Yılan hikâyesine dönen TEOG, sonunda LGS adıyla yapıldı. Olansa o sınava giren ergenlere oldu. Nereden çıktı demeyin, Dev Avcısı, o sınava giden çocukları anlatıyor da ondan… Film, çocukları değil; anne babaları, öğretmenleri, o çocukların çevrelerindeki tüm ergenleri, tabii buna da bağlı olarak eğitimle ilgili bütün bürokratları, yetkilileri, beraberinde de sağlıkçıları ilgilendiriyor asıl olarak. Birey olma savaşı veren ergenler, vara yoğa muhalefet ettikleri ve kavga çıkardıkları için “bu muydu” diyeceklerdir, ama kendileri ebeveyn olduklarında anlayacaklardır bu filmin önemini.
Barbara Thorson, hani şu olacaktı, olmayacaktı, olsaydı, zor soruydu, birinci olmasındı, okul seçimiydi, tercih karmaşasıydı benzeri -belki de en az o kadar zor- bir süreç geçiren bir öğrenci. Tek derdi var: kendi gerçeğinden yola çıkarak hem ailesini, arkadaşlarını hem de bulundukları kasabayı kurtarmak.
Bir çocuk kahraman!
Bir çocuk neden kahraman olmak ister ki! İki nedeni var, bana göre. Birincisi üstesinden gelemediği o sorunu (bizdeki sınav benzeri, belki de çok daha duygusal ve çok daha zor) tümüyle yok etmek. İkincisi de varlığını, yani birey olduğunu kabul ettirmek.
Joe Kelly’nin kültleşmiş çizgi romanından kendisinin uyarladığı senaryosunu çeken yönetmen Anders Walter, hem çocukların dünyasına girmeyi başarmış hem abartmadan ama gereğince vurgulayarak o süreci anlatmış.
Spoiler olmasın…
Bir kıyı kasabasında, üç kardeş yaşamın zorluklarına direnmektedirler. Doğaldır ki herkesin derdi kendince büyüktür ve üstesinden gelmek için ciddi çaba harcarlar. En büyük çocuk, kardeşlerinin sorumluluğunu üstlenmiş, yemeklerini yapar, evi derleyip toplar, doğal olarak ona yardım eden yoktur. Erkek kardeş, varsa yoksa bilgisayar oyunu peşindedir. Başka hiçbir şey umurunda değildir. Küçük kardeş ise -ki kahramanımız- bir yandan kişiliğini kabul ettirmek için birey olma savaşımı verirken, bir yandan da düşlerinde yaşattığı devlerin yaşamın güzelliğini yok etmemesi için elinden geleni yapar. Korkusuzdur, çok zekidir, hazırcevaptır ve yalnızdır. Bir arkadaş edinirse de destek yerine köstek gelir ondan devlere karşı mücadelesinde. Sırlarını açıkladığı için baştan ona kızsa da yeniden güvenini kazanacaktır.
Önemli olan birbirlerine güvenmeleri, birbirlerini derste veya okulda koruyup korumamaları değildir, belirleyici olan devlerin istilasını engellemektir.
Küçük ve korkusuz kız başarır. Başardığında da içinde yaşattığı endişe, korku ve sevginin sebebini öğreniriz.
Ergenlere bakış…
“Çakarsın ağzının ortasına iki şamar, bak nasıl da öğreniyor” mantığıyla ergen ebeveynliği yapanlar muhakkak izlemeli bu filmi. Kendi çocuklarının iç dünyasını, duygularını, kaygılarını ve tümünü elbirliğiyle nasıl alt edebileceklerinin yolunu bulacaklardır. Bu yılın sınavları bitti, ama seneye de yine bir milyon ergen girecek bu sınava. Devlet, sınavın dışında pek umursamadığı için -ne yazık ki- onları… görev anne babalara, öğretmenlere düşüyor. Dev Avcısı da sessiz sakin ama önemli bir rehberlik üstleniyor.
Dev Avcısı -I Kill Giants-, yönetmen Anders Walter, oyuncular Zoe Saldana, Madison Wolfe, Imogen Poots… 27 Temmuz’dan başlayarak gösterimde…
(17 Temmuz 2018)
Korkut Akın
korkutakin@gmail.com