James Bond, sadece bizim ülkemizde değil, bütün dünyada bilinen, tanınan, sevilen ve merak edilen en ünlü ajan. Her şeyi yapabilir, kimse onu ayıplamaz, küçümsemez… hep yüceltir. Zaten çat orada çat burada çat kapı arkasında, ihtiyaç anında hazır ve nazır.
Herkesin Bond’u kendisine…
Bugüne dek 25 film çekilmiş, Sean Connery’den Roger Moore’a, hepsi de çok sevilmiş, çok beğenilmiş… Ondan daha iyisi olmaz denilen Bond’un yerine gelen aynı performansı göstermeyi başarmış ve bir öncekini tarihe mal etmiş. Bu kez Daniel Craig son kez Bond olarak beyazperdede.
Her Bond, kendisini farklı yorumlamak istemiş ve zaten başarılı oyuncu oldukları için de kabul görmüş ve ardı ardına birkaç filmde Bond olmuş. Bond’ların birbiri ardına film çevirmesine karşın “Bond kızı” olarak öne çıkan kadın oyuncular hep değişmiş… “Ölmek İçin Zaman Yok” hariç.
Aksiyon, hareket, macera…
James Bond filmlerinin en temel özelliği ilk karesinden başlayarak dur durak bilmeyen hareketliliktir. Zamanın nasıl geçtiğini (bu son film 2 saat 40 dakika) anlayamayacağınız, buna da bağlı olarak kafanızda dönenen tüm sorunları unutacağınız bir film.
Müthiş bir gerilimle başlıyor film. Kim olduğunu bilmediğimiz, maskeli katil, anne ve kızını öldürmek istiyor. Görüyoruz ki, emekli olan Bond’un eşidir ve Jamaika’da her şeyden elini ayağını çekmiş olarak deniz güneş kum ve balık (içki olmazsa olmazı zaten) yaşamak istiyorlar.
Ancak “bela geliyorum demez”. Sonrası klasik Bond filmi… Merak, heyecan, hızlı arabalar, kovalamaca, ölen öldürülen insanlar, atılan bombalar… Ajan dediğin ölmez, öldürür. James Bond’da onu yapıyor.
Olgunluk çağı…
“Ölmek İçin Zaman Yok”ta Craig’in son Bond olduğunu öğreniyoruz. MI6 yeni bir 007 bulmuş bile. Kim bilir belki de “dişi” Bond sırtlayacak bu efsaneyi… Olur mu olur! Sahi neden olmasın. Yeni Bond ya da yeni 007 epey de başarılı.
Ne siyaset, ne döviz, ne Covid, ne de kişisel sorunlar kalıyor insanın aklında… Film boyunca tipik Bond trükleri birbiri ardına sıralanıyor ve keyifli bir seyirlik çıkıyor ortaya. Filmin mesajı var mı? Yok! Çünkü film, sadece üzerine düşünülecek değil, konuşulacak bir yapım. Konuşma(lar) da çay sohbeti boyunca sürecek. İzlenmez mi? Olur mu, tabii izlenmeli? Bu heyecan her filmde yakalanamaz… Uzun gibi gözükse de, Daniel Craig’i iyi uğurlamak gerekir.
Bu filmin aksiyonu dorukta olsa da, yapımcılar yeni Bond’la yeni bir ivme kazanmak için yeni filme abanacak, “Ölmek İçin Zaman Yok” sadece Craig’in veda filmi olarak hatırlanacak.
Küçük bir not: UIP, haklı olarak filmin internete düşmesini engelleyip vizyonunun değerinin yüksek tutulabilmesi için her türlü çabayı gösteriyor. Ama bu kez biz gazetecileri üzmek pahasına önlem almışlar. Basın gösterimine giren herkesin telefonu bir torbaya konuldu ve sıkı sıkıya kilitlendi. Haddini aşan bir uygulamaydı… Film gösterime, bilmem kaç kopya ile bilmem kaç salonda girecek. Galiba tüm seyircinin telefonları hapsedilecek. Olur mu, olur!
Ölmek İçin Zaman Yok (No Time To Die);
Senaryo ekibi: Neal Purvis, Robert Wade, Cary Joji Fukunaga, Phoebe Waller-Bridge; Yönetmen: Cary Joji Fukunaga; Oyuncular: Daniel Craig, Rami Malek, Léa Seydoux, Lashana Lynch, Ben Whishaw, Naomie Harris, Jeffrey Wright, Christoph Waltz, Ralph Fiennes…
(01 Ekim 2021)
Korkut Akın