HES’lere Karşı Farkındalık Videosu

HES projelerine karşı olduğunu her fırsatta dile getiren karadeniz müziğinin modern temsilcisi Marsis Grubu, bu doğrultuda bir farkındalık videosu hazırlanmasına öncülük etti. Grubun solisti Korhan Özyıldız tarafından hazırlanan videoda, gönüllülük esasına dayalı olarak yer alan isimler arasında Okan Bayülgen, Mert Fırat, Pelin Batu, Cengiz Bozkurt, Erkan Can, Leman Sam, Timur Acar, Şebnem Sönmez, Cahit Berkay, Özcan Alper, Nejat Yavaşoğulları, yöre halkından Fitnet Çervatoğlu ve Musa Hindistan gibi isimler var.

  • Basın Bülteni
  • Videoyu izlemek için tıklayınız.
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    HES’lere Karşı Farkındalık Videosu yazısına devam et
  • Sinema Yazarı Banu Bozdemir’in İlk Romanı Leylalı Haller Çıktı

    Gazeteci, sinema ve çocuk kitapları yazarı Banu Bozdemir’in ilk romanı Leylalı Haller, Fam Yayınları’ndan çıktı. Leylalı Haller, sosyal medyanın gençler üzerindeki etkisini ve çifte kimlikler yaratma gücünü irdeliyor.
    Taşradan gelen Leyla’nın İstanbul’un sihirli, aynı zamanda gizemli bir şehir olduğuna dair düşünceleri vardır. Öyleyse bu şehir keşfe açıktır. Ya gezerek, tozarak gizemlere ulaşırsınız, ya da sosyal medyada farklı kimliklerle! Roman, Leyla’nın İstanbul’da ilk senesinde bir tutunma hikâyesi sunarken, aynı zamanda herkesi etkisi altına alan sosyal medya üzerine de bir gözlem geliştirmeye çalışıyor.

  • Basın Bülteni
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Sinema Yazarı Banu Bozdemir’in İlk Romanı Leylalı Haller Çıktı yazısına devam et
  • Çocukların Polisi

    Fransız aktris Maiwenn’in yönettiği “Polisse”in, Batman serisinin son filmi “The Dark Knight Rising”in gösterime girdiği bu haftada şansı var mı, bilemiyorum. Gerçi ben kendi payıma Christopher Nolan’ın son Batman filmini çok beğendim. Ama “Polisse” de dar yerdeki kalabalık kadrosu çok iyi yerleştirilmiş, iyi oynanmış, hem hakiki hayat hikâyeleri insanın yüreğini burkan, hem de zaman zaman güldüren bir film. Yaz sıcağında belli bir düzeyin üstünde filmler bulmakta zorlanabiliyoruz. Mümkünse kaçırmayın derim.

    Ana karakterlerimiz, Paris’te Çocuk Koruma Birimi’nin polisleri. İşleri, çocuklar ya da yeniyetmeleri onlara karşı işlenmiş suçlardan korumak, ya da onların işlediği suçlarla ilgilenmek. Kadın-erkek karışık, kalabalık bir grup. Merkezi otorite ile paranın gücü önünde eğilen bir amirleri var. İyi bir şefleri ve haksızlığa tahammül edemeyen, ne tepki göstereceği belli olmayan bir de arkadaşları: Fred. Derken aralarına, İçişleri Bakanlığı’nın birimin çalışmasını belgeleyecek fotoğrafları çekmek üzere görevlendirdiği Melissa (yönetmen Maiwenn) gelir. Genç kadının kamerayla her şeyi tespit etmesi başlangıçta onları rahatsız eder. Aslında Fred’i (Joey Starr adıyla oynayan rapçi Didier Morville) hep rahatsız eder. Onun sadece ekibin yaptıklarının iki aşırı yanıyla ilgilendiğini düşünür: Yoğun ıstırap anları ya da mola dakikaları. Paris’in pek burjuva 16. bölgesinden gelen Melissa’nın değil bu hayatı anlamak, silâh tutması bile zordur.

