Gelecekte Geçmişi Aramak: Zihin Gezgini

Küresel ısıtma artık iyiden iyiye karşı konulamaz bir şekilde kendini gösteriyor. Coğrafi olarak en uygun bölgede bulunan Anadolu bile kuraklıkla selleri, yangınla susuzluğu iç içe yaşıyor. Ülkenin bir yanı orman yangınlarıyla çoraklaşırken diğer tarafı sellerle erozyona uğruyor. “Bu daha iyi günlerimiz”, evet, gerçekten de her gelen gün bir öncekini aratıyor.

Kitlesel izlence aracı sinemanın bu gelişmeyi atlaması söz konusu bile olamaz. Bundan sonra, küresel ısıtmanın sonuçlarını daha sık izleyeceğiz beyazperdede. Zihin Gezgini (Reminiscence) bu akımın ilki, her ne kadar da asıl konusu / öyküsü / mesajı o olmasa da.

Küresel ısıtma ile Miami, artık sular altında kalmış, bir anlamda Venedik haline gelmiş, buna da bağlı olarak sıcaklık nedeniyle geceleri “canlanan” bir kenttir. Kendi içerisinde süren yaşamda insanların sorunları eksilmeyip daha da artmıştır. Doğal olarak yeni iş alanları, yeni uzmanlıklar oluşmuştur. Bilim insanı Nick Bannister, bir düzenek yardımıyla danışanlarına (hasta sözcüğü yerini çoktan danışana bıraktı zaten) unuttuklarını anımsatmaya çalışmaktadır. Bir gün (daha doğrusu gün ağarırken, öyle ya, gece yaşam canlanıyorsa, iş hareketliliği geceleri artmaktadır) bir kadın gelir… Kader ağlarını örmektedir, ikisi arasında duygusal bir ilişki gelişir.

Öykü, o andan başlayarak gelecekte geçmişini arayan insanların içerisinde bulundukları soruna yönelir. Bu sorunu en kolay anlatmanın yolu aşktan geçer. O duygusallıkla geçmiş yaşamın kalıntılarından gelecekteki yaşamda sıyrılmak kolay olacak mıdır?

Bir yanıyla, her nerede yaşıyorsa A’dan Z’ye, yaşlı genç, kadın erkek, varsıl yoksul herkes için büyük önem taşıyan küresel ısıtmayı (bu arada, okura küresel ısınmanın bilinçli olarak sürdürüldüğüne inandığım için “ısıtma” sözcüğünü bilinçli kullandığımı belirtmeliyim) işleyen filmi, geçmiş özlemi ve neredeyse genlerimize işlemiş hastalıkları önemsediği için de önemsiyorum. Diğer yandan duygusallıkla ucuzlattığı için üzülüyorum. Filmi taşıyan görsel efektler ve güçlü oyuncular. Onların başarısı olmasa, “önemsediğimi” ifade etmeme karşın bir yere varamaz…

Bir de hem sinemacı hem de izleyici olarak eleştirim var: Neden bu kadar uzun? Neden dönüp dönüp aynı şeyleri izliyoruz? Kimsenin fazladan zamanı yok boşa harcayacak; montajda bile kısaltılsa(ydı), Savaş Ay’ın unutulmaz deyişiyle, “fişşek gibi, zımba gibi” bir film olurdu.

Zihin Gezgini (Reminiscence)
Gelecekte geçmişi hatırlamak…
Yönetmen ve Senarist: Lisa Joy
Oyuncular: Hugh Jackman, Rebecca Ferguson, Thandiwe Newton, Cliff Curtis, Angela Sarafyan…
20 Ağustos’tan başlayarak gösterimde…

(18 Ağustos 2021)

Korkut Akın

[email protected]

Alkol Fazla Kaçınca

‘Körkütük / Druk’, Kierkegaard’ın şu dizeleriyle açılıyor: ‘Gençlik nedir? / Bir rüya. / Aşk nedir? / O rüyada gördüğün şey’. Dogme Manifestosu’nu başlatan ‘Şölen / Festen’in yaratıcısı, 90’lar sonunun genç ve cüretkar sinemacısı Thomas Winterberg’in imzasını taşıyor yapım. Aradan geçen 20 küsur yıl onun kariyerini beklenen yerlere taşımadı. Fena filmler yapmadı gerçi, ancak hiçbiri sinema evrenine bomba gibi düşen bu ilk filmin düzeyine yaklaşamadı.

