İtalyan Kültür Merkezi’nde Yılın En Kısa Günü

21 Aralık günü kuzey yarım kürede yılın en kısa günü olarak addedilir, tüm dünyada kısa film gösterimleriyle kutlanır. Yılın En Kısa Günü etkinliği 2011 yılında National de la Cinématographie et de l’Image Animée tarafından Fransa’da doğdu, tüm Avrupa’ya yayıldı, İtalyan Kültür Merkezi, 21 Aralık’ta kendi aralarında oldukça farklı olan son yapımlardan bir seçki sunuyor. İzleyicilere genç İtalyan sineması hakkında fikirler vermeyi hedefliyor.

Sadi Çilingir Yazıyor: Manifesto

Trabzon Avşar Sinemaları adını içinde bulunduğu AVM.den alıyor ve Varlıbaş Avşar Sinemaları diye anılıyor. Lara Sinemaları adını üzerinde bulunduğu Saray Çarşısı’ndan alıyor ve Lara Sinemaları diye anılıyor. Şimdi bendeniz de bu cümlede bir tuhaflık olduğunu seziyorum. “Lara adını Saray Çarşısı’ndan alıyor da nasıl Lara oluyor” diyebilirsiniz. Şöyle oluyor: Sinemanın adı daha önce Saray Sineması’ymış, bölünme modası sonrasında … Devamı… »

1. AFSAD Kısa Film Yarışması Ödül Töreni ve Ödüller

1. AFSAD Kısa Film Yarışması ödül töreni 16 Aralık’ta İngiliz Kültür Merkezi’nde 124 kişinin katılımı ile yapıldı. Ödül törenine Jüri üyeleri, kısa film yönetmenleri, bazı yönetmenlerin aileleri, akademisyenler ve davetliler katıldı. AFSAD Sinema Ödülünü Koray Olşen, Canlandırma Dalı Jüri Özel Ödülünü Hasan Nadir Derin, Belgesel Dalı Jüri Özel Ödülünü Koray Ergün, Belgesel Dalı En İyi Film Ödülünü Gül Büyükbeşe, Ön Jüri Özel Ödülünü Hayri Çölaşan; teşekkür belgelerini ise Erdal Bayraktar ve Meltem Çolak verdi.

1. AFSAD Kısa Film Yarışması Ödül Töreni ve Ödüller yazısına devam et

2017’den Benim Seçtiklerim

Bir seneyi daha geride bırakmaya hazırlanıyoruz. Sinema sezonu yıl bitiminde sona ermiyor kuşkusuz, ancak her yazardan geleneksel bir değerlendirme ve en iyiler listesi vermesi beklenir. 2017 yılı içinde izlediğim ve duygusal olarak en çok etkilendiğim 10 filmi aşağıdaki şekilde toparladım.

1- Buğday

Semih Kaplanoğlu’nun üç ayrı kıtada farklı mekânlarda çekip kurguladığı geniş bütçeli filmi, sinemacının dünyanın gidişatına dair kaygıları ve umuda yolculuğu üzerine. Kaosun yaşanmakta olduğu yeryüzüne dair bir bilim-kurgu hikâyesi olarak başlayan filminde bugünü anlatmaya çalıştığını ifade ediyor Kaplanoğlu. İlahi ile bilimsel alanın hep birarada olduğunu savunurken, bilim-kurgu ile tasavvuf ilmini ustaca bağdaştırıyor.

2- Beden ve Ruh / Teströl És Lélékröl

Deneyimli Macar sinemacı Ildiko Enyedi’nin 19 yıl aradan sonra çektiği 67. Berlin Film Festivali’nin Altın Ayı ödüllü yapımı, mizahın eksik olmadığı büyülü gerçeklik tadı taşıyan nefis bir sevda öyküsü. Beklemedikleri bir aşk ile baş etmenin şaşkınlığını yaşayan iki yalnız ruhun aykırı aşk hikayesinde mükemmel oyuncu performansları göz dolduruyor.