    Belki molalarda gözünü ve kalbini açık tutsa yeter diye düşünüyoruz, çünkü bu molalar, ekip üyelerini anlamamızı sağlayan anlar. Sabah erken saatlerden gecenin bir vaktine kadar birlikte olan, hazmetmesi çok ağır olaylar, istismarlar, tacizlerle karşılaşan ekip, birbiriyle şakalaşarak, sohbet ederek rahatlama yolunu seçiyor. Günleri, çocukları taciz edenleri yakalamak, rüştünü ispat etmemiş yankesicileri tutmak, tacizci aile büyüklerini sorguya çekmek, çocukların ifadelerini almakla geçiyor. Gerçi ekip dahilinde hayli aşk ilişkisi, hatta yer yer gerginlik de olduğu için zaman zaman kapıştıkları da oluyor ama her şeye rağmen en çok birbirlerine güveniyorlar. Aile ilişkilerini, sorunlarını ekip arkadaşlarına anlatıyorlar. İşlerini her şeyin üstünde tutmaları, aileleri ile ilişkilerini de kolaylaştırmıyor çünkü. Lâfın kısası, zor bir hayat. Ama sorumlu oldukları çocuklar ile yeniyetmelerin hayatları kadar zor değil.

    Aslında Maiwenn’in filminin en yürek paralayan yanı da bu olayların hepsinin gerçek olaylar olması. Filmde rol de alan Emmanuelle Bercot (polis memuru Sue Ellen’ı oynuyor) ile yazdıkları senaryoda, yönetmenin ilham kaynağı, televizyonda izlediği bir Çocuk Koruma Birimi belgeseli oldu. Belgeselin yönetmenini buldu, ÇKB’ndekilere onu tanıtmasını istedi. İşlerini anlayıp ekiptekileri tanımasına yetecek bir süreyle onlarla birlikte çalıştı, araştırdı, notlar aldı. Filmdeki bütün olaylara ya gözleriyle tanık oldu, ya da polislerden dinledi. Bizim, filmdeki çocuklann karıştığı olayların sonuçlarını bilmememizin de bir nedeni var: Maiwenn, bu birimdeki polisler asla sonradan ne olduğunu bilmedikleri için, bizim de bilmememizi uygun bulmuş.

    Bu arada, polis olarak inanabilecek oyuncular seçmeye özen gösterdiğini de söylüyor. Ancak, Joey Starr’ın, yani Didier Morville’in durumu farklı. Maiwenn, ikinci filmi “The Actress’ Ball” da onu potansiyaline denk düşen bir rolda oynatmadığına inanıyormuş. “Yeni filmimin başrolünde oynamasını istiyordum, zıt kesimlerden iki karakter hakkında bir aşk hikâyesi yazacaktım. Televizyonda belgeseli izleyince, bu hikâyeyi neyin üzerine kuracağımı ve ona hangi rolü vereceğimi anladım.” Aktör de onun inancını boşa çıkarmamış hani.

    Çocuk Koruma Birimi polislerinin gündelik hayatları, birbirleriyle ve aileleriyle ilişkileri, “Polisse”in temelini oluşturuyor. Şaşıracaksınız, rahatsız olacaksınız, sempati duyacaksınız, sık sık da gülmekten kendinizi alamayacaksınız. Maiwenn, bu geniş kadrolu kapalı mekân filmini, başarılı bir koreografiyle kotarmış. Yönetmen olarak üçüncü filminde seyirciye ulaştığını söyleyelim. Kendisinin de önemli rollerden birini oynuyor olması, işini büsbütün zorlaştırmış olsa gerek. Gene de, hem yazın en iyi filmlerinden birini yaptı, hem de Cannes’da Jüri Ödülü’nü aldı. “Polisse”in masum çocuklar ve büyüklerin onlara yaptıkları kötü şeyler hakkında olduğunu sanmayın. O da var ama tek mesele bu değil. Kimse aziz halesiyle dolaşan bir kurtarıcı değil. Kimse kimseye karşı da sayılmaz. “Polisse”de herkes işin içinde, herkesin kendince bir derdi var. İnsan ahvali üzerine bir film…