Büyük burjuva ailenin, babanın 60. doğum gününü kutlamak için kırsaldaki malikanede toplanmaları üzerinedir ‘Şölen’. Parti esnasında aile içinde yaşanmış ensest kepazelikler ifşa edilir, ancak asıl dehşet aile bireylerinin bu acı gerçeği vurdumduymaz bir biçimde geçiştirme çabaları sonucu yaşanır. Wintenberg, Danimarkalı büyük oyuncu Mads Mikkelsen ile ilk kez çalıştığı 2012 yapımı ‘Onur Savaşı / The Hunt’ ile çağımızı kasıp kavuran ensest problemini bir kez daha ele alacak, ancak bu kez haksız bir suçlama karşısında haysiyetini korumaya çalışan bir öğretmeni ana karakter olarak seçecektir.

Yönetmenin Mikkelsen ile ikinci kez buluşması olan ‘Körkütük’, Danimarka’nın bir sahil kasabasında, 40’lı yaşların ortalarında ve hepsi eğitimci olan karakterlerin hikâyesi üzerine. Gençlik ideallerini çoktan rafa kaldırmış, tarih öğretmeni Martin, özgüvensiz, silik bir adamdır artık. Bir zamanların parlak genci, akademik kariyerinin önü açık adamı nasıl bu hale gelmiş ve bu küçük kasabadaki hayatın içine sıkışmıştır.

Aynı lisede müzik, psikoloji ve beden öğretmeni diğer dostlarla bir akşam buluşmasında içki almaya itiraz ettiğinde, arkadaşları Martin’in üzerine gider ve Norveçli psikiyatr ve felsefeci Finn Skarderud’un ‘insanın kanında % 0.05 oranında eksik alkolle doğduğu teorisi’ üzerinde tartışmaya başlarlar. Büyük başarılara imza atmış devlet adamlarının içki ile araları gayet iyi değil midir? Arada sırada bir bira içen uğursuz Hitler’e karşılık, Roosevelt sürekli martini içmemiş midir? Her gece yatmaya giderken, inanılmaz derecede şampanya, şarap, konyak ve viski içip üzerine iki adet uyku ilacı alan Churchill değil midir? Böylece karar verilir ve dört kafadar monoton hayatlarına heyecan katmak, daha özgüvenli olabilmek adına içki içme deneyimini başlatırlar. Kandaki eksik alkolü düzenli içilen 1-2 bardak şarap ile tamamlamaya çalışırlar önce. İlave promil alkolün gündelik yaşamlarına kattığı neşe ile coşarlar daha sonra. Ancak giderek dozu artan içki alma rutininde miktar % 1.8 promil’e dayandığında iş çığırından çıkmaya başlayacak, günlük aktiviteleri esnasında alınan alkol olumsuz toplumsal tepkilere yol açarken, alkolizm tehlikesi baş gösterecektir.

Erken yaşta parlayan yaratıcılık ateşini tepelere taşıyamamış, halen kendisi de ellili yaşlarını sürdüren Wintenberg’in yakın yaşlarda dört erkek karakter üzerine odaklanması anlamlı. Yitip gitmiş gençlik hayalleri, alkol bağımlılığı ve erkeklik varoluşu üzerine hem eğlenceli, bir o kadar da hüzünlü bir film ‘Körkütük’ ya da İngilizce yakıştırılmış adıyla ‘Another Round’. Layık görüldüğü 2021 yılının en iyi yabancı film Oscar’ı Wintenberg’i keser mi bilemem ama bu orta karar filmin esas yıldızı, başta da adını zikretmiş olduğum, çağımızın en iyi aktörlerinden Mads Mikkelsen. Parlak Hollywood aksiyonlarının kötü adam tiplemelerine uygun bulduğu bu usta oyuncu, ‘Onur Savaşı’nın ardından çok boyutlu performansıyla büyülüyor, özel dans dersleri alarak hazırlandığı dillere destan ucu açık final sekansıyla bir kez daha gönülleri fethediyor.

