Fransız roman yazarı Pierre Boulle imzalı iki roman, sinemada başyapıt niteliğinde uyarlamaların kaynağı oldu: “The Bridge on the River Kwai” (1957) ve “Planet of the Apes” (Maymunlar Cehennemi,1968).
İlk film 2. Dünya Savaşı’nda geçen ve ‘esir kampı psikolojisi’ ile komutanların irade savaşını en iyi yansıtan eserlerden biriydi. “Maymunlar Cehennemi” ise, olası gelişmeleri önceden tahayyül eden bilim kurgusal özelliklerinden dolayı tam bir fenomene dönüştü: Devam filmleri, televizyon serileri, yeniden çevrimler… Çünkü insanoğlunun bilimsel ilerleyişiyle atbaşı giden kibri, küstahlığı, egemen olma, kendinden zayıfları tahakküm altına alıp yönetme ve doğalarını değiştirme ahlâksızlığı, gezegeni bekleyen felâketlere dikkat çeken öyküleri de hep gündemde tutmakta.
Duyarlı dünya vatandaşları huzursuz, mutsuz ve güçleri sınırlı… Güç, kapitalizmin elinde! İşte bu nedenle “Maymunlar Cehennemi: Başlangıç”ı, ‘motion capture’ (performans yakalama) tekniğini kullandığı karmaşık aksiyonu nedeniyle hayranlıkla izlerken, içselleştirmeniz de gerekiyor. Bunu yaparsanız, denek primatlar üzerinde tehlikeli biçimde oynayarak insanlara karşı isyan başlatmak zorunda kalmalarının fitilini ateşleyen şirketin, bugünkü dünya düzenini temsil eden bir model olduğunun farkına varırsınız.
Filmle ilgili, muhtelif bilgiler de içeren bir dizi yazı okuyacaksınız zaten. Ama lütfen izlerken ‘farkına varın’! Giriş bölümünde, aynen sizin gibi bir memeli türü ve aileleri olan hayvanların doğal ortamlarından koparılıp nasıl hapsedildiklerini, üzerlerinde deneyler yapıldığını iyice özümseyin. Duygudaşlık kurmanın ötesinde, ‘maymun olun’! Maymun olursanız anlayacaksınız, size cazip ambalajlarla sunulan eğlencelerin aslında nelere mal olduklarını… Hayvanat bahçelerine, akvaryumlara, sirklere ödediğiniz paralarla kapitalizmin bitmek bilmez iştahına para akıtırken, doğal ortamlarından koparılan canlılara, bizzat sizin işkence ettiğinizi!
Bu film, ‘maymun olan’ seyirci için anlamlı, çarpıcı. Umarım AVM akvaryuma bilet alıp eğledikten sonra gittiğiniz “Maymunlar Cehennemi: Başlangıç”tan, midesi mısır patlağı ve asitli içecekle şişmiş vaziyette boş bakışlarla çıkmazsanız. Umarım, filmde onlar gibi hissetmeye çalışmanın ötesine geçip onlar gibi ‘maymun olursunuz’ ve şu boktan dünyayı değiştirme yolunda bir adım atarsınız. Hapsedilmiş hayvanlar üzerinden para kazanan tüm şirketlere tek kuruş ödememek gibi!
(04 Ağustos 2011)
Ali Ulvi Uyanık
[email protected]