Juan Solanas’ın yönettiği ve Jim Sturgess, Kirsten Dunst, Timothy Spall ile Jayne Heitmeyer’in oynadığı Aşkın Çekimi (Upside Down), önümüzdeki aylarda UIP Filmcilik dağıtımıyla TMC Film tarafından vizyona çıkarılıyor.
Aylık arşivler: Nisan 2013
Şükran Akpınar, Klak Sinema Programı’da
Türkiye’nin sinema odaklı ilk üniversitesi, İpek Üniversitesi Film Tasarımı Bölüm Başkanı Şükran Akpınar, Sinema Hayatı Anlatır başlıklı çalışmasıyla Bugün TV Klak Sinema Programı’nda izleyicilerini Yeşilçam’da nostaljik bir yolculuğa çıkartıyor. Sinema yazarı Ceylan Özgün Özçelik, En Heyecanlı Yeri adlı sinema programının kitabı Dikkat Çekim Var’ı Klak’a anlatıyor. Haftanın filmleri, renkli haberler, farklı bakış açısıyla Klak’ta. Gizem Ertürk’ün hazırlayıp sunduğu Klak 20 Nisan Cumartesi günü saat 13:20’de Bugün TV’de.
Şükran Akpınar, Klak Sinema Programı’da yazısına devam et
Barfi: Aşkın Dile İhtiyacı Yoktur
Anurag Basu’nun yönettiği ve Ranbir Kapoor, Priyanka Chopra, Ileana D’Cruz ile Roopali Ganguly’nin oynadığı Barfi: Aşkın Dile İhtiyacı Yoktur (Barfi), 10 Mayıs 2013’de PinemArt Film dağıtımıyla Majestik Filmcilik tarafından vizyona çıkarıldı.
Barfi doğuştan konuşma ve duyma engelli bir gençtir, şehre yeni gelen güzel Shruti’ye aşık olur ama dünyaları ters düşer. Shrutie, Barfi’ye olan ilgisine rağmen, ailesinin baskısı ile normal bir adamla evlenir. Jhilmil ise engelli ve Barfi’nin çocukluktan beri tanıdığı bir kızdır. Yolları bir kez daha kesiştiğinde Shruti, Barfi’ye hâlâ aşık olduğunu fark eder.
Barfi: Aşkın Dile İhtiyacı Yoktur yazısına devam et
Hollywood’a Hoşgeldin Park Chan-Wook
Amerikan sinema endüstrisinin dünyanın dört bir yanından sanatçı ithali çok eskiye dayanır. İki dünya savaşının kasıp kavurduğu Avrupa topraklarından Yeni Dünya’ya göç eden sinema adamlarının Hollywood’un farklı lezzette ürünler vermesinde büyük katkıları olmuştur. Hollywood tüm çekiciliği ve sınırsız olanaklarıyla bugün için de yabancı sinemacılar için önemli bir çekim merkezi olmayı sürdürmekte. Bu flörtün ürünleri her zaman beklenen sonucu vermiyor kuşkusuz. Sözgelimi, sıradan senaryolarla Hollywood aksiyonlarının içinde ruhunu yitiren Güney Koreli Kim Jee-Woon (bakınız: Arnold Schwarzegger’li ‘Geçit Yok / The Last Stand’) veya –‘Ejderha Dövmeli Kız’ serisiyle tanınan- Danimarkalı Niels Arden Oplev’in bu hafta vizyona giren ‘İntikam Benim / Dead Man Down’ı bu alanda hayal kırıklığı yaratan örneklerden.
Güney Kore sinemasının bir diğer önemli ismi Park Chan-Wook ise bu alışverişten kârlı çıkan isimlerden. Değişmez görüntü yönetmeniyle (Chung Chung-Hoon) birlikte komşu kıtanın yolunu tutmuş, iyi de etmiş. 32. İstanbul Film Festivali‘nin programında yer alan ve bu hafta sinemalarda gösterime çıkan ‘Lanetli Kan / Stoker’, Uzakdoğulu yönetmenin estetize sinemasıyla Amerikan sinemasının korku gerilim türünün temel unsurlarını ustaca kaynaştıran ilginç bir seyirlik.
