If İstanbul Bu Yıl, İyileştiren Şeyler Diyor

16. If İstanbul Bağımsız Filmler Festivali’nin basın toplantısı bugün Soho House İstanbul’da yapıldı. Festival direktörleri Serra Ciliv ve Pelin Turgut’un If 2017 programını tanıttıkları toplantıya, If İstanbul ana partneri İş Bankası Maximum Kart adına Bireysel Bankacılık Pazarlama Müdürü Burak Sezercan ve If Yarın sponsoru Samsung adına Samsun Electronics Türkiye Mobil Ürünler Kıdemli Pazarlama Müdürü Burak Destici de konuşmacı olarak katıldı.

If İstanbul Bu Yıl, İyileştiren Şeyler Diyor yazısına devam et

Islamophobia Filminin Türkiye’deki Oyuncuları Belli Oldu

Ömer Sarıkaya’nın senaristliğini ve yönetmenliğini üstlendiği Şubat ayında çalışmalarına başlanacak olan Islamophobia filminde başrollerde oynayacak oyuncular açıklandı. Türkiye’den Mahmut Cevher, Levent İnanır, Meryem Sevilen ile Wilma Elles, Hollywood ve diğer ülkelerden Oliver Stone’un Müslüman olan oğlu Sean Ali Stone, Daniel Baldwin, Chris Mülkey, Ford Austin, Isabelle Adjani, Bobbie Philips gibi dünyaca tanınan ve bilinen ünlü oyuncular seçildi. Islamophobia filmi şimdiden Hollywood’un bir numaralı gündem konusu oldu. Bu filmin, İslâm dünyası için, dünya için, barış için ve İslâmın teminatı olan Türkiye için büyük önem taşıdığı belirtiliyor.

Gecenin Kanunu -Live by Night-

Yapımcı, yönetmen ve oyuncu olarak yer aldığı “Gecenin Kanunu”nda, Ben Affleck, kendisine ve yakınındakilere yapılan yanlışları düzeltme dürtüsüyle, yetiştiriliş tarzına ve kendi ahlâk anlayışına aykırı ama bir o kadar da riskli bir yaşamı tercih eder. Dennis Lehane’in çok satan romanını uyarlarken, 20’li yılların gangsterlerini yeniden taşıyor beyazperdeye, hem de başarıyla…

Sinemanın en çok sevilen, bir döneme damgasını vurmuş gangster filmleri, “Gecenin Kanunu” ile gerçekten güçlü dönüyor. Bu, birkaç yıl içerisinde yeniden gangster filmleri örnekleri izleyeceğimizin işareti olmalı.

Gerçeği gerçekten yaşatmak…

1920’lerde içki yasağı sürerken yaşanan illegal içki satışını ve bu pazarı elinde tutmaya çalışan gangsterleri anlatıyor “Gecenin Kanunu”. Her yerde ve her şeyde olduğu gibi bu gizli hayatın da belirli kuralları, onların diliyle söylersek raconu vardır. Ne kadar güçlü ve başarılı olursanız olun, kadını çalmak katlinizin fermanını imzalamanız demektir. Boston’dan Miami’ye, bir diğer deyişle soğuktan sıcağa yayılan bu gizli hayat neler getirir, neler götürür…

Ben Affleck’in canlandırdığı Joe Coughlin, kendi kurallarını kendisi belirleyen, aslına bakarsanız küçük çetesiyle kendi yağında kavrulan bir soyguncudur. Babası polis amiri olunca ve bizde de hep karşılaşıldığı gibi “Sen benim kim olduğumu biliyor musun” ve şantaj imkânlarıyla oğlunu korur, kollar. Bir gangsterin kız arkadaşıyla beraberdir ve çekirge hep olduğu gibi üçten, beşten fazla zıplayamaz.

Dünya cennet olmalı…

Gangster filmlerinin olmazsa olmazı, güzel kadınlar, tehlikeli adamlar, polisler, mafya, silahlı çatışmalar, arabalı kovalamacalar… “Gecenin Kanunu”nda da sıralanıyor. Ancak filmi belirleyen coşku ve heyecanı yükselten “Bizim cennetimiz bu dünya” sözleri. Geleceği olmayan kişiler, burada namlunun ucunda yaşayan gangsterler anı yaşamak zorundadırlar, “carpe diem”. Belki o zaman hayatın tadını çıkarabilirler. Hep bir gözü açık uyumak, hep dört bir yanı kollamak zorunda olanlar sevişmenin de güzelliğini yaşayamazlar. Onun içindir ki “dünya cennet olmalı”dır. Zaten ne olacaksa olsundur artık.

Tam bir sinema…

Sinemanın tanımlarından, bana göre en iyisi, “ışık artı zaman eşittir sinema”dır. Bu, aynı zamanda hayatın da tanımıdır. Çünkü sinema hayatı yansıtır beyazperde aracılığıyla bizlere. Onun için de zordur sinema… Ayrıntıları da atlamamak gerekir, görülmeyecek olsa bile o duyguyu yansıtacak hususlar kaçırılmamalıdır. Filmde geçen zaman diliminde, şimdiki gibi siyah giyilmemektedir, kadınlar kahverengi bürünmüştür. Zamana ve zemine uygun giyinilmeli, giyecekler ona göre tasarlanmalıdır. O dönemin gangsterleri jartiyer giyermiş, özenli ve düzenli gözükmek için… Hiç görmesek de Joe Coughlin hep jartiyer takmış… Güvenli duruşuna katkısı olmuş olsa gerek ki başarılı. “Gecenin Kanunu” üzerinde uzun süre durulacak, konuşulacak, zamanla da en iyiler arasında anılacaktır. Kişisel bir umut: Bu yılın önemli ödüllerinden birkaçını alacaktır muhakkak.

