Şehir Üniversitesi’nde Dünya Sineması Atölyesi

Hollywood dışında kalan ülkelerin sinemalarının anlatılacağı Dünyanın Sineması isimli atölye çalışması Ekim ayında Şehir Üniversitesi’nde başlıyor. Ülke sinemaları üstüne yazdığı kitaplarla tanınan sinema yazarı Rıza Oylum’un yürüteceği 8 haftalık atölye çalışmasında, Almanya’dan Çin’e; Rusya’dan İran’a uzanan bir dünya sineması panoraması katılımcılarını bekliyor olacak. Atölye, farklı ülkelerin filmlerini, yönetmenlerini, renklerini, kültürünü tanıtmayı amaç ediniyor.

Şehir Üniversitesi’nde Dünya Sineması Atölyesi yazısına devam et

Abluka’ya Gençlerden ve Bağımsız Film Eleştirmenlerinden İki Ödül

Emin Alper’in, dünya galasını 72. Venedik Film Festivali’nin Yarışma bölümünde yapan yeni filmi Abluka, Arca CinemaGiovani Ödülü’nü kazandı. Gerekçeli kararda “Seçme özgürlüğü ve baskı üzerine orijinal ve zeki bir sosyal eleştiri yaratan klostrofobik görselliği için; cesur sineması, tekrar, mesaj ve şiddet arasında yakaladığı denge için; film bittikten sonra seyirciyi içerdiği güçlü anlamlar üzerine ateşli tartışmalara davet ettiği için” Arca CinemaGiovani Ödülü’nün Abluka filmine verildiği açıklandı.

İFSAK’ta Ekim Ayı Atölye ve Seminerleri

İFSAK Ekim ayı atölye ve seminerleri başlıyor. Kadınlardan Birinci Tekil Şahıs Hikayeler başlığı ile Çiğdem Vitrinel’in eğitmenliğindeki Uygulamalı Senaryo ve Kısa Film Atölyesi 09 Ekim Cuma günü başlayacak. Rıza Kıraç ile Senaryo Yazma Atölyesi 08 Ekim Perşembe günü, Ali Şimşek eğitmenliğindeki Film Analizi Semineri 05 Ekim Pazartesi başlıyor. DSLR Fotoğraf Makinesi ile Video Çekim Teknikleri Atölyesi’ni ise Sadık İncesu gerçekleştirecek.

İFSAK’ta Ekim Ayı Atölye ve Seminerleri yazısına devam et

Sinematek Derneği, Ekim 2015 Kursları Başlıyor

Sinematek Derneği’nin Ekim 2015 Sinema Kursları başlıyor. Derneğin 03 Ekim’de Ankara’da, 09 Ekim’de ise İstanbul’da başlayacak olan kurslarında Film Yapım ve Yönetmenlik Atölyesi, Senaryo ve Daramatik Yazarlık Atölyesi, Kurgu / Montaj Atölyesi, After Effects Atölyesi, Belgesel Film Yapım Atölyesi, DaVinci Renk Düzenleme Atölyesi, Kamera Önü Oyunculuk Atölyesi, Film Analiz Atölyesi eğitimleri yapılacak.

Şah Mat

Edward Zwick’in yönettiği ve Tobey Maguire, Liev Schreiber, Peter Sarsgaard ile Lily Rabe’in oynadığı Şah Mat (Pawn Sacrifice), 02 Ekim 2015’de The Moments Entertainment dağıtımıyla The Moments Entertainment tarafından vizyona çıkarıldı.
Film, Amerikalı satranç duayeni Bobby Fisher’ın Rus rakibi Boris Spassky ile 1972 yılında karşılaştığı “Yüzyılın Maçı”nı konu alıyor. Yapımcı Gail Katz, milyonlarca insanın dikkatini çeken, bir satranç oyuncusunun bir boksör veya bir rock yıldızı kadar meşhur olduğu ve “Yüzyılın Maçı” olarak adlandırılan hadisenin neden filmi yapılmamış diye merak ettiğini söylüyor.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Fragman
  • IMDb

Dünya Barış Günü’nde Motor Dediler: İftarlık Gazoz Geliyor

Sevilen yönetmen Yüksel Aksu yine Ege topraklarından ilham aldığı bir filmle izleyicileri buluşturmaya hazırlanıyor. Aksu, Dondurmam Gaymak ve Entelköy Efeköy’e Karşı’dan sonra yeni filmi İftarlık Gazoz’da bu defa da “usta-çırak” ilişkisinin neşeli ve bir o kadar derinlikli öyküsünü işliyor. Dünya Barış Günü’nde Muğla’nın Ula ilçesinde çekimlerine başlanan İftarlık Gazoz, insan yüreğine keyifle dokunan, içimizden, sevimli bir öyküyü perdeye getiriyor.