Öncelikle Hitchcock’un etkisi tartışılmaz. Gerek senaryo yazarı Wentworth Miller’in, gerekse Hitchcock’un yönetmen olmaya karar verme nedeni olduğunu ve sinema kariyerine yön veren filmin ustanın ünlü ‘Vertigo’su olduğunu açıklamış olan Chan-Wook’un ilham kaynağı filmde son derece belirgin. 18 yaşına yeni basmış India’nın gizemli bir trafik kazasında kaybettiği babasının cenaze töreninde uzaktan beliren Charlie amca figürü doğrudan ‘Şüphenin Gölgesi / Shadow Of The Doubt’a bir gönderme. Hitchcock, küçük Amerikan kasabasına trenin kapkara duman bulutu eşliğinde giren Charlie amcayı evrensel kötülüğün simgesi olarak resmetmiştir. Chan-Wook, şanına uygun bir şekilde, kötülüğün her yerde, her bedende var olduğunun ve Charlie amca figürünün bunun keşfinde bir katalizör rolü oynadığının altını çizmiş.
‘Lanetli Kan’ özünde bir büyüme, kendini keşfetme hikâyesi. Nashville / Tennessee’de çekilmiş olmasına rağmen yer ve zaman referansı vermekten özenle kaçınılmış. Bu da filmin gizemli masalsı atmosferini güçlendirmeye yaramış. India’yı canlandıran Mia Wasikowska, Tim Burton’ın harikalar diyarından kopup gelmiş, lâkin kötülüğün ve şiddetin stilize yönetmeni Chan-Wook’un gotik anlatısı bildiğimiz masum masallardan değil. İçinde iyilerin olmadığı bu dünyada, India cinselliğinin yanı sıra kendi içindeki kalıtsal kötülüğü de keşfedecektir.
‘Lanetli Kan’ çeşitli göndermelerle ve yoğun metaforlarla dolu bir film. Kabuğu çatlatılan yumurtalar, kana bulanmış bedenler, örümcekler ve özellikle, Philip Glass’a sipariş edilmiş süitlerin icra edildiği piyano sekansı, büyümenin, bedeni keşfedişin ve bastırılmış cinsel arzuların parlak metaforları. Bu özgün denemede, Chan-Wook’un kendine özgü karanlık dünyası, Batı edebiyatının mitoslarıyla da benzersiz bir biçimde kaynaşmış. Yönetmen, Hitchcock’un evrensel kötülük kuramını daha ileri boyutlara taşımakla kalmamış, filmin özgün adıyla vampir efsanelerine, Dracula’nın yazarı Bram Stoker’a da selâm göndermiş. Bu açıdan bir sahnede Charlie amcanın gözbebeklerinin bir vampir ışıltısıyla parlaması boşuna değil. Keza, Charlie amcanın ölen babanın yerine geçmesi, annenin yatağına girmesi Hamlet’e çağdaş bir gönderme. Bir diğer gönderme de Fritz Lang’ın ünlü dışavurumcu gerilimi M’e. Lang’ın seri katilinin ıslığına dolanmış Grieg’in ‘Peer Gynt’ süitinden alınmış ezgi, Charlie amcanın ıslığında Verdi’nin ölümsüz ‘Il Trovatore’sinden çingene Azucena’nın ünlü aryası ‘Stride La Vampa’ya dönüşmüş.
‘Lanetli Kan’ Uzakdoğulu yönetmenin önceki filmlerinde olduğu gibi son derece estetik, sembollerle yüklü narsisist bir sinema örneği. Sinefiller bu benzersiz izleme deneyimini kaçırmasın.