(18 Ağustos 2021)

Ferhan Baran

[email protected]

Kesişme: İyi ki Varsın Eren Filminin 2. Fragmanı Şehitlerimizin 4. Ölüm Yıldönümünde Yayınlandı

Trabzon Maçka’da teröristlerle, Mehmetçiğin girdiği çatışmada 15 yaşındayken hayata veda eden Eren Bülbül ve onu korumak için şehit olan Astsubay Kıdemli Başçavuş Ferhat Gedik’in hayat hikâyelerini anlatan Kesişme: İyi ki Varsın Eren filminin ikinci fragmanı Eren Bülbül’ün Trabzon’da, Ferhat Gedik’in ise İskenderun’daki mezarı başında anıldığı internette yayınlandı.

  • Basın Bülteni: 1 / 2
  • İkinci tanıtımı izlemek için tıklayınız.
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.

15. İstanbul Uluslararası Mimarlık ve Kent Filmleri Festivali Finalist Filmleri Belirlendi

Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi tarafından bu yıl on beşincisi düzenlenen İstanbul Uluslararası Mimarlık ve Kent Filmleri Festivali’nin finalistleri belirlendi. Her yıl düzenlenen festival, bu yıl da çevrimiçi olarak planlandı. Festival filmleri, 04 Ekim – 09 Ekim tarihleri arasında Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi’nin festival sayfasından YouTube’a yönlendirilecek. Bu yıl yetmişbeş ülkeden, mimarlık ve kent odağında üretilmiş belgesel ve animasyon dallarında toplam 596 film festivale katıldı. Başvurusu yapılan filmlerin yüzde 66’sı belgesel, yüzde 34’ü animasyon film kategorisinde yer alıyor.

Animasyon Festivali ANIMIST, Atlas 1948 Sineması’nda 15 Ağustos’ta

İstanbul Sinema Müzesi ve Tarihi Atlas Sineması, sinemanın farklı alanlarında gerçekleştirilen projelere destek vermeye devam ediyor. Tarihi Atlas Sineması, Bahçeşehir Üniversitesi Çizgi Film ve Animasyon Bölümü tarafından organize edilen İstanbul’un Animasyon Festivali ANIMIST’e 15 Ağustos tarihinde ev sahipliği yapacak. ANIMIST, “Animasyonun Gücü” ve “Kültürde Kadın Gücü” söylemleriyle bu yıl hibrit şekilde animasyon severlerle buluşacak. ANIMIST 2021′in başlıca konukları arasında Birleşik Krallık’ta animasyon dünyasındaki kadınları destekleyen Animated Women UK danışmanı, animatör ve eğitimci Helen Piercy de bulunacak.

KüçükÇiftlik Film Kulübü: Bahçe Sineması’nda Bu Hafta: Ödüllü Yönetmen Nisan Dağ’dan Bir Nefes Daha

URU organizasyonu ve Türk Tuborg A. Ş.’nin katkılarıyla gerçekleştirilen KüçükÇiftlik Film Kulübü Sunar: Bahçe Sineması’nda bu Salı genç rapçi Fehmi’nin müzik hayallerine giden yolda bonzai bağımlılığıyla verdiği mücadeleyi anlatan Bir Nefes Daha var. Ödüllü kadın yönetmen Nisan Dağ’ın ikinci uzun metraj filmi, 2021 Tallinn En İyi Yönetmen, 2021 Santa Barbara En İyi Film Ödüllerini alan Bir Nefes Daha, 17 Ağustos’ta KüçükÇiftlik Bahçe Sineması’nda sinemaseverlerle buluşacak. Filmden önce ve sonra ise Bir Nefes Daha’nın film müziklerinde de imzası olan Da Poet’in özel hazırladığı setle KüçükÇiftlik Bahçe’nin çimlerinde filmin dünyasına gireceğiz.

