29. Uluslararası İstanbul Film Festivali, Bridges Europe – Turkey, 16 Nisan Film Bilgileri

29. Uluslararası İstanbul Film Festivali kapsamında Avrupa’dan 10, Türkiye’den 12 filmi sinemaseverlerle buluşturacak olan Bridges Europe – Turkey programında; 16 Nisan Cuma günü, Onur Ünlü’nün Beş Şehir ve Emre Yalgın’ın Teslimiyet adlı filmleri sinemaseverlerle buluşuyor. Polis ve Güneşin Oğlu filmlerinin yönetmeni Onur Ünlü, İstanbul, Eskişehir ve Afyon’da çekilen Beş Şehir’de bir polis, bir tezgâhtar, bir öğretmen, bir seyyar satıcı ve on bir yaşında bir çocuğun iç içe geçen hikâyesini anlatıyor. Polis memuru Aydın yeni tayin olduğu İstanbul’a alışmaya çalışırken, Beyoğlu’ndaki bir şekerci dükkânında çalışan Mehtap’a gönlünü kaptırıverir.

  • Basın Bülteni
  • Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Afiş, diğer basın bültenleri ve filmler hakkında geniş bilgilere haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    29. Uluslararası İstanbul Film Festivali, Bridges Europe – Turkey, 16 Nisan Film Bilgileri yazısına devam et
  • Uçan Süpürge’de “Cinsel Politika” Derslerine Buyurun

    Bu sene 06 – 13 Mayıs 2010 tarihleri arasında Ankara’da düzenlenecek 13. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali programında cinsel politikaya da giriyor. Festivalin programında bu sene cinsel politikayı tartışan, tartıştıran, Düz Beni (Fuck Me), Kusursuz Aşk (Perfect Love), Memenin Zaferi (Teat Beat Of Sex) ve Tek Gecelik gibi filmler gösterilecek. Kadın yönetmenlerin gözünden kadın arzusu ve cinselliğinin nasıl politikleştiğini örnekleyen bu filmler, yaygın sinemada kadın bedenini nesneleştiren ve mağdura dönüştüren anlayışı sorgularken, bunu sansür nedeni sayan ahlâkçılığı da deşifre ediyor.

  • Basın Bülteni
  • Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Uçan Süpürge’de “Cinsel Politika” Derslerine Buyurun yazısına devam et
  • Aşkın Son Mevsimi

    Michael Hoffman’ın yönettiği ve Christopher Plummer, Helen Mirren, James McAvoy ile Paul Giamatti’nin oynadığı Aşkın Son Mevsimi (The Last Station), 07 Mayıs 2010’da Tiglon Film dağıtımıyla Kalinos Film tarafından vizyona çıkarıldı.
    1910 yılında 82 yaşındayken bir tren istasyonunda zatürreden can veren Tolstoy, ölümünün yüzüncü yılında çeşitli etkinliklerle tüm dünyada anılıyor. Jay Parini’nin romanından uyarlanan filmde, Tolstoy ile 48 yıllık karısı Sofya arasındaki karmaşık aşkın son yılındaki hikâyesine tanık oluyoruz. Helen Mirren filmdeki rolüyle En İyi Kadın Oyuncu dalında Oscar’a aday gösterilmişti.

  • Basın Bülteni: 1 / 2
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb
  • Ali Ulvi Uyanık Yazıyor
  • Pera Müzesi’nde Mayıs Ayı Etkinlikleri

    Suna ve İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi, 07 – 16 Mayıs tarihleri arasında İstanbul Amerikan Başkonsolosluluğu işbirliğiyle 40. Yılında Aya Yolculuk programını sunuyor. Program insanoğlunun aya ayak basma başarısını belgesel filmlerle kutluyor. 08 Mayıs Cumartesi günü gösterilecek Ayın Gölgesinde adlı belgeselin ardından saat 16:00’da NASA’da görev yapan kadın astranot Marsha S. Ivens izleyici ile bir söyleşi gerçekleştirecek. 21 – 30 Mayıs tarihleri arasındaki Kolombiya Diasporası programında ise ülkelerini terk eden 4 milyon Kolombiyalı’nın yaşadıkları sorunları inceleyen filmler gösterilecek.

