Horoz Nuri

Çilingir Sofrası (Sadi Bey’in Facebook Günlükleri):

Önce peşin peşin, nakit, keş, belirteyim: Sinemalarda gösterilen, yerli, yabancı, kurmaca, belgesel, her türden filmin rekor sayıda izleyici tarafından izlenmesini canı gönülden isterim. Ancak gelin şu “Tüm zamanların en çok izlenen filmi” safsatasından vazgeçin. Söyleye söyleye dilimizde tüy bitti, öyle bir şey yok ve olamaz; çünkü film şirketlerinden alınarak tutulan resmi box office rakamları 1989’dan bu yana kayıt altına alınıyor. Onda dahi şöyle bir tereddüt var. Yanlış hatırlamıyorsam önceleri filmlerin hasılatları topladığı para üzerinden, “Bu film şu kadar TL hasılat yaptı, şu film bu kadar TL hasılat yaptı” deye kaydediliyordu. Bir film 5 liralık biletle, diğer film 20 liralık biletle gösterilebildiğinden bu uygulamadan vazgeçildi ve kişi adedine göre kayıt tutulmaya başlandı. “Tüm zamanların en çok izlenen filmi” diye bir şey yok yani. Bugün itibariyle “Son 29 yılın en çok izlenen filmi” veya “Son 29 yılın ilk hafta sonunda (ilk 3 gününde) en çok izlenen 4. filmi” deyebilirsiniz. Öyle deyin. (11 Ocak 2018)

Alın size bir kısa film hikâyesi: Kadıköy Selamiçeşme’de metrobüsten indim, belediyeye doğru yürüyorum. Yolcu almak için bekleyen minibüsün yanından geçerken şoför pat deye sigarasının izmaritini önüme attı. Durdum, “Aferim. Sana, teşekkür ederim.” dedim. Cevap vermesine fırsat bırakmadan “Ben de senin gibi yapıyorum. Yalnız olmadığımı gösterdin bana, sağol.” dedim, yürüdüm. Muhtemelen bir müddet sigara izmaritini kimseye göstermeden atmaya çalışacak. Gönül sokağa hiç atmamasını arzu ediyor ama bu da kârdır. (13 Ocak 2018)

İkisi de komedi filmi olduğuna göre, bendeniz de mizahi bir katkıda bulunayım. Milliyet Gazetesi’nin bugünkü Cadde ekini, ortadaki sayfasını çıkarıp açtığınızda “Arif V 216” ve “Deliha 2”nin ilanları fotoğraftaki gibi görünüyor. Her iki film de “Tüm Sinemalarda”ymış. Demek ki sinemada “İki Film Birden” dönemi geri geldi. Bol hasılatlara vesile olur inşallah. (13 Ocak 2018)

Filmler hakkında “tüm zamanların hasılat rekoru” ifadesinin gerçeği hiçbir zaman ifade edemeyeceği kanaatindeyim. Çünkü “tüm zamanların rekoru” diye bir şey yok. Misalen 80 milyonluk ülkede 8 milyon kişinin izlediği filmle, 13 milyonluk ülkede 1.300.001 kişinin izlediği filmi mukayese ettiğimizde bence 1.300.001 kişi 8 milyondan daha fazla sayılır çünkü izleyici sayısı ülke nüfusunun % 10’undan 1 fazladır. Keza “tüm zamanların hafta sonu rekoru” da olmaz. Çünkü 25-30 yıl önce filmler Cuma günleri değil Pazartesi günleri vizyona çıkardı; dolayısıyla “hafta sonu / 3 gün” gibi bir ölçü yoktu. Anlatamayabildim mi? (14 Ocak 2018)