3- Sevgisiz / Nelyubov

Çağımızın önde gelen yaratıcılarından Andrei Zvyagintsev ‘Elena’ ve ‘Leviathan’ın ardından çağdaş Rus toplumunu bir kez daha otopsi masasına yatırmış. Usta sinemacı, adaletsizlikle, kavgayla ve sevgisizlikle yoğrulmuş bir toplumun portresini çizmeyi sürdürüyor. Ülkemizde festivallerde izlenen filmin yaygın gösterimi Ocak 2018’e ertelendi.

4- Umudun Öteki Yüzü / Toivon Tuolla Puolen

Absürd tonlarda gezinen kendine özgü gülmeyen mizahıyla Aki Kaurismäki’yi ne kadar özlemişiz. Finlandiyalı usta sinemacı bir kez daha çağımızın en yakıcı meselesi olan mülteci sorununa eğilirken duygu sömürüsüne kalkışmadığı gibi, olan biteni Kuzey Avrupalılara özgü mesafeli bir tavırla aktarmayı seçiyor. Nefes aldıkça umut vardır misali insanlığa, insani dayanışmaya dair umudunu hiç yitirmiyor.

5- Mutlu Son / Happy End

Büyük usta Michael Haneke’nin son filmi de mülteci meselesi üzerinden ilerliyor. Etkileyici bir mutsuz Avrupa tablosu çizerken, iletişim teknolojisinin baş döndürücü bir hızla ilerlediği ve mahrem alanların hızla işgal edildiği çağımızda insan hayatının nasıl da giderek çölleştiği, yalnızlık ve mutsuzluk meselesinin nasıl da tavan yaptığına dair yaman çelişkiyi gözler önüne seriyor.

6- Ana, Sevgilim / Ana, Mon Amour

Romanya Yeni Dalgası’nın temsilcilerinden Calin Peter Netzer, ‘Çocuk Pozu’ndan sonra çektiği yeni filminde bir kara sevda öyküsü anlatıyor. Genç bir çiftin uzun yıllara dayanan sorunlu ilişkisini psikanalize geniş yer açan bir senaryo vasıtasıyla ele alan, dinamik el kamerası, Berlin’den ödüllü yaman kurgusu ve doğal oyunculuklarıyla gönlümüze yerleşen bir film bu.

7- Zama

‘Bataklık’ ve ‘Başsız Kadın’ ile hayranlığımızı kazanmış olan Arjantinli sinemacı Lucrecia Martel imzalı edebi uyarlama, 18. yüzyılın Paraguay sömürgesinde görevli İspanyol yetkili Diego de Zama’nın ailesinin özlemiyle umarsızca tayinini beklediği çileli yıllarını ve deliliğe adım adım evrilişini büyüleyici bir sinema diliyle anlatıyor.

8- Benim Mutlu Ailem / Chemi Bednieri Ojakhi

‘Hayatın Baharı’nın yönetmenleri Nana Ekvtimisvili ve Simon Grass imzalı Gürcistan yapımı film, 25 yıllık evli edebiyat öğretmeni kadının, anne-babası, kocası, iki yetişkin çocuğu ve damadıyla birlikte yaşadığı üç odalı evini terk ederek tek başına bir eve çıkma kararı alışı üzerinden ilerliyor. ‘Bizim aile, mutlu aile’ klişelerini ters yüz eden yapısıyla yılın en ilgiye değer çalışmalarından biri.

9- Dunkırk

Adını İkinci Dünya Savaşı’nın kaderini değiştiren mucizevi tahliyeden alan Christopher Nolan imzalı yapım, yaratıcısının da altını çizdiği gibi konvansiyonel bir savaş filmi değil. Farklı zaman dilimlerinde geçen olayların kurgu marifetiyle şimdiki zamanda birleştiği İngiliz asıllı sinemacının bu en kişisel çalışmasında, Dunkirk sahilinde yaşanan ölüm kalım mücadelesi üzerine deneysel bir seyir hedeflenmiş.

