Sadi Çilingir tarafından yazılmış tüm yazılar

Rüya Filminin Trabzon Galası Yapıldı

Derviş Zaim’in yönettiği ve başrollerini Gizem Akman, Dilşad Bozyiğit, Gizem Erdem ile Mehmet Ali Nuroğlu’nun paylaştığı Rüya filminin Trabzon galası, Trabzon Uluslararası Film Festivali kapsamında yapıldı. Sinemaseverlerin ilgi gösterdiği galaya filmin yönetmeni Derviş Zaim katıldı. Filmin konusu şöyle: Sine, amcasının mimarlık ofisinde çalışan bir mimardır. Amcası Rüstem ihale almak için çeşitli riskli ilişkilere girmeye başlamış, bir dernek için İstanbul’un varoşlarına bir toplu konut projesi yapmıştır. Dernekte çalışan Yaren toplu konutlara bir Cami inşa ettirmek istediklerini belirtir. Bu özel ve farklı mekân inşaatı Sine’yi değiştirmeye başlar.

Rüya Filminin Trabzon Galası Yapıldı yazısına devam et

Kalandar Soğuğu’ndan Muhteşem Gala

Mustafa Kara’nın yönettiği ve başrollerini Haydar Şişman ile Nuray Yeşilaraz’ın paylaştığı Kalandar Soğuğu filminin Trabzon galası, Trabzon Uluslararası Film Festivali kapsamında yapıldı. Galaya yönetmen Mustafa Kara, yapımcı Nermin Aytekin ve başrol oyuncusu Haydar Şişman katıldı. Filmde, Karadeniz’in bir dağ köyünde yaşayan Mehmet, dağlarda maden rezervi aramaktadır. Umudu tükenince boğasıyla, Artvin’deki boğa güreşlerine katılmaya karar verir.

Kalandar Soğuğu’ndan Muhteşem Gala yazısına devam et

3. Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Uluslararası Kısa Film Festivali

Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Niğde Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu tarafından, Kültür ve Turizm Bakanlığı desteğiyle 16 – 20 Ekim 2017 tarihleri arasında 3. kez Uluslararası Kısa Film Festivali düzenleniyor. Uluslararası Kısa Film Festivali kapsamında ayrıca Kısa Film Yarışması da yapılacak. Yarışmanın son katılım tarihi 16 Eylül 2017 olarak belirlendi. Sonuçlarının 13 Ekim 2017 tarihinde açıklanacağı yarışmanın ödül töreni 20 Ekim 2017 tarihinde yapılacak. Yarışma sonrasında birincilik ödülü kazanan kısa filme 3.000 TL, ikincilik ödülü kazanan kısa filme 2.000 TL, üçüncülük ödülü kazanan kısa filme ise 1.000 TL ödül verilecek.

3. Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Uluslararası Kısa Film Festivali yazısına devam et

3. Sağlıklı Fikirler Kısa Film Senaryo Yarışması

Gerçekleştirdiği projelerle kültür sanat faaliyetlerine destek veren Yeşilay, tütün, alkol, uyuşturucu madde ve teknoloji bağımlılığı temalı Sağlıklı Fikirler Kısa Film Senaryo Yarışması düzenliyor. Bu yıl üçüncüsü gerçekleştirilecek olan yarışmada her kategori için birinci seçilen senaryolar 5.000 TL, ikinciler 3.000 TL, üçüncüler ise 2.000 TL ile ödüllendirilecek ve dereceye giren tüm senaryoların filmleri çekilecek. Başvurular için son tarih 20 Ekim olarak belirlendi.

3. Sağlıklı Fikirler Kısa Film Senaryo Yarışması yazısına devam et

Yarım Kalan

Emre Yılmaz’ın yönettiği ve Ali Buhara Mete, İskui Baldzhian, Anıl Altın ile Nihan Tarhan’ın oynadığı Yarım Kalan, 08 Eylül 2017’de Derin Film dağıtımıyla MAVV Film tarafından vizyona çıkarıldı.
İstanbul’a üniversite eğitimi için gelen bir Ermeni kız ile bir Türk genci arasında büyük bir aşk filizlenir. Bu durum başta Iskui’nin Ermenistan’dan gelen abisi ve Mert’in ailesi tarafından onaylanmayacaktır. İki milletin yüzyılı aşkın süredir devam eden sorunlarına kendi cephesinden bakanlar için böyle özel bir aşkın dünyada yeri yoktur. Aşkı bulan bu iki yürek, bütün karşı koymalara rağmen birbirlerine kavuşmak için mücadele etmek zorundadırlar.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Facebook
  • Fragman