(26 Nisan 2013)
Ferhan Baran
ferhan@ferhanbaran.com
Vazgeçmem Senden
Lee Toland Krieger’in yönettiği ve Rashida Jones, Andy Samberg, Elijah Wood ile Emma Roberts’in oynadığı Vazgeçmem Senden (Celeste & Jesse Forever), 24 Mayıs 2013’de Tiglon Film dağıtımıyla Calinos Films tarafından vizyona çıkarıldı.
Celeste ve Jesse genç yaşta evlenmişlerdir. Fakat bir gün boşanma kararı alırlar. Buna rağmen her anlarını birlikte geçirmeye devam ederler. Bu olay çevrelerindekilere ne kadar garip gelse de Celeste ve Jesse bu durumdan gayet memnundur. Ta ki bir gün birisi için aşk kapıyı yeniden çalıncaya kadar.
Vazgeçmem Senden yazısına devam et
32. İstanbul Film Festivali’nin Ardından
İKSV tarafından AKBANK sponsorluğunda düzenlenen 32. İstanbul Film Festivali, 14 Nisan 2013 Pazar günü sona erdi. İki hafta boyunca 6 salonda, 529 seansta, 23 bölümde 66 ülkeden 274 yönetmenin 226 filminin gösterildiği festivali toplam 140 bin sinemasever izledi. Festival boyunca film gösterimlerinin yanı sıra festival konuklarının katılımıyla renklenen 4 sinema dersi ve biri 13. İstanbul Bienali işbirliğiyle olmak üzere 3 söyleşi, yönetmen, oyuncu ya da yapımcılarının bizzat sunduğu film gösterimleri ve Köprüde Buluşmalar kapsamında düzenlenen 2 atölye ve 9 panel ile İstanbul sinemaya doydu.
Kayıp Umutlar
Gus Van Sant’ın yönettiği ve Matt Damon, John Krasinski, Frances McDormand ile Rosemarie Dewitt’in oynadığı Kayıp Umutlar (Promised Land), 28 Haziran 2013′de Tiglon Film dağıtımıyla Calinos Films tarafından vizyona çıkarıldı.
Steve, iş arkadaşı Sue ile topraklarının altındaki doğalgaz potansiyeli nedeniyle kasaba sakinlerinin arazilerini satın almak için bir kasabaya gönderilir. Kasabalıların teklifi kabul edecekleri düşünülmektedir. Bölgede saygı duyulan bir öğretmenin yaptığı uyarılarla durum iyice çıkmaza girer. Şirket politikalarının iç yüzünü de öğrenen Steve kendini sorgulamaya başlar.
Kayıp Umutlar yazısına devam et
Reha Erdem’in Jîn Filmi Tribeca Film Festivali’nde
Dünya prömiyerini Berlin Film Festival’inde yapan ve büyük ilgi gören Reha Erdem’in son filmi Jîn’in Amerika prömiyeri 17 – 28 Nisan 2013 tarihleri arasında düzenlenen Tribeca Film Festivali’nde gerçekleştirilecek. Amerika’nın önde gelen ve her yıl ortaya çıkaracağı filmlerle beklenti yaratan Tribeca Film Festrivali, 2003 senesinde New York’ta Robert De Niro’nun önderliğinde kuruldu. Tribeca Film Festivali’nin ardından Jîn’in ABD gösterimleri Seattle ve Minneapolis ile devam edecek. Filmin başrollerini Deniz Hasgüler, Onur Ünsal, Sabahattin Yakut ve Yıldırım Şimşek paylaşıyor.
Zoraki İkili
David Charhon’un yönettiği ve Omer Sy, Laurent Lafitte, Sabrina Ouazani ile Lionel Abelanski’nin oynadığı Zoraki İkili (On The Other Side Of The Tracks), 03 Mayıs 2013’de M3 Film dağıtımıyla Calinos Films tarafından vizyona çıkarıldı.
