Duvar

Sadi Bey’in Facebook Günlükleri:

Duvar, nam-ı diğer The Wall. “Duvar” deyip hor görme garibi. Nice dünya güzelleri, yeryüzü yakışıklıları yürüdü, geçti önünden. (31 Ocak 2017)

Geleceği tahmin etme becerisi en çok ses sanatçılarımızın ailelerinde bulunuyor sanırım. Soyadlarına dikkat ederseniz Tatlıses, Gürses, Şenses, Güzelses, Bülbülses’lerin aileleri daha evlatları dünyaya gelmeden onların ses sanatçısı olacaklarını öngörmüşler ki ailelerinin soyadlarını ses’lendirmişler. Bendeniz de bu uygulamadan ve şu an içinde bulunduğum sektörden ilham alarak soyadımı Tatlıfilm, Gürfilm, Şenfilm, Güzelfilm, Bülbülfilm veya Tatlısinema, Gürsinema, Şensinema, Güzelsinema, Bülbülsinema olarak değiştirmeyi düşünüyorum. Sadi Tatlısinema veya Sadi Güzelfilm olur mu? Henüz karar veremedim, siz ne dersiniz? (“O soyadları ses sanatçılarımızın şöhret basamaklarını tırmanmaları için kullandıkları takma adlardır” diye bazı arkadaşlar konuya hemen müdahil olup akıl vermesinler lütfen. Öyle olduğunu ben de biliyorum ve bu saatten sonra soyadımdan da vazgeçecek değilim tabi ki. Ne de olsa o şekilde meşhur oldum; bu duruma meşhurluk denmese de sağ olsunlar bazen duayen diyorlar.) (01 Şubat 2017)

Gemilerde talim var. (“Gemicik” yazsam yanlış anlaşırım deye* böyle yazdım. Fotoğrafı otobüs içinden çektim. Camdaki “Acil Çıkış” yazısı da konuya uydu sanki. Hani talim, hoplama, zıplama vs. vs. gibi.)
*Rahmetli Özdemir Asaf malum kelimeyi böyle yazardı. (01 Şubat 2017)

Kısa boylu arkadaşlar genelde boylarından şikâyet ederler. Hiç etmesinler, çünkü uzun boylu olmak daha kötü. 1.83 boyumla pek selvi boylu olmasam da ben bile bazen rahatsız oluyorum uzunluğumdan. Sinemada, tiyatroda arkamıza denk gelenler, oyunun, filmin olur olmaz yerinde dürterler bizi, “Perde görünmüyor, kafanızı eğer misiniz?” diye taciz ederler. Taciz olmasa da uzunluğun verdiği tedirginlikle koltukta büzüldükçe büzülürüz. Mesela kısa boylu olarak hiç duydunuz mu “Beyefendi kafanızı biraz yukarı kaldırın da perdenin yarısı kapansın.” diye. Mümkün değil, duymamışsınızdır. Bazen seslenirler “Uzuuun baksana” diye, “Kısaaa bak bana.” diyene rastladınız mı? Rastlamadınız tabi ki. Bazen tarifi bile uzun adam üzerinden yapanlar olagelmiştir. “Bak teee oradaki uzunun önünde durduğu dükkân.” derler. “Kısanın yan tarafındaki kebapçı.” demezleeer. (02 Şubat 2017)

“Yeni Nesil Ajan” filminin afişinde IMAxXx esprisi. (01 Şubat 2017)

Kantarın topuzunu kaçırıp sürekli mağdur olduğunuzdan ve suçunuz olmadığından bahsederseniz, farkında olmasanız dahi kendi aleyhinize çalışıyorsunuz demektir. Bir müddet sonra insanlar sizin mağdur olmadığınıza ve suçun kesinlikle sizde olduğuna inanmaya başlarlar. Çünkü işin suyunu çıkardınız, inanılmaz oldunuz. (05 Şubat 2017)

“Bir çiçekle bahar gelmez” deyip gülü, yasemini, menekşeyi hor görme, sadece sana değil görüntü ve kokularıyla tüm doğaya mutluluk saçıyorlar. (05 Şubat 2017)

Milliyet Gazetesi’nin ekini tetkik ederken üstad R. Hakan Kırkoğlu’nun köşesine takıldım. Kırk yılda bir burcuma bakayım dedim, bulamadım. Kova Burcu’nu göremeyince tarih aralığına baktım, Saka Burcu yazıyor. 67 yaşımdan sonra Yeni Türkiye’de burcumun da değiştiğini gördüm ya artık sen sağ ben selamet. (05 Şubat 2017)

Sadi Bey’in Beyazperde Yazıları:

Üzüntü insanı olgunlaştırır. (Dixie, Yön: Edward Sutherland.)

Hepimiz çocukluğumuzu özleriz; en kötümüz bile. (Vahşi Belde-The Wild Bunch, Yön: Sam Peckinpah.)

(07 Şubat 2017)

Sadi Çilingir

sadicilingir@sadibey.com