel Qissi, Dayı 2 İçin İstanbul’da

Döneminin unutulmaz filmleri Kan Sporu, Kana Kan, Aslan Yürek ve Kickboxer’da dövüş sahneleriyle hafızalara kazınan efsane oyuncu Michel Qissi, Dayı 2: Bir Adamın Hikâyesi filminde Ufuk Bayraktar’la karşı karşıya geliyor. Efsanevi Kickboxer serisindeki “Tong Po” karakteriyle aksiyon sinemasının en önemli isimlerinden biri haline gelen Michel Qissi, filmin çekimlere katılmak üzere İstanbul’a geldi. Michel Qissi’nin, Dayı karakterine hayat veren Ufuk Bayraktar ile karşı karşıya gelecek olması sinema tutkunlarını çok oldukça heyecanlandırdı.

Ferhan Baran Yazıyor: Kadın, Hayat, Özgürlük

“Alışılmadık yaşam döngüsüne sahip olan ‘Ficus Religiosa’nın tohumları kuş dışkıları vasıtasıyla diğer ağaçlara taşınıp, bitkinin tepeden gelişen hava kökleri hızla yayılarak toprağa kadar ulaşır, daha sonra dallanıp budaklanarak köklenen bitki ana ağacı çepeçevre sararak boğduktan sonra kendi hükümranlığını ilan edermiş”. İranlı sinemacı Muhammed Resulof, dünya prömiyerini yaptığı 77. Cannes Film Festivali’nde büyük yankı yaratan son … Devamı…»

Zorbalığın Yeni Yüzünü Anlatan Bağlantı Hatası Filminin Merakla Beklenen Fragmanı Yayınlandı

Ömer Faruk Sorak, Benhür Güzeler ve Berkin Kaya’nın ortak yapımcılığında çekilen, Gökçen Usta’nın yönettiği Bağlantı Hatası filminden merakla beklenen fragman yayınlandı. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte yeni bir boyut kazanan ve yalnızca ülkemizde değil, tüm dünyada toplumları derinden etkileyen zorbalığın değişen yüzünü konu alan film zaman zaman görmezden gelinen bu karanlık gerçeği sinemanın büyüsüyle cesur bir dille ele alıyor. Genç yıldızlar ve ustaları bir araya getiren kadrosu, sinemaya yakışır yapım kalitesi ile genç, yetişkin her yaştan izleyiciyi farkındalığa davet eden Bağlantı Hatası yılın en dikkat çekici yapımlarından biri olmaya aday.

  • Basın Bülteni
  • Fragmanı izlemek için tıklayınız.
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.

Zorbalığın Yeni Yüzünü Anlatan Bağlantı Hatası Filminin Merakla Beklenen Fragmanı Yayınlandı yazısına devam et