Yarım Kalan yazısına devam et

Halk İşi Soygun

‘Şanslı Logan / Logan Lucky’ Amerikalı usta sinemacı Steven Soderbergh’in dört yıllık aranın ardından yönetmenliğe dönüşünü müjdeleyen ilgiye değer bir yapım. Sinemanın bu harika çocuğu 1989’da henüz 26 yaşındayken çektiği küçük bütçeli bağımsız ilk uzun metrajı ‘Seks Yalanları / Sex, Lies and Videotape’ ile Cannes şenliğini ayağa kaldırmış, en iyi filme verilen Altın Palmiye’nin yanı sıra, erkek oyuncu (James Spader) ve Fipresci Eleştirmenler Ödülü’nü de kucaklamıştı. Soderbergh’in verimi ilerleyen yıllarda devam etti, sene başına yaklaşık bir filmle hem ana akım sinemanın farklı türlerinde ilginç eserler verdi, hem de başlangıçtaki bağımsız ruhunun doğrultusunda farklı denemelere girişti. Dört yıl önce sinemayı bıraktığını, kendini resme vereceğini duyurmuştu yorgun yönetmen. Bu planını uygulamaya koyamadı. Bu süre içinde farklı televizyon dizilerinde yapımcılık yaptı. Takma isimlerle görüntü yönetmenliği ve kurgusunu yaptığı bu dizilerden ‘The Knick’in iki sezonluk yirmi bölümünün yönetmenliğini üstlendi.

Dünya sinemalarıyla eşzamanlı olarak bizde de gösterime giren ‘Logan Lucky’, sinemacının pek maharetli olduğu soygun filmlerine on yıllık bir aradan sonra dönüş yaptığı bir yapım aynı zamanda. 1960’ların Frank Sinatra, Dean Martin, Sammy Davis Jr.’lı -bizde ‘Soyguncular’ adıyla gösterilmiş- ünlü ‘Ocean’s Eleven’ın, George Clooney ve Brad Pitt’in başı çektiği gösterişli bir oyuncu kadrosuyla kotarılmış ve büyük ilgi görmüş yeni yüzyıl versiyonu üçlemesinin ardından Soderbergh’in bu türde anlatacak neyi kaldı sorusu gelebilir hemen akla. Ancak sinemacının bu yeni hamlesinin, kıvrak hikâyesi ve karton olmayan karakterleriyle, kendisini özleyenleri hayal kırıklığına uğratmadığını baştan belirtelim.

Kuşaklar boyu Batı Virginia’nın küçük yerleşim bölgesi Boone County’de yaşamış Logan kardeşleri tanıyoruz önce. Bir zamanların gözde yakışıklısı, futbol takımı kaptanı Jimmy Logan geçirdiği sakatlık sonucu gençlik hayallerine çoktan veda etmiştir. Topallayan bacağı yüzünden, NASCAR araba yarışlarının yapıldığı Charlotte Pisti İşletmesi’nin altyapı onarım ekibindeki işinden olduğunda, hayata isyanı büyür. Velayeti eski karısında olan küçük kızından ayrı kalmamak için acilen paraya ihtiyacı vardır. İkinci Irak seferinin ardından ön kolunu kaybetmiş olarak evine dönmüş barmen kardeş Clyde’ın dilinden düşmeyen ailenin yüzyıllık lanetini tersyüz etme zamanı gelmiştir artık. Kırk yıllık borularını onardığı ülkenin en yoğun spor tesisi büfelerinin pnömatik tüp sistemiyle dolan ana kasasını soyacaklardır.