10- Hayalet Hikâyesi / Personal Shopper

Fransız sinemacı Olivier Assayas, Cannes’dan en iyi yönetmen ödüllü sıra dışı çalışmasında, gotik hayalet öyküsünü çağdaş elektronik alışkanlıklarla harmanlamış. Yabancılaşma ve kimlik arayışı üzerine kafa yoran, beden ile ruh arasındaki huzursuz ilişkiyi kurcalayan film, maddi dünya ile ruhlar dünyası arasındaki kişisel yolculuğun ilginç bir tasviri.

(25 Aralık 2017)

Ferhan Baran

[email protected]

Kısa Film Yönetmeni Orkide Ünsür’ün Derlediği Öykülerden Oluşan Karanlık Yılbaşı Öyküleri: Aralıktan Sızan Karanlık Yayınlandı

Sinemaseverlerin, kendi yazdığı ve yönetmenliğini yaptığı Metruk adlı kısa filmden tanıdığı Orkide Ünsür’ün derlediği ve kendisinin de yazarlarından olduğu, 13 öyküden oluşan Karanlık Yılbaşı Öyküleri: Aralıktan Sızan Karanlık adlı kitap yayınlandı. Özlem Ertan, Mehmet Berk Yaltırık, Kubilayhan Yalçın, Demokan Atasoy, Gülbike Berkkam, Uğur Kılınç, Funda Özlem Şeran, Uğur Batı, Murat Baykan, Işın Beril Tetik, Alper Kaya, Orkide Ünsür ve Galip Dursun’un karanlık öyküleri içinizi ürpertecek. Karanlık Yılbaşı Öyküleri: Aralıktan Sızan Karanlık okuru gizem, gerilim ve korku dolu sayfalarıyla konfetilerle süslü yılbaşı telaşının ötesindeki öykülere davet ediyor.

Ali Tekintüre’yi Kaybettik

Ünlü şarkılara sözleriyle hayat veren Ali Tekintüre, 15 Aralık 2017 Cuma günü hayatını kaybetti.  1978 yılında yazdığı Dilek Taşı adlı şarkının aynı isimle sinema filmi çekildi. Dilek Taşı’ndan başka Duyarmısın Feryadımı adlı şarkısının da aynı isimle sinema filmi çekilen Ali Tekintüre, Yavuz Figenli’nin yönettiği Yalnızlık Korkusu adlı filmin müzik ekibinde görev yaptı ve bestelerine katkıda bulundu. Cenazesi, 17 Aralık 2017 Pazar günü Üsküdar Şakirin Camii’nde öğle namazını müteakip Üsküdar Karacaahmet Mezarlığı’nda toprağa verilecek olan merhuma tanrıdan rahmet, kederli ailesine sabırlar dileriz.

h2o Kitap Yayınları

h2o Kitap Yayınları sinema kitaplarının tanıtım bültenleri ve kapak fotoğraflarına haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Yeni eklenenler:
Sinemanın Dünü,
Karanlığın Taneleri: Bir Film Üzerine 17 Çeşitleme,
Şöhret Dediğin: Ferdi Özbeğen,
Biz Güzel Bir Aileyiz,
Mümkünse Sıra Başı Olsun Lütfen,
Hürrem Erman: İzlenmemiş Bir Yeşilçam Filmi,
Toplumsaldan Bireysele Türk Sinemasından Parçalar: Umut Distopya Siyaset,
Yerli Sinemada Hollywood Kuşağı: 2000 – 2016 Dönemi.

h2o Kitap Yayınları yazısına devam et

Ferdinand

Carlos Saldanha’nın yönettiği ve John Cena, Kate McKinnon, Gina Rodriguez, Daveed Diggs, Gabriel Iglesias ile Bobby Cannavale’in seslendirdiği animasyon film Ferdinand, 22 Aralık 2017’de TME Films dağıtımıyla TME Films tarafından vizyona çıkarıldı.
Büyük bir kalbi olan dev bir boğanın duygusal hikâyesi. Ferdinand tehlikeli bir canavarla karıştırıldıktan sonra, yakalandığında evinden koparılır. Yeniden ailesine geri dönmeye karar verdiğinde ise yanlış bir ekiple birlikte son macerasına başlar. İspanya’da geçen Ferdinand filmi bir boğayı onun sert ve vahşi dış görünüşüne göre yargılamamanız gerektiğini gösteriyor.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb

Ferdinand yazısına devam et

Anadolu Üniversitesi 11. Palto Film Günleri

İsmini Gogol’ün Palto hikâyesinden alan Anadolu Üniversitesi Palto Film Günleri, 18 – 23 Aralık 2017 tarihleri arasında 11. kez gerçekleşiyor. Bu yıl festivalin iletişim konsepti Yusuf Atılgan’ın Aylak Adam kitabındaki “Sinemadan Çıkmış İnsan” tanımlaması üzerine kuruldu. Aksel Ceylan, Efe Kaptanoğlu ve Taylan Özgür Akçam tarafından geliştirilen proje için fotoğrafçı Kerem Çobanlı, gerçekten sinemadan çıkmış insanları fotoğrafladı. sinemaya emek vermiş birçok oyuncu, yönetmen, senarist, ses sanatçısı ve seyirci 11. yılın iletişim çalışmalarında fotoğraflarıyla yer aldı. Etkinlik kapsamında 12 özel film Eskişehirli sinemaseverlerle buluşacak.

  • Basın Bülteni
  • Web Sitesi
  • Tanıtım Filmi

Anadolu Üniversitesi 11. Palto Film Günleri yazısına devam et

Kahkaha Ustaları Aynı Filmde Buluştu

Sıra dışı komedi hikâyesiyle, usta oyuncuları tek çatı altında toplayan Döndüm Ben’in başrollerini Ayhan Taş, Sadi Celil Cengiz, Dost Elver, Burak Satıbol, Dilara Öztunç ve Erdal Küçükkömürcü paylaşıyor. Döndüm Ben filminin yapımcılığını Yakut Sezer Yapım üstlenirken, yönetmen koltuğunda ise son yılların başarılı isimlerinden Ömer Faruk Yardımcı oturuyor. Filmin ilk okuma provası geçtiğimiz günlerde Cihangir’de gerçekleşti. Birbirinden komik anların yaşandığı provada filmlerini kutlamak için hep birlikte pasta kesen oyuncular kahkaha tufanına sebep oldu. Yılbaşından önce çalışmalarına başlanacak olan film, İstanbul’da çekilecek.

Elim Sende

Banu Kaptanoğulları’nın yönettiği ve Seda Kement, Serkan Gürkan, Fatih Küçük ile Gülşah Yavuz’un oynadığı Elim Sende, 11 Mayıs 2018′de MC Film dağıtımıyla Avantgarde Yapım tarafından vizyona çıkarıldı.
Birbirlerini ilk gördüklerinde aşkın beyaz haline yakalanan Bulut ve Mavi’nin inişli çıkışlı, bir o kadar da aşk ve sevgi dolu hikâyesi izleyenleri hem büyüleyecek, hem de herkesin yüreğini ısıtacak. Bulut ve Mavi birbirlerini ilk gördükleri anda aşık olmuşlardır fakat kimsenin bu aşkı söylemeye cesareti yoktur. Aynı evin içinde iki okunmamış mektup… Birbirinden haberi olmayan iki aşık… Bulut geri geldiğinde Mavi’yi acaba ne halde bulacaktır?

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Teaser
  • IMDb

Elim Sende yazısına devam et

Yitik Umutların Peşinde

Sinemanın ihtiyar delikanlısı Woody Allen, hayli ilerlemiş yaşına rağmen her yıl bir film çekme geleneğini sürdürüyor. Bu hafta sonu bizde de gösterime giren son çalışması ‘Dönme Dolap / Wonder Wheel’, 1950’lerin Coney Adası’nda bir lunaparkın hareketli ortamında kaderleri kesişen karakterlerin hikâyesini anlatıyor. İkinci Dünya Savaşı’nın ertesinde yazar olabilmek umuduyla büyük kente kapağı atmış, hayatını kazanmak için plajda cankurtaranlık yapan Mickey (Justin Timberlake) ile açılıyor film. Tanınmış bir oyun yazarı olabilme hayaliyle yanıp tutuşan genç adam kameraya doğru bakarak, (Woody’nin sözcüsü sıfatıyla) ‘melodramlardan ve ağdalı kişiliklerden haz aldığını’ aktarıyor bizlere. O dönemin oyunlarında ya da filmlerinde oldukça sık rastladığımız karakterler bunlar. Hevesli Mickey, Eugene O’Neill hayranı. Kendinden yaşça büyük Ginny (Kate Winslet) ile flörtü olsa olsa oyunlarına ilham verecek bir yaz macerasıdır onun için.

