Acı Tatlı Tesadüfler (Ma Part du Gâteau)
Yönetmen-Senaryo: Cédric Klapisch
Görüntü: Christophe Beaucarne
Oyuncular: karin Viard (France), Gilles Lellouche (Steven), Audrey Lamy (Josy), Raphaële Godin (Mélody), Marine Vacth (Tessa), Flavie Bataille (Lucie), Lunis Sakji (Alban)
Yapım: Studio Canal-France 2 Cinéma (2011)
Şehirlerin yönetmeni Cédric Klapisch’in “Acı Tatlı Tesadüfler” filminde ekonomik çöküntünün finans dünyasından olduğunu söylüyor. Emekçilerden yana olan bu sol ruhlu film seyircileri kahkahalarla da güldürüyor.
Kocasından ayrılmış ve üç kızıyla yaşayan kırklı yaşlarının başlarındaki France, fabrika kapanınca, diğer 1.200 kişi gibi işsiz kalıyor. Film, bir doğum günü pastası üstüne açılıyor. Pasta kesilirken France’ın orada olamadığı fark ediliyor. France, depresyona girmiş ve intihar etmiş. Filmin girişinde gösterilen pastanın anlamı var. Hem de nasıl! Orijinal anlamı “Pasta Dilimim” olan 2011 yapımı “Ma Part du Gâteau-Acı Tatlı Tesadüfler” filmindeki pasta bir metafor. Kapitalistler daima ekonomik bölüşümleri “pasta metaforu”yla yaparlar. İşte çarpıcı yönetmen Cédric Klapisch, son birkaç yıldır ekonomik krizle boğuşan Avrupa’daki pasta dilimlerini en çok kimlerin götürdüğü üstüne yoğunlaşıyor bu son filminde. France ve diğerlerinin nasıl işsiz kaldığını hiç gecikmeden gösteriyor yönetmen. Finans çevresi tarafından. Dunkerque’deki fabrikanın kapanmasında Londra’da borsada oynayan Fransız Steve. Aslında tam adı Stéphane Delarue… Steve, bir finans şirketinde çalışıyor ve İngiliz patronu biraz da Fransa’da para kazanması için Paris’e gönderiyor onu. Diğer tarafta France, iş kursuna gidiyor ve bu iki insanın yolu Paris’te buluşuyor. France temizlikçi olarak, dairesinde bir küçük bir borsa mekânı kurmuş Steven tarafından işe alınıyor.
Yönetmen bu Fransız “yuppie”sinin hayatından anlar da gösteriyor. “Yuppie”, 1980’lerde Reaganizmle ortaya çıkmış bir terim. Açılımıysa, “Şehirli Genç Profesyoneller” (Young Urban Professional)… Ağırlıklı olarak finans işlerinde çalışan, yirmili yaşlarının ortalarından başlayıp otuzlu yaşlarının başlarına kadar inanılmaz bir servetin sahibi olduktan sonra hızla yere çakılırlar. Bu hepsi için geçerli. “Hızlı yaşa genç öl” misali gibi. İşte otuz yaşındaki Steve, bu unutulup gitmiş “yuppie”lerin fosili gibi. Steve, çapkın ve zamanı işi dışında pek olmayan biri. İş dışındaki her şeyi hızlı başlayıp bitmeli. Aslında France’ın hayatına girmesi Steve’in hayatını az da olsa yavaşlatıyor. Buna Steve’in küçük oğlu Alban’ın da katkısı oluyor. Karısı tatile çıkınca Alban’a bakmak zorunda kalıyor işi başından aşmış Steve’in. Elbette yakınında France’ın olması işini kolaylaştırıyor. Üç çocuk annesi France, temizlikçilik yanında dadılık da yapmaya başlıyor. Bir Londra seyahatinde bir duygusal yakınlaşma olsa da France karşısındaki kapitalistin duygularının olmadığını yatağı ısıttıktan sonra fark ediyor. Ama bir şey de öğreniyor: Katillerinin kim olduğunu. Mizahı güçlü bu yapıt, final bölümüyle bir anda suç filmine dönüşüyor ve rüya da olsa emekçilerin kazanımlarıyla bitiyor.
Bu Normandiya büyülüyor…
Fransa’nın en kuzeyindeki Yukarı Normandiya’daki Dunkerque… Flamanların yoğunlukta yaşadığı Belçika sınırı. İngiltere’ye de Manş Denizi’ndeki tünelden kolayca geçiliyor buradan. Flamanca buraya “Duinkerke” deniliyor. “Kumul Kilise” anlamına geliyor. Fransa’da Belçika’nın Flaman sınırına Nord-Pas-de-Calais bölgesi deniliyor. Buradaki kültür diğer bölgelerdeki Fransızlar için de hayli yabancı ve onları kendileri gibi Fransız da görmüyorlar neredeyse. Kuzeyliler, kendilerini diğer Fransızlara kanıtlamak için 1896 yılından bu yana “Paris-Roubaix” adıyla bir günlük bisiklet yol yarışı düzenliyorlar. Bu yarışa da “kuzeyin cehennemi” adını takmışlar. Nisan ayının bir pazarında koşulan “Paris-Roubaix”, klâsiklerden “Tour de France”, yani “Fransa Bisiklet Turu”na da ilham olmuş 1903’ten günümüze kadar. Her yıl Temmuz ayında koşulan üç haftalık bisiklet yol yarışı “Tour de France” için büyük yönetmen Orson Welles, “Dünyanın en büyük filmi” demiş bir vakitler. Bisiklet yarışlarının hepsi, Mart başından Ekim sonuna kadar EuroSport kanalında Türkçe yayımlanıyor, belirtelim.
Yönetmen Klapisch’in “Acı Tatlı Tesadüfler” filmi Londra, Venedik ve Paris’e de uğruyor. Her ne kadar Paris pencerelerin dışından yansısa da. Yahudi kökenli 1961 doğumlu Fransız Klapisch, filmlerini şehirlere adayan yönetmenlerden. Paris’e adanmış 1996 yapımı “Chacun Cherche Son Chat-Herkes Kendi Kedisini Arar”, Barcelona sokaklarında dolaşan 2001 yapımı “L’Auberge Espagnole-İspanyol Pansiyonu”, St. Petersburg’u büyüleyici ve gerçekçi yansıtan 2004 yapımı “Les Poupées Russes-Rus Bebekler”, Paris’i ve sakinlerini gözleyen 2008 yapımı “Paris” bu yönetmenin sinemaseverlere armağan filmleri. “Acı Tatlı Tesadüfler” filminin sinemaskop görüntülerinin muhteşem olduğunu da belirtmeliyiz. Normandiya kıyıları da büyülüyor. Bu filmde bir de Karin Viard denilen muhteşem bir oyuncunun seyretmeye doyulmaz oyunu karşısında büyülenmiş gibi oluyorsunuz. Ayrıca tüm Klapisch filmleri DVD arşivlerine katılmalı.
(16 Aralık 2011)
Ali Erden
sinerden@hotmail.com