KüçükÇiftlik Film Kulübü: Bahçe Sineması’nda Bu Hafta: Ödüllü Yönetmen Nisan Dağ’dan Bir Nefes Daha yazısına devam et

Antalya Film Forum’a Başvurular Başladı

02 – 09 Ekim 2021 tarihleri arasında düzenlenecek 58. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin ortak yapım marketi ve proje geliştirme platformu Antalya Film Forum için başvurular festivalin web sitesi üzerinden başladı. 04 – 06 Ekim 2021 tarihleri arasında gerçekleşecek olan Antalya Film Forum’un uluslararası danışmanlığını ortak yapımlar uzmanı Katriel Schory üstlenecek.

Türk Fantastik Film Kuşağı ve Başka Sinema Seçkisi Ağustos Ayı Boyunca Atlas 1948 Sineması’nda

İstanbul Sinema Müzesi ve Tarihi Atlas Sineması, Ağustos ayı boyunca iki farklı seçki ile çok özel filmler sunacak. Türk Fantastik Film Kuşağı temasıyla hazırlanan seçkide usta yönetmenler Metin Erksan’ın İntikam Meleği ile Atıf Yılmaz’ın Arkadaşım Şeytan filmleri izlenebilecek. Son dönemin dikkat çeken yönetmenlerinden Can Evrenol’un Peri: Ağzı Olmayan Kız isimli filmi de yine seçki kapsamında yer alıyor. Atlas 1948 Sineması’nın Başka Sinema işbirliği ile hazırladığı seri ise 21 – 26 Ağustos tarihleri arasında izleyici ile buluşacak. Programda, Paris, Texas, Captain Fantastic, Victoria, Frances Ha ve Only Lovers Left Alive isimli filmler izlenebilecek.

Türk Fantastik Film Kuşağı ve Başka Sinema Seçkisi Ağustos Ayı Boyunca Atlas 1948 Sineması’nda yazısına devam et

Uzun Zamandır Heyecanla Beklenen, Ryan Reynolds’ın Başrolünde Olduğu Gerçek Kahraman Filminin Ön Gösterimi Yapıldı

20th Century Studios’un başrollerini Ryan Reynolds, Jodie Comer, Joe Keery ve Lil Rel Howery’in paylaştığı, epik macera komedisi Gerçek Kahraman’ın ön gösterimi yapıldı. Uzun zaman sonra sinemalarda film izlemenin heyecanını yaşadıklarını dile getiren izleyiciler filmden etkilendiklerini dile getirdiler. Guy, Free City’de basit bir hayat yaşayan bir memurudur. Her zaman pozitif enerji ve iyimserlik yayar. Ancak Guy, aşırı şiddet içeren video oyunu Free City’de bir arka plan oyuncusu olduğunu keşfedince her şey değişir. Yönetmen koltuğunda Shawn Levy’nin oturduğu epik macera komedisi Gerçek Kahraman, 13 Ağustos’ta sinemalarda gösterime giriyor.

Sabina Toziya’yı Kaybettik

Türk asıllı Makedon sinema ve dizi oyuncusu, seslendirme sanatçısı Sabina Toziya, 10 Ağustos 2021 Salı günü hayatını kaybetti. 17 Nisan 1946′da Üsküp’te doğan Toziya, anadili Türkçe olmasına rağmen Makedonca öğrendi, Üsküp Devlet Tiyatrosu’nda oyunculuk eğitimi aldı. Daha sonra Makedonya ve Yugoslavya’da oyunculuk yapan Toziya, Türkiye’de ilk kez Muhteşem Yüzyıl dizisinde Afife Hatun karakterini, Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz dizisinde Hayriye Çakırbeyli rolünü oynadı. 2021 yılında kısmi felç geçirince diziden ayrıldı. Toziya ayrıca Annemin Yarası ve Bal Kaymak adlı filmlerde oynadı. Merhumeye tanrıdan rahmet, kederli ailesine sabırlar dileriz.