Kuaför kız kardeş Mellie ile halen hapis yatmakta olan patlayıcı uzmanı Joe Bang ve biraderlerinin de katkısıyla riskli bir soygunun karmaşık planlamasını adım adım yöneten Logan’ların adrenalin yüklü serüvenini keyifle anlatıyor Soderbergh. Görüntü yönetmenliğini ve filmin usta işi kurgusunu yine kimselere bırakmamış. Senaryo yazarı olarak adı geçen Rebecca Blunt’ın önceleri takma bir isim olduğu söylentilerini bizzat yalanlayan da kendisi. Durum böyleyse, kadın senaristin Coen Biraderler ustalığından esinler taşıyan ilk denemesinde çok başarılı bir iş çıkardığını söyleyebiliriz.

Logan ve Ocean’s serisi benzer ancak birbirine tamamen zıt özellikleri de olan projeler. Danny Ocean sevdiği kadını geri almak için çabalarken ve para ikinci plandayken, 100 yıllık kötü talihi kırmaya çalışan, Yaradan’a şikâyeti olan Jimmy ve Clyde para ve itibar için girişiyorlar soygun işine. Clooney ve ekibinin pahalı ve şık görünümleri yanında Logan biraderler işçi sınıfı temsilcileri, halktan kişiler. Jimmy küçük kızına John Denver öyküleri anlatır filmin başlarında. Sadie de bir müsabakada, halk ozanının bölgede marş haline gelmiş ‘Take Me Home, Country Roads’ şarkısını armağan eder babasına.

Kır insanlarının toprakları ve suları kirlenmekte, ekonomik koşullar giderek zorlaşmaktadır. Usta işi senaryo tüm bu olumsuz gelişmeleri ve sınıfsal meseleleri, politik bir cümle sarf etmeden ya da günümüz Amerika’sı hakkında doğrudan bir politik görüş ileri sürmeden satır aralarında duyurmakla yetiniyor. Tam da kırsalda yaşayan beyazların öfkesinin kabardığı Trump dönemine mesafeli durmayı seçiyor. Popüler türdeki benzerlerinden farklı bir yerde yine de.

Filmin yetmişli yılların isyankâr gerçekçi örneklerine yakınlığı, İrlanda asıllı David Holmes’un aynı dönemin tınısını yakalayan müzik çalışmasıyla daha bir pekişmiş. Soderbergh’in yeni dağıtım firması tarafından dağıtılması, yapımın stüdyo müdahalesi görmemiş bağımsız ruhunun öne çıkmasını sağlamış. Ve tabii güçlü oyuncu kadrosunun desteğini de atlamayalım. Soderbergh ile dördüncü kez çalışan Channing Tatum, yakışıklılığını ikinci plana atmış yorgun halk adamında çok iyi. Jim Jarmusch ile çalıştığı unutulmaz ‘Paterson’ın ardından, hüznünü ifadesiz maskının ardına gizlemiş küçük kardeş Clyde’da Adam Driver kusursuz. Ve de mükemmel Güneyli aksanıyla unutulmaz bir Joe Bang karakteri çizen deneyimli oyuncu Daniel Craig (ya da nam-ı diğer James Bond) hakkında bir yabancı yazarın ‘Bond’dan ziyade böyle rollere ihtiyacı var’ yorumuna katılmamak elde değil.

(29 Ağustos 2017)

Ferhan Baran

ferhan@ferhanbaran.com

Babam

Nihat Durak’ın yönettiği ve Çetin Tekindor, Melisa Şenolsun, Berker Güven ile Erkan Kolçak Köstendil’in oynadığı Babam, 06 Ekim 2017’de UIP Filmcilik dağıtımıyla TAFF Pictures – Durak Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Yusuf, karısının ölümüyle zihinsel engelli oğlu Arif’le baş başa kalır. Yıllardır oğlunu kabullenememiş Yusuf için, bu durum bir sınav olacaktır. Genç öğretmen Feride, atanamadığı için Yusuf’un fabrikasında çalışmaya başlar. Arif, Feride’nin ilgisiyle kabuğundan çıktıkça, Yusuf’un da Arif’e olan bakışı değişir. Yusuf, Feride ve Arif’in yaşadıkları, çevrelerindeki olaylar, onları birbirine yakınlaştırır.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Facebook
  • Fragman
  • IMDb