Bir başka hayat…

Yeraltında yaşasalar da gündelik yaşamın içindedir gangsterler de… Düşleri, umutları, beklentileri vardır herkes gibi. Herkes gibi sevmeyi, sevilmeyi isterler. Kuşkusuz herkes gibi yanıldıkları da olur. Yukarıdaki sinema tanımı çerçevesinde günümüz Türkiye’sini de görebilirsiniz. İstemez misiniz?

Gecenin Kanunu -Live By Night- Yönetmen Ben Affleck
Oyuncular Ben Affleck, Elle Fanning, Brendan Gleeson, Chris Messina…
3 Şubat’tan itibaren gösterimde.

(01 Şubat 2017)

Korkut Akın

Sonsuz Aşk (Yönetmen: Ahmet Katıksız)

Ahmet Katıksız’ın yönettiği ve Fahriye Evcen, Murat Yıldırım, Fatih Al ile Filiz Ahmet’in oynadığı Sonsuz Aşk, 24 Mart 2017’de UIP Filmcilik dağıtımıyla TAFF Pictures tarafından vizyona çıkarıldı.
Birbirinden farklı iki insanın ezber bozan aşk hikâyesi. Filmde Fahriye Evcen; kardeşiyle kurduğu düzende, küçük mutluluklarla yaşamını renklendiren Zeynep karakterini canlandırırken, Murat Yıldırım ise genç yaşta profesör olan cerrah Can karakteriyle izleyicisiyle buluşacak. Hiçbir ortak noktaları yokmuş gibi görünen, Can ve Zeynep beklenmedik bir şekilde birbirlerinin hayatlarına dahil olduklarında, engelleri de beraberinde getiren sonsuz bir aşkın içine düşerler.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Fragman
  • IMDb

Sonsuz Aşk (Yönetmen: Ahmet Katıksız) yazısına devam et

Yoksul Hindistan’dan Zengin Avustralya’ya

Lion
Yönetmen: Garth Davis
Eser: Saroo Bierley-Larry Buttrose
Senaryo: Luke Davies
Müzik: Volker Bertelmann-Dustin O’Halloran
Görüntü: Greig Fraser
Oyuncular: Rooney Mara (Lucy), Nicole Kidman (Sue), Dev Patel (Saroo),David Wenham (John), Priyanka Bose (Kamla), Nawazuddin Siddiqui (Rawa), Aditya Roy Kapoor (Vijay Vora), Eamon Farren (Luke), Tannishtha Chatterjee (Noor), Divian Ladwa (Mantosh), Sunny Pawar (Çocuk Saroo), Abhishek Bharate (Guddu), Khushi Solanki (Çocuk Shekila)
Yapım: Weinstein (2016)

Avustralyalı yönetmen Garth Davis’in “Lion” filmi, yoksullukla zenginliği karşılaştıran güçlü bir yapıt. Yönetmen, küçük bir Hintli çocuğun peşinde büyük meseleleri cesurca perdeye yansıtabiliyor.

Film, 1986 yılında başlıyor. Kamera önceleri yoksul Hint ailesinin peşinde dolaşarak umutsuzca görüntü topluyor. Bu yoksulluktan çıkabilmenin gerçek anlamda imkânı yok. Bu yoksulluk kaderden de bir öte bir şey. Hindistan’ın sosyolojisini kastlarını bilmek gerekiyor. Bununla beraber birçok dil konuşuluyor bu ülkede. Neredeyse İngilizce birbirlerini anlayabildikleri ortak dil. İşte bu Hindistan’dan bir ailenin tragedyası yansıyor. Beş yaşındaki Saroo’nun ailesi öyle yoksul ki. Anneleri Kamla, taşocağında çalışarak çocuklarına bakıyor. Saroo’nun abisi Guddu ve küçük kız kardeşleri Shekila var. Abisi zaman zaman şehir dışında iş aramaya gidiyor Saroo’nun. Saroo, Guddu’yla çalışmak için şehir dışına gittiklerinde istasyonda abisinin izini kaybediyor. Tren vagonuna sığınan Saroo, gözünü açtığında hızla yol aldığını görüyor. Şimdi ne yapacaktı? Vagonda da kimseler yok. Ailesinden 1.600 kilometre uzağa, Kalküta’ya kadar gidiyor Saroo. Hindistan’da her yıl tren kazalarında 15 bin insan ölüyor. Neden mi? Zorlukla buldukları işlerini kaybetmemek ve açlıktan ölmemek için.

Avustralyalı yönetmenin ilk uzun filmi. Yönetmen kısa filmler ve belgesel çekti daha önce. Yönetmen “Mary Magdalene” (Mecdelli Meryem) filmi üzerinde çalışıyor. Aslında yönetmen hakkında pek bilgiye ulaşılamıyor. Belki bundan sonra bilgimiz çoğalabilir. 2016 Avustralya yapımı sinemaskop “Lion” filmi, gerçek olaylardan yola çıkmış. Yönetmenin final bölümünde sürprizi de vardı.