Akbank Kısa Film Festivali Senaryolarınızı Bekliyor, Akbank Kısa Film Forum: Senaryo Yarışması

18. Akbank Kısa Film Festivali kapsamında düzenlenecek Akbank Kısa Film Forum, Türkiye’de kısa film yapım olanaklarını arttırmayı, sektörün gelişimini desteklemeyi, yeni filmlere katkı sunarak üretimi teşvik etmeyi amaçlıyor. 24 – 25 Mart 2022 tarihleri arasında beşinci kez düzenlenecek olan Akbank Kısa Film Forum’da yapım desteği ödüllü bir kısa film senaryo yarışması da gerçekleştirilecek. Çeşitli kısa film projelerini geliştirmeye yönelik etkinliklerin yanı sıra gerçekleştirilecek olan senaryo yarışmasının başvuruları 24 Aralık’a kadar yapılabilecek.

9. Kayseri Altın Çınar Film Festivali

Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı destekleriyle, Anadolu Sinemacılar Derneği ve Yücel Çakmaklı Film Atölyesi tarafından düzenlenen 9. Kayseri Altın Çınar Film Festivali, 03 – 06 Kasım 2021 tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Ulusal Kısa Film Yarışması ve Ulusal Belgesel Film Yarışması ile genç sinemacıları desteklemeyi amaçlayan, ulusalda ise sinema sanatı ve sinema sanatçılarına destek olmayı hedefleyen 9. Kayseri Altın Çınar Film Festivali’nde her iki yarışma kategorisinde 5.000 TL birincilik ödülü verilirken, başvurular 08 Eylül 2021 tarihine kadar festivalin resmi web sitesi http://www.kayserifilmfestivali.org adresi üzerinden yapılabilecek.

9. Kayseri Altın Çınar Film Festivali yazısına devam et

Alevlerin Ardından

Son dönemin en parlak işlerinden ‘Collective’, 30 Ekim 2015 gecesi Bükreş’in popüler gece kulüplerinden ‘Colectiv’ yangının alevleri ardından tepetaklak olmuş bir ülke panoraması çiziyor. ‘Goodbye to Gravity’ isimli metal grubun konserini izleyen 27 kişi çıkış kapısı yetersiz mekanda hayatını kaybederken, 180 tane genç yaralı olarak hastanelere sevkediliyor. Ancak bu elim olay ülke çapında büyük bir sağlık krizini ortaya çıkaracaktır. Belki kriz değil büyük bir rezalet demek daha doğru olacak, zira yanıkları ölümcül olmayan pek çok kişi ilerleyen günlerde devlet hastanelerinde hayatını kaybedecektir. Bir spor gazetesinin (Gazeta Sporturilor) deneyimli muhabiri Catalin Tolontan, ekibiyle birlikte olayın peşine düşecek ve Romanya’nın tamamen çürümüş sağlık sistemini gözler önüne serecektir.

Sağlık Bakanı’nın ‘Avrupa standartlarında en iyi tıbbi bakımı sağlayacak donanıma sahibiz’ demecine istinaden vaktinde ülke dışına nakledilemeyen gencecik insanlar, hastane ortamındaki çeşitli bakteriyel enfeksiyonlar neticesi hayatını kaybetmiştir. Ülke çapında patlayan skandal büyüktür. Yanık hastalarına uygun olmayan hastane koşullarında bekletilen yaralılar, düşük kaliteli dezenfektan kullanımı nedeniyle bakteri kaynayan bir ortamda ölüme yollanmıştır.

