5. Sinepark Kısa Film Festivali

Genç sinemacıları Türkiye’de son yıllarda canlanan “tür” sinemasına teşvik etmek amacıyla Galatasaray Üniversitesi İletişim Kulübü ve MEDİAR’ın ortaklaşa gerçekleştirdiği Sinepark Kısa Film Festivali’nde, bu yıl toplam beş kategoride başvuran 151 film arasından seçilen 23 finalist yarışıyor ve gösterim programına alınan 23 kısa film daha 15 – 16 Aralık 2011 tarihlerinde Galatasaray Üniversitesi Cep Sineması’nda izleyici ile buluşuyor. Sinepark’ın En İyi Filmine Hürrem Erman Özel Ödülü’nün verileceği ödül töreni 16 Aralık 18:30’da Galatasaray Üniversitesi Aydın Doğan Oditoryumu’nda yapılacak.

  • Basın Bülteni
  • Web Sitesi
  • Diğer basın bültenleri ve yüksek çözünürlüklü afişe haberin devamından üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    5. Sinepark Kısa Film Festivali yazısına devam et
  • Sinematik Yeşilçam Sitesi Anketi: Sinemamız İçin Hangi Tanım Uygundur?

    Sinematik Yeşilçam web sitesi Aralık ayında yeni bir anket başlattı. Çeşitli yayınlarda ve kitaplarda halihazırda tartışılmış bir konuyu Sinematik Yeşilçam web sitesi de gündeme taşıyor. “Sinemamız için hangi tanım uygundur?” sorusuna cevap arayan anketin seçenekleri şöyle: Yeşilçam; Türk Sineması; Türkiye Sineması; 90 öncesi Yeşilçam 90 sonrası Yeni Türk sineması; Hiçbiri.

  • Basın Bülteni
  • Web Sitesi
  • Ankete katılmak için tıklayınız.
  • Görsele haberin devamından üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Sinematik Yeşilçam Sitesi Anketi: Sinemamız İçin Hangi Tanım Uygundur? yazısına devam et
  • 5. Palto Film Günleri

    5. Palto Film Günleri, 19 – 25 Aralık 2011 tarihleri arasında kapılarını Eskişehir’li sinemaseverlere açıyor. Eskişehir Anadolu Üniversitesi Sinema Kulübü ve İletişim Bilimleri Fakültesi tarafından düzenlenen, Eskişehir Film Festivali‘nin çeşitli birimlerinde çalışan, film festivalinin heyecanını birebir hissetmiş bir grup arkadaşın kendi çabalarıyla oluşturdukları Palto Film Günleri, 5. yılında da büyük bir tutku ve heyecan ile hazırladığı programı seyircilerine sunuyor. 5. Palto Film Günleri’ne bu sene de yine Anadolu Üniversitesi Yunusemre Kampüsü içindeki Sinema Anadolu ev sahipliği yapacak.

  • Basın Bülteni
  • Web Sitesi
  • Diğer haber, bağlantı, gösterilecek filmler hakkında geniş bilgiler ve yüksek çözünürlüklü fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    5. Palto Film Günleri yazısına devam et
  • Ödül Sezonuna The Descendants ve The Artist Damgasını Vuruyor

    Oscar’ın habercisi sayılan ödüller ve Oscar tahmin listelerinde En İyi Film Oscar’ı için öne çıkan iki film Artist ve The Descendants oldu. The Descendants, Los Angeles Film Eleştirmenleri Derneği tarafından 2011’in En İyi Filmi seçildi. Cannes’dan En İyi Erkek Oyuncu Ödülü ile dönen Artist’de New York ve Boston Film Eleştirmenleri Derneği tarafından yılın En İyi Filmi seçildi. Oscar Ödüllerinin önemli adaylarından olan The Descendants, başrolünde oynayan George Clooney ile önümüzdeki sezonun gözde filmlerinden. Cannes’da Jean Duardin’e En İyi Erkek Oyuncu Ödülü getiren Artist ise Oscar’ın güçlü adayı olarak anılıyor.

