Tüm Sinemalar, 02 – 08 Aralık 2011 seansları için tıklayınız. (Eksiksiz liste değildir, bu salonlar ve seanslar dışında da gösterimler olabilir. Listeden alıntı veya kopyalama yapıldığında kaynak olarak Haftalık Antrakt Sinema Gazetesi‘nin gösterilmesi rica olunur.)
Günlük arşivler: 2 Aralık 2011
Little Mole’un Yaratıcısı Zdenek Miler Öldü
Çizgi film kahramanı, Little Mole’un yaratıcısı Zdenek Miler, 30 Kasım’da, 90 yaşında hayatını kaybetti. Little Mole ile dünya genelinde milyonlarca çocuğu büyüleyen bir çizgi film karakteri yaratan Miler, hayatının son günlerini Çek Cumhuriyeti’nin başkenti Prag’ın güneybatısındaki Nova Pes pod Ples’deki huzurevinde geçirdi. Kladno kasabasında 21 Şubat 1921′de doğan Miler, Prag’daki Güzel Sanatlar Tasarım ve Mimarlık Akademisi’nde öğrenim gördü. Little Mole karakterini yaratma fikri Miler’ın aklına bir köstebek yuvasını görünce geldi. (Haber: Serpil Boydak.)
Little Mole’un Yaratıcısı Zdenek Miler Öldü yazısına devam et
filmlerim.com Sordu Filmseverler Cevapladı: Türk Sinema İzleyicisi Yabancı Filmlerde Dublaj Tercih Ediyor
Sinema endüstrisinin önemli tartışma konularından biri olan yabancı filmlerde altyazı ve dublaj tercihi filmlerim.com okuyucuları tarafından oylandı. filmlerim.com tarafından facebook üzerinden düzenlenen ankette katılımcılara “Yabancı filmlerde altyazı mı, Türkçe seslendirme mi? Hangisini tercih ediyorsunuz?” sorusu soruldu. İki hafta içerisinde toplam 24 bin kişinin katıldığı ankette 8 bin kişi altyazı derken 16 bin kişi dublajı tercih etti.
filmlerim.com Sordu Filmseverler Cevapladı: Türk Sinema İzleyicisi Yabancı Filmlerde Dublaj Tercih Ediyor yazısına devam et
Zengin Takımları Daima Yenmek
Kazanma Sanatı (Moneyball)
Yönetmen: Bennett Miller
Roman: Michael Lewis
Senaryo: Steven Zaillian-Aaron Sorkin
Müzik: Mychael Danna
Görüntü: Wally Pfister
Oyuncular: Brad Pitt (Billy), Jonah Hill (Peter), Philip Seymour
Hoffman (Howe), Robin Wright (Sharon), Chris Pratt (Scott)
Yapım: Columbia (2011)
Ünlü yönetmen Bennett Miller’ın “Kazanma Sanatı”, Amerika’nın gözde sporu beyzbol üstünden kirlenmiş spor dünyasına bakıyor. Her şeyin para olduğu bu alemde Billy’nin mücadelesi etkiliyor.