Babam yazısına devam et

Elene

Yönetmenliğini Sezen Kayhan’ın yaptığı Elene adlı kısa filmin başrollerini Mariam Buturishvili, Canan Kızılay, Maya Pachuasvili, Alperen Kandemir ve Magda Karsidze paylaşıyor. Kurgusu Ayhan Ergürsel tarafından yapılan filmin görüntü yönetmenliğini Yakup Algül, sanat yönetmenliğini Racia ve Serkan Döğücü, ses kayıt ve tasarımını Ömür Müldür ve Teoman Toktaş, yönetmen yardımcılığını Ayşe Işıl Yahşi üstlendi. 16 yaşındaki Elene, Karadeniz’deki çay tarlalarında kaçak çalışan Gürcü bir işçidir. Yabancı bir coğrafyadaki bu tedirgin ortamda, o da diğer işçiler gibi dikkat çekmemeye, görünmez olmaya çalışır. Ancak bu hiç de düşündüğü kadar kolay değildir.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Facebook
  • Fragman
  • IMDb

Elene yazısına devam et

Mezarcı Filminin Trabzon Galası Yapıldı

Talip Karamahmutoğlu’nun yönettiği ve başrollerini Emre Altuğ, Nilay Aytekin, Turan Özdemir ile Orhan Aydın’ın paylaştığı Mezarcı filminin Trabzon galası, Trabzon Uluslararası Film Festivali kapsamında yapıldı. Festivale destek veren Trabzonlu işadamları ve sinemaseverlerin ilgi gösterdiği galaya yönetmen Talip Karamahmutoğlu, Turan Özdemir, Orhan Aydın, Meral Orhonsay, İsmail Güneş, Aytekin Çakmakçı, Ahmet Hoşsöyler, Murat Özdemir gibi isimler vardı. Karamahmutoğlu’nun başarılı filmi Mezarcı’da Almanya’da mezarcılık konusunda ustalaşan Ejder’in, babası ölünce döndüğü kasabasında başından geçen olaylar anlatılıyor.

Mezarcı Filminin Trabzon Galası Yapıldı yazısına devam et

Bekar Bekir Geliyor

Serdar Işık’ın yönettiği başrollerini Bektaş Erdoğan ve İrem Derici’nin paylaştığı, Bekar Bekir’in fragmanı youtube’da izlenme rekoruna gidiyor. Fragman yayına girdikten 6 gün sonra 2 milyon izlenme barajını aştı. Ayrıca Bahoo’da yine 2 milyonun üzerinde izlendi. Bahoo’nun bugüne kadar yayınladığı 13-15 fragman içerisinde en çok paylaşılan fragmandan 2 kat daha fazla paylaşıldı. 01 Eylül’da vizyona girecek filmin fragmanın 1 dakikalık versiyonu İrem Derici’nin instagram hesabında 675.000 kişi tarafından izlenirken Sevimli adlı şarkının tamamı İrem Derici yorumuyla 6.8 milyon abonesi olan NetD kanalında filmden görüntülerle yayınlanmaya başlandı.

  • Basın Bülteni
  • Klibi izlemek için tıklayınız.
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.

Türkiye’nin İlk 4 Boyutlu Filmi Siccîn 4, 01 Eylül’de Sinemalarda

Siccîn serisi 4. filmiyle devam ediyor. Siccîn 4, daha vizyona girmeden Türk sinema tarihine adını yazdırdı. Film, 4 boyutlu (4DX) olarak seyirciyle buluşacak ilk Türk filmi oldu. Yönetmenliğini Alper Mestçi’nin üstlendiği Siccîn 4, yayınlanan fragmanıyla izleyiciler tarafından merakla beklenmeye başlanmıştı. Güney Kore’de gerçekleştirilen 30 günlük bir çalışmanın ardından Siccîn 4, 4 boyutlu gösterim için hazır hale geldi. Filmin 4DX özel afişi de yayınlanırken, serinin her filminde korkunun dozunu arttıran Alper Mestçi, 4 boyutlu yayınlanacak Siccîn 4’ün hem Türk sinemasında, hem de korku filmleri tarihinde önemli bir milat olacağını belirtti.

