Engelsiz Filmleri Festivali’nin İstanbul Durağı Sona Erdi

Bu yıl 6. kez düzenlenen Engelsiz Filmler Festivali’nin İstanbul ayağı, Boğaziçi Üniversitesi Sinema Salonu’nda (SineBu) gerçekleşen gösterimler ve film ekiplerinin katılımıyla sona erdi. Festivalin İstanbul’daki son gününde Uzun Lafın Kısası seçkisinin Sinebu’daki gösteriminin ardından, Hayvan, Kamyon, Kaset, Toprak filmlerinin yönetmenleri ile Engelsiz Yarışma bölümünde yer alan Kar’ın yönetmen ve oyuncusu izleyicilerle bir araya geldi.

Engelsiz Filmleri Festivali’nin İstanbul Durağı Sona Erdi yazısına devam et

6. Boğaziçi Film Festivali’nin Programı Açıklandı

26 Ekim Cuma günü başlayacak ve 03 Kasım’a dek sürecek 6. Boğaziçi Film Festivali’nin basın toplantısı Soho House İstanbul’da yapıldı. Festivalin bu yılki programının ve yeniliklerinin tanıtıldığı toplantının açılışını festival başkanı Ogün Şanlıer yaptı. Şanlıer, Boğaziçi Film Festivali ile Türkiye’de sinema alanında gerçekleştirilen ulusal ve uluslararası etkinliklerin en önemlilerinden birisi olma yönünde sağlam ve emin adımlarla yürümeye devam ettiklerini söyledi.

6. Boğaziçi Film Festivali’nin Programı Açıklandı yazısına devam et

Anaokulu Öğretmeni

Sara Colangelo’nun yönettiği ve Maggie Gyllenhaal, Gael García Bernal, Rosa Salazar ile Libya Pugh’un oynadığı Anaokulu Öğretmeni (The Kindergarten Teacher), 19 Ekim 2018’de Filmartı Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Lisa, New York’ta çalışan bir anaokulu öğretmenidir. Bir gün 5 yaşındaki bir öğrencisinin şiir yazmakta çok yetenekli olduğunu fark eder. Lisa çocuğa yardım etmek için elinden geleni yapar. Bir gün, katıldığı şiir dersinde öğrencisinin sözlerini kendisininmiş gibi okur. Daha önce, ne derste ne özel hayatında görmediği derecede ilgi ve övgülerle karşılaşır. Ancak nerede durması gerektiğini bilemeyince bu takıntısı, Lisa’ya çok pahalıya mal olacaktır.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Fragman
  • IMDb
  • Ferhan Baran Yazıyor

Beton Yığını İstanbul, Korna Sesleri, Bolca Trafik… Kaçış, Son Çıkış’ta

Ödüllü yönetmen Ramin Matin’in üçüncü uzun metraj sinema filmi Son Çıkış büyük ve kalabalık şehirlerde yaşayan herkese “Aynı ben!” dedirtecek. İstanbul’dan kaçmaya çalışan ve kendini bir anda sancılı kentsel dönüşümün ortasında bulan Tahsin’in, meteliksiz ve telefonsuz yol arayışını anlatan filmin başrollerini Deniz Celiloğlu, Ezgi Çelik, Pınar Töre, Gizem Erdem ve Ali Demirel paylaşıyor.

Yaman Tüzcet’i Kaybettik

Tiyatro, sinema ve dizi oyuncusu, Yaman Tüzcet, 11 Ekim 2018 Perşembe günü (bugün) hayatını kaybetti. 1942 yılında İstanbul’da doğan Geçmiş Bahar Mimozaları, Hürrem Sultan, Kurtlar Vadisi Pusu, Geniş Aile gibi TV dizilerinde oynayan Tüzcet’in rol aldığı sinema filmleri arasında Hababam Taburu, Gırgıriyede Büyük Seçim, Sosyete Şaban, Yağmur Başladı, Karartma Geceleri, Abuzer Kadayıf, Martılar Açken, Berlin Kaplanı gibi filmler var. Cenazesi, 19 Ekim 2018 Cuma günü Levent Afet Yolal Camii’nde kılınacak öğle namazını müteakip Bakırköy Kozlu Mezarlığı’nda toprağa verilecek olan merhuma tanrıdan rahmet, kederli ailesine sabırlar dileriz.

Kazanmak Kolay da Hazmetmek Zor

21 Temmuz 1969 günü, insanlık tarihinin unutulmaz ve en önemli günlerinden… O gün, ilk kez bir fani, Neil Armstrong, Ay’a “bir insan için küçük, insanlık için büyük bir adım” sözleriyle ayak bastı. Dünyanın birçok ülkesinde, birçok insan Ay’a gidilemeyeceğine inanıyordu, çünkü Ay nurdu ve gidilmesi imkansızdı (ben de anlatamamıştım, konuştuklarıma ve çocuk oluşuma vermiş umursamamışlardı).