Sanıyorum “İzmir’in Kavakları” ile “Ankara’nın Bağları” arasında bir akrabalık var. Cuma gösterime girecek olan Tony Gatlif filmi “Aman Doktor” (Djam) hakkında eleştiri yazacak olan bir arkadaşımızın, filmdeki Türkçe şarkıları sorduğu bir telefon konuşmasına şahit oldum. Konuşması bitince aklıma “İzmir’in Kavakları” geldi onu söyledim. Basın gösterimi için salona girerken de “Ankara’nın Bağları”nı hatırladım, onu söyledim. Kavaklar ile bağları peşpeşe hatırlayınca akrabalık esprisini yapayım dedim. Bu vesileyle yabancı filmlerin altyazı çevirileriyle ilgili dikkatimi çeken bir konudan bahsedeyim. Bu konuya daha çok içinde Türkçe şarkı ve türkü geçen komşu ülke filmlerinde rastlanıyor. Bu filmler ithal edilirken diyalog yazıları muhtemelen İngilizce olarak geliyor. Altyazı çevirmenleri de -yine muhtemelen- filmin içinde geçen Türkçe şarkı ve türküleri bilmediğinden veya hatırlayamadığından türkünün orijinali gibi değil de kendi çevirdiği gibi altyazı yazıyor. Seyrederken 40 yıldır bildiğiniz şarkı veya türküyü tuhaf çeviriyle izleyince sanki bir eksiklik oluyor gibime geliyor. Geçenlerde bir Azerbaycan filminde de böyle bir eksiklik veya tuhaflık hissetmiştim. İthal filmcilerimizin dikkatine sunayım dedim. (15 Ocak 2018)

Son 2-3 gündür Türk sinemasını çok bilenler sosyal medyada adeta yağdırdılar. Sinemamızın kült filmi “Sevmek Zamanı”nın yenilenmiş kopyası 15 Şubat 2018 tarihinde başlayacak 17. If İstanbul Bağımsız Filmler Festivali’nde İLK DEFA gösterilecekmiş. Oysa filmin restore edilmiş kopyası -davetiyede görüldüğü üzere- 25 Şubat 2016 Perşembe günü 19:30’da -iki yıl önce- yapılan galada gösterilmişti. Neyse ki festival, filmin yenilenen kopyasının GENEL SEYİRCİ karşısına ilk kez çıkacağını belirtti de yanlış bilginin yayılmasının önüne geçti. (19 Ocak 2018)

Markette kuruyemiş reyonunun önünden geçerken Peyman paketlerinin cazibesine kapıldım, Keju ve Badem alayım dedim. Genelde bu kabil keyfe keder yiyecekleri alırken gramajları üzerinden kilo fiyatını hesaplarım, açıkta satılan kuruyemişlerle mukayese eder, öyle alırım. Keju paketlerine baktım 137 gram yazıyor, bademlere baktım 146 gram yazıyor. 100 gram olsa paket fiyatını 10’la çarpıp, 150 gram olsa 3’e bölüp 20’yle çarpıp kafadan kolaylıkla kilosunun fiyatına ulaşıyorsun. Ama gramajlar yukarıya yazdığım gibi olunca şaşırdım, telefondaki hesap makinesiyle hesaplayayım dedim. Aaa baktım, telefonu evde unutmuşum. Hesap edemeyince alamadım tabi. Sonra, memleketin bunca kafa yoracak işi yokmuş gibi kafamı bu konuya yordum. Kendi kendime “Herhalde böyle küsur gramajlı paketleme, vatandaş kilosunu hesaplamadan şak deye alsın düşüncesiyle yapılıyor.” dedim. 900 gramlık paket makarnayı 5 liraya alınca sanıyorsun ki makarnanın kilosu 5 lira, halbuki daha fazla liraya satmış oluyorlar. (Acaba Ahmet bu konuda ne düşünüyor?) (21 Ocak 2018)

“Horoz Bayram” adında bir yerli film çevirmişler, 20 Nisan’da vizyona girecekmiş. Vallahi ben Bayram, Seyran anlamam, Türk sinemasında tek Horoz vardır, o da Vahi Öz’ün canlandırdığı Horoz Nuri’dir. (21 Ocak 2018)

Yeni bir keşifte bulundum. Süt ve kahve arasında kesin bir akrabalık var; ikisi de aynı hızla taşıyor. Önce sütü taşırdım, sonra kahveyi. (Copyright © Sadi Bey) (24 Ocak 2018)

(22 Nisan 2018)

Sadi Çilingir

[email protected]