Aşk Kırmızı

Çilingir Sofrası (Sadi Bey’in Facebook Günlükleri):

Sinemamızın sevilen oyuncularından Hakan Balamir’i de kaybettik; Allah rahmet eylesin, mekânı cennet olsun. Balamir’in 11. Antalya Film Şenliği’nde En İyi Erkek Oyuncu ödülü kazandığı, en önemli filmlerinden “Yunus Emre”nin pek bilinmeyen veya unutulan bir özelliği vardır. Özdemir Birsel, yönetmen, senarist ve yapımcısı olduğu bu filmi çok özen göstererek ve titizlikle çekmiş, çekim sonrasında 3 saate yakın bir film ortaya çıkmıştı. Görüntülere kıyamayan Elvan Film – Özdemir Birsel bu filmi ikiye bölerek, “Yunus Emre” ve “Gönüller Fatihi: Yunus Emre” olarak iki ayrı film halinde 1974 Aralık ayında peşpeşe gösterime sunmuştu. (04 Temmuz 2017)

Gönül kırıklıkları, istemeseniz de bazen kendiliğinden oluşabiliyor. Doğal olarak sinema ve internet sektöründen misal vereceğim. Şöyle vereyim: Türk Sineması hakkında yazılı bilgi ve görselleri sunmayı amaçlayan bir oluşum başladığında sadibey.com’daki görselleri talep etmişlerdi. Herhangi bir şart ileri sürmeden istisnasız hepsini kullanabileceklerini söylemiştim. Nitekim zaman zaman web sitesine girip baktığımda teşekkür ifadelerine rastlıyorum; bu teşekkürlerine ben de içtenlikle teşekkür ederim. Gelgelelim Kültür Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü’nün de destek verdiği bu oluşumdan, sitemizdeki haberlerde kullanmak üzere bizim arşivimizde olmayan bazı fotoğrafları indirmeye çalıştığımda her fotoğrafın orta yerinde araba tekeri gibi kocaman kabartma logo olmasından şahsen rahatsız oluyorum. Gönül kırıklığım ondandır. Bir karakter oyuncumuzla yaptığımız yazışmada O da aynı dertten muzdarip (*) olduğunu yazmış, “Abi, benden aldıkları fotoğrafımı istediğimde bile logo basılı gönderiyorlar, vallahi zoruma gidiyor.” demişti.
(*) Word programının bu kelimenin altını kırmızı çizgiyle işaretlediğine bakmayın, TDK – Türk Dil Kurumu Sözlüğü’nde ve “muzdarip” ve “mustarip” olarak her iki şekilde de kullanılabileceği belirtiliyor. (06 Temmuz 2017)

İlk afiş, Aralık 1971’de vizyona giren Yılmaz Güney’in yönettiği ve başrolünü oynadığı “Umutsuzlar” filminin orijinal afişidir. İkinci afişe ise yeni orijinal afiş diyebiliriz. Açıklamasını yapayım: Yapımcı İrfan Ünal’ın sahip olduğu Akün Film yapımı tüm filmlerin mülkiyetini satın alan Fanatik Film (Horizon International) sahibi olduğu yerli filmlerin bazıları için İbrahim Enez’e yağlı boya tablo şeklinde yeni afişler sipariş ediyor. Takdir edilesi bu çalışmanın amacı bir zamanların efsane ressam-grafikeri İbrahim Enez’e (*) sahip çıkmaktır. Enez’den her hafta bir adet olarak talep edilen bu afişlerden düzenlenen sergi yanılmıyorsam bir-iki sene önce yapılan Antalya Film Festivali kapsamında sinemaseverlere sunulmuştu. Sergideki afişlerden oluşan bir kitapçık da meraklılarının kitaplıklarına girmişti, ki Enez imzalı birisi bendenizin kitaplığındadır.
(*) Diğeri Cemal Dündar’dır. (06 Temmuz 2017)

“Öteki Taraf, hareketli teaser afişi ile Türkiye’de bir ilke imza attı” başlıklı bir haber bülteni gelince doğal olarak sitede yayına verdim. Ancak daha önce böyle bir çalışma yapılmıştı gibi tereddüde düşünce sadibey.com’da arama yaptım ve tereddüdümü giderdim. Türkiye’de yerli filmlerde ilk “hareketli afiş” 2013 yılında başrolünde Nurgül Yeşilçay, Ezgi Asaroğlu ve Tayanç Ayaydın’ın oynadığı “Aşk Kırmızı” adlı filme yapılmış. Öte yandan “Öteki Taraf”ın yaptığı da bir ilk, çünkü haberde “hareketli teaser afiş” şeklinde belirtilmiş, aradaki “teaser” kelimesi olmasa ilk olmayacaktı. Bir yabancı film için de Türkçe hareketli afiş yapılmıştı ancak o filmin adını hatırlayamadım.
Aşk Kırmızı’nın hareketli afişi için tıklayınız.
Öteki Taraf’ın hareketli teaser afişi için tıklayınız. (07 Temmuz 2017)