Saroo’ya zorlu yıllar…

Kalküta’da insanlar Bengalce konuşuyor. Bu yüzden derdini pek anlatamıyor küçük Saroo. Sokaklarda kalıyor. Kendi gibi kayıp çocuklara tanık oluyor. Evsizler ve açlar. Hindistan’da her yıl binlerce çocuk kayboluyormuş. Çoğu da Saroo gibi şanslı değil. Saroo, tren yolunda yürürken, genç kadın Noor’la karşılaşıyor. Noor onu evine götürüp önce karnını doyuruyor, sonra da yıkıyor. Bunu yapmasının nedeni vardı. Bunu anlayan küçük Saroo, oradan kaçıyor. Zaman da geçip gidiyor. 1988 yılı. Çöplüklerde karnını doyurmaya çabalayan Saroo’nun bulduğu kaşık kaderini de değiştiriyor.

Kendini kayıp çocukların bulunduğu yuvada bulan Saroo, bir süre sonra Avustralya’nın Tazmanya Adası’na doğru uçuyor. Onu orada Brierley ailesi bekliyor. Çok iyi insan olan Sue ve John Brierley çifti, ona ülkenin zenginliğiyle beraber muhteşem bir gelecek hazırlıyor. Brierley ailesi, Hindistan’dan Mantosh’u da evlâtlık ediniyorlar. Mantosh, çok farklı bir çocuk. Büyüyünce de farklılığı sürüyor.

Ya geride kalanlar?..

Yıllar sonra genç Saroo, otelcilik eğitimi görürken, güzeller güzeli Lucy’yle de tanışıyor. Belki de hep aklında olan, ama cesaret bulamadığı şeyi yapmak istiyor. Hindistan’da bıraktığı ailesini bulmak. “Google Earth” üzerinde çalışan Saroo, ailesini ihmal etse de rüyalarına kavuşuyor. Adını yanlış söylediği şehri bulan Saroo, hemen Hindistan’a doğru yola çıkıyor. Onu orada ne bekliyordu? Geride bıraktıkları duruyor muydu? Sinema perdesinde keşfetmek gerek.

Filmin görselliği de gerçekten çarpıcı. Havadan hem Hindistan’ın hem de Avustralya’nın görüntüleri insanı fotoğraf sanatı tarafıyla da etkiliyor. Yönetmen, estetik olarak yoğunlukla “kararma” tekniğini kullanmış. Zaman geçişlerine destek olmuş bu teknik. Müzikler de önemli. Yönetmen, Saroo çocukken yaylı çalgıları daha bir öne çıkartmış. Altta da piyano tınıları duyuluyor. Saroo büyüdükten sonra bu defa daha çok öne çıkansa piyano tınılarıydı. Yaylılar da altta hafifçe duyuluyordu. Bu film, 89. Akademi Ödülleri’nde tam altı dalda Oscar’a aday oldu. Adaylıkları film, uyarlama senaryo, görüntü, müzik, erkek oyuncu (Dev Patel) ve yardımcı kadın oyuncu (Nicole Kidman)… Saroo’nun anlamı da sonda öğreniliyor.

(01 Şubat 2017)

Ali Erden

ailerden@hotmail.com

Korkut Akın Yazıyor: Toni Erdmann

Karanlık bir salonda, diğer tüm etkilerden sıyrılmış olarak sadece perdeye yansıyan hareketli görüntülere odaklanabileceğiniz sinema salonlarında film izlemek müthiş bir duygu. Neden mi, böylesine didaktik bir cümle ile başladım yazıya? Çünkü artık filmlerde de koltuğa yaslanıp, hayatın gerçeklerinden sıyrılarak o gerçekleri izleyebileceğimiz filmler azaldı da ondan. Maren Ade’nin ödüller de kazanan filmi sizi kendi gerçeğinizden koparıp … Devamı… »

Ferhan Baran Yazıyor: Yakın Plan Yas

Şilili usta yönetmen Pablo Larraín’in ‘Jackie’yi yönetmeyi kabûl edişini ilk duyduğumda çok şaşırdığımı itiraf etmeliyim. Güney Amerika Sineması’nın gözbebeği, çok sevdiğimiz sinemacının 60’lı yılların Amerikan ikonu olmuş sosyetik First Lady’sinin hikâyesiyle ilişkisini yadırgamıştım haliyle. Öyle ya, onu ülkesinin CIA tarafından tezgâhlanmış darbeyle tarumar edilmiş geçmişini irdelediği filmleriyle tanımıştık. Ünlü üçlemesinin ilki … Devamı… »

Rania Stephan ile Film Atölyesi

Köprüde Buluşmalar kapsamında Beyrut’ta yaşayan yönetmen Rania Stephan ile 26 – 28 Ocak 2017 tarihleri arasında film atölyesi düzenleniyor. Bu atölye hareket eden görüntülerle çalışan, Rania Stephan’ın işleriyle ilgilenen, kendi üretim süreci üzerine diyalog kurmak isteyen herkes için düşünüldü. Arşivsel materyal kullanımı Stephan’ın işlerinde süreklilik gösteriyor. Stephan, görüntü kullanarak, görsellerin arkeolojisine, kimliğe ve belleğe odaklanıyor. Son dönem işleri ise günümüzde yankılanan, unutulmuş görsel ve sesleri araştırıyor. Sanatçı, bu ögeleri yenileriyle yan yana getirerek, bir anlam çeşitliliğini keşfe çıkıyor ve anlatıların ve duyguların yenilenmesine sebep veriyor.

