Bu Film Çok Kokacak: Bi O Kalmıştı

Burak Babayiğit’in yönetmenliğini üstlendiği ve senaryosunu Taha Ulukaya’nın yazdığı B. O. K.: Bi O Kalmıştı isimli sinema filminin çekimleri İstanbul’da başladı. “Türk Sinemasının en içten hikâyesi” iddiasıyla çekimlerine başlanan filmin ekibi başta kamera arkası ekibi olmak üzere oyuncu kadrosu da genç sinemacılardan oluşuyor. Filmin soundtrack çalışması ünlü müzisyen Sarp Sanin tarafından hazırlanırken, müzikleri Kenan İşan tarafından gerçekleştiriliyor. Hazırlık dönemi 6 ay süren ve vizyon tarihi 2015 olarak belirlenen filmde Murat Nazım Vardarlı, Andaç Semerci, Gülşah Yeşilot, Mutia Gürsel, Taha Ulukaya, Kemal Ekşioğlu ve Sebahat Adalar rol alıyor.

Mehmet Günsür, Çağan Irmak’ın Yeni Filminde Tarık Rolünde

Çağan Irmak’ın, merakla beklenen yeni filmi Unutursam Fısılda’da Tarık karakterini canlandıran Mehmet Günsür imajını değiştirdi. Senaryosunu da Çağan Irmak’ın kaleme aldığı filmin çekimleri devam ediyor. Filmde Tarık rolünü canlandıracak olan başarılı oyuncu çekimlere katılmak üzere İzmir’e gitti. Unutursam Fısılda filminde yeni karakteri için saç şeklini değiştiren Günsür, döneme ait kıyafetleriyle de dikkat çekti. Birbirlerine aşık olan iki gencin her şeyi geride bırakarak, müziğin, aşkın ve hayallerinin peşinde verdikleri mücadeleyi konu alan filmin kadrosunda Hümeyra, Mehmet Günsür, Farah Zeynep Abdullah, Kerem Bürsin ve Işıl Yücesoy gibi birbirinden başarılı isimler rol alıyor.

1. Marmaris Uluslararası Kısa Film Festivali

Marmaris Belediyesi ve MARTAB (Marmaris, Köyceğiz ve Datça Turizm Alanı Altyapı Birliği) işbirliği ile 24 – 27 Eylül 2014 tarihleri arasında 1. Marmaris Uluslararası Kısa Film Festivali düzenleniyor. MarmarisSANart sanat topluluğunun projelendirdiği festival, kısa zamanda çok şey anlatma temeline dayanan ve yönetmenlerinin yaratıcılıklarını en özgün biçimde yansıtmalarına olanak tanıyan kısa filmi desteklemek, Ulusal ve Uluslararası alanlarda genç yönetmenlerin çalışmalarını seyirciyle buluşturmak ve seslerini duyurmak amacıyla düzenleniyor. Ayrıca festival, Türkiye’de kısa filmin merkezi olma ilkesine odaklanıyor.

  • Basın Bülteni
  • Web Sitesi
  • Tanıtım Filmi

1. Marmaris Uluslararası Kısa Film Festivali yazısına devam et

Sev Beni, 5. Odessa Film Festivali’nden İki Ödülle Dönüyor

Yönetmenliğini başarılı yönetmen çift Maryna Er Gorbach ile Mehmet Bahadır Er’in, yapımcılığını Olena Yershova ve Mehmet Bahadır Er’in yaptığı Sev Beni, 5. Odessa Film Festivali’nden iki ödülle dönüyor. Filmdeki “psikolojik gerilimi” kullanım biçimi sebebiyle Jüri Özel Ödülü, Sev Beni filmi yönetmenleri Maryna Er Gorbach ve Mehmet Bahadır Er’e verildi. Festivalin En İyi Erkek Oyuncu Ödülü de Sev Beni filmindeki başarılı performansıyla Ushan Çakır’a verildi. Sev Beni, katıldığı 28 uluslararası festivalden 8. ödülünü almış oldu. Filmin başrollerinde oynayan Ushan Çakır ve Viktoria Spesivtzeva’ya Güven Kıraç, Yavuz Bingöl, Murat Şeker ve Mehmet Bahadır Er eşlik ediyor.