Adrian Brody değil Adrien Brody, Johnny Deep değil Johnny Depp, Meryl Strepp değil Meryl Streep. (08 Temmuz 2017)
Yazıya gelen tamamlayıcı yorumlar:
Halil Işık: Oysa ki IMDb bunun için var.
Sadi Çilingir: Ben öncelikle afişlere bakıyorum. Kutsal kaynak IMDb.de filmin dosyasında bazen aynı fotoğraf iki kez yüklenmiş olabiliyor. Fotoğraflarda genelde sadece o fotoğraftaki oyuncu adları etiketleniyor, bazen filmdeki tüm oyuncuların adları etiketleniyor. Hâlâ Türkçe karakter kullanmamalarını da zaaf olarak görüyorum. İsveç, Norveç vs. dillerindeki özel harfleri kullanıyorlar, bizim Türkan Şoray’ı Türkan Soray olarak yazdıkları halde, Løytnant Bjørn Gustavsen karakterinin adını Løytnant Bjørn Gustavsen olarak yazabiliyorlar.

Yıldızların altında müzikal aşk filmi izlemek isteyen İstanbullu sinemaseverler yarın akşam ne yapacaklarını, nereye gideceklerini şaşıracaklar. Herhalde böyle tesadüf 100 yılda bir dahi olsa denk gelmez. Geçtiğimiz sezon oldukça ilgi gören “Aşıklar Şehri” (La La Land) adlı müzikal film, hem Yeniköy’deki Sait Halim Paşa Yalısı bahçesinde, hem de Akmerkez Üçgen Teras’da kurulan perdede yıldızların altında izlenebilecek. Muhtemelen, yeme içmeyi sevenler lüks mutfak aletleri sektörünün en önemli markası Gaggenau’nun düzenlediği boğazdaki gösterimi, Jazz müziğini sevenler ise öncesinde Uninvited Jazz Band’ın ücretsiz konser vereceği Akmerkez’deki gösterimi tercih edecek. (11 Temmuz 2017)

Her iki tarafı park edilmiş araba ile dolu, hatırı sayılır bir eğimi de olan sokakta beton mikseri çalışmakta olan kamyonu geri geri sürerken şoför cep telefonu ile konuşuyor. Her halde bu bir dibe vurma hali. (12 Temmuz 2017)

(26 Ağustos 2017)

Sadi Çilingir

sadicilingir@sadibey.com

Ölümlü Dünya’da Mutlu Son

Başrollerini Ahmet Mümtaz Taylan, Alper Kul, Sarp Apak, İrem Sak, Doğu Demirkol, Feyyaz Yiğit, Meltem Kaptan, Özgür Emre Yıldırım ve Mehmet Özgür’ün paylaştığı, TAFF Pictures yapımı Ölümlü Dünya sinema filminin çekimleri tamamlandı. Çekimleri İstanbul’un farklı noktalarında yaklaşık birbuçuk ayda gerçekleştirilen Ölümlü Dünya’nın oyuncuları ve yönetmeni finale doğru sette kutlama pastası kesti. Filmin yönetmen koltuğuna Ali Atay oturuyor.

Ölümlü Dünya’da Mutlu Son

Başrollerini Ahmet Mümtaz Taylan, Alper Kul, Sarp Apak, İrem Sak, Doğu Demirkol, Feyyaz Yiğit, Meltem Kaptan, Özgür Emre Yıldırım ve Mehmet Özgür’ün paylaştığı, TAFF Pictures yapımı Ölümlü Dünya sinema filminin çekimleri tamamlandı. Çekimleri İstanbul’un farklı noktalarında yaklaşık birbuçuk ayda gerçekleştirilen Ölümlü Dünya’nın oyuncuları ve yönetmeni finale doğru sette kutlama pastası kesti. Filmin yönetmen koltuğuna Ali Atay oturuyor.