Damla Sönmez’in Başrolde Yer Aldığı Sibel Sinemalarda

22 Şubat’ta vizyona giren Sibel, Cuma akşamı özel gösterimde ünlü isimlerle buluştu. Başrol oyuncuları Damla Sönmez, Erkan Kolçak Köstendil ve Meral Çetinkaya ile yönetmenler Çağla Zencirci ve Guillaume Giovanetti’nin katıldığı gösterimde sinema dünyasının ünlü isimleri de yer aldı. Kuşköy’de yaşayan 25 yaşındaki Sibel’in, ormanda bir yabancıyla karşılaşmasının ardından yaşadığı değişimi anlatan Sibel, Çağla Zencirci ve Guillaume Giovanetti’nin 3. uzun metrajı.

Damla Sönmez’in Başrolde Yer Aldığı Sibel Sinemalarda yazısına devam et

Kapan Filmi 3 Ülkede Vizyona Giriyor

08 Mart’ta sinemalarımızla birlikte aynı anda Almanya, Katar ve Azerbaycan sinemalarında da vizyona girmesi planlanan Kapan filminin fragmanı bu akşam 21:00’de filmin sosyal medya hesaplarından yayınlanacak. Yönetmenliğini Kudret Sabancı’nın yaptığı, başrollerinde Erkan Petekkaya, Kemal Uçar ve Öykü Çelik’in rol aldığı, sürprizlerle dolu hikâyesiyle sinemamızın sınırlarını aşan film, ülkemizde ve yurtdışında eş zamanlı olarak 08 Mart 2019 günü vizyona giriyor.

Zamansız Mekânsız Bir İyi İnsan

71. Cannes Film Festivali’nden en iyi senaryo ödülü ile dönen ’Mutlu Lazzaro / Lazzaro Felice’ bizde de vizyona girerek tüm sinemaseverleri mutlu etti. Ana karakterinin tertemiz saf çocuk dokunuşuyla dünyamızı tavaf ettiği yapım, zamanlararası bir yolculuğun fantastik hikâyesi üzerinden ilerliyor. Özyaşamsal öğeler barındıran bir önceki yapıtı ‘Mucizeler / Le Meraviglie’ ile sinefillerin izleme alanına girmiş olan İtalyan kadın yönetmen Alice Rochwacher, modernleşmenin sunduklarıyla çözülmüş kırsal dünyaya ağıdını bir kez daha duyuruyor bu üçüncü uzun metrajında.

Tam ortasından kalın çizgilerle ikiye ayrılmış farklı dünyaları perdeye taşıyor ‘Mutlu Lazzaro’. Inviolata (el değmemiş anlamına geliyor) adında küçücük bir yerleşim bölgesinde başlıyor hikâye. İtalyan kırsalında tecrit edilmiş bu köyün insanları ile bir gece vakti tanışıyoruz. Genci yaşlısı herkes, Mariagrazia’ya vurgun ateşli talibin serenadını kutlamak üzere ufacık bir evin içine toplaşmışlar. Köylülerin ifadesiyle ‘ayakta boşluğa bakan’ Lazzaro her işe koşmakta bu arada. Serenada tulumuyla eşlik eder, yaşlı babaannesini masaya taşır, tavukları kurt kapmasın diye kümesin başında nöbeti devralır. Her türlü getir götür işine koşturulmasına itiraz etmez. Yüzündeki memnuniyet ifadesi hiç değişmez. Etrafına iyilik etmek için yaratılmıştır o. Çevresindekilerin memnun olmasından mutluluk duyar.

Bu ilk sahnede Ermanno Olmi ya da Taviani biraderlerin pastoral tadını yakalarız. Zamanı kestiremeyiz önceleri. 30’lar mı 50’liler mi diye tahmin yürütürüz. Gün ağardığında 70 model bir kamyonet şaşırtır bizleri. Sonrasında ilk modellerinden bir cep telefonu, 90’lı yılların pop parçalarından ezgiler yayan Sony Walkman’den çok da eskilerde olmadığımızı anlarız. Buna karşın çağını çoktan kapatmış feodal bir yaşam sürmektedir köyde. De Luna markizinin malıdır arazi. Köylüler de öyle. Çağdaş yaşamdan soyutlanmış bu bölgede, sürekli borçlandırılarak karın tokluğuna tütün ekip biçer elli küsur kişilik insan topluluğu. Markiz Alfonsina de Luna, şımarttığı ve bunalttığı oğlu Tancredi ile birlikte arada ziyaret ettiği köyün tepesinde bir villada yaşar.

Marabalarını ustaca sömürür efendileri. ‘İnsanoğlu bir hayvan gibidir’ onun deyişiyle. ‘Kafalarını kaldırmalarına izin verirsen, kendi sefaletlerine hapsedilmiş köleler olduklarını fark edecek ve isyan edeceklerdir’. Sadece metaforik anlamda değil, fiziki olarak da karanlıkta bırakılır bu insanlar. Kısıtlı olarak verilen ampuller çok değerlidir bu açıdan. Markizin kahyası ufak tefek armağanlarla, yanına harman makinesini kutsayan peder efendiyi de katarak sömürü düzenini yönetir. Ancak bu zincirleme bir süreçtir. Köylüler de, sigara kraliçesi olarak nam salmış markizi haklı çıkarırcasına, saf ve itaatkar buldukları için her işe koştukları Lazzaro’yu iliklerine kadar sömürür. Yalnızlıktan sıkılan Tancredi’ye dost elini uzatan Lazzaro olur yine. İyilik timsali kahramanımız, kırlar aleminin sırlarını sunar şehirli gence. Derken ani bir polis baskını sakin akan düzeni kökünden değiştirir.