Tolontan ve arkadaşları, ülke çapında 2000 ameliyathaneye etkin maddesi 10 kat sulandırılmış mal temin eden Hexi Pharma firmasının peşine düşer önce. Devlet düzeyinde kurumsal bir yalan ifşa edilir. Yoğun bakımdaki ölümlerin % 90’ının hastane bakterileri nedeniyle oluştuğu ortaya çıkar. Bilim adamlarınca 2008’den beri Milli İstihbarat’a defalarca iletilen belgeler (115 rapor gönderilmiş), ‘Cumhurbaşkanı’na, ‘Başbakan’a, ve bakan olmadan önce Hexi Pharma ürünlerini kullanan bir hastanenin yöneticisi olan Sağlık Bakanı’na sunulan belgeler sümen altı edilmiştir. Üretici firmanın sahibinin bir araba kazası sonucu şüpheli ölümünde, devlet içindeki mafyanın parmağı olduğu iddiası halen yaygın bir söylentidir.

Yıllarca her şey örtbas edilmiş, filmin özgün adına ikinci anlam yükleyen ‘kolektif’ bir suç işlenmiştir. Doktorların devlet hastanelerinde görev almak için sustuğu, ameliyathanelere kapağı atmak için cerrahi bölümün başındakilere rüşvet verme yoluna gittiği ortaya çıkmıştır. Gazetede konuyu araştıran ekibin kan dondurucu yayınlarının ardından, Avusturya’da çalışan doktor Vlad Voiculescu teknokrat hükümetin yeni sağlık bakanı olarak atandığında ‘Doktorlar insanlıktan çıkmış. Nasıl geldik bu hale, nasıl çıkacağız bu işin içinden?’ diyecek, yozlaşmış bir işleyişi onarma gayretine girişecektir.

Bir gerilim filmi gibi öykülemeye çalıştıklarım maalesef gerçek. Son dönemin en sarsıcı yapıtlarından ‘Colectiv (ya da İngilizce adıyla Collective)’ özünde bir belgesel film. Ancak belgeselin sınırlarını aşan ve ‘araştırmacı gazetecilik’ üzerine yapılmış en sağlam yapımlardan biri. Tolontan ve ekibine filmin ikinci bölümünde katılan, soğukkanlı, sorumlu ve cesaretli yaklaşımıyla bir şeylerin değişebileceği umudunu veren Voiculescu’nun yaşadıklarına tanıklık ederken bir kurgu film izlediğiniz kanısına kapılıyorsunuz zaman zaman.

Çok iyi bir iş çıkaran yönetmen Alexander Nanau, kabusun acı yaralarını bir sanatçı ile işbirliği yapmak yoluyla sarmayı deniyor. Fotoğraf sanatçısı Alex Csiki, ağır yanıklarla parmaklarını kaybetmiş, vücudu örselenmiş kurbanlardan Tedy Ursuleanu’nun fotoğraflarından oluşan ve 2016 Ekim’inde ‘Arenela Romane’ galerisinde açılışı yapılan sergiye de konuk ediyor bizleri. Voiculescu da oradadır ve modelin manşette yer verdiğimiz çarpıcı fotoğrafı çalışma odasını süsleyecektir.

Vlad Voiculescu düzeltmeye çalıştıklarının uygulanıp uygulanamayacağını soruyor kendi kendine. 2016 sonu seçim sonuçları bu açıdan pek umut verici de değil. Genç kuşaktan çoğunluk sandık başına gitmemiş bile. Vlad’ın eski kuşaktan babası, oğlunun Avusturya’dan ülkesine dönmesinden hoşnutsuz, umutsuz. Ancak genç adam kararlı gözüküyor.

Romanya’nın güncel hükümetinde Voiculescu yeniden Sağlık Bakanı olarak atanmış. Bunun, rüşvetten, yolsuzluktan ve kolektif suçtan bunalmış yurdum insanları için hoş bir umut kaynağı olduğunun altını çizmeliyim. Romanya’nın gidişatına tanıklığı hep birlikte sürdüreceğiz. ‘Colectiv’ son yılların en iyi belgesellerinden değil yalnızca, en iyi filmlerinden biri. Yıl içindeki çevrimiçi gösterimlerinin ardından 20 Ağustos’ta sinemalarda gösterime giriyor, bu defa kaçırmayın.

(17 Ağustos 2021)

Ferhan Baran

[email protected]

Sinemacılık ve Filmcilik Yararına Bağımsız İletişim Platformu