    (28 Temmuz 2012)

    Sevin Okyay

    Arka Pencere Dergisi’nde Dişi Kartal Pençesi

    Arka Pencere Dergisi, 143. sayısında, kapağına Dişi Kartal’ı (Johnny Guitar) yerleştiriyor. Tunca Arslan, Trendeki Yabancı köşesinde, Hulki Saner’e saygı ve sevgilerini sunuyor. Vizyon filmleri eleştirileri arasında Hizmetkar Albert Nobbs, Barbara, Yasak Aşk, İsyan, Ölüm Uykusu, Özgür Adamlar, 205: Korku Odası, Miss Bala ve Sahte Gelin yer alıyor. Sapık köşesiyle devam eden derginin 143. sayısı bir Alfred Hitchcock alıntısıyla sona eriyor: “Gerilim konusunda bir tür tekel kurmuş olmak benim şansım. Öyle görünüyor ki, hiç kimse bu tür filmlerin kurallarıyla fazla ilgilenmiyor.”

  • Basın Bülteni
  • Web Sitesi
  • Yüksek çözünürlüklü kapak fotoğraflarına haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Arka Pencere Dergisi’nde Dişi Kartal Pençesi yazısına devam et
  • Max, Film Yıldızı Oluyor

    Acun Ilıcalı’nın sunduğu Yetenek Sizsiniz Türkiye adlı yarışma programında birinci olan köpek Max, film yıldızı oluyor. Yönetmenliğini Murat Şeker’in yapacağı filmin çekimleri Eylül ayında Bozcaada’da başlayacak. Bir çocuk ile bir köpeğin dostluğunun anlatacağı film sömestr döneminde vizyona girecek. Eğitmeni Ali Yeşilırmak ile birlikte yaptıkları gösteriyle binlerce kişiyi kendine hayran bırakan Max, Türk sinemasında da bir ilke imza atacak. Dünya sinemasında başrolünde köpek olan birçok film çekilmiş olmasına rağmen, daha önce Türk sinemasında bu tarz film çekilmemişti.

  • Basın Bülteni
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğrafa haberin devamından üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Max, Film Yıldızı Oluyor yazısına devam et
  • Yarım Kalan Mucize

    Biket İlhan’ın yönettiği ve Nihan Belgin, Yetkin Dikinciler, Umut Beşkırma ile Dolunay Soysert’in oynadığı Yarım Kalan Mucize, 20 Aralık 2013′de İFP dağıtımıyla Kinema Film tarafından vizyona çıkarıldı.
    2. Dünya Savaşı atmosferinde, Anadolu’da açlık ve sefaletin doruğa çıktığı zamanlar. Nahide, yaşadıklarının bilincinde olmayan zavallı kızlardan biridir. İlkokul öğretmeni onun yazgısını değiştirmesini ister. Bunun en iyi yolu Nahide’nin Köy Enstitüsü’ne gitmesidir. Erkek kılığında köyünden kaçıp, okula gitme çabası aslında Anadolu’da yeni bir eğitim seferberliğinin habercisidir.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Facebook
  • Fragman
  • IMDb
  • Tuncer Çetinkaya Yazıyor
  • Yarım Kalan Mucize yazısına devam et

    Altın Portakal’ın Jüri Başkanı Hülya Avşar

    Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Antalya Kültür Sanat Vakfı işbirliği ile 06 – 12 Ekim 2012 tarihleri arasında düzenlenecek olan 49. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin büyük jürisine Hülya Avşar başkanlık edecek. Festival programının “Mizah, Muhalefet ve Demokrasi” ana teması üzerine şekillendiğinin altını çizen Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, ulusal uzun metraj film yarışmasının jürisinde yapımcı, yönetmen, senarist, oyuncu, görüntü yönetmeni, sinema yazarı ve akademisyen gibi sektör profesyonellerinin yanı sıra temayla ilgili sürpriz isimlerin de yer alacağını açıkladı.