Son zamanlarda Oscar’ın muhtemel adayı filmler peş peşe gösterime çıkmaya başladı. Ünlü yönetmen Bennett Miller’ın 2011 yapımı “Moneyball-Kazanma Sanatı” filminde Oscarlar kazanmış sanatçılar bir araya gelmiş. Bu film, sporda amatör saflığın yitip her şeyin endüstriyel spora yönelmesine eleştiri getiriyor. Zengin kulüpler, sporcuları mal gibi alıp satıyorlar. Yaptıkları sayılara değil, popülerliğine para veriyorlar. Seyirciler taraftar olarak değil müşteri olarak görüyorlar. Hatta sporcunun fiziksel görünümleri bile büyük takımlara transferi için yeterli. Bu şımarık ortamda Oakland Athletics’in genel sorumlusu Billy Beane ne yapabilir? 200 milyon bütçeli takımlara karşı 40 milyon bütçeyle savaşamayacağını fark eden Billy, play-off finalinde şampiyonluğu kaçırdıktan sonra farklı strateji geliştirmek istiyor. Takımın birkaç yıldızı büyük takımlara gidince takımı yeniden oluşturmak için transfer toplantıları düzenliyor Billy. Masadakiler, tıpkı bütçesi büyük takımların yolundan giden klâsik yöntemler önerseler de Billy, bir transfer görüşmesi sırasında Peter Brand’ı keşfediyor. Yale’de iktisat okumuş Peter tam bir istatistikçi. Billy, Peter’ın değerlendirmeleriyle takımı yeniden kuruyor ve elbette başarı gelmiyor. En büyük sorun takımın koçu Art Howe. Birkaç da beyzbolcü. Seri mağlübiyetlerin ardından bazı sporcuları başka takımlara gönderen Billy’nin bu kumar tutuyor ve galibiyetler peş peşe geliyor. Yirmi galibiyeti üst üste Amerikan beyzbol tarihinde hiçbir takım elde edememiş 2001 yılına kadar. Billy, yine de play-off finalinde şampiyonluğu kaçırıyor. Hâlâ da takımı play-off finalinde şampiyon olamıyor. Bütçesi geniş takımlar bu Billy zaferlerinden elbette rahatsız oluyorlar. Çünkü kendi düzenleri sarsılıyor.
Başarısız bir beyzbolcüydü…
Bu biyografik spor filmi, Michael Lewis’in “Moneyball: The Art of Winning an Unfair Game” romanından uyarlanmış. Yazarın “Yalancının Pokeri” 2007’de, “Büyük Açık: Kıyamet Çarkının İçinde” 2011’de Scala Yayıncılık tarafından kitapseverlere ulaştırıldı. Billy Beane hayatta. 1962’de Florida’da doğan Billy, kazandığı bursla üniversiteye gidecekken kendini keşfeden menajerin cazip teklifiyle 1980’de Major Lig’de mücadele eden beyzbol takımı New York Meats’e katılıyor ve başarısız oluyor. Üniversite hayalleri geride kalmış Billy, kendine yeni bir yol seçmiş ve genel sorumlu olarak 1998’de Oakland Athletics’in başına geçiyor. Hâlâ orada. Karısından ayrılmış Billy, zaman zaman müzik tutkunu küçük kızıyla vakit geçirmeye de zaman ayırıyor. Filmin senaristleri de muhteşem sanatçılar. Senaryo yazarı Steven Zaillian, Steven Spielberg’ün 1993 yapımı “Schindler’s List-Schindler’in Listesi” filmiyle “En İyi Uyarlama Senaryo” dalıyla Oscar kazanmıştı. New Yorklu oyun yazarı ve senarist Aaron Sorkin de, liberal bakışlı yapıtlarında devlete ve hükümete eleştiriler getiren, zaman zaman sistemi sorgulayan bir sanatçı. “Sorkinesque” diye adlandırılan kendi tarzını kabul ettirmiş biri ayrıca. Onun senaryosunu yazdığı, 2007’de Mike Nichols’ın yönettiği “Charlie Wilson’s War-Charlie Wilson’ın Savaşı” ve David Fincher’ın 2010 yapımı “The Social Network-Sosyal Ağ” filmleri hemen akla geliyor. Sorkin, “Sosyal Ağ” filmiyle bu yıl “En İyi Uyarlama Senaryo” dalında Oscar almıştı. Şikagolu kameraman Wally Pfister’ın fotoğraflarını, çarpıcı yönetmen Christopher Nolan’ın filmlerinden hatırlayabilirsiniz. Pfister, Nolan’ın 2010 yapımı “Inception-Başlangıç” filmiyle bu yıl “En İyi Görüntü Yönetmeni” dalında Oscar kazanmıştı. Pfister, Miller’ın filminde yer yer öfkeli kamera da kullanmış. Renk tonlarıysa soluk filmde. 1966 New York doğumlu yönetmen Miller, 2005 yapımı “Capote” biyografik-suç filmiyle biliniyor. Miller, ünlü yazar Truman Capote’un hayatından bir bölünü anlattığı bu filmiyle yönetmen olarak Oscar’a aday olmuştu. Ama çocukluk arkadaşı Philip Seymour Hoffman, “En İyi Erkek Oyuncu” dalında heykelciğe uzanmıştı “Capote” filmiyle. Hoffman’ın “Kazanma Sanatı” filmindeki performansı gerçekten etkileyici. Elbette Brad Pitt’in de. Akademi bu muhteşem oyuncunun performansını bir gün takdir edecek. Bu filmin bir muhteşem oyuncusu daha var. O da Jonah Hill. Peter karakterine mizah da katmış muhteşem oyunculuğunun yanında. Fonda duyulan müzikler de “Kazanma Sanatı” filmine ruh katmış.