Osman, peşinde olduğu bir kumar çetesini yakalamak için kendini seçkin polis François’in ortağı yapar. François’in şimdi terfisi konusunda önünde tek bir engel vardır: Osman. Küçük bir çetenin peşinde olduğunu zanneden ikili istemeden de olsa zamanla kendilerini ülkenin en büyük suç ağını çökertmek için giriştikleri bir maceranın ortasında bulacaktır.
Zoraki İkili yazısına devam et
Fil’m@9, Teras Sezonunu Açıyor
İstikrarlı yolculuğu sayesinde her ay her durakta daha da kalabalıklaşan Fil’m@9, artık İstanbullu sinemaseverler tarafından beklenen bir etkinlik haline geldi. Baharın gelişiyle birlikte bu yıl etkinlikler yeniden göğün altına taşınıyor. 1890’dan bu yana her tüketicisini birer müdavime dönüştürmeyi başaran etkinlik destekçisi Bomonti’nin ana sponsorluğunda, Sony Mobile’ın teknoloji sponsorluğunda ve içerik destekçisi Tabor International Film Festival’in katkılarıyla hazırlanan etkinlik, en az ilkbaharın kendisi kadar heyecan verici bir seçki sunuyor.
Fil’m@9, Teras Sezonunu Açıyor yazısına devam et
Acı Reçete
Steven Soderbergh’in yönettiği ve Rooney Mara, Channing Tatum, Jude Law ile Catherine Zeta Jones’un oynadığı Acı Reçete (Side Effects), 26 Nisan 2013’de Pinema Film dağıtımıyla Pinema Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Emily ve Martin, başarılı bir çifttir. Borsa yolsuzluğu yüzünden Martin hapse girince Emily ufak bir daireye taşınır. Kocasının hapisten çıkmasını beklerken depresyona girdiğinden terapi görmeyi ve ilâçlar almayı kabul eder. Verdiği bu karar ile hem kendi hayatını hem de çevresindeki tüm insanların hayatını etkileyebileceğinden haberi bile yoktur.
Altunizade Capitol Spectrum 14 Sinemaları
Altunizade Capitol Spectrum 14 Sinemaları, 19 – 25 Mart 2013 seansları için tıklayınız.
Umut Sanat Sinemaları
Serkan Acar’ı Kaybettik
Fenerbahçe Spor Kulübü’nün eski milli futbolcusu ve kulüp Genel Müdürü Serkan Acar, 17 Nisan 2013 Çarşamba günü hayatını kaybetti.
Türk sinemasının çocuk yıldızlarından Zeynep Değirmencioğlu (Ayşecik) ile evli olan Serkan Acar, 1972 yılında Orhan Aksoy’un yönettiği Hayat mı Bu adlı filmde beyazperdeye de gelmişti.
Acar’ın cenazesi, 19 Nisan 2013 Cuma günü Ataşehir’deki Mimar Sinan Camii’nde kılınacak ikindi namazını müteakip Üsküdar’daki Karacaahmet Mezarlığı’nda toprağa verilecek. Merhuma tanrıdan rahmet, kederli ailesine sabırlar dileriz.
Serkan Acar’ı Kaybettik yazısına devam et
Kod Adı: Olympus
Antoine Fuqua’nın yönettiği ve Gerard Butler, Melissa Leo, Morgan Freeman ile Aaron Eckhart’ın oynadığı Kod Adı: Olympus (Olympus Has Fallen), 10 Mayıs 2013’de Duka Film dağıtımıyla Duka Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Bir grup terörist Beyaz Saray’a pusu kurup, binayı, Başkan Benjamin Asher’ı ve ekibini girilmesi imkânsız olan yeraltı sığınaklarında ele geçirirler. Beyaz Saray’ın bahçesinde çatışma şiddetli bir şekilde sürerken, eski başkanlık koruması olan Mike, arbedeye karışır ve hayatta kalan tek Gizli Servis ajanı olarak kendini kuşatılmış binanın içinde bulur.
Kod Adı: Olympus yazısına devam et