Oscar’larda If İstanbul Filmlerine 12 Adaylık

16. If İstanbul Bağımsız Filmler Festivali programından 4 film, toplam 12 dalda adaylık kazandı. If İstanbul’un Açılış Filmi Ay ışığı (Moonlight), Oscar Ödülleri’nde En İyi Film ve En İyi Yönetmen dahil olmak üzere toplam 8 dalda adaylık kazanarak yarışın en güçlü adaylarından biri olurken, Kırmızı Kaplumbaga (Red Turtle) En İyi Animasyon dalında, Hayata Rövaşata Çeken Adam (A Man Called Ove) ve Tanna ise Yabancı Dilde En İyi Film dalında adaylık aldı.

Oscar’larda If İstanbul Filmlerine 12 Adaylık yazısına devam et

Kötü Çocuk, Bursa Kent Meydanı AVM’yi Salladı

Bursa Kent Meydanı AVM, 24 Ocak Salı günü merakla beklenen Kötü Çocuk’un özel gösterimine ev sahipliği yaptı. Film vizyona girmesinin hemen ardından Bursalı izleyici ile Avşar Sinemaları’nda buluştu. Özellikle gençleri yoğun ilgi gösterdiği film öncesi izleyiciler oyuncuları görebilmek için birbirleriyle yarıştı. Yönetmenliğini Yağız Alp Akaydın’ın üstlendiği film, Büşra Küçük’ün yazdığı ve internet üzerinden 100 milyondan fazla okunan seri Kötü Çocuk’un beyazperde uyarlaması. İki salonda birden izleyici ile buluşan filmin özel gösterimine yönetmen Yağız Alp Akaydın’ın yanı sıra başrol oyuncuları Tolga Sarıtaş, Afra Saraçoğlu ile Sarp Akkaya katıldı.

Kötü Çocuk, Bursa Kent Meydanı AVM’yi Salladı yazısına devam et

Tatlım Tatlım: Haybeden Gerçeküstü Aşk

Yılmaz Erdoğan’ın yönettiği ve Aylin Kontente, Büşra Pekin, Gupse Özay ile Şebnem Bozoklu’nun oynadığı Tatlım Tatlım, 17 Mart 2017′de Mars Dağıtım dağıtımıyla BKM Film tarafından vizyona çıkarılıyor.
İnsani ilişkilerin çeşitli aşamalarında yaşananları kadın ve erkek ekseni üzerinden eğlenceli bir dille anlatan, kendilerini olayların akışına bırakmış dört çiftin hikâyesi Tatlım Tatlım, 2017 yılının en iddialı komedi filmleri arasındaki yerini aldı. Tatlım Tatlım mizah dolu ama bir o kadar da gerçek diyalogları ve herkesin kendi ilişkisinden bir şeyler bulacağı hikâyeleri ile izleyenlere ölümsüz bir ilişki rehberi niteliğinde zevkli bir seyir vaad ediyor.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Facebook
  • Fragman
  • Korkut Akın Yazıyor

Tatlım Tatlım: Haybeden Gerçeküstü Aşk yazısına devam et

If İstanbul, 2017’nin En İlham Veren Yönetmenini Arıyor

16. If İstanbul Bağımsız Filmler Festivali’nin uluslararası yarışması Keşif’te yarışacak filmler belli oldu. İlk ya da ikinci filmini yönetmiş yönetmenlerin filmlerinin yarıştığı Keşif bölümünde, ABD, Almanya, Arjantin, Birleşik Arap Emirlikleri, Birleşik Krallık, Fransa, Hollanda, İran, İsrail, Kanada, Katar, Mısır, Peru, Polonya, Tayland’dan toplam 9 film, Keşif Ödülü için jüri karşısına çıkacak.

If İstanbul, 2017’nin En İlham Veren Yönetmenini Arıyor yazısına devam et

Bir Film Dağıtımındaki Filmlere Oscar Ödülleri’nde Toplam 19 Adaylık

Bir Film’in ülkemiz sinemalarına dağıttığı ve dağıtacağı 4 adet yabancı filmin 19 dalda 89. Oscar Ödülleri’ne aday olduğu açıklandı. Gösterime girmiş olan Jackie 3, Florence (Florence Foster Jenkins) 2 dalda ve önümüzdeki günlerde gösterime girecek olan Yaşamın Kıyısında (Manchester by the Sea) 6 ve Ay Işığı (Moonlight) 8 dalda adaylık kazandı. 8 dalda aday olan Ay Işığı (Moonlight), 17 Şubat’ta vizyona girecek. Önümüzdeki 27 Ocak Cuma günü gösterime girecek olan Yaşamın Kıyısında (Manchester by the Sea), En İyi Film, Yönetmen, Erkek Oyuncu, Yardımcı Kadın Oyuncu, Yardımcı Erkek Oyuncu ve Orijinal Senaryo dallarında Oscar adayı oldu.

