‘Acil Durumda Jane’i Ara / Call Jane’ kadın haklarının ağırlıklı olarak gündeme geldiği günümüz sinemasından ilgiye değer bir ‘bağımsız’ örnek. Bütçesi mütevazı ama meselesi çok değerli bir küçük film. Todd Haynes’in şimdiden klasikleşmiş, cinsler ayrımı ya da eşcinsellik meselesini ajandasının gerilerine atmayı bilmiş en hasından bir aşk hikâyesini, sınıf ve güç ilişkilerini jestler, renkler, kostümler üzerinden vermeyi başaran 2015 yapımı ünlü filmi ‘Carol’un senaryo yazarı Phyllis Nagy imzasını taşıyan yapım, 1968 yılının Ağustos ayında Chicago kentinde açılıyor. Ceza avukatı kocası ve 15 yaşındaki kızı Charlotte ile huzurlu bir evliliği olan Joy, ülkenin ve dünyanın Vietnam protestoları ve eşit hak talepleri ile yangın yerine döndüğü yıllarda sakin banliyö hayatını sürdürmektedir. Kocasının şirket davetindeyken dışardan yükselen sesler eşliğinde ilk kez ‘Yippies’ olarak anılan Uluslararası Gençlik Partisi’nin gösterisine ve polislerin kapalı kapılar ardından coplu müdahale girişimine tanık olur. Banliyö evlerinin becerikli bakımlı ev kadınlarından biridir Joy. İkinci çocuğuna hamileliğinin keyifli bekleyişi doktorundan aldığı haberle hüsrana dönüşür. Kalp yetmezliği nedeni ile hamileliğinin sonlandırılması gerekmektedir. Ancak Amerika’nın birçok eyaletinde olduğu gibi Chicago’da da kürtaj yasağı vardır. Sağlık durumunun aciliyetini öne sürse de, erkeklerden oluşan doktorlar konseyi kürtaj operasyonu için olumlu oy kullanmaz. Çaresizlik içinde bir sokak ilanı ile haberdar olduğu Jane Topluluğu’na başvuran genç kadının hayatı bir daha eskisi gibi olmayacaktır.
Virginia adındaki liderleri yönetiminde gizli bir kürtaj dayanışması oluşturmuş her biri birer Jane olan kadınların sıcak ve şefkatli ortamında hamileliğinden kurtulan Joy, Virginia’nın ricası üzerine genç bir kızı merkeze götürülmesinde gönüllü şoförlük, daha sonra doktor asistanlığı ve nihayetinde foyasını meydana çıkardığı sahte doktorun yerine bizzat uygulamacı olarak hizmet vermeye başlayacaktır. İlk karşılaşmalarında ‘Bu senin suçun değil, kimsenin suçu değil’ demiştir Virginia. Sadece sağlık sorunları nedeniyle değil, tecavüz mağduru olan, yoksulluk nedeni ile bakamayacakları çocukları doğurmak istemeyen, kısaca kendi bedenleri üzerinde kendi özgür kararlarını vermek isteyen tüm kadınlara kol kanat germektedir dayanışma grubu. Yemek yapan, ev temizleyen, öğleden sonra 4’te buzlu martini ile sarhoş olan ya da çikolatalı kurabiyeler hazırlayan kadınlardan biri değildir artık Joy. Başka insanlarla, düşünen ve iş yapan kadınlarla birlikte yol almayı seçmiş bir kadındır o. Asistanlık yaptığı erkek doktorun ‘iyi bir hemşire olabilirdin’ sözlerini ‘niye doktor olmayayım’ diye yanıtlayan, kendine güvenen bir özgür bir bireydir artık. ABD Yüksek Mahkemesi’nin ülkede kürtajı yasallaştıran ve ‘Roe Wade’e Karşı’ olarak bilinen Ocak 1973 tarihli kararıyla ülkenin birçok eyaletinde yürürlükte olup kürtajı yasaklayan yasalar iptal edilir. Bir mücadele kazanılmıştır. Sırada eşit haklar, eşit ücret meselesi var diyerek şanlı şerefli uğraşlarını sürdürür Jane topluluğu. Eşit haklar konusunun günümüzde birçok alanda hala tam anlamı ile çözülemediği göz önüne alındığında ve yaklaşık 50 yılın ardından Texas eyaletinde kürtaj yasağı utancının yeniden gündeme getirilme çabası derinleşirken ‘Jane Collective’ dayanışmasının özverili öyküsünü yeniden hatırlatan böylesi filmlere başta kadınlar olmak üzere tüm insanlığın ihtiyacı olduğunu düşünüyorum.
(02 Aralık 2022)
Ferhan Baran
ferhan@ferhanbaran.com