İnsanlık için…

Ay’a gitmek, iki rakip ülkenin birbirini geçme yarışından başka bir şey değil, ama gerekçesi sağlam… Nice insan ölmüş bu haksız ve anlamsız uzay savaşı nedeniyle… Nice kazanım hiçe sayılmış. Şimdi aradan geçen bunca yıl sonra ‘yazık’ diyemiyoruz, kazanımlarından yararlandığımız için…

Damien Chazelle, öyküsünü bu temel üzerine kurmuş, ama daha çok duygulara dayandırarak beklenenin ötesinde bir film çıkarmış. Senaryo, o anlamda, birçok uzay macerasından çok daha insancıl, çok daha duygusal. En çok da psikolojik, fizyolojik, anatomik olarak ele almış uzaya giden insanları. Tabii ki, onlar da etten ve kemikten oluşmuş insanlar, ama gördükleri eğitim ve çelikleşen iradeleriyle -belki de tırnak içinde yazmak gerekir- duygularını yitirmişler.

İnsan bu, ne kadar çelik iradeli olursa olsun, arkadaşlarının kaybında, küçük kızının ölümünde yanaklarını ıslatan gözyaşlarını engelleyemiyor.

Ailenin gücü…

Bir belgesel tatta, Neil Armstrong’un uzay çalışmaları sürecindeki yaşamını anlatan filmde, karısının önemini vurgulamadan geçmek mümkün değil. Her ne kadar eşinin kararlı biri olduğunu bilse de, bu kadar soğuk(!) biri olduğunu bilemediğini söylüyor. Birini kaybettikleri üç çocukları var ve onların tüm sorumluluğu kendi üzerinde, çünkü Neil, iyi bir astronot. Bildiğimiz gibi Ay’a giden ilk insan (zaten toplam 12 kişi ayak basmış Ay yüzeyine). İşinin zorluğu, iş kazalarında kaybettiği arkadaşları, ilk kez böyle bir yolculuğun yapılıyor oluşu, bir yanıyla insanın içini acıtırken örnek insan olmayı da beraberinde getiriyor diğer yanıyla… Bir de, 2018 üzerinden baktığımızda teknolojinin ne kadar ilkel ve zayıf olduğunu görünce, ister istemez daha bir saygı duyuyorsunuz o insanlara…

Keşke…

Bu denli önemli, bu denli çarpıcı, bu denli belirleyici bir öykü anlatacaksınız; olanaklarınız çok geniş olacak; güçlü bir ekiple çalışacaksınız ama tıpkı dereyi geçip çayda boğulmak örneğinde olduğu gibi çok yakın planda el kamerası kullanarak izleyiciyi altüst edeceksiniz… Olmaz. Sarsıntıyı verirken görüntü, neredeyse insanın içini dışına çıkarıyor…

Uzay yoluna çıkan araçta, birinci astronot, ikinciye, “bu aracı ihale ve açık eksiltme ile yaptırdılar galiba” demiş… Çünkü o kadar çok sarsılıyormuş ki araç, inanası gelmiyormuş insanın…

Ben, İzmir’deki uzay merkezinde, Cape Canaveral’da, uzay merkezinde ve Epcot Center’da similasyon da olsa deneyimledim, bu sarsıntıları…

Ay’da İlk İnsan -First Man- yönetmen Damien Chazelle, oyuncular Ryan Gosling, Claire Foy, Jason Clarke, Kyle Chandler… 19 Ekim’den başlayarak gösterimde…

(18 Ekim 2018)

Korkut Akın

[email protected]

Ferzan Özpetek: Benim de Sırlarım Var

Ferzan Özpetek’in İtalya’nın Oscar aday adayı filmi Napoli’nin Sırrı, 26 Ekim’de sinemaseverlerle buluşmaya hazırlanıyor. Filmlerinde hayatı anlatmaya çalıştığını söyleyen Özpetek bir dergiye verdiği röportajda “Bir sabah uyandığınızda her şeyin altüst olduğunu görebilirsiniz. Tıpkı bir film izler gibi, kendi hayatımızı da bir sonraki sahnede ne olacağını bilmeden yaşarız.” diyor. “En yakın hissettiğiniz insanların her şeyini bildiğinizi iddia edebilir misiniz? Sizden mutlaka sakladığı çok gizemli sırları vardır. Benim de sırlarım var. Hem paylaştığım hem de paylaşmadığım.” diyen Özpetek’in kahramanı Adriana ve Napoli’nin Sırları, 26 Ekim’de çözülecek mi, hep birlikte göreceğiz.