Genç Yapımcı İhsan Taş’tan Örnek Davranış

Bugüne kadar yaptığı başarılı çalışmalarla isminden sıkça söz ettiren Kaçış 1950 filminin genç yapımcısı İhsan Taş Türk Sineması ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. Bir ülkede toplumun kültür seviyesinin artmasında sanat ve sinemanın öneminin çok büyük olduğuna değinen başarılı yapımcı, sinemaya yıllarca hizmet etmiş emektar oyunculara sahip çıkılması gerektiğinin altını çizdi. Taş “Yeşilçam’ın emektar sanatçılarının çoğunun durumu içler acısı. Önümüzdeki günlerde çekimlerine başlayacağımız bir sinema filmi projemiz var. Şu sıralar onun ön hazırlıklarını yapıyoruz. Bu projemde 3 veya 4 tane emektar oyuncuya yer vereceğim.” dedi.

Genç Yapımcı İhsan Taş’tan Örnek Davranış yazısına devam et

Down By Law, CerModern Açık Hava Sineması’nda

CerModern Açık Hava Sineması gösterimleri devam ediyor. Programa göre 12 Eylül 20:15’de Jim Jarmusch’un yönettiği Down By Law Türkçe altyazılı olarak gösterilecek. DJ.lik yapan Zack ve kadın satıcısı olan Jack bir şekilde işlemedikleri suçlardan ötürü kendilerini demir parmaklıklar ardında bulurlar. Daha sonra aralarına cinayet suçlamasıyla hapise düşmüş olan Roberto da katılır. Roberto’nun çabalarıyla üçlü bir süre sonra hapisten kaçmayı başarırlar.

SALT’ta Uzun Perşembe: 17 Eylül

SALT’ta Uzun Perşembe’de ücretsiz film gösterimleri devam ediyor. Gösterimler kapsamında Osmanlı Bankası Müzesi saat 22:00’ye kadar gezilebiliyor, SALT Beyoğlu ve SALT Galata’daki Robinson Crusoe 389’larda özel indirimden yararlanılabiliyor. Bu Perşembe SALT Beyoğlu Açık Sinema’da Ömer Kavur’un yönettiği, başrolünü Macit Koper ve Serra Yılmaz’ın oynadığı, Anayurt Oteli gösterilecek; SALT Galata’da Konjo feat. Alper Maral performansı sunulacak.

İlk Defa Kendimi Oynadım

Sevilen başarılı oyuncu Esra Sönmezer, yeni sezona da bereketli girdi. Çekimleri İstanbul’da başlayan ve devam eden Kalıngiller isimli komedi filminde Oya Aydoğan, Nuri Alço ve Selahattin Taşdöğen gibi isimlerle kamera karşısına geçti. Sönmezer “Araştırma konusu benim, bir reklamcı ve TV sunucusunu oynuyorum. Yıllarca ekranlarda program sundum. İşin mutfağının da kamera önünün de ustasıyım. Film için kendimden başka araştırma konusu olabilecek kimseyi de göremedim.” dedi.

Her Şeye İyi Gelen İhtiyar

Stajyer (The Intern)
Yönetmen-Senaryo: Nancy Meyers
Müzik: Theodore Shapiro
Görüntü: Stephen Goldblatt
Oyuncular: Robert de Niro (Ben), Anne Hathaway (Jules), Christina Scherer (Becky),
Anders Holm (Matt),René Russo (Fiona), Adam DeVine (Jason), Wallis Currie-Wood (Kiera),
Christine Evangelista (Mia), Annie Funke (Ali),Christina Brucato (Emily), JoJo Kushner (Paige)
Yapım: Warner Bros (2015)

Hollywood’un mizah yüklü yönetmenlerinden Nancy Meyers’in “Stajyer”i insana iyi gelen filmlerden. Bu film, yaşlı insanlara ve tecrübeye saygıyı çoğaltacak belki.

Kırk yılı aşkın telefon idaresinde rehber baskı bölümünde çalışmış Ben Wittaker, emekli olduktan sonra sudan çıkmış balık gibi olmuş. Biriktirdiği uçak puanlarıyla bedava dolaşmış durmuş. 42 yıl yıllık karısı sekiz yıl önce kendini yalnız bırakıp göçüp gitmiş bu dünyadan. Torunları da var. Arada bir istemeyerek sevişmek zorunda olduğu kendi gibi yaşlı bir kadını da idare edip gidiyor. Şimdi yetmiş yaşında ve koca bir boşluğun ortasında. Yapacak
hiçbir şey yok. Koskoca evde yalnızlıktan da bunalmış. Hayatını geçirdiği büyülü Brooklyn’de caddeden geçerken bir ilana gözü çarpıyor. İlanda, internet üzerinden giysi satan bir şirket yaşlı insanları stajyer olarak işe alınacağı yazıyor. Ama onun da koşulları var. O da teknoloji. Artık insanlar “tweet” atıyorlar, “facebook”ta arkadaş oluyorlar, birbirleriyle konuşacaklarına cep telefonlarıyla kısa mesajlar atıyorlar. Elbiselerini ve başka ihtiyaçlarını internetten sipariş ediyorlardı. 2015 yılının dünyası böyleydi işte. Kibirliklerin, iletişimsizliklerin ve yalnızlıkların dünyasıydı bu zamanlar.