    Pera Müzesi’nde Mayıs Ayı Etkinlikleri yazısına devam et

    Av Mevsimi

    Yavuz Turgul’un yönettiği ve Şener Şen, Cem Yılmaz, Çetin Tekindor ile Melisa Sözen’in oynadığı Av Mevsimi, 03 Aralık 2010′da Warner Bros. dağıtımıyla Fida Film – Profilm tarafından vizyona çıkarılıyor.
    Tecrübesi ve takipçiliğiyle tüm teşkilatın “Avcı” olarak bildiği Ferman ile “Deli” İdris cinayet masasında görevli, birbirine baba – oğul kadar yakın iki polistir. Antropoloji mezunu, sessiz sakin Hasan ise bu ikiliye yeni katılmış bir “Çömez”. Öldürülen genç bir kız onları uyuşturucu taciri Asit’le, Türkiye’nin en zengin adamlarından Battal Çolakzade’yle, kızın ağabeyleri Abbas, Vakkas ve daha birçok farklı insanla karşı karşıya getirecektir.

    Av Mevsimi yazısına devam et

    Filistin Sinemasının Önde Gelen Yönetmeni Elia Suleiman, İstanbul Film Festivali’nde

    29. Uluslararası İstanbul Film Festivali kapsamında dikenli mizah anlayışı Jacques Tati ve Buster Keaton’la karşılaştırılan, Ortadoğu sinemasının önce gelen isimlerinden usta yönetmen Elia Suleiman’a özel bir bölüm ayrıldı: “Şair, Vakanüvis ve İsyancı: Elia Suleiman” başlıklı bölüm kapsamında Suleiman’ın üç uzun metrajlı filmi ve bir kısa filmi gösterilecek. Elia Suleiman, 2009’da Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye için yarışan son filmi Geride Kalan’ın 16 Nisan Cuma günü saat 21:30’da Yeni Rüya Sineması’nda gerçekleşecek son gösterimine katılarak izleyicilerin karşısına da çıkacak.

  • Basın Bülteni
  • Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğraf ve bilgilere haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Filistin Sinemasının Önde Gelen Yönetmeni Elia Suleiman, İstanbul Film Festivali’nde yazısına devam et
  • Sex and the City 2’nin Türkçe Alyazılı Fragmanına Ait Yayın Linkleri Açıklandı

    Ülkemizde önümüzdeki aylarda vizyona girmesi plânlanan Sex and the City 2 filminin Türkçe altyazılı fragmanına ait yayın linkleri açıklandı. Sarah Jessica Parker, Kim Cattrall, Kristin Davis ile Cynthia Nixon’ın oynadığı filmin yönetmeni Michael Patrick King, “İkon haline gelmiş bu muhteşem dört kadının hikâyesine devam etme lüksüne sahip olmak muhteşem bir durum. İlk filmi sonuna kadar destekleyen, filmin ve dizinin hayranlarını eğlendirebilmek için elimizden gelenin en iyisini yapacağız” diye belirtiyor. Film, dünya çapında 415 milyon dolar hasılat elde eden ilk filmin hikâyesini kaldığı yerden devam ettiriyor.