(09 Aralık 2011)
Ali Erden
sinerden@hotmail.com
Yapı Kredi Kültür Sanat’ta Özcan Alper Söyleşisi
Yapı Kredi Kültür Sanat’ın aylık etkinlikleri kapsamında Yeni Yüzyıl Üniversitesi Sahne Sanatları Bölümü Başkanı Yrd. Doç. Dr. Adnan Tönel’in düzenlediği sinema söyleşilerinin Aralık ayı konuğu Gelecek Uzun Sürer filminin yönetmeni Özcan Alper olacak. Söyleşi 07 Aralık 2011 Çarşamba günü saat 18:30’da Koç Üniversitesi Anadolu Medeniyetleri Araştırma Merkezi’nde yapılacak. 1975 Artvin Hopa doğumlu Alper, 1992 yılında İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Fizik Bölümü’ne başladı. 1996 yılında ise İstanbul Üniversitesi Bilim Tarihi bölümüne giren Özcan Alper 2003 yılında mezun oldu. Başrollerinde Onur Saylak ve Megi Koboladze’yi oynattığı ilk filmi Sonbahar ile olağanüstü başarı kazandı.
Yapı Kredi Kültür Sanat’ta Özcan Alper Söyleşisi yazısına devam et
Aşkın Formülü Yok
Andreas Öhman’ın yönettiği ve Bill Skarsgard, Martin Wallström, Cecilia Forss ile Sofie Hamilton’un oynadığı Aşkın Formülü Yok (Simple Simon), 09 Aralık 2011’de M3 Film Film dağıtımıyla Kalinos Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Film, abisi Sam, kız arkadaşı tarafından aniden terk edilince dünyası alt-üst olan Simon adında 18 yaşındaki yeni yetme bir gencin iç burucu öyküsünü anlatıyor. Her şeyin yeniden düzene girmesini isteyen genç Simon, kendine bir görev edinir: Sam’e yeni bir sevgili bulacaktır. Hastalığı yüzünden aşk ve duygu hakkında hiç bir şey bilmeyen Simon bilimsel yöntemlerle plânını gerçekleştirmeye çalışacaktır.
- Basın Bülteni: 1 / 2
- Fotoğraflar
- Web Sitesi
- Fragman
- IMDb
Gezici Festival’e Entelköy Efeköy’e Karşı ile Şenlikli Bir Açılış
Ankara Sinema Derneği tarafından düzenlenen 17. Gezici Festival, yolculuğuna Yüksel Aksu’nun beklenen ikinci filmi Entelköy Efeköy’e Karşı’nın film ekibinin de katıldığı açılış galası ve film gösterimiyle başladı. Yüksel Aksu, yapımcılar Muharrem Gülmez ve Taha Altaylı ile oyuncular Ayşe Bosse, Şahin Irmak, Emin Gürsoy, Ümit Olcay ve Hamit Demir, Kızılay Büyülüfener Sineması’na Ankara’nın Şenlik Bandosu ile girdiler. Galanın sunucusu Şevval Sam, “Gezici Festival bu yıl da yeni, eski birbirinden güzel ve bol ödüllü filmleri bir araya getiriyor.” sözleriyle festivali başlatmış oldu.
