Otuz yılı aşmış, herkesin o zamandan beri hiç unutmadığı, hep andığı, buna da bağlı olarak gençlerin de (internetin yüzü suyu hürmetine) tanıyıp sevdiği Top Gun, devam ediyor, ama bu kez bir kahraman olarak: Maverick.
Tom Cruise, ilk filmde de kahramandı, ama filmin başka bir hesabı (hedefi diyelim) vardı. Filmin taşıyıcı teması rekabetti ve bu, sadece işte değil hayatın her alanında yer alıyordu. Bununla birlikte büyük ve yıkılmaz bir dostluktan da söz etmeliyiz; şairin şiirce dillendirdiği “fırtınalarla sınanmış”.
Görüntünün güzelliği…
Bilgisayar tabanlı görüntüleme (CGI) artık her filmde kullanılagelen bir teknik. Birçok şeyi kolaylaştırıyor, ucuza mal edilmesini sağlıyor, zaman kazandırıyor ve daha birçok şey…
Top Gun Maverick’in en büyük özelliği bilgisayar teknolojisinden kaçınması. Buna da bağlı olarak görüntünün etkisi alabildiğine artıyor. Belki alışkın olduğumuzdandır, ama “gerçek” olduğunu bildiğiniz görüntü heyecanı arttırıyor doğal olarak.
İlkini internetten ve/veya kasetten-CD’den izleyip canlı hatıralarla izlemenizi öneririm; ilk filmi görüp “kült” olarak değerlendirenlerdenseniz, bu önerimi dikkate almayın. Her filmin bir eksiği vardır, her devam filmi öncekinin üzerine çıkabilir diye düşünüyorsanız, anımsamanızda fayda var.
Hâlâ Albay…
Maverick, başarılı ama bir o kadar da muhalif biri. Asker olmasına karşın aklına yatmayanı yapmayacak denli kararlı da… Yeni bir görev için pilotları eğitmesi görevi verilir. Kısa zamanda ve yüksek hızla, verilen görevin başarılması gerekmektedir, hem de kayıpsız. Maverick, birbirleriyle rekabet içindeki “en iyi” pilotları “takım” haline getirir.
Hızla çalışmaya başlarlar, alabildiğine yoğun çalışırlar, ama sonuçta takımın liderliğini Maverick üstlenmek zorunda kalır.
Heyecan dorukta
Deri mont, güneş gözlüğü, motor ve şarkısıyla (Take my Breath Away) ile tüm gençliği sarıp sarmalayan Top Gun, bu kez 20 kadar kamera ile çekilen, ama bilgisayar üretimli görüntüler olmayan ve herkesin beklediği o müziğin yerine, Lady Gaga’dan (ben beğendim, kim ne derse desin, filmin atmosferine cuk oturmuştu) Hold My Hand ile yeniden huzurlarımızda.
Gerek senaryosu gerek teknik ekibi, gerek oyuncuları, gerekse çekimi ve montajıyla çok başarılı bir film olduğunu söylemek zor olmasa gerek; bu da “yılın en iyi açılış filmi” olacağı beklentisini destekliyor.
Artık kadın pilotlar da var. İlk Top Gun’da yoktu. O zaman kadın pilot da yoktu şeklindeki mazeret pek geçerli olmasa gerek. Sinema, hep öncü olmuştur.
“İt dalaşı” savaş uçaklarının en çok yüz yüze geldiği durumdur, sabırlı, dikkatli, kararlı ve sakin olmak gerekir. Film boyunca, eğitim adı altında bu heyecana katılıyoruz. Heyecan giderek yükseliyor ve doruğa çıktığında tüm izleyiciler gibi siz de sonuna kadar tuttuğunuz soluğunuzu koy veriyorsunuz. Aynı tat mı, bilemem, ama aynı heyecan, aynı gerilim.
Bugüne gelirsek…
Savaş uçakları ve NATO üzerinden benzer sorunlar yaşayan Türkiye açısından manidar bir buluşma bir bakıma. F14 mü, F16 mı tartışması ile bağlantılı olarak teknolojik gelişmeyi de izliyoruz… Filmin girişindeki savaşla ilgili kısmı dikkatle dinleyin: Sinema her şeydir, savaş hiçbir şey!
Top Gun Maverick, aksiyon, gerilim, Yönetmen: Joseph Kosinski, Senaryo: Christopher McQuarrie , Peter Craig, Justin Marks, Jim Cash, Jack Epps Jr., Oyuncular: Tom Cruise, Jennifer Connelly, Miles Teller, Val Kilmer, Jon Hamm… 27 Mayıs 2022 tarihinden başlayarak gösterimde…
(26 Mayıs 2022)
Korkut Akın
korkutakin@gmail.com