  • Basın Bülteni
  • Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğraflara haberin devamından üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Altın Portakal’ın Jüri Başkanı Hülya Avşar yazısına devam et
  • Oğuz Onaran İçin SİNEMADA HAYAT VAR, De Ki Yayınları’ndan Çıktı

    Seçil Büker ve S. Ruken Öztürk tarafından derlenen Oğuz Onaran İçin SİNEMADA HAYAT VAR adlı kitap De Ki Yayınları tarafından satışa sunuldu. Sinemanın unutulmaz filmleri, Yaban Çilekleri, Kaos, Yer Sarsılıyor, Leopar, Jules ve Jim, Hiroşima Sevgilim, Mattei Olayı, Uzak, Çoğunluk, Kara Tahta, Bilinmeyen Kod, Nosferatu; büyük yönetmenler, Bergman, Taviani, Solanas, Bunuel, Renoir, Visconti, Fellini, Chaplin, Truffaut, Panahi, Szabo, Monicelli, Resnais, Rosi, Ceylan, Erdem, Makhmalbaf, Haneke hakkında Oğuz Onaran’ın düşündükleri, hepsi Oğuz Onaran İçin SİNEMADA HAYAT VAR’da.

  • Yüksek çözünürlüklü kapak fotoğraflarına haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Oğuz Onaran İçin SİNEMADA HAYAT VAR, De Ki Yayınları’ndan Çıktı yazısına devam et
  • 19. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali, SİYAD Jürisi Belirlendi

    17 – 23 Eylül 2012 tarihleri arasında düzenlenecek olan 19. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali’nde görev yapacak olan SİYAD – Sinema Yazarları Derneği jürisi belirlendi. Festivalde görev yapacak olan SİYAD – Sinema Yazarları Derneği jürisinde bu yıl Coşkun Çokyiğit (Bizim Gazete), Cüneyt Cebenoyan (Birgün Gazetesi) ve Şenay Aydemir (Radikal Gazetesi) görev yapacak. Jüri üyesi yazarlarımıza görevlerinde başarılar dileriz. Altın Koza Ulusal Uzun Metraj Yarışma jürisi ise Ferzan Özpetek, Zeynep Özbatur Atakan, Nurgül Yeşilçay, Hasan Saltık, Hülya Uğur Tanrıöver ve Eyüp Boz’dan oluşuyor.

  • SİYAD jürileri listesi için tıklayınız.
  • Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    19. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali, SİYAD Jürisi Belirlendi yazısına devam et
  • Türkiye – Azerbaycan Ortaklığında İlk Sinema Projesi: Mahmut ile Meryem

    Yapımcılığını 24 Kare Film’in sahipleri Sevda Kaygısız ve Ali Kaygısız’ın üstlendiği, Türkiye ve Azerbaycan ortak yapımı olan Mahmut ile Meryem filminin hazırlıkları tamamlandı, çekimlerine başlandı. Yazar Elçin’in birçok dile çevrilen ve çok satanlar listesine girmeyi başaran romanından uyarlanan film, Azerbaycan’da yapılan basın toplantısıyla tanıtıldı. Türkiye ve Azerbaycan Kültür ve Turizm Bakanlıklarının desteklediği projenin yönetmen koltuğunda Mehmet Ada Öztekin bulunurken, müziklerini de Aygün Semedzade yapıyor. Filmin başrollerinde ise Aras Bulut İynemli, Eva Dedova yer alıyor.

  • Basın Bülteni
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.