İnternet ticaretinde sıfırdan yaratan Jules Ostin, şirketin patronu. Sürekli koşturuyor. Çalışanlarının çoğu bilgisayarın başında sipariş alıyor bu işyerinde. Elbise depoları da var. Jules, Matt’le evli ve Paige adında da küçük bir kızları var. Ben, Jules’la çalışmaya başlıyor. Hep erken kalkmaya alışmış düzenli Ben, yatmadan önce iki çalar saatini erken saate ayarlıyor. Ben’in evinde her şey düzenli ve tertemiz görünüyor. Yatağı bile. İşe gidiyor. Burası ona
yabancı bir mekân değil. Kırk yıl bu binada çalışmış. Jules, bu binayı almış. İlk günden, Jules dışında herkes Ben’e ısınıyor. Ben,
görmüş geçirmiş ve gençlerde pek olmayan sabrı var. Buna hayat tecrübesi deniyor. Ben’in gözü hep Jules’un üzerinde. Ben, pencereden dışarı bakarken, Jules’un şoförünün gizlice içki içtiğini görüyor. Korumacı Ben işe el koyuyor ve Jules’un şoförlüğünü yapmaya başlıyor. Jules, Ben’in sıcaklığını hissetmeye başlıyor. Bir insana yakından bakınca uzaktan görülmeyenler fark ediliyor muydu? Önyargılar böyle mi yıkılıyordu?

1949’da Pensilvanya’da doğan yönetmen Nancy Meyers, 1998 yapımı “The Parent Trap-Komik Tuzak” komedi filmiyle yönetmenliğe geçti. Asıl bilinen filmi, 2000 yapımı “What Women Want-Kadınlar Ne İster?” yapıtıydı. Bu filmde, kadınların ne istediği insanı tuhaf yapıyordu güldürürken. En Son Meryl Streep’i yatağa sokan 2009 yapımı “It’s Complicated-İlişki Durumu: Karmaşık” vardı. Meyers, melodramlarında insanları gerçeken güldürebilen yönetmenlerden. Meyers, 2015 yapımı “The Intern-Stajyer” filminde insan sıcaklığı verirken, gerçek anlamda güldürüyor. Sinemanın ağır işçilerinden koca Robert de Niro, bu filmde komedi tarafını da ortaya koyuyor. Metot oyunculuğunun önemli isimlerinden De Niro, bu filmde sanki oraya kahve içmeye gelmiş bir insan sanki. Çok rahat ve ilham vericiydi.

Ben, işyerinde herkese iyi geliyor. Hayatının sonbaharında, işyerindeki masöz Fiona’yla aşka düşüp yalnızlığından bir nebze kurtuluyor. Ama her şeyden önce Jules’a terapi gibi geliyor Ben. Birçok şey darmadağın olup gidecekken, Ben’in varlığıyla her şey yoluna giriyor sanki. O, iyi bir gözlemci ve dinleyiciydi. Jules, iş yoğunluğundan kocasını ve evini ihmal ediyor. Sevişmeye bile zaman kalmıyor hayatında. Matt, belki de bu yüzden karısını aldatmış oluyor. Ama herkes için doğru yol vardır. Aile kutsaldır.

Yakın çekimlerin yoğun olduğu filmi, televizyon estetiğine yakın bulduk. Hatta “dolly”ye takılı çekimleri de. Ama kamera biraz açıldığında film de sinemaya yaklaşıyor elbette. Bilgisayar, tablet, akıllı telefon ve televizyon ekranlarının başında daha çok vakit harcayan seyircileri yabancılaştırmak istememiş sanki yönetmen. Mutlu sonla biten, insana kendini iyi hissettiren ve de güldüren bir film bu. Yaşlıların tecrübesine ve kendilerine saygı sunuyor film. Çünkü bir gün herkes yaşlı olacak.

(17 Eylül 2015)

Ali Erden

ailerden@hotmail.com

Pera Müzesi’nde Bosnalı Yönetmenlerin Gözünden Savaşın İzleri

Güncel Bosna sinemasının son dönemde öne çıkan örneklerinin yer alacağı Şimdi Saraybosna! Bosna – Hersek Sineması programı 16 Eylül’de Pera Müzesi’nde başlıyor. Uluslararası tanınırlığa sahip yönetmenlerin yapıtlarının yer aldığı program 03 Ekim’e kadar devam edecek. Program kapsamında beş film gösterilecek. Bosna sinemasının son yıllarda ülkenin çalkantılı geçmişine ve güncel meselelerine değinerek akılda kalıcı ve beğeni toplayan filmler ürettiğini belirten Pera Müzesi Film ve Video Programları Yöneticisi Fatma Çolakoğlu, “Bu beş filmlik seçki, yönetmenlere görünürlük sağlarken ülkenin kültürüne ve tarihine de ışık tutuyor.” diyor.

Pera Müzesi’nde Bosnalı Yönetmenlerin Gözünden Savaşın İzleri yazısına devam et