Güney Sudan Sinemasının İlk Filmi Ankara Film Festivali’nde

Yedi yıl önce bağımsızlığını kazanan, son BM üyesi, Günay Sudan sinemasının ilk filmi olan Kifaya’nın 29. Ankara Uluslararası Film Festivali yolculuğu aynı zamanda ülke sinemasının ilk uluslararası deneyimi olacak. 38 dakikalık Kifaya filmi ülkedeki imkansızlıklar nedeniyle 2017 yılında el kamerası ile çekilmiş. Film normal yaşam koşullarının bile insanlarına zorluklar yaşattığı Güney Sudan’da, çocuk ve yetişkin engelli bireylerin yaşadığı fiziki, sosyal ve psikolojik sıkıntıları anlatıyor. Juba Uluslararası Film Festivali’nin kurucuları olan, Kifaya filminin yönetmen, yapımcı ve oyuncuları Alex Joseph Lubajo ve Moses Mouter, festivalin daveti üzerine Ankara’ya gelmeye hazırlanıyor.

Fındık Veresiye

Fatema Khawari’in yönettiği ve Melisa Doğan, Ahmet Hamdi Bacınoğlu, Yasin Yapıcı ile Aslı Bayrak’ın oynadığı Hemşire, 11 Mayıs 2018’de Derin Film dağıtımıyla Derin Film – Bilge Kılavuz Eğitim tarafından vizyona çıkarıldı.
Birbirine ezelden sevdalı Hacer ile Mehmet, Ordu ilinin bir köyünde yaşamaktadırlar. Hacer’in babası Pala İsmail köyün fındık ağasıdır ve fakir olduğu için Mehmet’e kızını vermek istememektedir. Hacer ile Mehmet kavuşmak için çeşitli entrikalar çevirir. Buna karşın Hacer ile evlenmek isteyen Soytarı Cemil ve Mehmet ile evlenmek isteyen Cingöz Meryem çeşitli oyunlar hazırlar. Bütün olayların çözümü yörenin geçim kaynağı fındıktadır.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Fragman

Bizum Uşaklar

Cuma Uğurlu’nun yönettiği ve Yakup Yavru, Ayşegül Kaygusuz, Hasan Kıdıkoğlu ile Reyhan İlhan’ın oynadığı Bizum Uşaklar, 27 Nisan 2018’de Derin Film dağıtımıyla Uğurlu Medya tarafından vizyona çıkarıldı.
İki kaçak Trabzon’a gelirler ve saklanacak yer aramaya başlarlar. Bu aramaları esnasında tesadüfler sonucunda Araklı’nın bir köyüne gelirler ve orada hoca olurlar. Köylüler, yıllardır süren ve bir türlü bitmeyen sınır kavgasından bıkıp usanmışlardır. Yeni gelen hocalar ile Muhtar bu sınır kavgasını sona erdirecek bir çözüm bulmaya karar verir. Onların ortak arazilerinde define var diyerek tarafları ortak noktada buluşturarak barıştırmayı planlarlar.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Facebook
  • Fragman

Bizum Uşaklar yazısına devam et

Tülin Korman’ı Kaybettik

Türk Sanat Müziğinin ünlü ses sanatçılarından Tülin Korman, 14 Nisan 2018 Cumartesi günü hayatını kaybetti. 1951 yılında İstanbul Belediye Konservatuarı sınavlarına giren Korman, eğitimi boyunca Münir Nurettin Selçuk’un asistanlığını yaptı. Madam Rosenthal’dan Batı Müziği dersi de alan sanatçı radyoda ilk olarak Batı Müziği icra etmeye başladı, daha sonra öneri üzerine Türk Sanat Müziğine yöneldi. 1967’ye dek solo ve koro programlarda sanatını icra etti. İhsan Tomaç’ın yönettiği Çileli Bülbül adlı sinema filmine de söylediği şarkılarla katkıda bulunan merhume’ye tanrıdan rahmet, kederli ailesine sabırlar dileriz.

Kral Şakir: Oyun Zamanı

Haluk Can Dizdaroğlu ile Berk Tokay’ın yönettiği ve Atilla Şendil, Levent Ünsal, Mustafa Oral ile Didem Atlıhan’ın seslendirdiği animasyon film Kral Şakir: Oyun Zamanı, 11 Mayıs 2018’de CGV Mars Dağıtım dağıtımıyla BKM Film – CJ Entertainment tarafından vizyona çıkarıldı.
Yapılan bir deney yüzünden Fil Necati’nin telefonundaki oyun ile gerçek dünya arasında bir kapı açılır. Şakir dünyayı kurtarmak için ailesi ile kendini Fil Necati’nin cep telefonunun içindeki oyunlarda bulur. Bu ekibin tek yapması gereken şey bütün oyunları tamamlayıp, gerçek dünya sona ermeden oyunu durdurmaktır.