Sev Beni, 5. Odessa Film Festivali’nden İki Ödülle Dönüyor yazısına devam et

Alacakaranlık Kuşağı’ndan Sinyal Var

Gösterimi sürmekte olan ‘Sinyal / The Signal’ yapım parametreleri açısından ilgimizi çeken bir çalışma. Hollywood’un gişe açısından bereketli yaz döneminde birbiri ardına görücüye çıkan hiper bütçeli projeleri arasında, Amerikan Sinema Endüstrisi normlarının çok altında, neredeyse bütçesiz çekilmiş bir mütevazi yapım bu. Üstelik bilim kurgu gibi daha geniş olanaklar isteyen, üç boyutun albenisiyle endüstrinin gişe canavarlarını üreten bir türe el atmış. Görüntü yönetmenliğinden gelme genç yönetmen William Eubank’ın aynı türde ikinci denemesi bu. Sadece 500 bin dolarlık çok daha küçük bir bütçeyle kotardığı ilk yönetmenlik çalışması ‘Aşk / Love’ (2011), uzayda mahsur kalmış astronot Lee Miller’ın hayatta kalma çabası üzerine klostrofobik bir denemedir.

4 milyon dolar bütçeli ‘Sinyal’ gizemli bir fantastik hikâye. MIT öğrencisi üç parlak gençten Nic bir kas hastalığı nedeniyle koltuk değnekleriyle hareket edebilmektedir. İlişkileri sorunlu bir dönemden geçmekte olan sevgilisi Haley ve kankaları Jonah ile birlikte California rotasında yollarına devam ederken, bir süredir MIT bilgi ağına izinsiz giriş yapan Nomad (Göçmen) kod adlı hacker’ın provokatif mesajları ile karşılaşırlar. Nomad’ın peşinde rotalarını değiştiren üç kafadar, Nevada’nın ortasında terk edilmiş metruk bir evde görünmez bir gücün saldırısına uğrar. Gençler gözlerini açtıklarında tıbbi bir araştırma laboratuvarında tutsak bulurlar kendilerini. Korunmalı giysiler giymiş tesis görevlilerinden ‘uyum süreci’nin başındaki Dr. Wallace, dünya dışı bir varlık ile temasa geçtiklerini bildirir Nic’e. Mikrobiyolojik bulaşıcı bir şeye karşı önlem almaları gerektiğini ilâve eder. Nic’in güçsüz bacaklarının yerini yabancı teknoloji ürünü güçlü kuvvetli protez bacaklar almıştır. Bundan sonrası, fareler gibi sıkışıp kaldıkları deney hapishanesinden kaçıp kurtulma mücadelesi üzerinedir.

‘Sinyal’, çıkış noktası hayli merak uyandıran bir öykü. Kuşaklar boyu bilim kurgu meraklılarını ihya etmiş ‘Alacakaranlık Kuşağı / The Twilight Zone’ televizyon dizisinden kopup gelmiş gizemli bir hikâye. 1960 başları ilk sezon bölümleri bizde halen Digiturk’ten ilgiyle izlenen Rod Serling imzalı bu fantastik hikâyelerin başucu esin kaynaklarından biri olduğunu belirtiyor yönetmen Eubank. Çıkış noktası ve özellikle sürpriz finaliyle türün meraklılarını hayal kırıklığına uğratmayacak bu çalışmada Eubank’ın kısıtlı imkânlarıyla yarattığı görsel dünya da sınıfı geçiyor. Lakin Eubank’ın filminde eksik kalan, sözünü ettiğimiz dizide 25 dakika kadar süren ve vurucu sürpriziyle izleyenleri şaşkına çeviren hikâyesinin 90 dakikalık bir süreyi taşıyacak olay örgüsü ve ve karakter çalışmasından yoksun olması. Zamane bilim kurgu serüvenleri gibi bol keseden aksiyondan kaçınması olumlu ancak kimi bölümlerde gençlik filmlerinin klişelerine, öğrenci filmlerinin monotonluğuna düşmekten kurtulamamış. Yine de meraklılarınca ilgiyle izlenen, önümüzdeki dönem ‘Sinema Endüstrisi’ dersimin öğrencileriyle paylaşacağım Eubank açısından endüstriye sunulmuş parlak bir kartvizit bu. Genç yönetmeni yakınlarda devasa bütçeli Hollywood bilim kurgularından birinin başında görmek hiç sürpriz olmayacak.

(26 Temmuz 2014)

Ferhan Baran

ferhan@ferhanbaran.com

51. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali Basın Toplantısı Yapıldı

Bu yıl 10 – 18 Ekim 2014 tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan 51. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin basın toplantısı Yıldız Sarayı Tiyatro Salonu’nda yapıldı. Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel ile Festival Ekibini oluşturan Nesim Bencoya, Serap Engin, Hülya Uçansu, Elif Dağdeviren, Zeynep Özbatur Atakan ve Alin Taşçıyan’ın katıldığı toplantıda bu yıl festival konseptinin Gelenekten Geleceğe olarak belirlendiği açıklandı.

  • Basın Bülteni
  • Basın toplantısını izlemek için tıklayınız.
  • Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.

51. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali Basın Toplantısı Yapıldı yazısına devam et

Sivas

Kaan Müjdeci’nin yönettiği ve Doğan İzci, Ozan Çelik, Muttalip Müjdeci, Hasan Özdemir, Ezgi Ergin, Furkan Uyar, Banu Fotocan ile Hasan Yazılıtaş’ın oynadığı Sivas, 31 Ekim 2014′de M3 Film dağıtımıyla Kaan Müjdeci tarafından vizyona çıkarıldı.
İstanbul Film Festivali Köprüde Buluşmalar Atölyesi kapsamında “1000 Volt Post Prodüksiyonu Ödülü” alan ve Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü’nün yapım desteği ile gerçekleştirilen filmin ana oyuncularının neredeyse tamamı, Yozgat Yerköy’de halkından oluşturuldu. Filmde 11 yaşında bir çocuk olan Aslan ile Sivas isimli bir dövüş köpeğinin bozkırda geçen dokunaklı hikâyesi anlatılıyor.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Facebook
  • Fragman
  • IMDb

Sivas yazısına devam et

Pinokyo (Yönetmen: Anna Justice)

Anna Justice’nin yönettiği ve Mario Adorf, Ulrich Tukur, Benjamin Sadler ile Inka Friedrich’in oynadığı Pinokyo (Pinocchio), 23 Nisan 2015′de İFP Film dağıtımıyla İFP Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Oyuncak ustası yaşlı Gepetto bulduğu çam ağacı dalından bir kukla yaratır ve ona Pinokyo ismini verir. Canlanan Pinokyo çok kaprislidir ve haylazdır. Çok geçmeden Gepetto’nun başını derde sokmaya başlar, evden kaçar ve bir sürü maceraya atılır. Gepetto umutsuzca Pinokyo’yu arar ve bu arayış bir balina tarafından yutulmasıyla son bulur. Pinokyo cesaretli olmayı öğrenir, babasını balinadan kurtarır ve gerçek bir çocuğa dönüşür.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb

Pinokyo (Yönetmen: Anna Justice) yazısına devam et

Gülgökçe Korkmaz, Ümmü Sübyan’da Güzelliğiyle Korku Salacak

Türk korku filmlerine bir yenisi daha ekleniyor. Bodrum’da çekilecek Ümmü Sübyan’da güzel oyuncu Gülgökçe Korkmaz, filmin güzel ama tehlikeli kızını canlandırıyor. Fantastik korku tarzında çekilecek Ümmü Sübyan filminde genç oyuncular kamera karşısına geçecek. Dilek Hacısalihoğlu, Nihat Cesur Doğan, Nihan Fırat ve Yakup Yavru’nun rol alacağı filmde güzel oyuncu Gülgökçe Korkmaz, Merve karakterini canlandıracak. Güzelliğiyle korkutmaya hazırlanan Gülgökçe Korkmaz çekimleri Bodrum’da gerçekleşecek filmin heyecanını yaşıyor. Yaz bitiminde çekilmeye başlanacak olan Ümmü Sübyan’ın yeni yılda sinemaseverlerle buluşması bekleniyor.

Annemin Şarkısı

Erol Mintaş’ın yönettiği ve Feyyaz Duman, Zübeyde Ronahi, Nesrin Cavadzade ile Aziz Çapkurt’un oynadığı Annemin Şarkısı (Klama Dayîka Min), 14 Kasım 2014′de M3 Film dağıtımıyla Mintaş Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Ali, annesi Nigar’la beraber Tarlabaşı’nda yaşamaktadır. Doğu’da köylerinin boşaltılması üzerine göç ettikleri mahallede hayatları tekrar kesintiye uğramıştır. Şehirden uzak bir yere taşınmalarıyla beraber sorunlar başlar. Komşularının köye geri döndüğüne inanan Nigar, sabahları köyüne dönmek için hazırlanır. Bazı günlerse, kendini İstanbul sokaklarına atar. Ali, annesini mutlu etmeye çalışmaktadır.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Facebook
  • Fragman: 1 / 2
  • IMDb
  • Rawin Sterk Yazıyor

Annemin Şarkısı yazısına devam et

Onur Yiğit, Yuva ile Fransa’da Türkiye’yi Temsil Ediyor

Fransa Aye Aye International Film Festival, Onur Yiğit’in kısa filmi Yuva’yı, festivale müracaat eden 1.300 film içinden 20 film arasına seçti. Başrollerini Kanbolat Görkem Arslan ve Handan Zorlu’nun paylaştığı filmin konusu şöyle: Zeynep, küçük bir gecekonduda kurulu olan yuvasını ayakta tutmaya çalışmaktadır. Fakat yıllardır süregelen ilişkiler yumağı onu ve yuvasını aynı döngünün içerisine hapsetmiştir. Oysa ezberi bozmak cesareti ve gerçeklerle yüzleşmeyi gerektirir.