Lion

Garth Davis’in yönettiği ve Dev Patel, Rooney Mara, David Newman ile Nicole Kidman’ın oynadığı Lion, 03 Şubat 2017’de PinemArt Film dağıtımıyla PinemArt Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Beş yaşındaki Saroo ve abisi Godoo çıktıkları gezide birbirlerini kaybederler. Tek başına trenle Hindistan’ın binlerce kilometre içlerine giden Saroo yalnız başına hayatta kalmaya çalışır. Daha sonra Avustralyalı bir çift tarafından evlat edinilir. Bu aile ile birlikte tekrar sevgiyi tadar. Geçmişine, öz annesi ve abisine kavuşma arzusunu bastırır. Tanıştığı Hintli arkadaşları bastırdığı özlemi yeniden uyandırır. Saroo gerçek ailesini bulmak için yola çıkar.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb
  • Ali Erden Yazıyor

Lion yazısına devam et

Seni Şimdiden Özledim

52. Uluslararası Antalya Film Festivali’nin başlamasından birkaç ay önce Antrakt Sinema Gazetesi’nin sahibi Deniz Yavuz aradı, festival kataloğunu hazırlama görevinin kendisine verildiğini bildirdi. Rahmetli yazar arkadaşımız Orhan Ünser’le birlikte yerli sinemamız hakkında her olayı, bilgiyi takip ettiğimizi bildiğinden, kataloğa koymayı düşündüğü, sinemamızın bir önceki yıl kaybettiği değerleri sanatçılarımızı hatırlatacak ve anmamıza vesile olacak bir yazı hazırlamamı istemişti. “Anadolu’nun Kayıp Şarkıları” başlığı ile hazırladığım bu anma yazısı o yılki festivalin kataloğunda yayınlandı. 53. festivalde de benzer bir talep geleceği düşüncesiyle doğal olarak o tarih itibariyle notlarımı daha dikkatli ve titiz bir şekilde devam ettirdim. 53. festival ilgililerinden herhangi bir talep gelmeyince bu notlarımı aşağıda yayınlıyorum.

Sanatçıların kaderidir, yaşarken onları alkışlar, iltifatlar, ödüller yağdırır, göklere çıkarırız ancak bu dünyadan göçüp gitmelerinden sonra unutuveririz. Hanımla aile büyüklerimizin yattığı Zincirlikuyu Mezarlığı’na ne zaman gitsek hemen yanlarında bulunan Güzin Özipek, Aydın Tezel ve Necati Cumalı’nın mezarları başlarında da birer Fatiha okuruz. Sizler de öyle yapın.

52. Uluslararası Antalya Film Festivali kitabında kayda geçen son kaybımızdan sonra meçhule uğurladığımız sevdiğimiz, saydığımız ve unutmayacağımız aşağıdaki sinema sanatçılarımızı rahmetle anıyoruz.

2015 yılının Kasım ayı iki oyuncu, Erol Alpsoykan, Atilla Arcan ve bir yönetmenimiz, Oğuz Gözen ile sinema filmlerinde köpek eğitmenliği yapan İsmail Efe Yıldız’ı aramızdan aldı. Babadan sinemacı ve gerçek adı Atilla Gürses olan Atilla Arcan’ı yönetmenlik yaptığı filmleriyle de hatırlıyoruz ve bu vesileyle Hababam Sınıfı filmlerinde özel okul sahibini canlandıran babası Muharrem Gürses’i de rahmetle anıyoruz. Beyoğlu ve merkezî semt sinemalarında, yaptığı C sınıfı filmlerine yer bulamayan yönetmen Oğuz Gözen’in kaderi ise filmleriyle Anadolu’nun dar gelirli sinemalarını ihya etmekti.

2015 son ayı Aralık veda ederken Osman Betin, Mithat Esmer, Remzi Evren ve Şefik Döğen adlı oyuncularımız ile Aşkın Yazıcı adlı kamera arkası çalışanımızı da beraberinde götürdü. Pelin Esmer’in 11’e 10 Kala filminde, kendi hayatından kesitleri başarılı bir şekilde perdeye yansıtan Mithat Esmer aynı zamanda yönetmenin amcasıydı ve rol aldığı tek filmle sinemamızın unutulmazları arasına girmeyi başardı. Sinemamızın önde gelen komedi oyuncuları arasında yerini alamayan Şefik Döğen’in şanssızlığı belki de bir türlü gerçek kabiliyetini gösterebileceği filme denk gelememesiydi.

2016’nın aramızdan aldığı ilk sanatçımız müzisyen Ergüder Yoldaş oldu. Hayatının son yıllarında Büyükada’da inzivaya çekilen ve insanlardan uzak bir yaşam süren Yoldaş, Demiryol filmine yaptığı müzikle sinema tarihimize de yazıldı. Ocak ayındaki diğer kaybımız Ülkü Ülker olurken, Şubat ayında sinema yazarı ve Akademisyen Veysel Atayman aramızdan ayrıldı. Bir zamanlar Antalya’nın neredeyse tüm sinemalarına hükmetmiş olan sinemacı yazar Şener Akıncılar, 06 Mart 2016 tarihinde vefat etti ve Güzeloba 2 Mezarlığı’na defnedildi. Antalya Film Festivalleri sırasında Antalya’da olan ebedi istirahatgâhlarının ziyaretleri gelenek haline dönüşen Hayati Hamzaoğlu ve diğer sanatçılarımız ziyaret edilirken gönül Şener Akıncılar’ın da hatırlanmasını arzu ediyor.