Gezici Festival’e Entelköy Efeköy’e Karşı ile Şenlikli Bir Açılış yazısına devam et
Can, Sundance Film Festivali’nde
Raşit Çelikezer’in yönettiği Can, 19 – 29 Ocak 2012 tarihleri arasında düzenlenecek olan dünyanın en büyük bağımsız film festivali olan Sundance Film Festivali’nin “Dünya Sineması” bölümünde yarışacak. Bu bölümde ilk kez bir Türk filmi yer alıyor. Amerika’dan 2059, dünyadan ise 1983 uzun metraj filmin başvurduğu festivalde 31 ülkeden 110 film seyirciyle buluşacak. Bu filmler arasından 88’i dünya prömiyerlerini Sundance Film Festivali içinde gerçekleştirecek. Can, 48. Ulusal Antalya Altın Portakal Film Festivali’de Behlül Dal Jüri Özel Ödülü ve Antalya Kent Konseyi Seyirci Ödülü’nü kazanmıştı.
Giovanni Scognamillo’nun Gözüyle Yeşilçam Kitabı Küre Yayınları’ndan Çıktı
Ülkemizin duayen sinema yazarlarından Giovanni Scognamillo’nun eleştiri ve röportajları Barış Saydam tarafından Giovanni Scognamillo’nun Gözüyle Yeşilçam adıyla kitaplaştırıldı ve satışa sunuldu. Sinemacılar döneminde yazmaya başlayan Scognamillo, yazılarıyla sinemamızın değişim sürecini ortaya koyarken, eleştirmenlik mesleğini ve eleştirmenlerin gelişimini de akip ediyor. Giovanni Scognamillo’nun Gözüyle Yeşilçam, bugün eksikliği hissedilen kriterli eleştirinin geçmişteki örneklerini sunarken, bir dönemin sinemayla irtibatına da ışık tutuyor.
- Basın Bülteni
- Web Sitesi
- Giovanni Scognamillo Hakkında: 1 / 2
Giovanni Scognamillo’nun Gözüyle Yeşilçam Kitabı Küre Yayınları’ndan Çıktı yazısına devam et
Haber Kameramanlığı Belgesel Oldu
Haber kameramanları ile Türkiye ve dünya gündemini belirleyen haber görüntüleri belgesel oldu. Yapımcı Meryem Özen Firik ve Yönetmen Celal Çevirgen tarafından hazırlanan Haber Kameramanı adlı belgeselde, yayınlandıkları dönemde Türkiye ve dünya gündemini belirleyen haber görüntülerinin kamera arkası hikâyeleri, kameramanlar tarafından anlatılıyor. Belgesel, 03 Aralık Cumartesi gününden itibaren her Cumartesi ve Pazar 20:45’de TRT Haber kanalında seyircisiyle buluşacak. (Haber: Serpil Boydak.)
Mahmut Fazıl Coşkun, Film Arası Söyleşileri’nde
Film Arası Sinema Dergisi’nin Türkiye Yazarlar Birliği ile ortaklaşa düzenlediği Film Arası Söyleşileri devam ediyor. Geçtiğimiz ay yönetmen Murat Saraçoğlu’nun konuk olduğu söyleşilerin bu ayki konuşmacısı ise genç yönetmen Mahmut Fazıl Coşkun. Uzak İhtimal isimli filmiyle çok sayıda ödül kazanan Mahmut Fazıl Coşkun, sinemaseverlerin sorularını cevaplayacak. Aliya ve Yaşamak: Cahit Zarifoğlu isimli belgeselleriyle de ses getiren Coşkun’un son filmi olan Yozgat Blues’un çekimleri devam ediyor. Etkinlik, 03 Aralık 2011 Cumartesi günü, saat 17:00’de gerçekleştirilecek.
Mahmut Fazıl Coşkun, Film Arası Söyleşileri’nde yazısına devam et
Yunus Güner ve Nail Kırmızıgül, Klak Sinema Programı’nda
Sinema dünyasının gündemini evlerinize taşıyan Klak Sinema Programı yine çok dolu, yine çok eğlenceli. Nezih Ünen’in yeni filmi Mavi Pansiyon sinemaseverlerle buluşmak için hazır. Bodrum Gümüşlük’te geçen filmin oyuncularından Yunus Güner ve Nail Kırmızıgül film hakkında merak edilenleri Klak Röportaj’da anlatıyor. Vizyon trafiği ise bu hafta çok sıkışık. Entelköy Efeköy’e Karşı, Musallat 2: Lanet, İntikamın Bedeli ve Hediye Operasyonu, Klak 0 Km’de. Hepsi ve çok daha fazlası Gizem Ertürk’ün hazırladığı Klak’ta sizleri bekliyor. Klak 02 Aralık Cuma 15:20’de Bugün TV’de, tekrarlar Cumartesi 01:20, Pazar 17:20’de.