Hikâyenin ikinci bölümü, çağdaş bir metropolün keşmekeşinde akmaya devam eder. Aradan 20 küsur yıl geçmiş, köyden şehrin izbelerine savrulmuş kır insanları yepyeni bir düzenin ve sömürü çarkının dişlileri arasında hayatta kalma savaşı vermektedir artık. Trajik bir kazaya kurban giden Lazzaro ise, Aziz Francesco ile vahşi kurdun hikâyesinden esinle ve de Yuhanna İncil’inden adını aldığı Beytanyalı Lazarus misali yaşama geri dönmüştür. Şehre giden yolları kar kış demeden aşar. Yolda bir kasabada Ortadoğulu ve Afrikalı göçmenlerin çağdaş düzende nasıl ezildiğine şahit olur. Büyük şehirde ise onu eski dostlar ve yeni tanıklıklar beklemektedir.

Rochwacher senaryoyu yazarken 80’li yıllarda gazetelere düşmüş gerçek bir olaydan yola çıkmış. Lazzaro karakteri ile hikâyesi büyülü bir yeni gerçekçi ton kazanmış. Geçmiş ile bugünü ustaca kaynaştırmış yönetmen. Kendi ifadesiyle ‘İtalya gibi, bir benzin istasyonuyla tarihi bir su kemerinin yanyana görüntülenebildiği bir ülkede doğup büyümek’ onun bu bakışının şekillenmesindeki en büyük etken olmuş. Mekânlar arasında fantastik bir zaman yolculuğuna çıkan Lazzaro’nun kirlenmemiş saf bakışlarından sömürü çarkının her zaman ve mekânda süregeldiğine şahit oluyoruz. Ancak iyilik ve zengin gönüllülük zaman ve mekân tanımıyor ve filmin en güzel sahnesinde olduğu gibi müzik ve sanat her zaman iyilerin, doğruların peşinden gitmeyi sürdürüyor.

‘Mutlu Lazzaro’ benzerine kolay rastlanmayacak zariflikte bir film. Rochwacher’in elinde büyülü bir masala dönüşen enfes bir seyirlik. Çoğu amatör oyuncularını sevgiyle sarmalamış ve ustaca yönetmiş sinemacı. Lazzaro’yu canlandıran, topoğrafya üzerine meslek okulu öğrencisi Adriano Tardiolo’yu oyunculuğa zar zor ikna etmiş. Ne kadar da iyi etmiş. Belki de başka projede bir daha karşımıza çıkmayacak olan genç adamın hayat verdiği, saf ve iyi yürekli Lazzaro, şimdiden sinema tarihinin unutulmaz karakterleri arasına girdi bile.

(01 Mart 2019)

Ferhan Baran

ferhan@ferhanbaran.com

Sinematek / Sinema Evi’nden Agnes Varda Filmleri

Feminist hareketin sinemadaki öncülerinden Agnès Varda, Mart’ta toplu gösterimiyle sinemaseverlerin karşısına çıkıyor. Kurmaca ile belgesel, öznel ile nesnel arasındaki sınırları kaldıran, bakışını çoğu kez çalışanlara, üretenlere, sokaktaki sıradan insanlara yönelten sinemacının muazzam bir konu ve biçim çeşitliliği sunan filmografisinin tamamına yakınını seyirciyle buluşturacak olan Agnes Hakkında Her Şey Toplu Gösterimi, Fransız Kültür Merkezi, Kadıköy Belediyesi Sinematek / Sinemaevi, İstanbul Modern Sinema, 17. Uluslararası Gezici Filmmor Kadın Filmleri Festivali işbirliği ve İlk Uzun Metrajım Festivali’nin katkısıyla düzenleniyor.

Sinematek / Sinema Evi’nden Agnes Varda Filmleri yazısına devam et

Oscar’ın Bu Yılki Kazananlarını Tahmin Et, LG OLED TV’nin Sahibi Ol

LG Electronics Türkiye (LG), internet üzerinden başlattığı yeni yarışmasıyla herkesi Oscar heyecanını birlikte yaşamaya davet ediyor. 24 Şubat’ı 25 Şubat’a bağlayan gece gerçekleştirilecek törende Oscar ödüllerini tahmin eden kişiler, LG OLED TV kazanma şansını yakalayacak. LG Türkiye, düzenlediği LG Oscar Anketi’yle bu yıl 12 kategoride Oscar ödülü alacak isim ve filmleri doğru tahmin eden bir kişiyi ödüllendirecek. 24 Şubat Pazar gün sonuna kadar katılabilecekleri yarışmada, doğru tahmini yapan katılımcı, yapay zeka teknolojisine sahip bir LG OLED TV’nin sahibi olacak.