  • Basın Bülteni
  • Türkçe alt yazılı fragman
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • 9 (Yönetmen: Shane Acker)

    Shane Acker’ın yönettiği ve Elijah Wood, John C. Reilly, Jennifer Connelly ile Christopher Plummer’ın seslendirdiği animasyon film 9, 16 Nisan 2010’da Tiglon Film dağıtımıyla Tiglon Film tarafından vizyona çıkarıldı.
    Yakın bir gelecekte dünyadaki makineler isyan ederek insanlığa savaş açar. Toplumsal çalkantılarla insan nüfusu neredeyse silindikten sonra makinelerin çoğu kapanır. Dünyamız yıkılırken dokuz küçük, dikişli bez bebeğe can verilir. Hedefleri arta kalan canavar makinelerdir. Fantastik filmler dünyasına yeni bir soluk getiren filmin yapımcılığını, fantastik filmler yönetmeni Tim Burton üstleniyor.

    Ermenistan – Türkiye Sinema Platformu: Birlikte Film Yapmaya Başlıyoruz

    Anadolu Kültür ve Uluslararası Altın Kayısı Film Festivali (Ermenistan) öncülüğünde, 2008 yılında başlayan ve geçtiğimiz yıl Ermenistan Türkiye Sinema Platformu adını alan girişim, ilk meyvelerini vermeye hazırlanıyor. 08 -10 Nisan 2010 tarihlerinde İstanbul’da, Ermenistan ve Türkiye’den on sinemacının katılımıyla gerçekleştirilen platformun beşinci buluşmasında beş proje destek aldı. Seçici kurulunda Melek Ulagay, Nurdan Arca, Sırrı Süreyya Önder, Sevil Demirci, Çiğdem Mater ve Uluslararası Altın Kayısı Film Festivali’nden Artsvi Bakhchinyan’ın yer aldığı platform toplantısında, iki ülkeden toplam on proje değerlendirildi.

  • Basın Bülteni
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Ermenistan – Türkiye Sinema Platformu: Birlikte Film Yapmaya Başlıyoruz yazısına devam et
  • 23 Nisan 2010 Haftası

    “Ödül Peşinde”, flört + evlilik toplam 15 aylık bir geçmişleri olan boşanmış çiftten, kumar tutkunu eski polis / yine kumar tutkunu yeni ödül avcısı bir dağınık tip olan adamın, hırslı gazeteci karısını bir küçük suçtan dolayı yakalayıp yargıya teslim etme ‘savaşı’nı, komedinin – hareketin merkezine alıyor. Zaten, erkek olanı kadınların seyretmekten müthiş zevk aldığı Gerard Butler, kadın da heykel gibi vücuduyla erkeklerin düşlerine yerleşmiş Jennifer Aniston. Bu tür bir film için hayli uzun süresinde (110 dakika), bizler gibi, beklentisi keyifli sinema anları olanlar için de, çok sayıda renkli mekân ve küçük rollere yazılmış, mizahın gerçekten parladığı diyaloglar / durumlar mevcut. Meselâ, bileğinden kelepçeyle karyolaya bağlı Jennifer Aniston’ın odasına giren kat hizmetleri görevlisinin esprisini unutamam (ne olduğunu gidip öğrenin bir zahmet) … Evet, mısır patlaklarını öğütürken hayli eğleneceğiniz bir film.

    “Kapımdaki Casus”, 6 yaşından başlayarak, savaşmayı sanat kılan Uzakdoğu sporları, müzik / dans gibi dallarda komple bir eğitimden geçen, bugün 56 yaşında olmasına karşın genç bir oyuncu denli dinamik performanslar sergileyen, duraksamaksızın çalışan ve oyuncu olarak yüz filmi devirmiş Jackie Chan’in, bu çok sempatik akrobatın yepyeni filmi. Neden bu cümle? Bu filmi izleme nedeni çok açık olduğu için: Jackie Chan’in aksiyonu! Ancak, başka bazı filmlerinde olduğu gibi ifrata kaçılmamış. Üç afacan çocuk sahibi komşusu kadınla evlenmek isteyen casus rolünde, küçüklerin komik yaramazlıklarıyla cambazlıkları dengelenmiş. İşin içine bir de ‘kötü ve beceriksiz Rus mafyası tipleri’ eklenince, formül tamamlanmış. Kafanızı -ailece de- boşaltmak için uygun: Çıktıktan sonra sıkı bir filme gitmek şartıyla tabii.