Yunus Güner ve Nail Kırmızıgül, Klak Sinema Programı’nda yazısına devam et
Simon’dan Hayata Matematik Ayarı
Aşkın Formülü Yok (I Rymden Finns Inga Kanslor)
Yönetmen: Andreas Öhman
Senaryo: Jonathan Sjöberg-Andreas Öhman
Müzik: Josef Tuulse
Görüntü: Mikael Johansson
Oyuncular: Bill Skarsgard (Simon), Martin Wallström (Sam), Cecilia
Forss (Jennifer), Sofie Hamilton (Frida)
Yapım: Naive Film (2010)
Bu yılki Oscar’da İsveç’in aday adayı olan “Aşkın Formülü Yok”, yönetmen Andreas Öhman’ın da ilk uzun filmi. Dünyaya “asperger sendromlu” Simon’un gözüyle bakan filmin mizahı da güldürüyor.
Simon, “asperger sendromlu” 18 yaşında bir genç. Simon’un bu sendromunda, plân yapma ve hayal gücü yüksekken, sosyal etkileşim ve iletişim bozuklukları fark ediliyor. Otizme gibi bir sendrom bu. Simon, sığınağı bidonunun içine girip kendini dış uzayda olduğunu sanıyor. O, matematik dahisi. Her şeyi matematikle formüle ediyor. Bir sabah, anne ve babasının yalvarmalarına rağmen girdiği sığınağından çıkmayan Simon, bu yeryüzünde hayatına anlam katan abisi Sam’ın evine yerleşiyor sonra. Sam, sevgilisi Frida’yla yaşıyor. İşi de oto tamirciliği. Simon, kendi gibi olan gençlerle beraber çevre temizliği yaparak sosyalleşmeye çalışıyor her gün. Simon dakik. Her sabah, sokaktaki kavşağı aynı saatte geçiyor. Haftalık mönüsünün değişmesine büyük tepki veriyor. Sabah ve akşam öğünleri daima aynı saatlerde yeniyor. DVD’den de filmler sadece haftanın bir günü izleniyor. Kendisine dokunulmasından hoşlanmıyor. “13” sayısını seviyor. Çünkü, bu asal sayı kendisi gibi sadece kendine bölünebiliyor. İşte bu Simon’un matematiksel doğrularla bir araya getirdiği denklemler bir yerde takılıyor ve gerçek anlamda dış dünyayla tanışıyor. Sancılı olsa da. Simon, Sam’ın hayatındaki en değerli şey. Sam, onun için kız arkadaşından bile ayrılıyor; sonunda depresyona girse bile. Frida, Simon’un matematik doğruluğundaki hayatından boğuluyor ve çekip gidiyor. Abisinin mutsuz halinin farkına varan Simon, abisine yeni bir Frida aramaya koyuluyor. Yeni kız arkadaşı hemen bulmak zorunda. Çünkü kendi dakik düzenini hemen düzeltmesi gerekiyor Simon’un. Matematiksel doğruluktaki testlerle yeni kızın peşine düşen Simon, sabahları çarpıştığı Jennifer’i kestiriyor gözüne. Abisi ona, anlayacağı dilde kadın ve erkeğin “çekimi” üstüne konuşmasından sonra karakteri abisine en uzak Jennifer görüyor matematiksel mantığına göre. Romantik anlar bile hazırlıyor onları tanıştırabilmek için. Ama, aşkın kimi nerede ve ne zaman bulacağı belli olmuyor. Erkek arkadaşından yeni ayrılmış Jennifer kararını çoktan vermiş çünkü.
