Çalışma Hayatında Kadın

TÜSİAD Kadın – Erkek Eşitliği Çalışma Grubu’nun girişimiyle “kadınların ekonomiye katılması sadece kadını değil, kadın – erkek tüm toplumu ilgilendirir” anlayışıyla Çalışma Hayatında Kadın konulu dokümanter bir film hazırlandı. Filmde, gerçek hayattan örneklerle kadınların çalışma hayatına dair sorunlar gündeme taşınırken, iş hayatından sanata, spor dünyasından siyasete farklı kesimlerden tanınmış erkekler konuyla ilgili temel mesajları dile getiriyor. Gökçe Pehlivanoğlu’nun yönettiği filmin müziklerini Nazım Çınar, metin yazarlığını Kuntay Alpman yaptı, anlatıcısı ise Derya Alabora.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Destekçilerin web siteleri: Dinamo İstanbul / TÜSİAD
  • Filmi izlemek için tıklayınız.
  • Diğer basın bültenlerine haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Çalışma Hayatında Kadın yazısına devam et
  • Press

    Sedat Yılmaz’ın yönettiği ve Aram Dildar, Engin Emre Değer, Kadim Yaşar ile Sezgin Cengiz’in oynadığı Press, 18 Mart 2011’de Tiglon Film dağıtımıyla Karıncalar Yapım tarafından vizyona çıkarıldı.
    Bir avuç gazeteci Diyarbakır’da yaşanan insan hakkı ihlallerini dünyaya duyurmaya çalışmaktadır. Gazetenin Diyarbakır bürosunda 7 kişi çalışmaktadır. Faysal, yaptığı bir haberde orduyla ilişkisi olan bir çetenin izine rastlar. Çete, bölgedeki birçok cinayetin zanlısıdır. Haberden sonra tehdit telefonları alsa da Faysal çetenin üzerine gitmeye devam eder, ancak bir sürü engellemeyle karşılaşırlar.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb
  • Ali Erden Yazıyor
  • Diğer haberlere haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Press yazısına devam et
  • Penahi ve Resulov: İran Bu Garabete Bir Son Vermeli

    Yeni Şafak gazetesi sinema editörü / köşe yazarı Ali Murat Güven ve yönetimindeki sinema kültürü sayfası, İranlı yapımcı – yönetmenler Cafer Penahi ve Muhammed Resulov’un politik görüşleri nedeniyle İran yargı makamları tarafından 6’şar yıl hapis, yanı sıra da 20 yıl boyunca yurt dışına çıkmama, film yapmama, ulusal/uluslararası medya organlarına demeç vermeme gibi “acayip” cezalar almalarına ilişkin olarak, Sinema Yazarları Derneği (SİYAD), Yeni Sinema Hareketi, SİNEBİR ve diğer meslek örgütlerinin, sivil toplum oluşumlarının, bu konuda bireysel girişimlerde bulunan sanatçıların İran İslâm Cumhuriyeti nezdindeki barışçıl çabalarına açık destek vermektedir.

    İçinde yaşadığımız çağda, kendi politik görüşlerini hakaret, ayrımcılık ve şiddete başvurmaksızın, kâh yazılı, kâh sesli, kâh görüntülü eserler üzerinden dile getiren sanatçılara yönelik böylesi ağır cezaların, ne seküler hukuk, ne de kaynağını Kur’an’dan alan şeriat hukuku açısından hiç bir tutarlı tarafı yoktur. Hele de dile getirilen görüşler herhangi bir semavî dine ve onun kutsal kitabına hakaret etme kapsamında değil de salt bir politik sistemin yönetici erkini oluşturan kişilerin canını sıkacak düzlemde seyrediyorsa, bu gibi cezalar İslâmî açıdan daha da anlamsızlaşmaktadır.

    İlgili konudaki tavrını 2 Ocak 2011 Pazar günkü manşetinde yer alan “Sinemacılarını özgür bırak sevgili Ahmedinejad Başkan” başlıklı köşe yazısında da çok açık ve ayrıntılı bir biçimde ortaya koyan sayfamız, her iki İranlı sinemacının yaşadığı tradejinin yakın takipçisi olmayı, ayrıca bu konudaki çabalara (söz konusu çabalar aslî amacından sapmadığı sürece) destek vermeyi sürdürecektir.

    Günümüzde bütün dünyada kadim kültürlerin, uygarlıkların ve sanatların ülkesi olarak tanınıp bilinen, özellikle bu gibi ayırıcı vasıflarından dolayı her sanatsal platformda büyük bir saygıyla karşılanan İran, uluslararası kamuoyuna halen benzer bir medeniyet algısına sahip olduğunu, öz zenginliklerine yönelik herhangi bir eksen kayması yaşamadığını gösterebilmek için, kendisini uluslararası alanda yıllardır en üst düzeyde onurlandıran sinemacılarına yönelik baskıcı tavırlardan ve onları abartılı cezalarla bunaltmaktan en kısa zamanda vazgeçmek zorundadır.

    Bu, aynı zamanda “yönetsel ilhamlarını İslâm dininden alan bir politik sistem”in, temsil ettiği o yüce dini küresel ölçekte mahçup etmemek, önyargılı ve kötü niyetli çevrelerin ellerine koz vermemek adına da boynunun borcudur.

    *****

    Ali Murat Güven’in 2 Ocak 2011 Pazar günü Yeni Şafak’ta yayımlanan köşe yazısı:

    “Sinemacılarını özgür bırak sevgili Ahmedinejad Başkan…”

    (30 Ocak 2011)

    Ali Murat Güven
    Yeni Şafak Gazetesi Sinema Editörü

    alimuratg@yahoo.com