Cin-si Bozuk

*Çilingir Sofrası (Sadi Bey’in Facebook Günlükleri):

Bir ekonomik ifade olan “rant”ın sinemadaki karşılığı “devam filmleri” olsa gerektir. Hiç bir zaman başlangıçta 2. ve takip eden inci, üncü, uncu filmlerin tasarlandığını sanmıyorum. Film yapılıp gösterime sunulduğunda çok rağbet görüp, çok para kazanıldığında onun bir bakıma taklitleri olarak devam filmleri yapılıyor. Devam filmleri, birinci filmin benzerleri olduğundan sanki seyirciyi istismar ediyorlar gibi de algılanıyor. Sinemamızın kült filmi “Hababam Sınıfı” ve kaynak aldığı kitap ilgi görmeseydi devam film ve kitapları yapılmaz ve yazılmazdı. Benzer sahneler, misalen müfettişin sınıfa girip öğrencilere sorular sorması, yatılı okuldan kaçış ve geri dönüşler, beden eğitimi dersleri ve şarkılı türkülü mezuniyet törenleri hatırlanırsa, Hababamların hemen hepsi ilk filmin farklı versiyonlarıdır. Aynı kanaatim yeniden çevrilen filmler için de geçerlidir. Orijinali dururken yenisini yapmanın ne mânâsı var; bas yeni kopya -veya restore et-, sür piyasaya. Kitapta yeni baskı makul, ancak dijital kitap iyice yaygınlaştığında baskı meselesi de tarih olacak. (31 Mart 2019)

CnnTürk, haftanın filmlerini tanıtırken 2 adet filmin tanıtımını yaptıktan sonra zınk diye bir seçim mitingine bağlandı. Bu duruma vakıf olan bir sinema web sitesi editörü olarak CnnTürk izleyen sinemaseverlere bir hatırlatma yapmak elzem oluyor, yapayım: Bu hafta sinemalarda tam 10 adet yeni film gösterime girdi. Ve iğneyi de kendimize, yani sinema sektörüne batırayım. Bu filmlerden ikisinin, “Kursk” ve “Katil Avcısı”nın konuları denizaltı içinde geçiyor ve Ruslarla ilgili. Koskoca sezonda başka hafta yok muydu da her ikisini aynı haftaya denk getirdiniz sayın dağıtımcılar? (30 Mart 2019)

Çok genç yaşta vefat eden bir ses sanatçısının klibini izlerken şöyle kısa bir cümle geldi zihnime: Aslında yokuz biz, hayaliz. Buraya yazdım, görünür kıldım. (30 Mart 2019)

13 – 14 yaşlarındaki çocuk, emsal yaştaki arkadaşına anlatıyor, kulak misafiri oldum: “Eskiden, çok eskiden, normal maçlara çıktığım…” Herkesin eskisi kendinden menkûl yani. (30 Mart 2019)

Sinemamızda son yıllarda korku film yapımı o kadar arttı ki neredeyse korku filmleri alt türü bile oluşmaya başladı. Örnek olarak cinli filmleri (*) gösterebiliriz. Bu filmlerin adları da ayrıca ilgi sebebi oluyor ki -bazen hiç duyulmamış, bazen de zorlama film adlarına da rastlıyoruz. “Cin-i Ayet” gibi korku – dinsel çağrışımlı adlardan ötesi olmaz derken gelen haberlere bakarsak 12 Temmuz’da “Cin-si Bozuk” adında bir film sinemalarımızı korkutacak. Bu filmin başrollerinde de Cindoruk’lar oynarsa tamamdır, korkudan yenmez, pardon tadından yenmez, milpardon seyrinden izlenmez… amaaan.
(*) Olur da sinemamızda cin filmleri tez konusu yapılabilir. Yeri gelmişken bu filmlerin listesini yapalım: Dabbe: Bir Cin Vakası, El Cin, Dabbe: Cin Çarpması, Ammar: Cin Tarikatı, Azem: Cin Karası, Dabbe: Zehr-i Cin, Siccin: Büyü Haramdır, Mihrez: Cin Padişahı, Azem 2: Cin Garezi, Alkarısı: Cin-net, Siccin 2: Her Canlı Ölümü Tadacaktır, Vesvese: Cin Tuzağı, Kü’fa: Cin Kapanı, Cin Kuyusu, Azem 3: Cin Tohumu, Kabr-i Cin: Mühür, Cinnia: İfritin Diyeti, Cinni: Uyanış, Ammar 2: Cin İstilası, Lanetli Anahtar: Cinlerin Gazabı, Siccin 3: Cürmü Aşk, Berzah: Cin Alemi, Zuzula: Cinler Alemindeki Karanlık Kâbus, Perde: Ayn-ı Cin, Lanet: Ervah Cinleri, 666 Cin Musallatı, Siccin 4, Cin Çeşmesi: Kafirun, Alem-i Cin, Kâfir: Cuhenna Cin Kabilesi, Cin-i Ayet, Siccin 5, El Ummar: Cin Yuvası, Ecinni, Cin Tepesi, Araf 2: Cin Bebek Doğuyor, Cin-si Bozuk. (31 Mart 2019)

Yerel seçim propagandaları sırasında sıkça duyduğumuz “Pazara kadar değil, mezara kadar” söylemi hatırlandığında, hemen bu hafta, seçim sonrasının ilk vizyon haftasında “Hayvan Mezarlığı” adlı filmin vizyona girmesi ve ittifak ortağının yerel seçimlerde yeni sistem önermesi, ortaklıkta sonun yaklaştığını çağrıştırıyor. En azından sinemaseverlere. Neredeeen nereye. (03 Nisan 2019)

Yerel seçim sonuçlarının açıklanması sırasında sinemaseverlerin dikkatinden kaçmaması gereken küçük bir ayrıntıya işaret edeyim. Bu günlerde Sayın Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Sadi Bey sık sık kamuoyunun gündemine geliyor. Bu vesileyle sinema konusunda yayın yapmakta olan, nadide ve güzide web sitemiz sadibey.com’un adının da dolaylı olarak kamuoyuna sunulmasından fevkalâde memnun olduğumuzu duyurayım. (05 Nisan 2019)

Fransız Kültür Merkezi’ndeki film iptal olmuş; Cevahir’e gideyim, vizyon filmi eksiğimi gidereyim dedim. Orada da saati tutturamadım. Markete girdim, bir şeyler alıp çıktım. Dinlenmek için oturduğum yerde kara karolara bakarken ilham geldi: Ortamı güzel gösteren azınlıktır; azınlıklar olmasaydı hayat çok monoton olurdu. (07 Nisan 2019)

Film festivali salonunda dizi reklâmı gösterilmesini anlıyorum da, film festivalinde dizi galası yapılmasını anlamıyorum. Mobilyacıda ilaç, lokantada ayakkabı satmak gibi bir şey bu. Şehir hastanelerini 20 – 30 km uzağa yaparsan Şehir Hast. değil Şehirdışı Hast. oluyor. Gül(fikir)tepeye yaptığın kentsel dönüşümde şehre yerleştirdiğin gökdelenin bir tanesini yap hastane, al sana Şehir Hast. Yani film sinemada izlenir, dizi TV.de. (10 Nisan 2019)

(02 Mart 2020)

Sadi Çilingir

sadicilingir@sadibey.com