İsveç’ten sıcak hikâye…
Bu film bir İsveç yapımı. Ama tahmin ettiğiniz gibi soğuk değil. Tam tersine sıcak bir film. Zaman zaman da insanı güldürüyor mizahıyla. Filmin görselliği de çarpıcı. Görüntülerdeki yazılar ve şekillerle gerçeküstü estetiğin de kıyılarında dolaşıyor film. Sarı tonların kuşattığı anlardaysa bir an Van Gogh tablosu karşısındaymış gibi de hissettiriyor insana. Müzikleri de kulağa hoş gelen filmin hikâyesi, İsveç’in kuzeyindeki Vasternorrland şehrinin yakın ve uzak ilçelerinde geçiyor. Filmi seyrederken filmin tek bir yerde geçtiği izlenimine kapılıyorsunuz. Buna sinemada “Kuleşov etkisi” deniliyor. Büyük Rus yönetmen Lev Kuleşov (1899-1970), kurgu denemeleriyle sinemaya yeni anlamlar katmıştı. İsveççe adı “Uzayda Yok Olan Hisler” olan 2010 yapımı “I Rymden Finns Inga Kanslor-Aşkın Formülü Yok”, İsveç’in Oscar aday adayı olmuştu bu yıl. Yönetmen Andreas Öhman, filminin İsveççe adına nazire yapar gibi, “Tabii ki uzayda his var” demiş bir röportajında. Ayrıca bu ilk filmi için, İngiliz yazar Mark Haddon’ın “The Courious Incident of the Dog in the Night-Time” romanından ilham aldığını da belirtmiş yönetmen. Haddon’ın bu romanı, İş Bankası Kültür Yayınları’nca “Süper İyi Günler/Ya da Chrisopher Boone’un Sıradışı Hayatı” adıyla 2004’te yayımlanmıştı. 1986 Stockholm doğumlu genç yönetmenin “Aşkın Formülü Yok”, 2011 Filmekimi’nde de sinemaseverlerle buluşmuştu. Yönetmenin bir saygı sunuşu da var “Aşkın Formülü Yok” filminde. Yönetmen doğrudan göstermese de Simon, Sam ve Frida’ya, Stanley Kubrick’in bilimkurgu klasiği “2001: A Space Odyssey-2001: Uzay Yolu Macerası” filmini de seyrettiriyordu DVD’den.
(09 Aralık 2011)
Ali Erden
sinerden@hotmail.com
Toprağın Çocukları
Ali Adnan Özgür’ün yönettiği ve Erkan Can, Şebnem Sönmez, Bahtiyar Engin ile Suzan Kardeş’in oynadığı Toprağın Çocukları, 14 Eylül 2012′de Medyavizyon dağıtımıyla Yapımhane tarafından vizyona çıkarıldı.
Kampı saldırıya uğrayan Çingene kızı Karika, Köy Enstitüsü öğrencisi Cevher tarafından kurtarılır ve İsmail Hakkı Tonguç’un da yardımı ile Enstitü içinde koruma altına alınır. Bu durumdan rahatsız olan köy halkının Çingenelerin Enstitüden çıkartılmasını istemesi üzerine bölge komutanı Necip, Enstitü Müdürü Kemal Öğretmen’i gözaltına alır.
Toprağın Çocukları yazısına devam et
Orkide Ünsür’e Kanada’dan Birincilik Ödülü
Bağımsız sinemacı Orkide Ünsür, Toronto / Kanada’da düzenlenen WILDsound Film Festivali 1 Sayfa Senaryo Yarışması’nda Sitophobia adlı senaryosuyla 1. seçildi. WILDsound Film Festivali’nin, kısa, uzun metraj senaryo ve filmlerle ilgili yarışmalarının yanı sıra, en fazla ilgi çeken bölümü, 1 Sayfa Senaryo Yarışması. Ünsür, senaryosu ve festivalle ilgili olarak şunları söyledi: “Sitophobia, günümüz modern kadınının, bilhassa medya, eğlence, moda ve güzellik sektörleri tarafından üzerinde yaratılan baskıyla, sürekli diyet yaparak kilo vermeye çalışma takıntısını esprili ve sürprizli bir dille anlatan bir senaryo.”
Orkide Ünsür’e Kanada’dan Birincilik Ödülü yazısına devam et