Özgür Nehirler İçin Büyük Atlama (Big Jump) 08 Temmuz’da Gerçekleştiriliyor

Doğa Derneği’nin düzenlediği Büyük Atlama (Big Jump), bu sene 08 Temmuz Pazar günü gerçekleştiriliyor. Hasankeyf’te Dicle, Halfeti’de Fırat, Antalya’da Alakır, Samsun’da Kızılırmak nehirlerinin kıyısında buluşulacak. Atlama sadece nehirlere olmayacak, Burdur ve Amik göllerine de atlanacak, ayrıca Ankara Beypazarı, İstanbul Burgazada, İzmir Gediz Deltası, Muğla Yuvarlakçay, Aydın Güzelçamlık Milli Parkı gibi yerde de serin sulara atlanacak. Geçen yıl Avrupa’da da 115 farklı noktada büyük atlamalar gerçekleştirilmişti. Etkinlik, sularımıza yapılan müdahalelere dikkat çekme amacını taşıyor.

  • Basın Bülteni
  • Web Sitesi
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğrafa haberin devamından üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Özgür Nehirler İçin Büyük Atlama (Big Jump) 08 Temmuz’da Gerçekleştiriliyor yazısına devam et
  • Hizmetkar Albert Nobbs

    Rodrigo Garcia’nın yönettiği ve Glenn Close, Mia Wasikowska, Aaron Johnson, Janet McTeer ile Pauline Collins’in oynadığı Hizmetkar Albert Nobbs (Albert Nobbs), 20 Temmuz 2012’de Medyavizyon Film dağıtımıyla Medyavizyon Film tarafından vizyona çıkarıldı.
    Gayri meşru bir çocuk olan Albert’in gerçek kimliği, onu para karşılığı yetiştiren kadın tarafından hiçbir zaman açıklanmamıştır. Çocuğun, gerçek ailesini bir gün bulamaması için kadına para verilmiş ve Albert garson kıyafetleri içinde kaybolmuştur. 30 yıl sonrasında ise Albert, kusursuz bir hizmetkâr olmuştur.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman: Türkçe Altyazılı / Orijinal
  • IMDb
  • Ali Ulvi Uyanık Yazıyor
  • Diğer bağlantılara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Hizmetkar Albert Nobbs yazısına devam et
  • Megastar Tarkan’dan “Göl Yoksa Burdur da Yok” Çağrısı

    Tarkan, Doğa Derneği’nin Burdur Gölü’nü Kurtarma Projesi’nin çalışmalarını yerinde görmek için Burdur’u ziyaret etti. Doğa Derneği yetkilileri ile birlikte gölün etrafını gezen ve uygulama alanlarını ziyaret ederek yapılan çalışmaları yerinde izleyen Tarkan, Burdurlu sevenlerinden Burdur Gölü’nün kurumaması için birlikte mücadele sözü aldı. Daha önce de Burdur Gölü’nü kurtarma çağrısında bulunan megastar Tarkan, Burdur Gölü’nün hızla kurumasının sadece göl ve çevresinde yaşayan canlılar için değil Burdur halkı için de çok önemli ve hayati bir sorun olduğuna dikkat çekti.

  • Basın Bülteni
  • Web Sitesi
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Megastar Tarkan’dan “Göl Yoksa Burdur da Yok” Çağrısı yazısına devam et
  • Nazi Avındaki Rock Yıldızı

    İlk bakışta ben de herkes gibi onu The Cure grubunun efsanevi solisti Robert Smith’e benzettim. Ama açıkça belli ki 50’li yaşlarında olmasına rağmen hâlâ 20’lerinde gibi görünen – giyinen Robert Smith, yönetmen Paolo Sorrentino’ya fazlasıyla ilham kaynağı olmuş. Nihayetinde bu rengi atmış, benzi olmuş, melankolik ve depresif adam ne Robert Smith, ne de bir başka rock yıldızı. Yalnızca herhangi biri, belki de hepsinden bir parça, bir yansıma. Bu adamın dış görünüşünden aldığımız ilk izlenimler bunlar.

    Biraz daha yakından bakınca bu orta yaşlı adamın kendisini geçmişte bir yerlerde bıraktığını anlıyorsunuz. Uzun yıllardır aynı giysileri giyiyormuşçasına yıpranmış görüntüsü sanki yaşayan bir ölü, yıllardır okunmamış tozlu bir kitap, ömrünü tamamlamış bir kaset çalar gibi.

    Paslanmış ve çürümüş. Sanki hiç geçmek bilmeyen zamanı daha da ağırlaştırmak, hatta elinden gelse durdurmak istercesine… Bir fırsatı olsa ait olduğu yere, geçmişe geri dönecek ya da oracıkta ölüverip bu ızdırap dolu günlerine son verecek.

    Müzik kariyerinin şansız bir şekilde sonlandığını tahmin ettiğimiz bu adam, neyse ki yapayalnız değil. Onu seven bir karısı ve 16’lık gotik bir arkadaşı var. Biz ne olacak diye beklerken film hiç umulmadık bir yola sapıyor ve bu miskin adama hayat öpücüğü, yani bir amaç veriyor.

    Dünyayı kurtarmaya soyunmak kadar büyük, ya da bir çiçeğe su vermek kadar küçük, her ne olursa olsun hiçbir işe bulaşmayacak kadar kararlı görünen kahramanımız ölen babasının ardından akla hayale gelmeyecek bir işe soyunuyor; babasına toplama kampında işkence etmiş bir Nazi subayını bulmak için yollara düşmek! Evet böylesine tuhaf bir filmde olabilecek en enteresan yol ayrımlarından birisi bu.

    Sean Penn’in performansına hayran kalmamak elde değil ama açıkçası filmin böyle bir yola sapmasından hoşlanmadım. Evet amaçşa, amaç olabilecek bir milyondan fazla ihtimalin içinden dünyada son kalan Nazilerden birinin peşine düşmek ama biz bu film çok gördük dedirtti bana. Ne bileyim, bir köpek alıp onu büyütmeyi ya da dünyanın herhangi bir yerinde nesli tükenmekte olan bir türü kurtarmanın peşine düşsün bu adam ama Nazilerin peşinde düşmesin artık.

    Ama Cannes’dan Sean Penn’i tavlamak kolay iş değil nihayetinde, özellikle Lars Von Trier’in Hitler çıkışından sonra Cannes’dan kovulması olayını anımsarsak. Birilerini pohpohlamadan sektörde tutunmak kolay iş değil ne yazık ki.

    (11 Temmuz 2012)

    Gizem Ertürk

    Kıyamet Kitabı

    Jee-Woon Kim ile Phil-Sung Yim’in yönettiği ve Seung-Bum Ryoo, Kang-Woo Kim, Sae-Byeok Song’nun oynadığı Kıyamet Kitabı (Doomsday Book), 06 Temmuz 2012’de Tiglon Film dağıtımıyla Bir Film tarafından vizyona çıkarıldı.
    Yüksek teknoloji sahibi bir dünyada, kendi kendini yok etmeye meyilli bir insan ırkı. İnsan zekâsıyla robotların yapay zekâsının yer yer iç içe geçtiği 3 farklı hikâye. Bir aşk hikâyesinin ortasına düşen ve insanları zombiye çeviren bir virüs, insan beyninin kapasitesinde düşünebilen bir robot ve dünyaya yaklaşan bir meteor. Dünyanın sonu yeni bir başlangıç olabilir mi?

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Fragman