Francis Ford Coppola, sadece Hollywood’un değil, dünya sinemasının da dikkatleri üzerinde toplayan, filmleriyle haklı bir ün ve konum elde eden bir sinemacı. Uzun, gerçekten de 40 yıla varan uzunlukta bir süredir düşünü kurduğu, epeyce de çalıştığı Megalopolis’i tamamladı. Filmi izleyenler hemen ikiye bölündü: çok sevenler ve hiç sevmeyenler. Eleştirmenler arada güzel, ilginç sahneler sekanslar bulsa da filmin daha tam ‘pişmemiş’ olduğu konusunda neredeyse hemfikir.
Adından da anlaşılacağı gibi bir “masal” Megalopolis. Yeni Roma’da Üçüncü Milenyumda geçen bir film. Evet, Üçüncü Milenyum günümüz, ama Yeni Roma düş ürünü. Zamanı durdurabilme gücü olan Tasarım Otoritesi başkanı Cesar Catilina (Adam Driver), kentin yönetimiyle çatışmalıdır. Kentte iyice semirmiş dünyayı umursamayan çok zenginlerle yaşam mücadelesi veren protestolarını gördüğümüz yoksullar (buradaki yoksulluk değil aslında yoksunluk demek daha doğru olacaktır) da var. Ancak biz en tepedeki çatışmaya odaklanıyoruz. Bu çatışma temelinde bir tarih anlatısı film. Paylaşım savaşları, çevre sorunları, göçler, hava kirliliği, küresel ısıtma ve ensest ilişkilerle dolu kimin eli kimin cebinde olduğu bilinmeyen topluluk; kısaca akla gelen bütün sorunlar yer alıyor. Çözümü… evet, izleyicinin aklına çözümü ne sorusu gelip takılıyor. Ancak Coppola çözümü izleyiciye bırakıyor. Kim neyi nasıl yorumluyorsa artık…
Politika, sanat ve ticaret…
Günümüz dünyasının en belirleyici üçgenidir politika, sanat ve ticaret üçgeni. Belediye Başkanı Çicero (Giancarlo Esposito) ile ideolojik savaş içerisinde olduğu Cesar arasına Crassus (Jon Voight) girer işin ticaretini yapmak amacıyla. Cesar’ın kız arkadaşı Julia (Nathalie Emmanuel) ile kadınların yaşamın içinde ne denli önemli ve gerekli (!) olduğu da vurgulanıyor. Julia’da (Nathalie Emmanuel) Cicero’nun parlak, zeki kızında daha hoş kokulu ve sağlıklı bir kadınlık var. Ford Coppola, merhum eşi ve işbirlikçisi Eleanor Coppola’ya ithaf ettiği Julia ve Cesar’ın birlikteliğini müthiş bir etkileyicilikle sunuyor.
Coppola, birçok oyuncuyu filme katmış, küçük bir rolde olsa da Dustin Hofman da, Laurence Fishburne, Jason Schwartzman, Caroline Bloom perdeye yansıyanların sadece birkaçı. Yönetmen, Megalopolis’le geçmişten getirdiklerimizle geleceğin nasıl şekilleneceği üzerine tartışmamızı istiyor. Gerçekten sadece gereklilik değil bu tartışma, bir zorunluluk aslında, çünkü toplumsal yapı da politik kurum ve kuruluşlar da kültürel yaşam da ekolojik sorunlara eğilmiyor yeterince.
27 Eylül’den başlayarak gösterimde…
(23 Eylül 2024)
Korkut Akın
korkutakin@gmail.com