Bu Otobanda Hepsi Aşk Uğrunaydı

İngiliz yönetmen Eran Creevy’nin “Otoban” filminde, aksiyonun tam ortasında aşkın yüceliğini hatırlatıyor. Otobanda geçen sahneler heyecan verici.

Casey Stein bir Amerikalı. Diskoda gördüğü Juliette Marne da öyle. Kader onların yollarını Almanya’nın Köln şehrinde kesiştiriyor. Casey, Amerika’daki suç dünyasından kopup buralara kadar uzanmış. Juliette, Amerika’daki mutsuz hayatından, ailesinden uzaklaşmak için Köln’e okumaya gelmiş. Bu iki genç insan ülkelerinden uzakta birbirlerine aşk sunuyorlar. Casey, arkadaşı Matthias’la “Türk” lakaplı uyuşturucu satıcısı Geran’la iş yapmak için diskoya uğruyor. Geran, yasal olarak atlarla uğraşıyor. Hedonist, yani zevkine düşkün biriydi.

Ama buraya gelmeden filmin girişindeki otondaki kaza yansıyor önce. Casey, iç sesiyle dünyanın aşk için döndüğünü söylüyor. Tüm bu olanlar aşk içindi. Sonra film, bu kazaya kadar olanları göstermek için geriye dönüş yapıp, heyecanlı dolu aksiyon sahnelerinin kuşattığı hikâyesine seyircisini çekiyor.

Uyuşturucu baronlarıyla dans…

Juliette böbrek hastası. Alman sağlık sisteminde tedavisi zor, çünkü o yabancıydı. Aşkı için kötü işlerden uzak durmaya başlayan Casey, aşkı için Geran’ın işine giriyor. Geran, dışarıdan bakınca her işi yasal görünen bir işadamı olan Hagen Kahl’la ortak olmak istiyor. Saygınlık için. Gururu incinen Geran, Almanya’da en büyük uyuşturucu trafiğini yöneten Hagen’in uyuşturucu yüklü kamyonunu soymak için yanıp tutuşuyor. Bundan sonrasında perdede heyecan fırtınası esiyor. Gerisini perdede görmek gerek.

Casey, zekice plan yaparak işi başarsa da, karşında Hagen vardı. Bu yaşlı kurt daima bir adım önde gidiyor. Hagen’in eline düşen Casey, korkunç işkenceyi atlatarak içinde para dolu arabayla kaçsa da peşindeki Hagen’in Balkanlardan gelen adamlarını kolay aşamıyor. Otobandaki takip anlarından sonra filmin girişindeki kaza oluyor ve film artık şimdiki zamanda yoluna devam ediyor. Filmin uzun final bölümünün beklenmedik olduğunu da belirtelim.

Muhteşem mekânlarda…

Köln’de ve çevresinde geçen film, gri bulutların altındaki bu yeşil ülkeden görsel anlamda estetik fotoğraflar da yansıtıyor. Almanların sakin kasabaları ve yolları görülmemiş kaos yaşıyor bu filmde. Bizim ülkemizde Türkçe altyazı çevirisi konusunda sorunlar var. Elbette yazılar çok iyi basılıyor ve okunaklı. Türkçe altyazıda Köln şehrinin adı Cologne diye yazıyordu ve insanı kedere düşürüyordu. Belki de uzak olmayan zamanlarda Fas’a Morokko, Marsilya’ya Marseille, Londra’ya London denecek. Sınırı yok bunun. Eskiden altyazılar zor okunurdu, ama her şey doğru yazılırdı.

1976’da Londra’da doğan İngiliz yönetmen Eran Creevy, bu üçüncü filmiyle sinema perdelerimize gelebildi. Daha çok müzik videolarıyla tanınıyormuş yönetmen. 2015 yapımı sinemaskop “Otoban” ortalamanın biraz üstüne çıkabilen bir film. Bu filmi yavaşlatan ve melodramın içine düşürense pembe dizilerden ödünç alınmış ne yazık ki aşktı. Elbette aşk rahatsız edici değildi, ama yansıyışı yapaylık veriyor insana. Geriye kalan her şey iyiydi. İki büyük oyuncu, Ben Kingsley ve Anthony Hopkins’in varlıkları bu filme değer katmışlar. Hollywwod’un kült oyuncularına gönderme yapılaması da ilginçti. John Travolta’dan Sylvester Stallone’a. Geran’ın Casey’i hangi aktöre benzettiğini filmden öğrenin. Fonda duyulan disko tarzı müzikler sevenleri etkileyebilir.

Otoban (Collide)
Yönetmen: Eran Creevy
Senaryo: F. Scott Frazier-Eran Creevy
Müzik: Ilan Eshkeri
Kurgu: Chris Gill
Görüntü: Ed Wild
Oyuncular: Nicholas Hoult (Casey), Felicity Jones (Juliette), Anthony Hopkins (Hagen), Ben Kingsley (Geran), Marwan Kenzari (Mathias), Aleksandar Jovanovic (Jonas), Christian Rubeck (Kay), Erdal Yıldız (Rainer), Clemens Schick (Mirko), Johnny Palmiero (Fitch),
Yapım: IM Global-Silver-DMG (2015)

(23 Mart 2017)

Ali Erden

ailerden@hotmail.com