  • Basın Bültenri: 1 / 2
  • Fotoğraflar
  • Fragman
  • IMDb

Kral Şakir: Oyun Zamanı yazısına devam et

37. İstanbul Film Festivali Günlüğü: 15 Nisan 2018 Pazar

37. İstanbul Film Festivali’nde 15 Nisan 2018 Pazar günü Ulusal Yarışma filmlerinden Renksiz Rüya, 11:00’de Atlas Sineması’nda, yönetmen Mehmet Ali Konar’ın katılımıyla; Yarışma Dışı bölümünde yer alan Dört Köşeli Üçgen, 13:30’da Beyoğlu Sineması’nda, yönetmen ve yazar Mehmet Güreli’nin katılımıyla; Ulusal Yarışma filmlerinden Yol Kenarı, 19:00’da Atlas Sineması’nda, yönetmen Tayfun Pirselimoğlu’nun katılımıyla festival takipçilerine gösterilecek.

Saplantı (Yönetmen: Darrell Roodt)

Darrell Roodt’un yönettiği ve Reine Swart, Brandon Auret, Dorothy Ann Gould ile Thandi Puren’in oynadığı Saplantı (Siembamba – The Lullaby), 18 Mayıs 2018’de Özen Film dağıtımıyla Özen Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Chloe hamile olduğunun farkına vardığında anne olmak istemez fakat bunun için çok geç kalınmıştır. Doğum gerçekleşir ve anne olur. Bebeğinin sürekli ağlaması, gittikçe artan suçluluk duygusu ve paranoya, Chloe’yi depresyona sokar. Anneliği bir türlü kabul etmemesine rağmen oğlunu koruma içgüdüsü ile karşılaştığı her durumu tehlike olarak görür. Chloe’nin psikolojisi her geçen gün bozulmaktadır.

  • Basın Bülteni
  • Fragman
  • IMDb

Eyvah Anne Oluyorum

Noemie Saglio’nun yönettiği ve Juliette Binoche, Camille Cottin, Lambert Wilson ile Catherine Jacob’un oynadığı Eyvah Anne Oluyorum [Telle Mere Telle Fille – Baby Bump(s)], 11 Mayıs 2018’de Özen Film dağıtımıyla Özen Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Avril, 30 yaşında disiplinli biridir. Mutlu bir evliliği vardır. Annesi Mado ise tam tersi, asi ve keyfine düşkün biridir. Avril ve Mado aynı evde yaşamaktadırlar. Avril hamile olduğunu öğrenir ve çok mutlu olur. Güzel haberi paylaşmak için eşinin anne ve babasını da yemeğe davet ederler. Annesi Mado, orta yaş krizinde ve büyükanne olmaya hiç de hazır değildir. Kısa bir süre sonra Mado’nun da hamile olduğu anlaşılır.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Fragman
  • IMDb

Cano

Salih Demir’in yönettiği ve Berrin Çelik, Gülbin Bozan, Lütfü İrdem ile Salih Demir’in oynadığı Cano, 04 Mayıs 2018’de Başka Sinema dağıtımıyla Layen Film tarafından vizyona çıkarıldı.
İbrahim bir sabah çalan telefonla çok sevdiği arkadaşı Cano’nun kaybolduğunu öğrenir. Başlarda normal hayatını sürdürmeye devam eder. Birkaç yere soran İbrahim, kendisi dışında herkesin kayıtsız olduğunu fark edince dostunu aramaya başlar. Bu arada bitmekte olan ilişkisini kurtarmaya çalışır.Arkadaşını şehirde bulamayan İbrahim, Cano’nun doğup büyüdüğü köye ve kasabaya gider. Bu arayış, İbrahim’in Cano’yla beraber kendini de aramaya dönüşür.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Trailer

Cano yazısına devam et