    Senden Bana Kalan (Yönetmen: Alexander Payne)

    Alexander Payne’in yönettiği ve George Clooney, Shailene Woodley, Beau Bridges ile Judy Greer’in oynadığı Senden Bana Kalan (The Descendants), 24 Şubat 2012’de Tiglon Film dağıtımıyla Tiglon Film tarafından vizyona çıkarıldı.
    Bir deniz kazasında eşi ağır yaralanan ve Hawai’de büyük bir arazinin mirasçılarından olan Matt, kaza sonrasında iki kızıyla yeniden bir bağ kurmaya çalışır.
    Mizahla dramın bir arada barındığı hikâye, duygusal yönü de ağır basan etkileyici bir yapıt.

    • Basın Bülteni
    • Fotoğraflar
    • Web Sitesi
    • Fragman
    • IMDb
    • Ali Erden Yazıyor

    Senden Bana Kalan (Yönetmen: Alexander Payne) yazısına devam et

    Artist

    Michel Hazanavicius’un yönettiği ve Jean Dujardin, Berenice Bejo, John Goodman ile James Cromwell’in oynadığı Artist (The Artist), 27 Ocak 2012’de Tiglon Film dağıtımıyla Bir Film tarafından vizyona çıkarıldı.
    Sinema büyüsünün bütün dünyayı kasıp kavurduğu 1920’li yılların sonunda George Valentin, Hollywood’daki en büyük starlardan biridir. Oynadığı her film büyük başarı kazanan Valentin’in güzel bir eşi, görkemli bir evi ve kendine hayran milyonlarca seveni vardır. Ancak sinemaya sesin gelmesi ile birlikte George Valentin’in hayatı alt üst olur.

    • Basın Bülteni
    • Fotoğraflar
    • Web Sitesi
    • Fragman
    • IMDb

    Artist yazısına devam et

    Dokunmayın Dünyama

    İnternetteki bloger’lar gittikçe önem kazanıyor, yazılı medyadan bile daha güçlü hale gelmeye başladılar. Tabi bu dediğim disiplinli hareket eden ve doğru bilgilendirme yapanlar için geçerli. Bizim sinema sektörü da yavaş yavaş onlara verdiği önemi özel gösterimler yaparak ve reklâmlarında yazılarından alıntılar yaparak göstermeye başladı. Bazen onlarda da doğal olarak -yanlış demeyeyim de- eksik ve tek yanlı haberler yayınlanıyor. Birisi geçenlerde vefat eden sanatçılarla ilgili mealen “biz kuru kuruya sanatçıların ölüm haberlerini verip bir çeşit istismar ve duygu sömürüsü yapmak yerine o sanatçıyla ilgili geniş bir araştırma yapıp yayınlamayı tercih ediyoruz” diye yayın yaptı. sadibey.com’da ısrarla vefat eden sanatçıların ölüm tarihlerini ve nereye defnedildiklerini harita eşliğinde haber yapmaya çalıştığımızdan üzerimize alındık. Bu şekilde haber yayınlayan bir internet medyası olarak niyetimiz kesinlikle duygu istismarı ve “kuru kuru” haber yapmak değildir. Cenazeye iştirak etmek isteyenler içinde cami, kilise, havra veya mezarlık yerini bilmeyen olabilir. Bir kişiye de olsa yardımcı olsak yeterlidir düşüncesiyle, ayrıca tarih ve yer belgesi bırakmak amacıyla o şekilde yayın yapmaktayız. Keza eskiden gazetelerin Atatürk’ümüzün ebediyete intikal ettiği 10 Kasım günlerinde siyah başlıklarla çıkmalarının hatırlanmasıyla, kaybettiğimiz sanatçıya saygı olarak 2 gün web sitemizin başlığını siyah olarak yayınlıyoruz.

