Selin Sabit

Göl Evi (The Lake House)
Kız çocuk – Birbirinize mektup yazar mıydınız, yazmaz mıydınız?
Anne – Yani babanla mı?
Çocuk – Hayır. Clarke Gable ile… Evet, babamla…
Anne – Ben…
Çocuk – Ne anne?
Anne – Babandan önce…
Çocuk – Evet.
Anne – O zaman bir çocuk vardı.
Çocuk – O’nu sever miydin?
Anne – Evet.
Çocuk – Tamam. Neden O’nunla evlenmedin?
Anne – Birgün sen bana bu soruyu sorabil, diye…

Vizontele
Kadın – Nedir bu?
Adam – İçinde yaramın kabuğu var.
Kadın – Yaranın kabuğu mu?
Adam – Seninle ilk buluştuğumuz gün düşmüştüm hani, kanamıştı. Sonra yara kurudu, ben de kabuğunu sakladım, ikimizin yarasıdır diye. Esasen çok saçmadır, değil mi? Ama olsun, düşündümki fotoğraf vermekten iyidir. Fotoğrafa bakar bakar alışırsın. Ama yara öyle değildir. Etimden bir parçadır, ne zaman baksan acırsın… Ne o, yoksa taş kalpli Asiye ağlıyormu?
Kadın – Yo, niye ağlayayım ki? Hem bence de saçma bir şey. İnsan sevdiğine yarasını verir mi?

Gönül Yarası
Adam – Kürtçe biliyor musun?
Kadın – Hayır.
Adam – O zaman niye ağlıyorsun?
Kadın – Abi, bu türküye ağlamak için kürtçe bilmek mi gerek?
Adam – Dağların incisi, dağların güzeli… / İncir ağacısın, gam götürensin / Güller içindesin, güller içindesin. / İncir ağacısın, gam götürensin. / Gelin, damadın yüreğidir, incir ağacısın, gam götürensin…

The Doors
Adam – Saçlarını kestirmişsin.
Kadın – Bir bebek daha istiyoruz da…
Adam – Saçların buna engel miydi?

İçimdeki Deniz (Mar Adentro)
Kadın – Neden bu kadar çok gülümsüyorsun Ramon?
Adam – Eğer kaçamıyorsan, başkalarına bağımlıysan gülümseyerek ağlamayı öğreniyorsun.

Kötü Eğitim (Bad Education)
Adam – Buzlu bir şafak vaktinde nereye gidiyordu?
2. Adam – Görmek için sabahı bekleyemeyeceği birinin yanına…

Sil Baştan (Eternal Sunshine of the Spotless Mind)
Kadın – Bana hiçbir şey anlatmıyorsun Joel. Ben kapağı açık bir kitap gibiyim, sana her şeyi anlatıyorum. Her utanç verici ayrıntıyı… Bana güvenmiyorsun…
Adam – Sürekli konuşmak illâ da iletişim kurmak demek değildir.
Kadın – Benim yaptığım bu değil. Seni tanımak istiyorum. Bir şeyler paylaşmak zorundasın, yakınlık budur.

Carlito’nun Yolu (Carlito’s Way)
Adam – Bunca yıl sonra karşına çıkmam kötü mü oldu, bana hala kızgın mısın?
Kadın – Kalbimi kırdın. Şimdi kendi iyiliğim için olduğunu söyleyeceksin, değil mi?
Adam – Aslında benim içindi. Kendi iyiliğim içindi. Kendim içindi. Otuz yıl yemiştim, ya n’apsaydım peki. Biliyordum ki, beni bırakmayacaktın. Beni ziyaret edecektin, sürekli seni düşünmeme neden olacaktın, n’apsaydım yani? Hapiste, n’aptığını, kimlerle olduğunu düşünecektim. Aklımı kaçırırdım. Mahvolurdum, inan bana. Böyle bir şeyi kabûl edemezdim. En iyisi öylece bitirmekti.

Kabûslar Evi: Son Dans
Azrail – Yaşadıklarından pişman mısın?
Kadın – Çoğundan…

Monte Kristo Kontu (The Count of Monte Cristo)
Adam – İşte sana son dersim. Şu anda cezasını çektiğin suç için gerçekten suç işleme. Tanrı, intikam benimdir, diyor.
2. Adam – Ben tanrıya inanmıyorum.
Adam – Önemli değil, o sana inanıyor.

Kutsal Yürek (Cuore Sacro)
Kadın – Aile canavarlarıyla işbirliğimin kamuya açıklanması gibi bir şey oldu bu.
2. Kadın – Senin bu işlerle bir ilgin yok hala.
Kadın – Niye yok, önüne çıkan her şeyi yutan bir canavar olmadım hiç. Ama kardeşlerim dünyayı yutarken ben nerdeydim sence? Orada, onların yutuşunu seyrediyordum. Peki ne diyordum? Hiç. Sessizce bakan biri nedir, peki? Suç ortağı! İyi biri olduğunu sanan suç ortağı.

Transamerika (Transamerica)
Adam – Onun iğrenç biri olduğunu biliyorsun yani. Muhtemelen sana sana söylememiştir.
2. Adam – İsteseydi bana gösterebilirdi…

Aman Tanrım (Bruce Almighty)
Tanrı – İnsanlar her şeyi onlar için yapmamı isterler. Ama bilmedikleri, gücün kendilerinde olduğudur.
Adam – Yani?
Tanrı – Mucize görmek istiyor musun? Mucize, sen ol…

Sadakatsiz (Unfaithful)
Adam – Hata yoktur, hata yoktur…
Kadın – Peki ne vardır?
Adam – Hata yoktur, yaptığın ya da yapmadığın şeyler vardır

Aşk Her Yerde (Love Actually)
Adam – Aşık olmak için küçük değil misin?
Çocuk – Hayır
Adam – Doğrusu biraz rahatladım.
Çocuk – Neden?
Adam – Çünkü daha kötü bir şey olmasını bekliyordum.
Çocuk – Aşk acısından daha mı kötü yani?
Adam – Hayır, haklısın. Evet, çok acı verir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Sinemacılık ve Filmcilik Yararına Bağımsız İletişim Platformu