Nisan ayında aramızdan ayrılan Aydın Tansel şarkılarıyla birkaç filmimize, Attila Özdemiroğlu ise müzik düzenlemeleriyle onlarca filmimize katkıda bulundu. Erhan İpar ve Çetin İpekkaya yaptıkları başarılı seslendirmelerle birçok filmimize emek verdiler. Adnan Mersinli’yi genellikle Cüneyt Arkın’ın tarihi filmlerinde yanında gezdirdiği kader arkadaşı rolleriyle hatırlıyoruz. Şarkıcı, oyuncu ve yapımcı Erol Solak ve Aşk Filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni lâkabıyla anılan Ülkü Erakalın da 2016’nın Nisan ayında aramızdan ayrıldı. Erakalın, Türkan Şoray’la film çektiği gibi vamp kadın olarak ün yapan Arzu Okay ve Zerrin Egeliler’le de filmler yapmaktan çekinmedi.

Sinemamızın farklı rollere çıkan oyuncuları Romalı Perihan (gerçek adı Perihan Benli), Heyecan Başaran ve Oya Aydoğan, Mayıs ayında aramızdan ayrıldılar. 1950’li yılların oyuncularından Heyecan Başaran, Muhsin Ertuğurul’un yönettiği ilk renkli filmimiz Halıcı Kız’da oynadı. Kısa film yönetmen ve senaristi Serkan Erkök ve yönetmen Orhan Çetin, Mayıs ayında kaybettiğimiz diğer sanatçılarımızdı.

Davudi sesiyle hatırlanan spiker, oyuncu ve seslendirme sanatçısı Alp Buğdaycı, 01 Haziran’da aramızdan ayrıldı ve Karacaahmet Mezarlığı’na defnedildi. Kendisine yaşlılığı hiç yakıştıramadığım oyuncu, yönetmen, senarist, yapımcı, Köpekler Adası filmiyle 34. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Erkek Oyuncu Ödülü kazanan Tanju Gürsu, 07 Haziran’da hakkın rahmetine kavuştu. Haziran ayı, bir başka kısa filmci Caner Ceyhan’ı da aramızdan alırken, Nisvan: Tarihe Adını Yazdıran Kadınlar adlı filmde kendisini canlandıran ünlü yazar Hakkı Devrim, Kilyos’ta toprağa verildi. Sevilen oyuncular Nezih Tuncay, Mehmet Ege, Emrah Altındağ, Haziran ayındaki oyuncu kayıplarımız oldular. Haziran ayında kaybettiğimiz diğer sanatçılarımız Ses Mühendisi Demir Arakon ile nev-i şahsına münhasır gitaristimiz Asım Can Gündüz oldu. Gündüz, Mc Dandik ve Dansöz adlı filmlerle beyazperdede göründü.

Temmuz ayı, kimisi tek, kimisi birden fazla filmle sinemamızın çeşitli dallarında hizmet vermiş olan sanatçılarımızı aramızdan aldı: Turgay Şeren (Futbolcu), Erol Batıbeki (Işıkçı), Adnan Şahin (Renk Uzmanı), Aydın Ungan (Oyuncu), Çetin Can (Işık Şefi), Işıl German (Ses Sanatçısı), Hüseyin Altın (Ses Sanatçısı). Sinemamızın bir başka kadersizi Leyla Sayar da 22 Temmuz’da aramızdan ayrıldı ve Merkez Efendi Mezarlığı’nda toprağa verildi. Sayar, şöhrete kavuştuktan sonra hayatını sade şekilde devam ettiren ve maneviyata yönelen ilk akla gelen sinema sanatçılarımızdandır. Daha sonra Ayşe Şasa, Necla Nazır ve Kudret Şandra da maneviyata yöneldiler.

03 Ağustos’ta vefat eden efektör Ayhan Arlı’nın acısı henüz tazeyken 07 Ağustos’ta hayatını kaybeden Boom Operatörü Sabri Livan, Silivrikapı Mezarlığı’na defnedildi. Ağustos ayında yazar, senarist ve yönetmen Hüseyin Alemdar’ı Ankaralılar’a emanet ettik. Bir motorsiklet kazasında talihsiz bir şekilde kaybettiğimiz sevilen komedi oyuncumuz İsrafil Köse’ye rahmet diliyoruz. Duayen oyuncumuz Çetin Öner’le bir Adana Altın Koza Film Festivali ödül töreninde aynı masada, yan yana yaptığımız sohbeti gözlerimiz buğulanarak hatırlıyoruz. Asıl adı Abdülkadir Pirhasan olan, yaşamının son anına kadar yolundan dönmeyen, hep aydınlık, hep ilerici, hep yol gösterici yazar, şair, senarist yönetmen Vedat Türkali’yi Zincirlikuyu’da sonsuzluğa uğurladık.

Hüzün mevsimi Eylül, önce, yüzünden gülücük eksik olmayan, sevilen başrol oyuncularımızdan Mahmut Hekimoğlu’nu aramızdan aldı, O’nu Sakarya’nın Hendek ilçesi Kalayık köylülerine teslim ettik. Sinemamızın bebek yüzlü aktörü Tarık Akan önceleri salon filmlerinde, sonraları çoğu sinema tarihimize yazılmış sosyal mesajları güçlü filmleriyle sinemasal hafızamızda yerini daima muhafaza edecek. Eylül’de giden bir başka duayen, Sinema Tarihçisi, Eleştirmen, Yazar Giovanni Scognamillo oldu.