    “Gözlerindeki Sır”da, bir emekli sorgu müfettişinin yazmaya başladığı roman aracılığıyla, uzun yıllar önce bizzat soruşturduğu bir tecavüz – cinayet vakası odağında, romantikliğin, sağlam arkadaşlığın, faşizm ruhunun, şüphelerin ve saf sevginin iç içe geçtiği, yoğun bir insan gerçekliğine savrulmaktayız. Kuşkusuz zor bir uyarlama ve altından büyük oranda kalkılmış. Sinema sanatının kazanç hanesine armağan edilmiş bazı sahneleri de yok değil (Stadyumda geçen çok uzun plân – sekans gibi; istasyondaki veda gibi). Fakat Güney Amerika Sineması’nın benzersiz büyüsü, seyredeni bu kez komple kavrayamıyor, film yer yer hantal ve uzun hissedilebiliyor. İzledikten sonra, “tamam, gayet iyi” diye geçirseniz de içinizden, eksik kalıyor bir şeyler. Ne bileyim; başka bir Arjantin filmi olan, yine Yabancı Dilde Oscar ödülü kazanmış ve 25 yıl sonra bile belleğinizden zerre silinmemiş “La Historia Oficial – Resmi Tarih” gibi iz bırakmıyor… Ama önemli tabii; görülmesi gerekli… Finalde, zavallı yüreği ıstırap dolu bir faşist eskisine üzülebilir, bundan dolayı kendinize şaşabilirsiniz üstelik.

    “Ejderhanı Nasıl Eğitirsin?”, kuzeyin buzul diyarında, sisli ormanlara, kıyıya şiddetle çarpan dalgalara sahip, doğal ışıkların her dokuyu capcanlı kıldığı Vikinglerin ülkesinde, ırkının savaşçı ve heybetli görüntüsünü zerre yansıtmayan cılız ergen Hiccup (Hıçkıdık) ile öldürmeye programlandığı düşmanı bir ejderhanın, sevmeye evrilen ilişkisi … Aslında, Viking köyüne saldıran farklı türlerdeki tüm ejderhalarla iletişim kurmak ve onları sevmek olası. Yeter ki, size düşman olarak öğretilenle savaşmadan önce anlamaya çalışın, anlamaya çalışmadan önce de tanımaya – temas kurmaya çalışın. Öyle bir animasyon ki, hem fantastik, hem gerçekçi ve hem mizahi, hem de dramatik … Yaşattığı serüven duygusu da, her anlamda baş döndürücü: Hıçkıdık’ın, enfes siyah renkli ve bir aerodinamik harikası olan ejderhasıyla uçuşları -hele 3 Boyutlu izlenirse- başınızı döndürecek nitelikte. Ergenlik çağındakiler için ideal bir film.

    (21 Nisan 2010)

    Ali Ulvi Uyanık

    [email protected]

    29. Uluslararası İstanbul Film Festivali’nde 13 Nisan’da Neler Oldu?

    29. Uluslararası İstanbul Film Festivali’nde 13 Nisan Salı günü saat 13:30’da Yeni Rüya Sineması’nda Uluslararası Yarışma filmlerinden Aşkın Son Mevsimi gösterildi. Filmin yönetmeni Michael Hoffman’ın da katıldığı gösterim sonrasında yönetmen, izleyicilerin sorularını yanıtladı. Filmin hazırlık aşamasında Tolstoy’un ailesinin kendilerini desteklediğini ve beraber çalıştıklarını belirten yönetmen, filmin dili İngilizce olmasına rağmen Rusya’da gösterilecek versiyonunda Rusça dublaj olacağını ifade etti.

  • Basın Bülteni
  • Aşkın Son Mevsimi hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.