Yoksul Hindistan’dan Zengin Avustralya’ya

Lion
Yönetmen: Garth Davis
Eser: Saroo Bierley-Larry Buttrose
Senaryo: Luke Davies
Müzik: Volker Bertelmann-Dustin O’Halloran
Görüntü: Greig Fraser
Oyuncular: Rooney Mara (Lucy), Nicole Kidman (Sue), Dev Patel (Saroo),David Wenham (John), Priyanka Bose (Kamla), Nawazuddin Siddiqui (Rawa), Aditya Roy Kapoor (Vijay Vora), Eamon Farren (Luke), Tannishtha Chatterjee (Noor), Divian Ladwa (Mantosh), Sunny Pawar (Çocuk Saroo), Abhishek Bharate (Guddu), Khushi Solanki (Çocuk Shekila)
Yapım: Weinstein (2016)

Avustralyalı yönetmen Garth Davis’in “Lion” filmi, yoksullukla zenginliği karşılaştıran güçlü bir yapıt. Yönetmen, küçük bir Hintli çocuğun peşinde büyük meseleleri cesurca perdeye yansıtabiliyor.

Film, 1986 yılında başlıyor. Kamera önceleri yoksul Hint ailesinin peşinde dolaşarak umutsuzca görüntü topluyor. Bu yoksulluktan çıkabilmenin gerçek anlamda imkânı yok. Bu yoksulluk kaderden de bir öte bir şey. Hindistan’ın sosyolojisini kastlarını bilmek gerekiyor. Bununla beraber birçok dil konuşuluyor bu ülkede. Neredeyse İngilizce birbirlerini anlayabildikleri ortak dil. İşte bu Hindistan’dan bir ailenin tragedyası yansıyor. Beş yaşındaki Saroo’nun ailesi öyle yoksul ki. Anneleri Kamla, taşocağında çalışarak çocuklarına bakıyor. Saroo’nun abisi Guddu ve küçük kız kardeşleri Shekila var. Abisi zaman zaman şehir dışında iş aramaya gidiyor Saroo’nun. Saroo, Guddu’yla çalışmak için şehir dışına gittiklerinde istasyonda abisinin izini kaybediyor. Tren vagonuna sığınan Saroo, gözünü açtığında hızla yol aldığını görüyor. Şimdi ne yapacaktı? Vagonda da kimseler yok. Ailesinden 1.600 kilometre uzağa, Kalküta’ya kadar gidiyor Saroo. Hindistan’da her yıl tren kazalarında 15 bin insan ölüyor. Neden mi? Zorlukla buldukları işlerini kaybetmemek ve açlıktan ölmemek için.

Avustralyalı yönetmenin ilk uzun filmi. Yönetmen kısa filmler ve belgesel çekti daha önce. Yönetmen “Mary Magdalene” (Mecdelli Meryem) filmi üzerinde çalışıyor. Aslında yönetmen hakkında pek bilgiye ulaşılamıyor. Belki bundan sonra bilgimiz çoğalabilir. 2016 Avustralya yapımı sinemaskop “Lion” filmi, gerçek olaylardan yola çıkmış. Yönetmenin final bölümünde sürprizi de vardı.

Saroo’ya zorlu yıllar…

Kalküta’da insanlar Bengalce konuşuyor. Bu yüzden derdini pek anlatamıyor küçük Saroo. Sokaklarda kalıyor. Kendi gibi kayıp çocuklara tanık oluyor. Evsizler ve açlar. Hindistan’da her yıl binlerce çocuk kayboluyormuş. Çoğu da Saroo gibi şanslı değil. Saroo, tren yolunda yürürken, genç kadın Noor’la karşılaşıyor. Noor onu evine götürüp önce karnını doyuruyor, sonra da yıkıyor. Bunu yapmasının nedeni vardı. Bunu anlayan küçük Saroo, oradan kaçıyor. Zaman da geçip gidiyor. 1988 yılı. Çöplüklerde karnını doyurmaya çabalayan Saroo’nun bulduğu kaşık kaderini de değiştiriyor.

Kendini kayıp çocukların bulunduğu yuvada bulan Saroo, bir süre sonra Avustralya’nın Tazmanya Adası’na doğru uçuyor. Onu orada Brierley ailesi bekliyor. Çok iyi insan olan Sue ve John Brierley çifti, ona ülkenin zenginliğiyle beraber muhteşem bir gelecek hazırlıyor. Brierley ailesi, Hindistan’dan Mantosh’u da evlâtlık ediniyorlar. Mantosh, çok farklı bir çocuk. Büyüyünce de farklılığı sürüyor.

Ya geride kalanlar?..

Yıllar sonra genç Saroo, otelcilik eğitimi görürken, güzeller güzeli Lucy’yle de tanışıyor. Belki de hep aklında olan, ama cesaret bulamadığı şeyi yapmak istiyor. Hindistan’da bıraktığı ailesini bulmak. “Google Earth” üzerinde çalışan Saroo, ailesini ihmal etse de rüyalarına kavuşuyor. Adını yanlış söylediği şehri bulan Saroo, hemen Hindistan’a doğru yola çıkıyor. Onu orada ne bekliyordu? Geride bıraktıkları duruyor muydu? Sinema perdesinde keşfetmek gerek.

Filmin görselliği de gerçekten çarpıcı. Havadan hem Hindistan’ın hem de Avustralya’nın görüntüleri insanı fotoğraf sanatı tarafıyla da etkiliyor. Yönetmen, estetik olarak yoğunlukla “kararma” tekniğini kullanmış. Zaman geçişlerine destek olmuş bu teknik. Müzikler de önemli. Yönetmen, Saroo çocukken yaylı çalgıları daha bir öne çıkartmış. Altta da piyano tınıları duyuluyor. Saroo büyüdükten sonra bu defa daha çok öne çıkansa piyano tınılarıydı. Yaylılar da altta hafifçe duyuluyordu. Bu film, 89. Akademi Ödülleri’nde tam altı dalda Oscar’a aday oldu. Adaylıkları film, uyarlama senaryo, görüntü, müzik, erkek oyuncu (Dev Patel) ve yardımcı kadın oyuncu (Nicole Kidman)… Saroo’nun anlamı da sonda öğreniliyor.

(01 Şubat 2017)

Ali Erden

[email protected]