Ekim ayının sevenlerini üzen ilk sanatçısı Efeminya Özmavridis oldu. Özmavridis, Deniz Tanyeli adıyla 1950’li yıllarda onlarca filmin başrolünde oynayarak hayranlarının gönlünde yer edinmişti. Nereye defnedildiği konusunda yaptığı araştırma sırasında bize de danışan bir hayranının, hakkında hazırladığı bir kitabının yakında yayınlanacağını da bu vesileyle duyurmuş olalım. İnternet ortamında aradığınızda bulacağınız ilk fotoğraf olan, yukarıdaki görselini bir filminin fragmanından alıp sitemizdeki taziyemizde kullanmıştık. Toprağı bol olsun. 14 Ekim’de vefat eden Ümit Utku, seveni kadar sevmeyeni olsa da sinemamızın köşe taşlarından biridir. Ümit Utku’nun önceleri çocuk oyuncu olarak tanıdığımız oğlu Menderes Utku’nun ortak olduğu sinema grubu şu anda el değiştirse de ülkemizin en büyük sinema zinciri olarak biliniyor. Senarist, oyuncu Ali Fuat Kalkan 17 Ekim’de, makinist ve sinema sektörümüzün 35 mm film makinelerinin bakım ve kurulum ustası Turgut Orhan ise 29 Ekim Cumhuriyet bayramında hakkın rahmetine kavuştu. Orhan Usta, Beyoğlu, Beşiktaş ve Şişli’de makine dairesine uğramadığı hiçbir sinema yok diye anlatılmaktaydı.

“Gönül Ülkü – Gazanfer Özcan” olarak daima birlikte anılan sevilen tiyatro oyuncularımızdan, sinemada da oyuncu ve seslendirme sanatçısı olarak görev yapmış olan Gönül Ülkü Özcan, eşi Gazanfer Özcan ile birlikte nice mutlu yaz mevsimlerini geçirdikleri Silivri’deki bahçeli evlerinde hayata veda etti. Evlerinin önünden geçen ve kendilerini tanıyıp, el sallayan, istisnasız tüm sevenlerine gülücükle cevap verirlerdi. O zamanlar oralardan geçerken Cüneyt Arkın’a da küçük oğullarıyla birlikte yeşillikler arasında futbol oynarken rastlayabilirdiniz. Rahmetli babamın aynı zaman aralığında Cüneyt Arkın’la birlikte erken saatlerde balık tuttuğu da olmuştur. Kasım ayında kaybettiğimiz diğer sektör insanlarımız Mete Dönmezer (Oyuncu, Seslendirme Sanatçısı), Alaaddin Us (Besteci, Şarkıcı), Münir Akça (Oyuncu), Mithat Alam (Oyuncu, Sinefil), Akın Paşaoğlu (Oyuncu) oldu. Sinemamızın en sempatik komedi oyuncularından Necdet Tosun’un oğlu Erdal Tosun’u 30 Kasım’da, en verimli çağında talihsiz bir kaza sonucu kaybettik.

2016 yılının Aralık ayında sinema sektörümüzden sadece Akademisyen Yazar ve Çevirmen Ertan Yılmaz hayata veda etti ve İzmir Karşıyaka Örnekköy’de defnedildi.

İnsanlar fani, görüntü sonsuz olduğundan onları daima hatırlayacağız ve hatırlanacaklar, mekânları cennet olsun.

Tesbit edebildiğim kadarıyla meslekleri ve nereye defnedildiklerini de ekleyerek ebediyete uğurladığımız sanatçılarımızı aşağıda liste olarak da belirtiyorum:

Erol Alpsoykan (13 Kasım 2015), Oyuncu
Atilla Arcan (16 Kasım 2015), Oyuncu, (Küçükyalı)
Oğuz Gözen (23 Kasım 2015), Yönetmen, Senarist, Yapımcı, Oyuncu, (Üsküdar Bülbülderesi)
İsmail Efe Yıldız (25 Kasım 2015), Köpek Eğitmeni, (Bahçeköy)
Osman Betin (16 Aralık 2015), Oyuncu
Aşkın Yazıcı (26 Aralık 2015), Kamera Arkası Çalışanı, Ses Kayıt Elemanı
Mithat Esmer (27 Aralık 2015), Oyuncu
Remzi Evren (07 Ocak 2016), Oyuncu, Sanat Yönetmeni, (Ümraniye Ihlamurkuyu)
Şefik Döğen (14 Ocak 2016), Oyuncu, Senarist, Yapımcı (Zincirlikuyu)
Ergüder Yoldaş (25 Ocak 2016), Müzik Düzenleme
Ülkü Ülker (31 Ocak 2016), Oyuncu, (Ümraniye Ihlamurkuyu)
Veysel Atayman (21 Şubat 2016), Akademisyen, (Silivrikapı)
Şener Akıncılar (06 Mart 2016), Sinemacı, Yazar, (Antalya Güzeloba 2)
Aydın Tansel (01 Nisan 2016), Şarkıcı, Besteci, Oyuncu, (Bodrum’da Vefat Etti)
Erol Solak (01 Nisan 2016), Yapımcı, Oyuncu
Erhan İpar (04 Nisan 2016), Tiyatrocu, Seslendirme Sanatçısı, (Ümraniye Hekimbaşı)
Ülkü Erakalın (06 Nisan 2016), Yönetmen, Senarist, Yapımcı, Oyuncu, Kurgucu, Müzisyen, (Kasımpaşa Kulaksız)
Adnan Mersinli (18 Nisan 2016), Oyuncu, Yapımcı, (Ayazağa)
Attila Özdemiroğlu (20 Nisan 2016), Besteci, (Zincirlikuyu)
Çetin İpekkaya (25 Nisan 2016), Oyuncu, Senarist, Seslendirme Sanatçısı, (Berlin)
Perihan Benli (Romalı Perihan) (05 Mayıs 2016), Oyuncu, (Ayazağa)
Heyecan Başaran (10 Mayıs 2016), Oyuncu, (Kilyos Ağlamış Dede)
Oya Aydoğan (15 Mayıs 2016), Oyuncu, Yapımcı, (Zincirlikuyu)
Serkan Erkök (23 Mayıs 2016), Yönetmen, Senarist, Oyuncu
Orhan Çetin (24 Mayıs 2016), Yönetmen
Alp Buğdaycı (01 Haziran 2016), Oyuncu, Seslendirme Sanatçısı, Spiker, (Karacaahmet)
Tanju Gürsu (07 Haziran 2016), Oyuncu, Yapımcı, Yönetmen
Caner Ceyhan (11 Haziran 2016), Yönetmen, Yönetmen Yardımcısı
Mehmet Ege (12 Haziran 2016), Oyuncu, (Ankara Karşıyaka)
Hakkı Devrim (15 Haziran 2016), Yazar, Oyuncu, (Kilyos)
Emrah Altındağ (16 Haziran 2016), Oyuncu
Demir Arakon (19 Haziran 2016), Ses Mühendisi
Asım Can Gündüz (24 Haziran 2016), Müzisyen, Oyuncu, (Kanlıca)
Nezih Tuncay (29 Haziran 2016), Oyuncu, Senarist, (Kartal Maltepe)
Turgay Şeren (07 Temmuz 2016), Futbolcu, Oyuncu
Erol Batıbeki (08 Temmuz 2016), Işıkçı, Oyuncu (Üsküdar)
Adnan Şahin (12 Temmuz 2016), Renk Uzmanı, Oyuncu, Kurgucu
Aydın Ungan (14 Temmuz 2016) Oyuncu
Çetin Can (16 Temmuz 2016), Işık Şefi, (Ümraniye Ihlamurkuyu)
Işıl German (17 Temmuz 2016), Ses Sanatçısı, Oyuncu, (Kuşadası Adalızade)
Leyla Sayar (22 Temmuz 2016), Oyuncu, (Merkez Efendi)
Hüseyin Altın (23 Temmuz 2016), Ses Sanatçısı, Oyuncu, (Sütlüce)
Ayhan Arlı (03 Ağustos 2016), Efektör, Oyuncu
Sabri Livan (07 Ağustos 2016), Boom Operatörü, (Silivrikapı)
Hüseyin Aydemir (19 Ağustos 2016), Yönetmen, Senarist, Yapımcı (Ankara Cebeci)
İsrafil Köse (22 Ağustos 2016), Oyuncu, Yapım Asistanı, (Kocasinan)
Vedat Türkali (29 Ağustos 2016), Senarist, Yönetmen, Yazar, (Zincirlikuyu)
Mahmut Hekimoğlu (10 Eylül 2016), Oyuncu, Yapımcı, (Sakarya Hendek Kalayık Köyü)
Çetin Öner (14 Eylül 2016), Oyuncu, Senarist Yapımcı, Yönetmen, (Ankara Karşıyaka)
Tarık Akan (16 Eylül 2016), Oyuncu, Yönetmen, Yapımcı, Yazar, (Bakırköy Zuhuratbaba)
Giovanni Scognamillo (08 Ekim 2016), Sinema Tarihçisi, Eleştirmen, Yazar, Oyuncu, Yapımcı, (Feriköy)
Deniz Tanyeli (13 Ekim 2016), Oyuncu, (Şişli Rum Ortadoks)
Ümit Utku (14 Ekim 2016), Yapımcı,Yönetmen, Senarist, Oyuncu, (Zincirlikuyu)
Ali Fuat Kalkan (17 Ekim 2016), Senarist, Oyuncu
Turgut Orhan (29 Ekim 2016), Makinist, 35 mm Makine Bakım Kurulum Ustası (Zincirlikuyu)
Gönül Ülkü Özcan (02 Kasım 2016), Oyuncu, Seslendirme Sanatçısı, Yapımcı, (Karacaahmet)
Mete Dönmezer (16 Kasım 2016), Oyuncu, Seslendirme Sanatçısı
Alaaddin Us (20 Kasım 2016), Besteci, Şarkıcı, (Kartal Başıbüyük)
Münir Akça (27 Kasım 2016), Oyuncu (Ordu Perşembe)
Mithat Alam (28 Kasım 2016), Oyuncu, Boğaziçi Üniversitesi Mithat Alam Film Merkezi Kurucusu, (Rumelihisarı Aşiyan)
Akın Paşaoğlu (28 Kasım 2016), Oyuncu, (Alanya)
Erdal Tosun (30 Kasım 2016), Oyuncu, Seslendirme Sanatçısı, (Sarıyer)
Ertan Yılmaz (17 Aralık 2016), Akademisyen, Yazar, Çevirmen, (İzmir Karşıyaka Örnekköy)

(31 Ocak 2017)

Sadi Çilingir

sadicilingir@sadibey.com