Sadi Bey’in Facebook Günlükleri:
Malkoçoğlu, Battal Gazi, Kara Murat, Kolsuz Kahraman, Komiser Cemil, Vatandaş Rıza ne kadar ileri görüşlüymüş. Taa o zamanlardan “N’aaayır, N’olamaz” demişler. (Sinemaya uzak olanlar için not: Adı geçen şahıslar, Cüneyt Arkın’ın filmlerinde canlandırdığı muhtelif karakterlerdir.) (22 Ocak 2017)
Facebook ve Twitter ortamının görünmeyen bir yararını keşfettim. Ortama bir yazı koyduğunuzda kendi kendinizle iddiaya da girebilirsiniz. Yazdığınızı beğenmeyenler kanatlanıp uçabiliyor. Beğenenlerin üzerinden ise yeni takipçi edinebiliyorsunuz. Yeni gidecek ve gelecekleri tahmin ederek paralı iddia oyunundan uzak durarak günaha girmekten bile kurtulabilirsiniz. (22 Ocak 2017)
Hayırsızada, birkaç tane ağaç dikilerek Hayırlıada’ya çevrilebilir ve mesire yeri olarak turizme kazandırılarak memlekete daha faydalı bir hale getirilebilir. (22 Ocak 2017)
Hayırlı Sabahlar
Hayırlı Pazartesi’ler
Hayırlı Haftalar*
*”Neşeli Pazartesiler” filminin verdiği ilhamla**
**Pardon yanlış hatırlamışım, “Güneşli Pazartesiler”miş (Los Lunes Al Sol). (23 Ocak 2017)
Sevgili arkadaşlar, bu ortama yazılan yorumlar, ana yazının -eski tabirle- teferruatı, çok eski tabirle mütemmim cüz’üdür. Yeni dilde eklenti de deniyor. Ana yazı olmasa yorumları üretemeyiz. O nedenle bunları yazarken saygıda kusur etmemeli, iğneleyici, küçümseyici, hakaret edici ifadeler kullanmamalıyız. Neticede şurada iki satır yazıyla dünyayı kurtarmaya çalışıyoruz. Bırakın rahat rahat kurtaralım. Siz de teşvik edici yorumlarınızla güç verin. Bu arada profilinde herhangi bir bilgi olmayan, kendi fotoğrafını kullanmayan ve rumuzla ortamda arz-ı endam eden arkadaşların yazdıklarının hiçbir kıymeti harbiyesi olmadığının sanırım yazan arkadaşlar da farkındadır. (23 Ocak 2017)
sinematurk.com, Horizon International bünyesine geçmiş. Hayırlı olsun. Son zamanlarda sitede rastladığım eski filmlerin yeniden yapılmış afişlerinden bir şeyler olacak gibi hissediyordum. Nitekim oldu. (23 Ocak 2017)
Bir yanda görme engelli vatandaşlarımız için tabela hazırlayan Bankalarımız, diğer yanda 9 yaşındaki kızı ile ayrı oturması için bilet kesen Demir Yollarımız. İlginç bir memleket olduk vesselam. (T. C. Devlet Demir Yolları’nın, bir baba ile 9 yaşındaki kızına ayrı bilet kestiği haberlerinin verdiği ilhamla.) (23 Ocak 2017)
Misalen bu ilânı veren bendeniz olsaydım, reklâm parasını % 30 eksik öderdim. Sebeb-i hikmeti görüntüde saklı değil, ayan beyan belli oluyor. (Metronun Mecidiyeköy İstasyonu Cevahir AVM çıkışı.) Ayrıca sergi de ilânın görkemi altında eziliyor. (23 Ocak 2017)
“Vizontele 3” çekilirse Zeki Müren’li espri benzeri şöyle bir diyalog öneriyorum: Demiryolları asansörlere binecek olanlara da ayrı bilet kesiyor mu? (T. C. Devlet Demir Yolları’nın, bir baba ile 9 yaşındaki kızına ayrı bilet kestiği haberlerinin verdiği ilhamla.) (23 Ocak 2017)
TRT Müzik yanlış söylenen türkülerimizin doğrularını yayınlamayı sürdürüyor. Ünlü türkü aslında şöyleymiş:
Urfa’ya paşa geldi, tahta temaşa geldi
Bir elim yar kolunda*, bir elim boşa geldi
*Türkünün orijinalinde bu kelime “koynunda” olarak geçiyor. (24 Ocak 2017)
Que Sera Sera = Olmaz. (25 Ocak 2017)
Bu haftaki (23 Ocak 2017) basın gösterimleri tam tebdili mekânda ferahlık var misali geçiyor: Satıcı / Kanyon, Toni Erdmann / Soho House, Lion / Özdilek, Yeni Nesil Ajan / İstinye Park, Yaşamın Kıyısında / Beyoğlu. Gönül başka mekânlara da yayılmak istiyor ama tabi ki o filmcilerin bileceği iş. (26 Ocak 2017)
Hayatın küçük bir tuhaflığından bahsedeyim. 20’li 30’lu yaşlarda aldığım kitapları kirlenmesin diye kaplardım, kaldığım yeri işaretlemek için sayfayı kıvırmaz, araya kâğıt parçaları koyardım. Okuduğum hiçbir kitapta cümle altlarını çizmez, sayfalara hiçbir işaret koymazdım. Gün oldu, devran döndü, bu kadar itina gösterdiğim kitaplarımın yarısını Milas’ın köy okullarına hediye ettim. Bağışa ilham verenlere ve yardımcı olanlara selâm olsun. Her şey bir müddet bize dokunuyor ve geçip gidiyor; buna insanlar, mekânlar, zaman ve anılar da dahil. (Veya biz de onlara dokunup geçip gidiyoruz.) (26 Ocak 2017)
Başka bir ifadeyle yazarsak: “Zinhar olmaz, muvafık değildir.” (26 Ocak 2017)
Sosyal medya ortamında hiç beğeni almamış bir paylaşımınız oldu mu? Benim oldu. Olması da iyi oldu, çünkü bu vesileyle onun da bir tesellisi olabileceğini keşfettim. Genelde kısa paylaşımlarımı hem facebook’a, hem twitter’a koyuyorum. Twitter’ın beğeni tuşunun kalp işareti olması durumu kurtarıyor. Bendenizin anlayışında kalp ve gönül kelimeleri sevgi duymak anlamına geliyor. Dolayısıyla twitter’da yaptığım paylaşımlarda, gördüğüm kalp işaretine sevindiğim gibi herhangi bir işaret görmezsem de “Ne güzel, kimse paylaşımıma gönül (kalp işareti) koymamış, gücenmemiş.” diye düşünerek teselli oluyorum. (26 Ocak 2017)
(26 Ocak 2017)
Sadi Çilingir
sadicilingir@sadibey.com