Herkes Biliyor

Asghar Farhadi’nin yönettiği ve Penelope Cruz, Javier Bardem, Ricardo Darin ile Eduard Fernandez’in oynadığı Herkes Biliyor (Todos lo Saben – Everybody Knows), 08 Mart 2019’da Başka Sinema dağıtımıyla Zeyno Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Buenos Aires’te yaşayan Laura, kız kardeşinin düğünü için İspanya’daki köyüne gider. Bu mutlu buluşma aile ve eski tanıdıklarla birlikte kutlanırken Laura’nın büyük kızı kaçırılır. Yaşanan huzursuz günlerde aile fertleri ve köy ahalisi arasındaki kimi sırlar su yüzüne çıkar. Filmde, kız kaçırılması ve mutsuz aile olayları yanı sıra karakterlerin karmaşık geçmişleri de inceleniyor.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb

Herkes Biliyor yazısına devam et

Aidiyet, New York’ta

Burak Çevik’in yönettiği ve dünya prömiyerini yaptığı Berlinale’de ayakta alkışlanan Aidiyet, şimdi de Amerika’ya gidiyor ve sinemanın geleceğini biçimlendiren yönetmenlerin davet edildiği New Directors / New Films seçkisinde izleyicilerle buluşuyor. 27 Mart – 07 Nisan tarihleri arasında gerçekleşecek, dünyadan 25 filmin davet edildiği festivalde, sinemamızı Aidiyet temsil edecek.

Yaşar Kemal, Ölümünün 4. Yıldönümünde Filmleriyle Anılıyor

Türk edebiyatının çınarı Yaşar Kemal, 28 Şubat 2015’te aramızdan ayrılmıştı. Yapı Kredi Kültür Sanat, büyük yazarı dört filmle anıyor. Günde iki seans olarak Loca’da gerçekleşecek gösterimler ücretsiz ve herkesin katılımına açık olarak yapılacak. Yer Demir Gök Bakır’da, borçları nedeniyle bir gün Adil Ağa’nın kapılarına dayanmalarından korkan köylüler, ermiş gözüyle baktıkları Taşbaş’a sığınırlar. Tüm hastalıkları ve her şeyi bir dokunuşuyla iyileştireceğine, düzelteceğine inandıkları Taşbaş, köylüler için tek umuttur. Taşbaş, köylülere kendisinin ermiş olmadığını anlatmaya çalışsa da onları inandıramaz ve bir süre sonra O da kendini gerçek bir ermiş gibi görmeye başlar.

Yaşar Kemal, Ölümünün 4. Yıldönümünde Filmleriyle Anılıyor yazısına devam et

Şenlikten Festivale Uzanan 30 Koca Yılın Belgeseli Hazırlanıyor

Türkiye’nin en köklü festivallerinden biri olan Ankara Uluslararası Film Festivali, bu yıl da birbirinden iddialı filmlerle Ankaralı sinemaseverleri buluşturacak. 18 – 28 Nisan 2019 tarihlerinde yapılacak festival bu yıl 30. yıl anısına kendi hikâyesini anlatmaya hazırlanıyor. 30 yıl önce “çölde lale açsın” diye yola çıkan festival geçmiş yılların anı, belge ve bilgilerini bir belgeselde topluyor.

Şenlikten Festivale Uzanan 30 Koca Yılın Belgeseli Hazırlanıyor yazısına devam et

Yalan Dolan

Michael Şahin Derun’un yönettiği ve Şafak Sezer, Çetin Altay, Burcu Binici ile Yıldırım Öcek’in oynadığı Yalan Dolan, 01 Mart 2019’da TME Films dağıtımıyla Eser Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Çılgın bir ekibin, sistemin hatalarını kullanarak hedefine ulaşması çok güç olabilir Ancak bu zorluk aşılamaz mı, ne kadar zor olabilir? Şimdiye kadar hiç düşünülmemiş, kusursuz bir banka soygunu planı yapılır ve hepsi gözü kara, kendi çalışma sahasında yetenekli, birbirinden çılgın bir ekip toplanır ve biraraya gelir. Amaç kusursuz bir soygundur. Yalan Dolan, altı samimi arkadaşın bir soygun yapma ve sistemle hesaplaşma maceralarını konu alıyor.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Facebook
  • Fragman
  • IMDb

Yalan Dolan yazısına devam et

Korkut Akın Yazıyor: Tutucu Toplum, Başkaldıran Sibel

Guillaume Giovanetti, Çağla Zencirci, Karadeniz köylerinden birinde yaşayan sadece ıslıkla iletişim kurabilen yalnız ama başı dik bir genç kızın öyküsünü birlikte yönetmişler. Alabildiğine yerel ama işlenişi ve temasıyla evrensel olan film, yalın ve sakin anlatımı, izleyene bıraktığı yorumu ile takdiri hak ediyor. Köyden dışlanmış Sibel, “kahraman” olursa yeniden kabul göreceğine inanır. Bunun için de silah kuşanıp dağlara vurur kendini… … Devamı… »