    Diğer bir web sitesi de şu günlerde gündemde olan Beyoğlu Emek Sineması’nın yıkımının engellenmesi amacıyla harekete geçirilen “Emek Sineması Bizimdir, Yıktırmayız” eylemlerini, eylemleri değil de harekete geçiren kuruma dokundurmak maksadıyla olsa gerek “Biz öyle şeylerle uğraşacağımıza sinemanın tarihi ile ilgili geniş bir araştırma yayınlıyoruz” şeklinde haber yayınladı. Sinemanın tarihini bilmek, yıllarca oradan kimler gelmiş, kimler geçmiş öğrenmek, bu eylemlerin ne kadar haklı olduğuna sağlam bir gerekçe teşkil eder tabi ki. Bu vesileyle bendeniz de tarihi anılarımdan ikisini yazayım. Geçen gün bir basın gösterimi öncesinde “Emek yoksa, bende yokum” diyerek Emek Sineması hakkında kamuoyunun ilgisini yeniden harekete geçiren duayen sinema yazarımız Atilla Dorsay’a anlattığımda “Yaz bunları” dediğinden tekrar yazıyorum.

    Emek Sineması’nın ilk matinesi genelde 12:15’te başlardı. 10-15 yıl önce sabah saat 08:00 mi, 09:00’mu Emek Sineması’nın önünden geçerken baktım fuaye ışıkları yanıyor, salon kapıları açık, salonunda ışıkları yanıyor. Daldım içeri, doğrudan salona girdim. Salonun ortasında 3×3 metre ebadında tavana kadar çelikten bir iskele kurulmuş, sinemanın efsane işletmecisi İsmet Kurtuluş iskelenin üstünde tavana yakın çalışan işçilere işaret ediyor. “Hayırdır İsmet abi” dedim. Tavanı işaret etti, “Şurada altın işlemenin birisinin boyası dökülmüş, onu boyatıyorum” dedi. İşaret ettiği yer ise ben diyeyim 15 santimlik bir yer, sen diyesin 20 santimlik bir yer. Söyleyecek şey bulamadım. Rahmetli İsmet Kurtuluş’un bu özenini, eğer yıkılırsa Emek Sineması’nın yıkımına sebep olanlara, başta Kültür Bakanımız Ertuğrul Günay’a ithaf ediyorum.

    Emek Sineması yıllarca İstanbul Film Festivali’ne hizmet etti. Hepimiz biliriz, festivallerin özel seyircileri olur. Bu tür seyirciler genelde normal zamanlarda sanatla temaşada bulunmazlar, ne zaman ki festivaller, şenlikler, galalar vs. olur, o zaman piyasaya çıkarlar. Çünkü oralarda görünmek de bir çeşit modadır. İşte yine bir festival günü Emek Sineması’nın fuayesinde olsun, salonunda olsun dolaşan kedileri görünce bu tür seyircilerden birisinin kedileri İsmet abiye şikâyetine şahit olmuştum. Bilmeyenler veya unutanlar için yazayım. Emek Sineması’nın içinde zaman zaman sinemasever kediler dolaşırdı. Ayrıca kapısında da uzun yıllar sinemasever bir köpeğin yattığını biliriz. Bunlar hiçte sayın elit seyircinin şikâyet ettiği gibi öylesine yoldan geçerken kapıyı açık bulup sinemaya giren kediler değildi. Özel olarak Emek Sineması işletmecisi ve çalışanlarının sahip çıktığı, sevip besledikleri hayvanlardı. Keza bir gün konuyu açtığımda rahmetli İsmet abimiz, “Sadiciğim kediler patilerini kaşırlarken koltuk kumaşlarını harap ediyorlar, pedikür yaptırmayı düşünüyorum fakat hayvanlara ayıp olur diye karar veremiyorum” dediğinde gülüşmüştük.

    Günümüze gelirsek, geçen hafta mı, 10 gün önce mi ne, bu sefer Emek Sineması’nın önünden değil Taksim’e doğru paralel caddeden, Atıf Yılmaz Caddesi’nden İstiklal Caddesi’ne çıkıyorum. Baktım soldaki ünlü Ağa Camii’nin etrafını perdelerle çevirmişler, “Eyvah” dedim, “Emek Sineması’nın başına gelen Ağa Camii’nin de mi başına geliyor” derken devasa perdenin üzerinde “Tarihi Hüseyin Ağa Camii, Mirören şirketler grubunca restore edilmektedir” mealindeki yazıyı okuyunca rahatladım. Büyük bir holdingin tarihi camiye sahip çıkması, restore etmesi ne kadar güzel, gururlandım, sevindim. Tabi o arada hemen bendenize ilham geldi. Gelen ilhamı sizlere de sunayım: Malûmunuz sinemalar için sinemaseverlerin mabedi denir. O halde Emek Sineması’nı da iki adım ötedeki Ağa Camii gibi verin bir Holding’e, meselâ Zacıbaşı’na, aslına uygun restore etsin. Veya her ikisini de, aralardaki Yeşilçam Sokağı ve Atıf Yılmaz Caddesi ile birlikte verin bir AVM inşaatçısı şirkete sinemayı da camiyi de asansörlü kaldırma sistemiyle yukarı taşısın, altını da mis gibi AVM yapsın.

