İstanbul Üniversitesi Kısa Film Festivali’nde dereceye giren filmler 03 Haziran Salı günü İstanbul Modern Sinema’da sinemaseverlerin ilgisine sunuluyor. Saat 14:00’de ise Kısa Film Nedir, Ne Değildir? adlı bir panel gerçekleştirilecek.
Devrim Arabaları, İngiltere’de Vizyonda
Monaco Film Festivali’nde kazandığı En İyi Film Ödülü, Tolga Örnek tarafından yönetilen Devrim Arabaları filmine yabancı ülkelerden gelen vizyon taleplerini arttırdı. İngiltere’de 29 Mayıs 2009 Cuma (bugün) vizyona giren filmin Hollanda, Avustralya, Yeni Zelanda ve Arjantin’de de vizyona girmesi için gelen taleplerle ilgili görüşmeler devam ediyor. Kanada’da 1. Türk Filmleri Haftası’nda açılış filmi olarak gösterilen Devrim Arabaları gösterimine, haftanın onur konukları olarak katılan yönetmen Tolga Örnek ve filmin oyuncularından Ali Düşenkalkar, gördükleri ilgiden çok etkilendiklerini belirttiler.
Devrim Arabaları, İngiltere’de Vizyonda yazısına devam et
Terminatör: Kurtuluş’un Avrupa Galası Yapılıyor
Ülkemizde 05 Haziran’da vizyona girecek olan Terminatör: Kurtuluş’un Avrupa galası Paris – Grand Rex Theater’da yapılıyor. Christian Bale, Anton Yelchin, Moongood, Bryce Dallas Howard ve yönetmen McG’nin katılacağı Avrupa galasının kırmız halı görüntüleri 29 Mayıs Cuma günü 00:45 – 01:30 arası uydudan yayınlanacak. Filmin konusu şöyle: Kıyamet sonrası bir Terminatör ordusu dünyayı dolaşmakta, terk edilmiş yerlerde saklanan insanları yakalayıp öldürmektedir. Hayatta kalan insanların kurduğu direniş hareketi, fırsat bulduğunda kendilerinden sayıca çok üstün düşman kuvvetlerine saldırmaktadır.
- Basın Bülteni
- Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
Gala Programı Sezon Finali
Selen Sevigen ve Tuğrul Eryılmaz’ın sunduğu Gala Programı, Gani Müjde ve Burçak Evren’in katılımıyla Türkiye’deki film festivallerini değerlendiriyor. Adana Altın Koza Film Festivali koordinatörü Fevzi Acevit ise festivalin içeriğini anlatıyor. Programda, Kültür Bakanlığı Telif Hakları ve Sinema Müdürü Abdurrahman Çelik, devlet desteklerinden bahsederken, Atilla Dorsay ve SİYAD Başkanı Murat Özer’in de katıldığı sezonun en iyileri mini anketinde Üç Maymun, Sonbahar ve Hayat Var öne çıkan filmler oluyor. Gala Programı 30 Mayıs Cumartesi, saat 11:00’de TürkMax’ta.
Gala Programı Sezon Finali yazısına devam et
Caddebostan Kültür Merkezi’nde İtalyan Filmleri Gösterimi
Caddebostan Kültür Merkezi – CKM ve İtalyan Kültür Merkezi (Istituto Italiano di Cultura), İtalyan Filmleri Gösterimi (Rassegna Del Cinema Italiano) başlığıyla 29 Mayıs – 02 Haziran 2009 tarihleri arasında “Bağdat Cad, Haldun Taner Sok, No: 11, Kadıköy, İstanbul” adresindeki Caddebostan Kültür Merkezi’nde film gösterimleri düzenliyor. Ücretsiz gösterilecek filmler arasında Sınavdan Önceki Gece Bugün (Notte Prima Degli Esami Oggi), Tepedeki Jimmy (Jimmy Della Collina), Hiçbirşey Yeter (Basta Un Niente), Asla Eskisi Gibi Değil (Mai + Come Prima), Düğünün İkinci Gecesi (La Seconda Notte Di Nozze) gibi filmler var.