Lunapark’ın atlıkarınca operatörlüğünü yapan Humpty’nin (Jim Belushi) karısı olan Ginny tam da Woody’ye uygun bir dram karakteri olarak öne çıkıyor. Yakında kırkına basacak olan feleğin çemberinden geçmiş kadın, yitik umutlarının peşinde genç adamın kollarına sığınmıştır. Lunapark’ın içindeki atış poligonun hemen üzerindeki gürültülü dairede yaşar dangul dungul kocasıyla. Yeşil gözlerine vurulduğu davulcu ilk kocası küçük oğluyla bırakıp gitmiştir O’nu. Bu terk edilişte kendi ihanetinin payı olduğunu da açıklayacaktır dürüstlükle. Gösteri dünyasında bir rol kapabilmek için uğraşıp didindiği yıllar çok gerilerde kalmıştır artık. Bir midye lokantasında garson olarak ömür tüketirken genç yazar adayının ilgisi onun yeniden düşler kurmasına neden olur. Ta ki, Humpty’nin gangster kocasından kaçarak baba evine sığınan kızının (Juno Temple) Mickey’nin ilgi alanına girmesine kadar…

Coney Adası’nın tüm parıltısına, eğlence parkının rengarenk atmosferine tezat bir biçimde, Woody’nin son dönemde çektiği en hüzünlü filmlerden biri ‘Dönme Dolap’. Tennessee Williams’ın ünlü oyunu ‘Arzu Tramvayı’ndan (A Streetcar Named Desire) yola çıkmış ‘Blue Jasmine’in ardından dramatik bir kadın karakteri merkeze almış yine. Ginny’nin koyu dramı Bertolucci’nin görüntü yönetmeni usta Vittorio Storario’nun benzersiz renk düzenlemeleriyle akıyor perdeden. Kariyerinin en parlak kompozisyonlarından birinde döktüren Winslet’in ilk evliliğinin ve oyunculuk hayallerinin çöküşünün öyküsünü dile getirdiği (Zeki Demirkubuz’un pek seveceği) uzun monologunda üstadın kamerası oyuncunun yüzünden ayrılmıyor; Ginny’nin hikâyesine, ay ışığında okyanusun koyu mavi ışıltısı eşlik ediyor. Coney kaldırımlarının parlak sarı ışıkları, Ginny’nin mutsuz yatağına yansıyan kırmızı neon lambaları, günbatımının turuncusu son mutluluğun peşindeki Ginny’nin dramına fon oluşturuyor. Woody’nin bir mizah unsuru olarak kurguladığı Ginny’nin 10 yaşındaki kundakçı oğlunun sebep olduğu alevler, son tahlilde genç kadının sönmemiş tutkularının son kıvılcımları olarak metaforik bir anlam kazanıyor.

82 yaşındaki Woody, başrollerinde ‘Beni Adınla Çağır / Call Me By Your Name’ filmiyle yıl sonu ödül listelerinin gündemine oturan Amerikalı genç oyuncu Timothée Chalamet ile Jude Law ve Elle Fanning gibi tanınmış isimlerin yer aldığı yeni filmi ‘New York’ta Yağmurlu Bir Gün / A Rainy Day In New York’un çekimlerini tamamlamak üzere bugünlerde. Ne diyelim, Allah uzun ömürler ve çalışma gücü versin ihtiyar delikanlıya…

(23 Aralık 2017)

Ferhan Baran

[email protected]