    Ampulünü de al git he mi?

    Yılbaşlarında veya bayramlarda ağaç ve çiçekliklerin küçük ampullerle süslenmesi yasaklansın. Veya yasaklanmasın, bu işi yapan veya yaptıranların da aynı şekilde yılbaşlarında veya bayramlarda küçük ampullerle süslenerek dolaşmaları mecburiyeti getirilsin. Hatta bu işlemi -adıyla, sanıyla, yeriyle, adresiyle yazayım- Bakırköy’deki Galleria AVM yetkililerinden başlansın. Şu sıralar oradan hava karardıktan sonra geçerken Yeşilköy’den Yenikapı’ya giderken kafanızı sağa, Yenikapı’dan Yeşilköy’e geçerken kafanızı sola çevirdiğinizde o muhteşem güzelliği görürsünüz. Yol boyunca AVM’nin önündeki kamuya ait yeşillikleri küçük ampullerle kendilerince süslemişler, bana sorarsanız yeşilliklere eziyet eder olmuşlar. Ağaçlara ve yeşilliklere “Size ampul takabilir miyiz?” diye sordunuz mu kardeşim? Ampulünüz patlasın e mi? Ampulünü de al git he mi?

    (21 Aralık 2011)

    Sadi Çilingir

    Türkan Şoray Deprem Bölgesinde

    Türk Sinemasının Sultan’ı Türkan Şoray, kızı Yağmur ile birlikte deprem bölgesini ziyaret etti. Kızılay’ın oluşturduğu Mevlana kentini ziyaret eden Türkan Sultan, depremzedelere moral verdi, sosyal etkinlik çadırında çocuklarla birlikte resim yaparak türkü söyledi. Zorlu kış koşullarında çadırda yaşamın güçlüğüne değinen ünlü yıldız, prefabrik yapıların önemine dikkat çekti. Türkan Şoray ve kızı Yağmur’un sıcak ilgisiyle moral bulan depremzedeler, sanatçıyla bol bol fotoğraf çektirip sevgi gösterisinde bulundular. Mevlana kentinde yaşayanlar çalışmalardan dolayı Kızılay temsilcilerine teşekkür ettiler.

  • Basın Bülteni
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Türkan Şoray Deprem Bölgesinde yazısına devam et
  • Randevu İstanbul’da 2011’in İki Büyük Yapımı Türkiye Prömiyerini İstanbul’da Gerçekleştiriyor

    TÜRSAK Vakfı’nın düzenlediği Uluslararası Randevu İstanbul Film Festivali, 16 – 22 Aralık 2011 tarihlerinde İstanbullu sinemaseverlerle buluşuyor. Her sene yılın en iyilerini sinemaseverlerle buluşturan festival, 2011’in iki büyük yapımını programına dâhil etti. Emmerich’in Anonim’i (Anonymous) ve Ralph Fiennes’in Koryalanus Faciası, (Coriolanus) festivalin Gala İstanbul bölümünde gösterilecek. Türkiye prömiyerini İstanbul’da gerçekleştirilecek olan filmler, Türkiye’de vizyona girmeyecekler. Bu yüzden İstanbullu izleyiciler için filmlerin Randevu İstanbul’un programına dâhil edilmiş olması büyük bir şans.

  • Basın Bülteni
  • Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Randevu İstanbul’da 2011’in İki Büyük Yapımı Türkiye Prömiyerini İstanbul’da Gerçekleştiriyor yazısına devam et