Altyazı’nın Haziran Sayısı Bayilerde
Aylık Sinema Dergisi Altyazı, 85. sayısının kapağına Türk müziğinin en özgün figürlerinden Orhan Gencebay’ı taşıyor. 14 sayfalık geniş dosyada Orhan Gencebay’ın rol aldığı ve müziklerine imza attığı filmler üzerine yazılmış yazıların yanı sıra, Gencebay’la Mithat Alam Film Merkezi’nde yapılan söyleşiden kesitler yer alıyor. Yeni bir üçlemenin ilk ayağı olması plânlanan Terminatör: Kurtuluş, Körlük, The Burning Plain ve Palermo’da Yüzleşme bu sayının önemli yazılarından yalnızca birkaçı. Dikkat çeken diğer filmler ise şöyle: İki Dil Bir Bavul, Milk, Nokta, Koralin ve Gizli Dünya, O’Horten.
Altyazı’nın Haziran Sayısı Bayilerde yazısına devam et
Tiflis’te Film Eğitim Programı Düzenleniyor
Ankara Sinema Derneği’nin de desteklediği ve organizasyonuna katkıda bulunduğu eğitim programı 20 – 26 Eylül tarihleri arasında Tiflis’te gerçekleştiriliyor. Proramı destekleyen diğer kuruluşlar arasında Romanian Film Sector – Association (RFS), Romania; Independent Filmmakers’ Association – South Caucasus (IFA – SC); Alt Film – Moldova; International Film Festival Molodist – Ukraine; Film Studio Tanka – Latvia; Implemented by Romanian Film Sector – Association (RFS) and Independent Filmmakers’ Association – South Caucasus (IFA – SC) gibi kuruluşlar var.
Yeni Bir Yapımcı, Yeni Bir Film: Melekler ve Kumarbazlar
Hayal-Et Kitap Yayınları adıyla ilgi çekici sinema kitapları yayınlayan Burak Saraçoğlu, Hayal-Et Film adıyla kurduğu şirketiyle uzun metraj film çekimine başlıyor. T. C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan destek alan Melekler ve Kumarbazlar adlı film, senaryosunu da yazan Ertekin Akpınar tarafından yönetilecek. Çekimlere 10 Haziran’da başlanacağını belirten Ertekin Akpınar, filmle ilgili geniş bilgilerin yer aldığı dosyanın yakında basına ulaştırılacağını açıkladı.
Yeni Bir Yapımcı, Yeni Bir Film: Melekler ve Kumarbazlar yazısına devam et
Documentarist Biletleri Ön Satışta
02 – 07 Haziran 2009’da gerçekleşecek Documentarist ile Türkiye’de ilk kez bir belgesel etkinliğinde, altı mekânda birden film gösterimi gerçekleştiriliyor. Hafta boyunca film gösterimleri Pera Müzesi, Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi, Fransız Kültür Merkezi, Hollanda Başkonsolosluğu Union Church, Goethe Institut İstanbul ve Kadıköy Beksav’da gerçekleşecek. Documentarist’in biletleri MyBilet üzerinden ön satışta, 02 Haziran’dan itibaren Documentarist standlarında.
- Basın Bülteni
- Günler hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
Temps D’Images Festivali
Fransız televizyon kanalı Arte ile La Ferme Du Buission tarafından 2002 yılında başlatılan ve yeni sanatsal işbirlikleri yaratmayı hedefleyen Temps D’images (Görüntü Zamanı) Festivali, garajistanbul’un katılımıyla düzenleniyor. Festivalde yıl boyunca gerçekleştirilen ortak yapımlar, dans, tiyatro, müzik ve film gösterimleri, atölye çalışmaları, konferans ve seminerler yer alıyor. Gösteriler, video ya da görüntüyü dramaturjik unsur olarak kullanarak geçmiş ya da gelecek arasındaki ilişkiye odaklanıyor.
Temps D’Images Festivali yazısına devam et
Beyond Belonging III – Almancı, Tiyatro ve Film Festivali
İstanbul ve Berlin arasındaki kardeş sehir ilişkisinin 20. yıldönümü kutlamaları kapsamında, Goethe-Institut İstanbul, Kulturprojekte Berlin ile açılışını bu sezon yapmış olan Ballhaus Naunynstrasse ve Hebbel Am Ufer Tiyatroları, 12 – 20 Haziran 2009 tarihleri arasında Beyond Belonging III – Almancı, Tiyatro ve Film Festivali’ni düzenliyor. Bu programla Berlin’den tiyatro ve göç bağlamında en yeni ve yaratıcı örneklerden bir demet İstanbul’a taşınıyor. İş göçünün başlangıcından yaklaşık 50 yıl sonra, bir zamanların misafir isçilerinin çocukları ve torunları, hikâyeleriyle bu sefer Almanya’dan İstanbul’a geliyorlar.
Beyond Belonging III – Almancı, Tiyatro ve Film Festivali yazısına devam et
İstanbul Modern Sinema’da Sempozyum: Birinci Şahıs Filmleri
İstanbul Modern Sinema – docİstanbul işbirliğiyle 29 – 31 Mayıs tarihleri arasında Birinci Şahıs Filmleri başlıklı bir sempozyum düzenliyor. Türkiye’de bu konuda ilk kez düzenlenen sempozyum, dünyanın farklı bölgelerinden, geleneklerinden yönetmenleri ve araştırmacıları bir araya getirerek, sunumlar, tartışmalar ve film gösterimleri eşliğinde birinci şahıs filmi üretimini çeşitli açılardan ele almayı amaçlıyor.
İstanbul Modern Sinema’da Sempozyum: Birinci Şahıs Filmleri yazısına devam et
İsmail Necmi’nin İlk Uzun Metrajlı Filmi “Bunu Gerçekten Yapmalı mıyım?”, 7. Bangkok Dünya Film Festivali’nde
İsmail Necmi’nin filmi, en yenilikci ve prestijli film festivallerinden biri olan World Film Festival of Bangkok’da World Cinema: Cinema Beat bölümüne seçildi. Önceki yıllarda yarışmalı bölüm içeren festival 2008 yılı itibarıyla yarışmasız bir yapıya geçerek sınırlı sayıda bir seçki ile dünya sinemasının öne çıkan yenilikçi filmlerini gösteren bir yapıya kavuştu. Bu sene 7.si gerçekleştirilecek olan festival 06 – 15 Kasım 2009 tarihleri arasında Bangkok’da düzenlenecek. Bunu Gerçekten Yapmalı mıyım? filmi en son 38. Montreal Uluslararası Yeni Sinema Festivali’nin Uluslararası Yarışma Bölümü’ne girme başarısını göstermişti.
Hain (Yönetmen: Jeffrey Nachmanoff)
Jeffrey Nachmanoff’un yönettiği ve Don Cheadle, Guy Pearce, David Hoberman ile Jeffrey Silver’ın oynadığı Hain (Traitor), 12 Haziran 2009’da Medyavizyon Film dağıtımıyla r Film tarafından vizyona çıkarıldı.
FBI ajanı Clayton’un yürüttüğü uluslararası komploya ait soruşturmada ipuçları eski özel harekât subayı Horn’u işaret eder. Soruşturma timi, Horn’un yasadışı eylemlerini komployla ilişkilendirir fakat kanıtlar çelişkilidir. Hedefinin eski askeri mi, yoksa daha karmaşık şeyler mi olduğu konusunda tereddüde düşen Clayton, gerçeği gün ışığına çıkarmak için Horn’un izini sürmeye başlar.
Terminatör Kurtuluş (Terminator Salvation)
Terminatör Kurtuluş (Terminator Salvation)
Yönetmen: McG
Senaryo: John D. Brancato-Michael Ferris
Kurgu: Conrad Buff
Müzik: Danny Elfman
Görüntü: Shane Hurlbut
Oyuncular: Christian Bale (John Connor), Sam Worthington (Marcus Wright), Moon Bloodgood (Blair), Helena Bonham Carter (Serena Kogan), Anton Yelchin (Kyle Reese), Jadagrace Berry (Star), Michael Ironside (General Ashdown)
Yapım: Columbia (2009)
Yeni kuşaklar için Hollywood’un yeniden çekmeye başladığı ‘Terminatör’ serisi, yer yer doğal olarak insanda bilgisayar oyunları tadı bırakıyor. Ama, bu filmde de eski ‘Terminatör’lerdeki gibi karanlık ve kasvetli atmosfer var.
Yönetmen McG’nin bu filmi, 2003 yılında hapishanede açılıyor. Marcus Wright, idam edilmeden önce Dr. Serena Kogan’a organ nakli için imza veriyor. Marcus idam ediliyor ve film on beş yıl ileriye, 2018 yılına gidiyor. Metal yığını Terminatörlerin şiddeti ve kaosu dünyaya kıyamet yaşatmış. Mekânlar da dışavurumcu filmlerdeki gibi çarpık ve enkaza dönüşmüş. Marcus, seyircinin karşısına yeniden çıkıyor. Şaşkınlık sürerken, Marcus, John’un gençleşen babası Kyle ve yanındaki küçük Star’la uzun bir yolculuğa çıkıyor. Direnişçi John da Terminatörleri yenmek için hazırlıklar yaparken, bir süre sonra Marcus’la karşılaşıyor. Kyle ve Star, Terminatörlere esir düştükten sonra Marcus, güzel Blair’i zor durumdan kurtarıyor ve bu defa da Blair’le yolculuğa çıkıyor. Karargâha geldiklerinde mayına basan Marcus yaralanıyor ve onun da bir robot olduğu ortaya çıkıyor. 2003 yılında elektrikli saldalyede idam edilen Marcus, başına cip yerleştirildikten sonra yeniden hayata döndürülmüş. Marcus’un amacı John’u mu öldürmek? Tam robotlaşmayan Marcus’ta insani yönler de öne çıkıyor. Patlamaların bol olduğu bu filmin final bölümünde, Terminatörleri yöneten nükleer enerjili Skynet’in havaya uçurulmasıyla insanlık kıyamet sonrası şimdilik rahat ediyor. Film, melodramatik bir sonla
gelecek filmlere hazırlıyor seyircisini.
“Terminatör”ün de bir tarihi var. Tıpkı George Lucas’ın “Star Wars-Yıldız Savaşları”ndaki gibi. Bu iki çağdaş bilimkurgudaki karakterler, geçmiş, gelecek ve birçok şeyin dökümü bile yapılabilir. Kim kimdi, neydi, ne yapıyordu, şimdi o karakter var mı? Bunun gibi birçok soru. Ama Kyle Reese karakteri, James Cameron’ın 1984 yapımı “The Termintor-Terminatör” filminde de var. McG’nin filminde Kyle’ın John Connor’ın babası olduğunu anlıyorsunuz. Filmde Kyle geriye doğru yaşıyor ve oğlu John’dan daha genç. Şimdi Kaliforniya’nın valisi olan Arnold Schwarzenegger, geçmiş filmlerde “kötü adam”dı, yani bir Terminatör’dü. Terminatörler birer robot ve insanlığın en büyük düşmanlarıydılar. “Terminator Salvation-Terminatör Kurtuluş”ta başkarakterler “iyi insanlar” ve “kötü”ler yine Terminatörler. Belki de en iyisi eskiye fazla dokunmadan bu yeni Terminatör üzerinden yol almak. Yönetmen McG, filminde daha önceki “Terminatör”lerdeki gibi karanlık ve kasvetli atmosferler yaratabilmiş. Ama, bu son “Terminatör”, sanki biraz daha bilgisayar oyunlarına benzemiş. İnsanın önde göründüğü anlarda yine insani duygular fark ediliyor. En azından 2018 yılında da aşkın olacağını ve hatta kadınların hâlâ hamile olduğunu görünce birazcık da olsa rahatlıyorsunuz. Hiç olmazsa gelecekte de doğal olan bir şeyler olacak diye. Filmde de görüyorsunuz, Terminatörler fabrikada üretiliyor ve birer ölüm makinesine dönüşüyorlar orada. Filmde, Danny Elfman’ın bestelerinin yanında başka müzikler de kullanmış yönetmen. James Cameron’ın yönettiği 1991 yapımı “Terminator 2: Judgment Day-Terminatör 2: Mahşerin Günü”nde de kullanılan “Main Title” ve Guns N’ Roses’ın “You Could Be Mine” müzikleri de fonda duyuluyor. Michigan’da 1968’de doğan McG’nin asıl adı Joseph McGinty Nichol… Sinemaseverler McG’yi ilk uzun filmi, 2000 yapımı “Charlie’s Angels-Charlie’nin Melekleri”yle hatırlayabilirler.
(03 Haziran 2009)
Ali Erden